Esas No: 2021/7213
Karar No: 2022/3908
Karar Tarihi: 08.06.2022
Danıştay 8. Daire 2021/7213 Esas 2022/3908 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/7213 E. , 2022/3908 K.Özet:
Davacı avukat, daha önce dolandırıcılık suçundan hapis cezası almış ve Avukatlık Kanunu'nun 5/a maddesi gereği meslekten çıkarılmıştı. Ancak dolandırıcılık suçu nedeniyle aldığı ceza uzlaşma sonucu düşürüldüğü için baro levhasına tekrar kaydolmak istedi. Ancak başvurusu reddedildi ve dava açıldı. İlk derece mahkemesi dava konusu işlemin iptaline karar verdi. Bölge idare mahkemesi ise davacının suçlu olduğu ve meslekten çıkarılma cezasına rağmen yeniden baro levhasına kaydedilmesine hukuka uygun olmadığını belirtti ve davanın reddine karar verdi. Danıştay da temyiz istemini reddederek Bölge İdare Mahkemesi kararını onadı.
Kanun maddeleri:
- Avukatlık Kanunu'nun 5/a maddesi: Mahkum olma durumlarını avukat olmaya engel haller arasında sayar.
- Avukatlık Kanunu'nun 135/5 maddesi: Meslekten çıkarma cezasının uygulanması gerektiği suçları belirler.
- Avukatlık Kanunu'nun 136/1 maddesi: 5. maddenin (a) bendinde yazılı suçtan mahkum olan avukatın meslekten çıkarılması gerektiğini belirtir.
- Ceza Muh
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7213
Karar No : 2022/3908
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Barosuna kayıtlı olarak avukatlık mesleğini icra etmekte iken ... Barosu Disiplin Kurulu'nun … tarihli ve Dosya No:…, Karar No:… sayılı kararıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 135/5 maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan davacı tarafından, tekrardan baro levhasına kaydının yapılması yönündeki başvurusunun reddine ilişkin … Barosu Disiplin Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; her ne kadar davacıya dolandırıcılık suçundan 2 yıl 1 ay hapis ve 12.000-TL adli para cezası verilmesine ilişkin ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi sonucunda 1136 sayılı Kanun'un amir hükmü gereğince davacının avukatlık mesleğinden çıkarılmasına karar verilmiş ise de, ceza mahkemesince uzlaştırma hükümlerinin uygulanması sonucunda davacıya verilen cezanın düşürülmesine karar verildiği, bu durumda 1136 sayılı Kanun'un 5/a maddesinde sayılan suçlardan mahkum olmak halinin ve dolayısıyla davacının meslekten çıkarılma sebebinin ortadan kalktığı, zira, ceza soruşturması aşamasında gerçekleşen uzlaşma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilebiliyorken, kamu davası açıldıktan sonra uzlaşma neticesinde verilen düşme kararının, mahkumiyetin Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesi anlamında hukuki sonucunu ortadan kaldırdığının kabulü hakkaniyet gereği olduğundan, davacının yeniden baro levhasına yazılma talebinin reddi işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davacının "dolandırıcılık" suçundan kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunduğu, anılan suçtan mahkumiyetin bulunmasının yukarıda aktarılan Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde avukatlığa engel haller arasında sayıldığı, öte yandan aynı Kanunun 136. maddesinin birinci fıkrasında, 5. maddenin (a) bendinde yazılı bir suçtan kesin olarak hüküm giyme halinde meslekten çıkarma cezası verileceğinin açıkça düzenlendiği, bu durumda, davacı hakkında mahkumiyet kararını veren Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesine getirilen değişiklik üzerine yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmede, dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamında kalması ve taraflar arasında uzlaşma sağlanması sebebiyle davacı hakkında kamu davasının düşmesine karar verilmiş olmakla birlikte, davacı hakkında tesis edilen ve kesinleşmiş olan meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararın iptali veya yürütmenin durdurulması yönünde bir yargı kararının bulunmaması karşısında, ancak ceza kanunu kapsamında yürütülecek iş ve işlemler yönünden hüküm ifade edeceği sonucuna varılan cezanın uzlaşma nedeniyle düşürülmesine ilişkin karar gereğince tekrardan baro levhasına kaydının yapılması yönünde yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmediği gerekçesi ile istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca kesin olarak karar verilmiştir.
Davacının yargılamanın yenilenmesi istemi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacı tarafından, yargılamanın yenilenmesi dilekçesinde ileri sürülen hususların, 2577 sayılı Kanun'un 53. maddesinde yer verilen yargılanmanın yenilenmesi sebeplerinin hiçbirisine uymadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:… sayılı Ek Kararı ile uzlaşma sağlanmasından ötürü düşme kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, işbu kesinleşme kararına istinaden Adalet Bakanlığınca sabıka kaydının silindiği, bu durumun 2577 sayılı Kanun'un 53/c maddesi kapsamında ilam hükmünün kesinleşen bir mahkeme kararı ile ortadan kaldırılması olarak değerlendirilmesi gerektiği, baro levhasına kaydının yapılması istemiyle yaptığı müracaatın reddi üzerine … İdare Mahkemeleri nezdinde açtığı davaların kabul ile sonuçlandığı, yasal düzenleme neticesinde hakkındaki hükmün uzlaşma sağlanmasından dolayı bütün sonuçlarıyla ortadan kalkması ve sabıka kaydının silinmesinin kabul kararlarına gerekçe olarak gösterildiği, Bölge İdare Mahkemesince kararın kesin olarak verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Danıştay 8. Dairesi'nin 08/12/2020 tarih ve E: 2018/880, K:2020/5376 sayılı emsal kararında; "... Güveni kötüye kullanma suçunun uzlaştırma kapsamında kalması ve taraflar arasında uzlaşma sağlanması sebebiyle davacı hakkında kamu davasının düşmesine karar verilmesi karşısında, ilgilinin avukatlık mesleğini icra etmesine engel bir mahkumiyet hükmünün varlığından söz etme olanağı kalmamıştır. ... Dava konusu işlemin dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin tesisi edildiği tarihte sebep unsuru yönünden hukuka uygun işlemin, hukuka aykırı hale geldiği sonucuna varılmıştır." hususunun vurgulandığı, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ile emsal bu kararın görmezden gelindiği, 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesi ikinci fıkrası "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur " hükmü uyarınca uzlaşma nedeniyle tüm 5271 sayılı Kanun'un 254. maddesi gereği mahkumiyet hükmünün tüm sonuçları ile ortadan kalktığı belirtilerek, hukuka ve usule aykırı temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.