Esas No: 2019/13131
Karar No: 2022/6780
Karar Tarihi: 08.06.2022
Danıştay 6. Daire 2019/13131 Esas 2022/6780 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/13131 E. , 2022/6780 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/13131
Karar No : 2022/6780
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... ve ... sayılı parsellerin tamamının "park alanı ve yol" olarak özgünlenmesine ilişkin ... tarihli ve ... sayılı Adapazarı Belediye Başkanlığı Meclisi kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli revizyon imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; davacının zilyedi olduğunu iddia ettiği ... ve ... sayılı parsellerin tapu kaydında Maliye Hazinesi adına tescilli olduğu, ... sayılı parselin tapu kaydında "...'a tapu tahsis belgesi verildi" beyanına yer verildiği, davacı tarafından dava dosyasına söz konusu parsellere zilyet olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi belgenin sunulmadığı görüldüğünden, davaya konu parselleri de kapsayan alana ilişkin 1/1000 ölçekli revizyon imar planı ile davacının kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin ihlal edilmediği, davacının sübjektif dava açma ehliyeti bulunmadığı sonucuna varılarak uyuşmazlığın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyize konu kararın usul ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği ileri sürülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... ve .. sayılı parselin zilyedi olduğunu iddia eden davacı tarafından, parsellerin tamamının "park alanı ve yol" olarak özgünlenmesine ilişkin ... tarihli ve ... sayılı Adapazarı Belediye Meclisi kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli revizyon imar planının 21.01.2015-22.02.2015 tarihleri arasında ilan edildiği, ... sayılı parselin tapu kaydında "...'a tapu tahsis belgesi verildi" beyanına yer verildiği, davacının bu süre içinde itiraz etmediği, 28.06.2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın ''Mülkiyet hakkı'' başlıklı 35. maddesinde; ''Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.'' hükmüne yer verilmiştir.
2981 sayılı Kanunun "Tapu verme" başlıklı 10. maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre Hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "tapu tahsis belgesi" verileceği, tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapularının verilebileceği hükmü yer almıştır.
Yine aynı Kanunun "Tapu tahsis belgesi verilen gecekondular" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği, gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği hükme bağlanmış, 14. maddesinde ise; bu Kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapılar ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 4.fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8/6/2000 tarihli, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmış olup, bu davalar idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli araçlardandır. Bu nedenledir ki; iptal davalarında davacı olabilmek için "menfaat ihlali" yeterli görülmüş ve davacı ile dava konusu işlem arasında meşru, kişisel ve güncel bir ilişkinin varlığı aranmıştır.
Bu anlayışla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10/6/1994 tarihli, 4001 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin 1. bendinin (a) altbendinde yer alan "... kişisel hakları ihlal edilenler..." ibaresi nedeniyle söz konusu (a) altbent Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 günlü, E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararıyla Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal davalarında menfaatleri ihlal edilenlerin dava açabilecekleri esası benimsenmiştir.
İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargısal denetime açık olduğu hukuk devletinde idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkin araçlardan biri iptal davalarıdır.
İptal davalarındaki sübjektif ehliyet koşulunun, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması icap etmektedir. Nitekim çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda sübjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerekir.
Bu saptamalar çerçevesinde uyuşmazlığa bakıldığında, imar planları kamu yararını ilgilendiren düzenleyici işlemler olduğundan, gerek tasarrufları altında bulunan taşınmazla ilgili, gerek belde sakini sıfatıyla menfaatleri ihlal edildiğinden bahisle ilgililerin dava açma hakkı bulunmaktadır.
Bu durumda, dava konusu ... sayılı parsel için davacının murisi ... adına tapu tahsis belgesi verildiğinin belirtildiği görülmekte olup imar planında park ve yol alanında kalan parsellere yönelik olarak, tapu tahsis belgesi olan davacının imar planlarının iptali istemiyle açtığı davada dava açma ehliyeti bulunmaktadır.
Buna göre, ... sayılı parsel için de tapu tahsis belgesi bulunup bulunmadığı, ... sayılı parsele yönelik tapu tahsis belgesinin hangi gerekçelerle tapuya dönüşmediği, dava açılmadan önce herhangi bir uygulama işlemi tesis edilip edilmediğinin araştırılması sonucunda davacının sübjektif dava açma ehliyeti bulunup bulunmadığı ya da davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesi ile yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddine dair İdare Mahkemesi kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin idare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 08/06/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.