Esas No: 2021/9076
Karar No: 2022/6793
Karar Tarihi: 08.06.2022
Danıştay 6. Daire 2021/9076 Esas 2022/6793 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/9076 E. , 2022/6793 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/9076
Karar No : 2022/6793
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacıya ait Ankara ili, Mamak ilçesi, ... Mahallesi, ..., No:... adresinde bulunan gecekondunun, deponun ve ağaçların 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkılması sonucu meydana gelen zararına karşılık 19.764,00-TL gecekondu değeri, 2.268,00-TL depo değeri ve 9.835,00-TL ağaç değeri olmak üzere toplam 31.867,00-TL'nin 08/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 20/02/2020 tarih ve E:2019/4442, K:2020/2248 sayılı kararıyla dava konusu gecekonduya ilişkin tazminat istemine dair davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kısmının onanması, dava konusu depo ve ağaçlara ilişkin tazminat istemine dair davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kısmının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacıya ait Ankara ili, Mamak ilçesi, ... Mahallesi, ..., No:... adresinde bulunan gecekondunun, deponun ve ağaçların 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkılması sonucu meydana gelen zararına karşılık 19.764,00-TL gecekondu değeri, 2.268,00-TL depo değeri ve 9.835,00-TL ağaç değeri olmak üzere toplam 31.867,00-TL'nin 08/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinde, idarelerin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları gidermekle yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetler sonucunda idare ile yönetilenler arasında yönetilenler zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı zararın idarece tazmin edilmesini sağlayan bir hukuksal kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle yönetilenlerin malvarlığında ortaya çıkan eksilmelerin ya da çoğalma olanağından yoksunluğun giderilebilmesi, karşılanabilmesi için aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri içine almaktadır. Öte yandan bu hukuki sorumluluk, kişilere lütuf ve atıfet duygularıyla belli miktarda para ödenmesini öngören bir prensip olmayıp; demokratik toplum düzeninde biçimlenen idare-birey ilişkisinin doğurduğu hukuki bir sonuçtur. İdari yargı da, bu anlayış doğrultusunda, idare hukukunun ilke ve kurallarını uygulamak suretiyle, idarenin hukuki sorumluluk alanını ve sebeplerini içtihadıyla saptamak zorundadır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem ve eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğu, idarece yürütülen hizmetin kuruluşunda, düzenlenmesinde ve işleyişinde ortaya çıkan her türlü bozukluk, aksaklık ve eksikliktir. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan doğruya ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Buna göre; idarelerin meydana gelen bir zarardan dolayı sorumlu tutulabilmeleri ve tazmin borcuyla yükümlü sayılabilmeleri için öncelikle ortada bir zararın bulunması, bu zararın meşru ve güncel olması, keza uğranıldığı öne sürülen zararın idarenin haksız ve hukuka aykırı bir işlem ve eyleminden kaynaklanması, ayrıca zararı doğuran olay ile idare arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir. Ortada bir zarar bulunmakla birlikte eğer bu zarar idareye isnat edilemiyorsa, idarenin tazmin borcundan sorumlu tutulması mümkün değildir.
Öte yandan 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın durdurulacağı, durdurmanın, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tebligatın bir nüshasının da muhtara bırakılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içerisinde yapı sahibinin yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak belediyeden veya valilikten ruhsatın kaldırılmasını isteyeceği, ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu inceleme sonucunda anlaşılırsa, mührün, Belediye veya Valilikçe kaldırılıp ve inşaatın devamına izin verileceği, aksi takdirde, ruhsatın iptal edileceği, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan binanın, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılacağı ve masrafın yapı sahibinden tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu durumda; tespite konu yapıların ruhsatsız yapılması durumu söz konusu ise, yukarıda yer verilen mevzuat ve 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca aykırılıkların ölçüleri ile birlikte somut ve ayrıntılı olarak belirtilerek yapının o anki durumunun tespit edilmesi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı inşaatın mühürlenerek durdurulması ve yapı tatil tutanağının yapı yerine asılmak suretiyle yapı sahibine tebliğ edilmesi, tebligatın bir nüshasının muhtara bırakılması, yapı sahibine ruhsat almak veya yapısını ruhsata uygun hale getirmek için bir ayı geçmemek koşulu ile süre verilmesi ve bu süre sonunda ruhsat alınmaması durumunda anılan Kanun'un 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınmak suretiyle işlem tesis edilmesi suretiyle işlem yapılması gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda İdare Mahkemesince ; ... Mahallesi, ..., ... kadastro parseline kayıtlı toplam 97250 m2 alanlı tarla vasıflı taşınmazın 1000 m2'lik alanına davacı tarafından ev ve depo yapıldığı, ağaç dikildiği, 2010 yılında yapılan düzenlemelerle Mamak Belediyesi'nce söz konusu alanın 45000 m2'lik kısmında imar uygulamaları yapıldığı, imar çalışmaları sonucunda alanın ... ada, ... parsel üzerine kaydedildiği ve davacıya hisseli olarak 252 m2'lik yer tahsis edildiği, imar düzenlemesi sonucunda davacının yapılarının imar yolu üzerinde kaldığı, davacı tarafından imal edilen ve yapı niteliğine haiz olan imalatların ruhsatsız olduğu ve yine ağaç ve deponun bulunduğu alanın kendisine ait olduğuna dair hisse sahipleriyle anlaşma yapıldığını tevsik edici herhangi bir bilgi ve belgenin de dosyaya sunulmadığı, davacının hisseli olarak maliki bulunduğu arsa üzerinde yer alan ağaç ve depo alanının kendisine ait olduğuna dair diğer hissedarlarla bir anlaşma yapmadığı, uyuşmazlık konusu deponun kaçak, ruhsatsız ve imar yoluna tecavüzlü olduğu, ağaçların ise diğer maliklerin rızası alınarak dikildiğine dair bir sözleşme kaydının dosyada mübrez olmadığı, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca imar yoluna tecavüzlü deponun ruhsata bağlanması mümkün olmadığı gibi diğer maliklerin alanlarına ve imar yoluna tecavüzlü olan ağaçların korunmasına da olanak bulunmadığı, imar yolu ve diğer malik hisselerine tecavüzlü olan depo ve ağaçların yıktırılmasında hukuka aykırılık olmadığı gibi davalı idarenin kusurundan da söz edilemeyeceği, kaçak depo ve ağaçların yıktırılması nedeniyle oluştuğu iddia edilen zararlara karşılık olarak davacı tarafından istenilen tazminat talebinin kabulüne de olanak bulunmadığı, eylem ve işlemlerinden dolayı idarenin asli sorumluluğu, kusura dayalı sorumluluk olduğu, bu durumda, bir zarardan dolayı idarenin sorumlu tutulabilmesi için kural olarak kusurlu bulunması gerektiği, uyuşmazlık konusu olay bakımından idarenin kusursuz sorumluluğunu gerektirecek hususların mevcut olmadığı, dolayısıyla uyuşmazlık konusu yapı ve eklentilerinin 3194 sayılı İmar Kanununa göre ruhsata tabi olmasına rağmen davacı tarafından herhangi bir ruhsat alınmaksızın kaçak olarak imal edildiği, dolayısıyla anılan yapı ve eklentilerinin "imar mevzuatına aykırı yapı" niteliğinde olduğu, mevzuata ve hukuka aykırı olarak imal edilen yapı sebebiyle davacının korunması gereken yasal bir menfaatinin mevcut olmadığı görülmekle, ruhsatsız yapının maliyet değeri üzerinden davalı idarenin sorumlu tutulmasına hukuki olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu talep edilen depo bedeli yönünden;
Davalı Mamak Belediye Başkanlığı tarafından davacıya ait deponun, gecekondunun ve üzerindeki ağaçların yıkım işlemi gerçekleşmiş ise de; yıkım işlemine dair 16/05/2012 tarihli Mamak Belediye ekiplerince düzenlenen zabıtnamede ve Mamak Belediye Encümeninin ... tarih ve ... karar sayılı 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca ruhsatsız olan yapının yıkımına dair kararda "deponun ruhsatsız olduğu ve yıkımının yapılması gerektiği" ibaresine yer verilmediği, söz konusu işlemlerin "ruhsatsız olarak 9.00*8.00=72 m2 ebadında tek katlı gecekondu yapıldığı" şeklinde düzenlendiği, yıkım işleminin sadece gecekonduyu kapsamasına rağmen, haksız bir şekilde deponun da yıkıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacının uğradığını iddia ettiği zararın oluşumunda kısmen veya tamamen kusuru bulunanların (davacı, davalı ve üçüncü şahısların) her türlü şüpheden uzak, açık ve net olarak hangi oranda kusurlarının bulunduğunun ya da bulunmadığının yeniden, konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak heyet ile dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle tespit edilmesi, ayrıca, yapının ruhsat durumunun araştırılarak ruhsatsız olması durumunda sadece enkaz bedeli, ruhsatlı olması halinde ise bina rayiç bedelinin verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle söz konusu deponun ruhsata tabi olmasına rağmen ruhsatsız olarak yapıldığı anlaşılmakta ise de, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesine uygun olarak tesis edilmiş bir işleme dayanmaksızın, haksız bir şekilde ve yasal dayanağı olmadan gerçekleşen deponun yıkım işleminden davalı idarenin kusurlu sorumluluğu bulunduğundan depo bedelinin davacıya ödenmesi gerekmedir.
Dava konusu talep edilen ağaçların bedeli yönünden;
Davacı tarafından hisseli olarak malik olduğu dava konusu Ankara ili, Mamak ilçesi, ... Mahallesi, ..., No:... adresinde bulunan taşınmazda, belirli sayıda ve nitelikte ağaçlar dikildiği, söz konusu ağaçlara ilişkin olarak dosyada yer alan Sulh Hukuk Mahkemesi tespit kararı bulunduğu, hisseli taşınmazda idari eylem neticesinde yıkılan ağaçların toplam bedelinin hesaplanarak davacının hissesine düşen kısmın tespit edilerek bu tutarın davacıya ödenmesi gerekmekte olup, aksi yönde verilen kararda usul ve hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.