Danıştay 13. Daire 2021/3482 Esas 2022/2551 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/3482
Karar No: 2022/2551
Karar Tarihi: 08.06.2022

Danıştay 13. Daire 2021/3482 Esas 2022/2551 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/3482 E.  ,  2022/2551 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2021/3482
    Karar No : 2022/2551


    DAVACI : ... Petrol Ürünleri Pazarlama Nakliye İnşaat Otomotiv
    Madencilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. ...
    DAVALILAR :1) ...
    2) ... Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    DAVANIN KONUSU : Özelleştirme kapsam ve programında bulunan Muğla ili, Bodrum ilçesi, .. Mahallesi, ... ada, .... parsel sayılı taşınmazların 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen ihalenin iptal edilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI : Tüm teklif sahiplerinin katılımıyla ve kamuoyuna açık bir şekilde müşterek pazarlık, elemeli turlar ve açık artırma şeklinde gerçekleştirilmiş olan ihale sonucunda en yüksek teklif olan 35.400.000,00-TL bedel ile ihalenin üzerinde bırakıldığı, sözleşme imzalamak üzere davet edilmeyi beklerken ihalenin iptal edildiğinin bildirildiği, davaya konu ihale ile aynı gün gerçekleştirilen diğer ihaleler karşılaştırıldığında görüleceği üzere en yüksek katılımcı sayısının 12 katılımcı ile davaya konu ihalede olduğu, ihalede rekabetin sağlandığı, taşınmazlara idarece tespit edilen değerin çok üzerinde bir bedel teklif edildiği, kamu yararının tesisi için gereken bütün şartların oluştuğu, ancak hiçbir somut gerekçe sunulmadan ihalenin iptal edildiği, ihalenin iptali için hiçbir meşru ve makul sebebin bulunmadığı, özelleştirme ihalelerinde ihale komisyonunun verilen tekliflerin idarece belirlenen değerin altında kalması hâlinde ihaleyi o esnada iptal ettiği, somut olayda böyle bir durum olmadığı gibi sunduğu teklifin de idarece belirlenen değerin üzerinde olduğu, 4046 sayılı Kanun'a göre idarenin ihale komisyonunca verilen kararları onaylama/onaylamama konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, ancak bu yetkinin mutlak ve sınırsız bir yetki olmadığı, ancak kamu yararı doğrultusunda kullanılabileceğinin açık olduğu, davalı idarece ara kararına verilen cevabın dosya kapsamına uygun olmadığı, toplam 12 katılımcının ihaleye iştirak ettiği, ihalenin rekabetin ve yarışmanın sağlanamadığı gerekçesiyle iptal edilmesinin hukuka ve somut gerçekliğe aykırı olduğu, ihale bedelinin düşük kaldığı şeklindeki beyanın gerçeği yansıtmadığı, işlemin tesis edildiği anda mevcut olmayan gerekçelerin sonradan üretildiği, bu gerekçelere itibar edilemeyeceği, Danıştay içtihatları çerçevesinde, herhangi bir somut gerekçesi bulunmayan, ileri sürülen soyut gerekçelerin somut olgularla desteklenmediği, takdir yetkisinin keyfi kullanımına dayalı olarak tesis edilen, hak arama özgürlüğüne, hukukî belirlilik ve güvenlik ilkeleri ile hukuk devleti ilkelerine aykırı olan işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği, somut olayda rekabetin engellendiğine ilişkin olarak Danıştay içtihatları çerçevesinde belirlenen durumlardan hiçbirinin bulunmadığı, teklif ettiği bedelin, idarece belirlenen bedelden ve piyasa değerinden hâlâ yüksek olduğu, takdir yetkisinin keyfi şekilde kullanıldığı, taşınmazın yeniden ihaleye çıkarıldığı ileri sürülmüştür.

