Esas No: 2018/7674
Karar No: 2022/6795
Karar Tarihi: 08.06.2022
Danıştay 6. Daire 2018/7674 Esas 2022/6795 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/7674 E. , 2022/6795 K.Özet:
Danıştay Altıncı Dairesi tarafından verilen karara göre, davacılar tarafından açılan kamulaştırma işlemi olmaksızın hukuken el atıldığı iddiasıyla açılan tazminat davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği karara uyularak davacıların hissedarı olduğu taşınmazın imar planında \"özel sağlık alanına\" dönüştürülmesi nedeniyle taşınmazın kamulaştırılması zorunluluğu bulunmadığından davacının hak mahrumiyetine yol açacak biçimde mülkiyet hakkının belirsiz bir süre ile kısıtlandığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildi. Ancak, davacılar tarafından ilk açılan tazminat davası sonucunda hükmedilen tazminat bedeli olarak alınan paranın iadesi karşılığında taşınmazın davalı idare yerine davacılar adına kayıt ve tescilinin istenebileceği ve bu yerine getirilmez ise adli yargıda dava açılabileceği ifade edildi. Kararda, temyiz isteminin reddine ve İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verildi.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi, temyizen bozulması sebeplerini belirlerken, 54. maddesi, kararın düzel
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/7674
Karar No : 2022/6795
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- … 6- …
2- … 7- …
3- … 8- …
4- … 9- …
5- … 10- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın hukuken el atıldığından bahisle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 8.000,00-TL tazminatın ödenmesi istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda 323.932,00-TL alacağın ödenmesi gerektiği yönünde görüş belirtildiğinden bahisle Mahkemece hükme bağlanan 8.000,00-TL'nin dışında kalan 315.932,00-TL kamulaştırmasız el atma tazminatının ilk dava tarihi olan 21/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 03/10/2016 tarih ve E:2015/8835, K:2016/4962 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davacıların hissedarı olduğu taşınmazın imar planında "özel sağlık alanına" dönüştürülmesi nedeniyle taşınmazın kamulaştırılması zorunluluğu bulunmadığından davacının hak mahrumiyetine yol açacak biçimde mülkiyet hakkının belirsiz bir süre ile kısıtlandığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka aykırı olduğu bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile; davacılar tarafından söz konusu davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz üzerinde mülkiyet haklarının kısıtlanması nedeniyle tasarruf haklarının bulunmadığı, bu esnada Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davası neticesinde kendilerine ödenen tazminat ile birlikte taşınmazın davalı Sağlık Bakanlığı adına tescil edildiği, davalı idare tarafından "sağlık alanı" olarak fonksiyonlandırılan taşınmazın sonrasında "özel sağlık alanı" fonksiyonuna dönüştürülmesinin davacıların mağduriyetini gidermediği, keza bu aşamada davacıların söz konusu taşınmaz üzerinde hak sahipliğinin kalmadığı, davacılar tarafından taşınmazın değerine ilişkin talep edilmeyen (Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi raporunda tespit edilen toplam değerden bakiye ödenen kısım açısından) tazminat kısmı için açılan söz konusu davada verilen red kararı ile davacıların hak kaybının giderilemeyeceği, kaldı ki taşınmazın davalı idare adına tescil işleminin kamulaştırma işleminin akıbeti olduğu ve söz konusu yerin sonrasında "özel sağlık alanı"na dönüşmesi durumunda davalı idarece taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunulmasına herhangi bir engel oluşturmayacağı düşüncesi ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar davacıların hissedarı olduğu taşınmazın imar planında "özel sağlık alanına" dönüştürülmesi nedeniyle taşınmazın kamulaştırılması zorunluluğu bulunmadığından davacının hak mahrumiyetine yol açacak biçimde mülkiyet hakkının belirsiz bir süre ile kısıtlandığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacılar tarafından ilk açılan dava sonucunda hükmedilen tazminat bedeli olarak alınan paranın iadesi karşılığında taşınmazın davalı idare yerine davacılar adına kayıt ve tescilinin istenebileceği ve bu yerine getirilmez ise adli yargıda dava açılabileceği tabiidir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının eklenen gerekçenin çıkarılması ve yukarıda yer verilen açıklamanın eklenmesi suretiyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
Davaya konu taşınmazın imar planında "sağlık tesisleri alanı" olarak belirlenmesi ve uzun süre herhangi bir uygulama işlemine alınmaması veya kamulaştırılmamasının hukuka uygunluğunun denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesine ilişkin uyuşmazlık idari yargının görev alanında bulunduğundan, tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak davaya konu edilmesine hukuken olanak bulunmamakla birlikte, görülmekte olan davanın idari dava türleri kapsamında bir dava olarak açılmadığı, adli yargı yerinde görülen ve sonuçlanan kesin hükme ve davanın ıslahına bağlı ek dava niteliğinde olup daha önce adli yargı mercii tarafından karara bağlanmış tazminat talebinin saklı tutulan fazlaya ilişkin kısmına yönelik olduğu, dolayısıyla adli yargı mercii tarafından karara bağlanmış olan davanın devamı niteliğinde olduğundan uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi ve İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekmekte iken davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın açıklanan nedenle bozulması gerektiği oyuyla İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle Dairemiz kararına katılmıyorum.