Esas No: 2020/1671
Karar No: 2022/4400
Karar Tarihi: 08.06.2022
Danıştay 5. Daire 2020/1671 Esas 2022/4400 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2020/1671 E. , 2022/4400 K.Özet:
Davacı bir Komiser olarak görev yaparken, OHAL döneminde çıkartılan bir kanun hükmünde kararname ile kamu görevinden çıkarılmıştır. Davacı, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvurmuş ancak reddedilmiştir. Bunun üzerine açtığı davada, İdare Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Davacı iddialarında, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, adil yargılama süreci işletilmediği, OHAL döneminde alınan kararların geçici nitelikte olması gerektiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin hukuka aykırı olduğu gibi iddialarını ileri sürmüştür. Davalı idare ise idari mahkemenin kararının hukuka uygun olduğunu savunmuştur. Danıştay Beşinci Dairesi, davacının iddialarının hiçbirisinin İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birine uymadığını belirterek, Bölge İdare Mahkemesi kararını onamıştır. Kararda, OHAL döneminde alınan kararların geçici nitelikte olduğunu belirten 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa'nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 128. m
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1671
Karar No : 2022/4400
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Komiser olarak görev yapmakta iken, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun düzelterek reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından, Hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, adil bir yargılama süreci işletilmeden ve savunması alınmadan kamu görevinden çıkarılmasıyla masumiyet karinesinin ihlal edildiği, OHAL döneminde alınan kararların geçici nitelikte olması gerektiği, Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa'nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmediği, idarenin, yasama ve yürütme organının bir işlemiyle ceza hukuku anlamında ceza verilemeyeceği, bir terör örgütünün varlığının ancak yargı kararıyla tespit edilebileceği, Yargıtay'ın yapılanmayı terör örgütü olarak kabul eden nihai bir kararının olmadığı, terör suçlamasının 15 Temmuz tarihinden önceki eylemlere uygulanamayacağı, terör örgütüne üyelik suçunun ancak kasten işlenebilecek bir suç olduğu, sadakat yükümlülüğüne riayet etmediğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulmadığı, ByLock programının dijital platformda dağıtılan bir program olduğu, ByLock verilerinin yasa dışı delil niteliğinde olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, ByLock programına ilişkin hard disk ve flaş belleğin tarafına verilmesi ve savunma hakkı tanınması gerektiği, çekişmeli yargılama, silahların eşitliği, aleniyet ve bağımsızlık ilkelerinin ihlal edildiği, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun 21/08/2018 tarihli "Mestan Yayman" kararında OHAL sürecinde yürütülen yargılamaların pek çok yönden hak ihlaline neden olduğu hususunun belirtildiği, illegal eylemlere katılanlarla, sempati duyan veya destekleyenlerin ayrıma tabi tutulması gerektiği, ByLock kullanımının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, işlendiği tarihte kanunen suç olarak sayılmayan eylemler nedeniyle cezalandırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğu, aynı eylem ve faaliyetler nedeniyle iki ayrı cezaya hükmedilemeyeceği, kimsenin işlendiği zaman suç oluşturmayan bir eylemden dolayı suçlanıp cezalandırılamayacağı, herhangi bir mahkeme kararı ya da herhangi bir suç şüphesi gösterilmeden ve hakkında herhangi bir yargılama yapılmadan terör örgütü üyesi olarak ilan edilerek diğer bireylere göre açık bir ayrımcılığa tabi tutulduğu, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılması neticesinde mesleki yeterliliğini gösteren belgelerin geçersiz kılınması nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği, bir daha kamu görevine alınmamak üzere ihraç edilmesi sebebiyle maaş, emeklilik ve sosyal güvencelerden yoksun kaldığı, mülkiyet hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlem ile adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, gerekçeli karar hakkı, mahkemeye erişim hakkı, doğal hâkim ilkesi, çekişmeli yargı ve silahların eşitliği ilkesi, mahkemenin bağımsızlığı ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ve şahsiliği ilkesi, ölçülülük ilkesi, savunma hakkı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, şeref ve itibara saygı hakkı, örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğü gibi Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan birçok hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
… Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.