    DAVALILARIN SAVUNMASI : Öncelikle usule ilişkin olarak, dava konusu işleme ve bahsi geçen imar planı hükümlerine ilişkin olarak öngörülen yasal süre içerisinde açılmadığından süre aşımı nedeniyle davanın reddine, davacının davanın açılmasında hukukî menfaati bulunmadığından husumet nedeniyle davanın reddine; dava dilekçesinde yer alan talepler açık olmadığından davacıya süre verilerek dava dilekçesinin açıklanmasının istenilmesine, yeterli ve anlaşılabilir bir açıklama yapılmaması hâlinde ise dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş;
    Esasa ilişkin olarak ise, dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu, İhale Şartnamesi'nin "İhalenin Onayı" başlıklı 12. maddesine göre, ihalenin onaylanarak taşınmazın devir ve tesliminin yapılabilmesi için ihale sonucunda alınan ihale komisyonu kararının onaylanması gerekirken, dava konusu Cumhurbaşkanı kararı ile ihale komisyonu kararının onaylanmamasına ve ihalenin iptal edilmesine karar verildiği, davacı tarafından hukuksuz bir işlem olarak lanse edilen sürecin İhale Şartnamesi'nin "İhale serbestisi" başlıklı 19. maddesi kapsamında da irdelendiği, davacının bu husus da dahil olmak üzere ihaleye ilişkin tüm şartları bilerek ve kabul ederek teklifini verdiğini, kapalı ilk tekliflerin alındığı aşamada söz konusu şartnameyi imzalamak suretiyle kabul ettiği, devir için imzalanacak sözleşme öncesinde şartnamenin taraflar için bağlayıcı ve vazgeçilmez nitelikte olduğu, söz konusu düzenlemeleri bilmek ve sonuçlarını öngörerek ihaleye katılmanın zorunlu olduğu savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI ...'UN DÜŞÜNCESİ : Dava; 25/06/2021 tarih ve 4155 sayılı Cumhurbaşkanı kararının, özelleştirme kapsam ve programında bulunan Muğla ili, Bodrum ilçesi. ... Mahallesi, ... ada, ..... parsel sayılı taşınmazların 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen ihalenin iptal edilmesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    Davalı idarelerin usule yönelik itirazlar yerinde görülmemiştir.
    4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un (Kanun) "Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Görevleri" başlıklı 3. maddesinin 2. fıkrasında Kurul'un görevleri sayılarak, (d) bendinde, özelleştirme programına alınan kuruluşların "satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi" yöntemleriyle yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonlarınca verilen nihaî kararları onaylama yetkisinin, Kurul'un görevleri arasında olduğu belirtilmiştir.
    09/07/2018 tarih ve 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 85. maddesi ile Kanun'a eklenen Geçici 29. maddede, "Bu Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca görülmekte olan işler Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makam tarafından sonuçlandırılır." kuralına yer verilmiştir.
    Muğla ili, Bodrum ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, .. Parsel Numaralı Taşınmazların Özelleştirilmesine ilişkin İhale Şartnamesi'nin "İhalenin Onayı" başlıklı 12. maddesinde, ihale komisyonu tarafından ihale sonucunda verilen nihai kararın 4046 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde onaya sunulacağı, sözleşmenin imzalanabilmesi için komisyonun nihai kararının onaylanması gerektiği, teklif sahibi/alıcının nihai kararın onaylanmaması veya gecikerek onaylanması, taşınmazın devrinin gecikmesi veya yapılamaması veya başka bir nedenle zarar, ziyan ve benzeri ad altında herhangi bir talepte bulunmayacağını kabul, beyan ve taahhüt ettiği, ihalenin onaylandıktan sonra kesinleşeceği ve ihale sonuçlarının Resmî Gazete'de yayımlanacağı; "İhale Serbestisi" başlıklı 19. maddesinde, idarenin, ihale işlemlerini 4046 sayılı Kanun çerçevesinde yürüttüğü, ihalenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi olmadığı ve idarenin ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbest olduğu ifade edilmiştir.
    Dava dosyasının incelenmesinden; Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 04/12/2017 tarih ve 2017/124 sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan söz konusu taşınmazların 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde "satış" yöntemi ve "pazarlık usulü" uygulanmak suretiyle özelleştirilmesini teminen 29/01/2021 tarihinden itibaren yayımlanan ilanla ihaleye çıkıldığı, 19/03/2021 olan son teklif verme tarihinde on iki teklif alındığı, 31/03/2021 tarihinde hazır bulunan teklif sahiplerinin katılımıyla gerçekleştirilen ihalenin, nihai pazarlık görüşmeleri sonucunda yapılan açık artırma yoluyla sonuçlandırıldığı ve 35.400.000,00-TL bedelle en yüksek teklifi davacı şirketin verdiği, 01/04/2021 tarih ve 03 sayılı İhale Komisyonu kararı ile taşınmazın en yüksek teklifi veren davacı şirkete ihale şartnamesi çerçevesinde satılmasına karar verildiği, anılan kararın onaya sunulması üzerine dava konusu 25/06/2021 tarih ve 4155 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile ihale komisyonu kararının onaylanmamasına ve ihalenin iptaline karar verildiği ve kararın bu kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    4046 sayılı Kanun'da yer verilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, Kanun'da "kuruluş" olarak sayılan genel ve katma bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının, Kurul'ca, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesi yoluna gidilebileceği, genel bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmeti ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının mülkiyet devri suretiyle özelleştirilmesinin mümkün olduğu, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (Cumhurbaşkanı'nın) yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonunca verilen nihai kararları onaylama yetkisini haiz olduğu, ihale şartnamesi uyarınca ihale komisyonu kararlarının Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasından sonra kesinleşeceği sonucuna varılmaktadır.
