Esas No: 2013/566
Karar No: 2015/348
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/566 Esas 2015/348 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar ..., ..., ... nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat etmiş, diğer sanıklar 6 yıl 3 ay hapis ve 1.000.000 lira adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak, Yargıtay Ceza Dairesi tarafından verilen kararın direnme hükmü sanıklar ..., ... ve ... hakkında bozulmuştur. Yerel mahkeme, bozma nedenlerine uyarak sanıklar ..., ...’a 6 yıl 3 ay hapis ve 625.000 lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Ancak, sanıklar ..., ..., ...’e yönelik bozma nedenine direnmiş ve suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verilmiştir. Ceza Genel Kurulu ise, yerel mahkemenin direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu ve Özel Daire tarafından denetlenmemiş olduğu gerekçesiyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-f, 43/1, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmışlardır.
- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 8/1.maddesi
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 317.maddesi
- 245/1.maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Ağır Ceza
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ..., ..., ...’in beraatlerine, ... ve ...’ın 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f, 43/1, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis, 1.000.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluğuna ilişkin, ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı hükmün katılanlar vekilleri ile sanıklar ... ve ... müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve .. sayı ile;
“I- 26.11.2009 havale tarihli duruşmada şikâyetçi ... vekili tarafından verilen katılma dilekçesinde sadece sanıklar ... ile ..."ın isimlerine yer verildiği, kovuşturma aşamasında ayrıca şikayet içerir bir beyanın tutanağa geçmediği, ... vekilinin aynı tarihli duruşmada "katılma dilekçesini aynen tekrarladığını" belirttiği dosya kapsamından anlaşılmakla; mahkemece anılan celsede "sanık ismi zikredilmeden" verilen katılma kararının sanıklar ... ... ile ..."i kapsamayacağı, bu nedenle adı geçen sanıklar yönünden adı geçen bankanın kamu davasına "müdahil" sıfatı kazanmadığı cihetle; banka vekilinin 22.11.2010 havale tarihli dilekçesiyle vaki sanıklar ...,... ile ... haklarında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin "katılan sıfatı yokluğundan" 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317.maddesi gereğince reddine,
II- Katılan ... vekilinin sanıklar ..., ... ile ... haklarında verilen beraat hükümleri ile sanıklar ... ile :.. haklarında verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik katılan vekili ve sanıklar :.. ile ... müdafilerinin temyizine gelince:
a) Sanıklar... ve ..."nın beraberce hareket ederek ...."nın ...-... Giyim adı ile firma kurduğu ve 09/01/2009 tarihinde ticaret siciline tescil ettirdiği, ayrıca kredi kartı ile satış işlemi yapabilmek için ... Bankasından POS cihazı aldığı, sanıkların beraberce birleştirilen dosya sanıklarına ait 25 adet kredi kartını kullanarak gerçekte alışveriş yapılmadığı halde alışveriş yapılmış gibi işlem gerçekleştirdikleri, işlem tutarının sanık ... tarafından çekildiği, akabinde satış iade işlemi yaptıkları ve iade edilen tutarın kredi kartına alacak kaydedilmesini sağladıkları,
Sanıkların bu miktarı bankaya iade etmedikleri, söz konusu işlemleri birleştirilen dosya sanıkları ...,... ile ..."e ait muhtelif bankalardan alınmış 25 adet kredi kartı ile gerçekleştirdikleri, yukarıda açıklanan yöntemle ödeme yapılarak borçlarının ötelenmesini ve kartlarının kullanılabilir limitlerini yükseltmeyi amaçladıkları savunmalarından da anlaşılan sanıklar ..., ... ile ..."in haklarında mahkumiyet hükümleri kurulan diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içinde hareket ettikleri anlaşılmakla atılı suçu işledikleri sabit olduğu halde cezalandırılmaları yerine delil yetersizliğinden beraatlerine karar verilmesi,
b) Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafiileri ile katılan banka vekilinin mahkumiyet kararlarına yönelik sair temyizinin reddine; ancak:
c) Üye işyeri sahibi olan sanıklar ... ve ..."nın gerçek kredi kartları ile alışveriş yapılmış gibi slip çekerek haksız yarar sağladıklarının anlaşılması karşısında, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, eylemin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK"nun 245/1.maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden anılan yasanın 158/I-f maddesiyle uygulama yapılması,
d) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nun 158/1-f maddesinde temel adli para cezasının üst sınırı 5000 gün olarak belirlendiği dikkate alınmadan 40.000 gün olarak kabulü ile yazılı şekilde uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise ... gün ve ... sayı ile; sanıklar ... ve ...’a yönelik bozma nedenlerine uyarak adı geçen sanıkların 5237 sayılı TCK"nun 245/1, 43/1, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis ve 625.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluğuna karar vermiş, sanıklar ..., ... ..., ...’e yönelik bozma nedenine ise;
“Birleştirilen dosya sanıkları hakkında her ne kadar nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası ile cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de bu sanıkların gerçek amaçlarının kredi kartı borçlarının ötelenmesi olup, bu amaçla diğer sanıklara kredi kartlarını teslim ettikleri, karşılığında da belirli bir miktar komisyon ödedikleri, esasen kendilerinin de mağdur edildiği, bu suretle diğer sanıklarla birlikte bu suça katıldıklarına dair her türlü kuşkudan arınmış kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği” gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı, katılan Vakıfbank vekili ile sanıklar ... ve ... müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının .... gün ve ... sayılı uyulan kısımlar yönünden "onama", direnme hükmü yönünden ise “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnme hükmünün kapsamına göre inceleme, sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ..., ... ve ...’in sanıklar ... ve ...’ın eylemlerine iştirak edip etmediklerinin belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca yerel mahkeme direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İnceleme konusu dosyada; yerel mahkemece, bozmadan sonraki yargılamada sanıklar ... ve ...’a yönelik bozma nedenlerine uyulmuş, sanıklar ..., ..., ...’e yönelik bozma nedenine ise; “Birleştirilen dosya sanıkları hakkında her ne kadar nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası ile cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de bu sanıkların gerçek amaçlarının kredi kartı borçlarının ötelenmesi olup, bu amaçla diğer sanıklara kredi kartlarını teslim ettikleri, karşılığında da belirli bir miktar komisyon ödedikleri, esasen kendilerinin de mağdur edildiği, bu suretle diğer sanıklarla birlikte bu suça katıldıklarına dair her türlü kuşkudan arınmış kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği” şeklinde önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
İlk hükümde yer almayan bu yeni ve değişik gerekçe Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması özde direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın, inceleme dışı bırakılan sanıklar hakkındaki hükümler de dahil olmak üzere, temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
... Ağır Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı karar sanıklar ..., ..., ... yönünden yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın, haklarındaki bozma nedenlerine uyulması nedeniyle inceleme dışı bırakılan sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümler de dahil olmak üzere, temyiz incelemesi için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.10.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.