    Bu bağlamda, özelleştirme ihalelerinde, Cumhurbaşkanı'nın ihale komisyonunca verilen nihai kararları onaylama/onaylamama konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, ancak bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve işlemin yapılıp yapılmaması noktasında makul ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği açıktır. Söz konusu takdir yetkisinin denetiminde, 4046 sayılı Kanun'da yer alan temel ilkelerden olan rekabetin sağlanması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkelerinin gözetilmesi gerekmektedir.
    Dolayısıyla, ihale komisyonu kararının onaylanmayarak ihalenin iptali işleminin idarî davaya konu edilmesi hâlinde, gerek davalı idarelerinin savunmasında yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse yargı mercii tarafından re'sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular, işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise işlemin sebep, konu ve amaç yönünden hukuka aykırılığından söz edilemeyeceği açıktır.
    Bir kamu malının satılmasından mümkün olduğunca yüksek gelir elde edilmesi kamunun yararına olacağından, değer tespit komisyonunca belirlenen bedelin aşılmış olduğu durumlarda dahi, söz konusu taşınmazın daha yüksek bir fiyata satılabileceğinin Kurul tarafından anlaşılması ve kamu yararı dışında subjektif nedenlerle hareket edildiğinin davacı tarafından ortaya konulamaması hâlinde, takdir yetkisinin ihalenin iptal edilmesi yolunda kullanılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
    Kamuya ait varlıkların ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesinde, 4046 sayılı Kanun'da, satış, kiralama, işletme hakkının verilmesi, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ya da gelir ortaklığı modeli olarak belirlenen özelleştirme yöntemleri uygulanmaktadır. Olayda bu yöntemlerden satış yöntemi tercih edildiğine göre, bu özelleştirmeden "en yüksek gelirin" sağlanması Kanun'un amacına uygun olan bir durumdur.
    Dava konusu uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirildiğinde; söz konusu taşınmazlar için değer tespit komisyonunca belirlenen 35.000.000,00-TL'lik bedelin nihai pazarlık görüşmeleri sonucunda yalnızca 400.000,00-TL üzerine çıkılması, davacı şirket tarafından verilen 35.400.000.-TL'lik en yüksek teklife yakın tekliflerin çok olması, taşınmazın yer aldığı bölgenin özellikleri de dikkate alındığında, ihalede rekabet ortamı ve sağlıklı fiyat yarışmasının sağlanamadığı ve bu hâliyle ihaleden beklenen kamu yararının gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla, taşınmazların mevcut hâliyle yapılan ihalesinin onaylanması durumunda, Kanun'da belirtilen "ekonomide verimlilik artışı" ve "kamu giderlerinde azalma sağlamak" amacının gerçekleşmeyeceği hususu göz önüne alınarak tesis edilen dava konusu kararın uyuşmazlığa konu kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    MADDİ OLAY VE HUKUKÎ SÜREÇ :
    Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca, özelleştirme kapsam ve programında bulunan Muğla ili, Bodrum ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ...parsel sayılı taşınmazların 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla ihaleye çıkılmıştır.
    ... tarih ve ... sayılı Değer Tespit Komisyonu kararıyla taşınmazın değeri belirlenmiştir.
    Toplam 12 istekli tarafından teklif verilen ihalede 31/03/2021 tarihli nihai pazarlık görüşmelerinde 5 istekli tarafından, komisyonca belirlenen değerin üzerinde teklif verilmiş, diğer istekliler ise söz konusu değerin altında teklif vermişlerdir.
    ... tarih ve ... sayılı İhale Komisyonu kararıyla, taşınmazın 35.400.000,00.-TL bedel ile en yüksek teklifi veren davacı şirkete İhale Şartnamesi çerçevesinde satılmasına, davacının sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi hâlinde teminatının irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline, bu hususların 4046 sayılı Kanun'un 3. ve Geçici 29. maddeleri ile 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 8. maddesi gereğince Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulmasına karar verilmiştir.
    25/06/2021 tarih ve 4155 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile, anılan ... tarih ve ... sayılı İhale Komisyonu kararının onaylanmamasına ve ihalenin iptal edilmesine karar verilmiştir.
    ... tarih ve ... sayılı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yazısıyla, anılan Cumhurbaşkanı kararıyla ihalenin iptal edilmesine karar verildiği davacıya bildirilmiştir.
    Bunun üzerine davacı tarafından ihalenin iptaline ilişkin ... tarih ve ... sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    Davalı idarelerin usule yönelik itirazları geçerli bulunmayarak esasın incelenmesine geçildi.

    ESAS YÖNÜNDEN:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde, bu Kanun'un amacının, bu maddede sayılan kuruluşların, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etmek için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, özelleştirme uygulamalarında esas alınacak ilkeler düzenlenerek, 1. fıkrasının (b) bendinde, "Kuruluşların özelliklerine ve içinde bulundukları şartlara göre özelleştirme yöntemlerinin belirlenmesi" ilkesinin esas alınacağı; maddenin son fıkrasında, Kanun'daki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tâbi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca belirleneceği kurala bağlanmış; "Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Görevleri" başlıklı 3. maddesinin 2. fıkrasında Kurul'un görevleri sayılarak, (d) bendinde, özelleştirme programına alınan kuruluşların "satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi" yöntemleriyle yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonlarınca verilen nihaî kararları onaylama yetkisinin, Kurul'un görevleri arasında olduğu belirtilmiştir. 09/07/2018 tarih ve 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 85. maddesi ile Kanun'a eklenen Geçici 29. maddede, "Bu Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca görülmekte olan işler Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makam tarafından sonuçlandırılır." kuralına yer verilmiştir.
    Muğla İli, Bodrum İlçesi, ... Mahallesi, ... Ada, .... Parsel Numaralı Taşınmazların Özelleştirilmesine İlişkin İhale Şartnamesi'nin "İhalenin Onayı" başlıklı 12. maddesinde, "Komisyon tarafından ihale sonucunda verilen nihai kararda, açık arttırma sonucunda en yüksek teklifi veren tek teklif sahibi yer alacak olup, bu karar 4046 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde onaya sunulacaktır. Sözleşmenin imzalanabilmesi için komisyonun nihai kararının onaylanması gerekmektedir. Teklif sahibi/alıcı, komisyonun nihai kararının onaylanmaması veya gecikerek onaylanması, taşınmazın devrinin gecikmesi veya yapılamaması veya başka bir nedenle zarar, ziyan ve benzeri ad altında herhangi bir talepte bulunamayacağını kabul, beyan ve taahhüt eder. İhale, onaylandıktan sonra kesinleşir ve ihale sonuçları Resmî Gazete'de yayımlanır."; "İhale Serbestisi" başlıklı 19. maddesinde ise, "İdare, ihale işlemlerini 4046 sayılı Kanun çerçevesinde yürütmektedir. İhale, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tâbi olmayıp, idare ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir." kurallarına yer verilmiştir.

    HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
    4046 sayılı Kanun'a göre, Kanun'da "kuruluş" olarak sayılan genel ve katma bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının, Kurul'ca, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesi yoluna gidilebileceği, genel bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmeti ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının mülkiyet devri suretiyle özelleştirilmesinin mümkün olduğu, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (Cumhurbaşkanı'nın) yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonunca verilen nihaî kararları onaylama yetkisini haiz olduğu, ihale şartnamesi uyarınca ihale komisyonu kararlarının Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasından sonra kesinleşeceği anlaşılmaktadır.
    Özelleştirme ihalelerinde, Cumhurbaşkanı'nın ihale komisyonunca verilen nihaî kararları onaylama/onaylamama konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, ancak bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve işlemin yapılıp yapılmaması noktasında makûl ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği açıktır.
    Öte yandan, Cumhurbaşkanı'na ihaleyi onaylama ya da onaylamayarak iptal etme konusunda tanınan yetki, ihale işlemlerinin sırf mevzuata uygunluğunu denetlemeye yönelik olmayıp, aynı zamanda ihale konusu işin özelliklerini, benzer işlere ilişkin diğer ihalelerin sonuçlarını ve ihalede oluşan fiyatın piyasa şartlarına uygun olup olmadığı konusunda Cumhurbaşkanı'nın, yerindelik denetimi yaparak idare menfaatini koruması amacıyla düzenlenmiştir.
    Hem hukuka uygunluk ve hem de yerindelik denetimi yapılarak bu konuda alınan idarî kararın yargısal denetimi de özellik göstermektedir. Başka bir anlatımla, 4046 sayılı Kanun'da ihale komisyonu kararlarını onaylama zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, idareye tanınan yetkinin onaylamama yönünde kullanılması hâlinde, bu yetkinin kamu yararına kullanıldığının ispatı bakımından, hukuken kesin delil niteliği taşıyan belgelere dayanılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Dolayısıyla, ihale iptali işleminin idarî davaya konu edilmesi hâlinde, gerek davalı idarenin yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse re'sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise işlemde, sebep, konu ve amaç yönlerinden hukuka aykırılıktan söz edilemez.
    İhale komisyonu kararlarının Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması aşamasında, takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılması gerektiği açık olup, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve ihalenin yapılıp yapılmaması noktasında makûl ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. İhale işlemleri bakımından takdir yetkisinin denetiminde temel ihale ilkelerinin gözetilmesi ve hukukî güvenirlik, idari istikrar gibi ilkelerin de dikkate alınması gerektiği kuşkusuzdur.
    Bir kamu malının satılmasından mümkün olduğunca yüksek gelir elde edilmesi kamunun yararına olacağından, değer tespit komisyonunca belirlenen bedelin aşılmış olduğu durumlarda dâhi, söz konusu taşınmazın daha yüksek bir fiyata satılabileceğinin anlaşılması ve kamu yararı dışında subjektif nedenlerle hareket edildiğinin davacı tarafından ortaya konulamaması hâlinde, takdir yetkisinin ihalenin iptal edilmesi yolunda kullanılması hukuka aykırı bulunmamaktadır.
    Dairemizin 08/09/2021 tarihli ara kararıyla, davaya konu ihalede idarenin takdir yetkisinin, ihale komisyonu kararının onaylanmaması yönünde kullanılmasının somut gerekçesinin (ihale bedelinin düşük olması, ihaleye katılımın yetersiz olması vb. sebeplerin bulunup bulunmadığının) bildirilmesinin istenilmesine, ihalenin iptal edilmesinden sonra taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla yeniden ihaleye çıkarılıp çıkarılmadığının sorulmasına ve dava konusu karara dayanak teşkil eden bütün bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının (değer tespit raporu, ihale komisyonu kararları ile ihaleye ilişkin tüm bilgi ve belgeleri de içeren) onaylı bir örneğinin istenilmesine karar verilmiş; davalı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca verilen cevapta, ihalede gerekli rekabet ve yarışma sağlanamadığından ihale bedelinin düşük kaldığı, ihalenin bu nedenle iptal edildiği ve taşınmazın yeniden ihaleye çıkarılmadığı belirtilmiş, bu hususlara ilişkin bilgi ve belgeler dosyaya sunulmuştur.
    Ara kararına verilen cevapta, Cumhurbaşkanı tarafından takdir yetkisinin, ihalede gerekli rekabet ve yarışma sağlanamadığından ihale bedelinin düşük kaldığı hususu gözetilerek ihalenin iptali yönünde kullanıldığının belirtildiği, ihaleye 12 isteklinin katıldığı, bunlardan 5 istekli tarafından Değer Tespit Komisyonunca belirlenen değerin üzerinde teklif verildiği, ancak bu tekliflerin birbirine ve davacı şirket tarafından verilen 35.400.000,00-TL'lik en yüksek teklife çok yakın olduğu, dolayısıyla ihalede gerekli rekabet ve yarışmanın sağlanamadığı ve Cumhurbaşkanınca takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif ve keyfi amaçlar doğrultusunda kullanıldığına ilişkin olarak herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, ihalenin iptaline ilişkin dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. DAVANIN REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara