Danıştay 4. Daire 2018/1660 Esas 2022/3912 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/1660
Karar No: 2022/3912
Karar Tarihi: 09.06.2022

Danıştay 4. Daire 2018/1660 Esas 2022/3912 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, bir şirketin vergi borcunun tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır. İlk derece mahkemesi, davacı lehine karar vermiştir. Bölge İdare Mahkemesi ise, verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunu reddetmiştir. Temyiz eden idare, borcun asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Karşı taraf ise, temyiz isteminin reddi gerektiğini savunmuştur. Tetkik hakimi, temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiğini düşünmüştür. Danıştay Dördüncü Dairesi de, davalı idarece sunulan belgeler incelendiğinde, borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulduğunu belirterek, davacının sorumlu olup olmadığının ortaya konulması gerektiğini ve yeniden karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kanunlar ise, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları şeklinde hükmetmektedir. Ayrıca, tahsil edilemeyeceği
Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/1660 E.  ,  2022/3912 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/1660
    Karar No : 2022/3912

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ..

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … Metal San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin 2004 ve 2005 yılları muhtelif dönemlerine ilişkin katma değer vergisi borcunun tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahkemelerince verilen ara karar ile davalı idareden dava konusu edilen ödeme emirleri içeriği borçların asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğini ortaya koyan bilgi ve belgelerin istenildiği, davalı idare tarafından cevaben şirket hakkında motorlu taşıt, deniz taşıtı, tapu kadastro sorgulaması yapıldığını gösterir sorgulama ekranlarının gönderildiği, ancak bunların dışındaki kuruluşlar olan PTT, belediyeler ve bankalar nezdinde mal varlığı araştırması yapıldığını gösterir herhangi bir bilgi ve belgenin ise sunulmadığı; bu durumda, asıl borçlu şirket hakkında usulüne uygun bir şekilde mal varlığı araştırması yapılarak vergi alacağının adı geçen şirketten tahsil imkanının bulunmadığı ortaya konulamadığından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları hükme bağlanmış, 3. maddesinde, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği belirtilmiş, tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi ise, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacakları şeklinde tanımlanmış, 54. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, 1, 2 ve 3. bentlerinde cebren tahsilin, gösterilen teminatın paraya çevrilmesi, kefilin takibi, amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi veya gerekli şartlar bulunduğu takdirde iflasın istenmesi yollarından herhangi biriyle yapılabileceği kurala bağlanmış ve 62. maddesinde de, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından, amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı belirtilmiş ve maddeye 5228 sayılı Kanun ile ikinci fıkra olarak "Maliye Bakanlığı amme alacaklarının takibinde haczolunacak malların tespiti amacıyla yapılacak mal varlığı araştırmasının şekli, alanı ve kapsamı ile araştırma yapılacak amme alacaklarının türü ve tutarını belirlemeye yetkilidir. Bu yetki alacaklı amme idaresi itibarıyla da kullanılabilir." hükmü eklenmiştir. Bu yetkiye istinaden 11/09/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Seri: A Sıra No: 5 Tahsilat Genel Tebliği ile Seri: A Sıra No: 1 Tahsilat Genel Tebliği'nde yapılan değişiklikle, mal varlığı araştırmasının elektronik ortamda yapılabilmesi durumunda takip konusu tüm amme alacakları için tutar sınırı olmaksızın yurt çapında mal varlığı araştırmasının elektronik ortamda yapılacağı kurala bağlanmıştır.
    Diğer yandan, yine 6183 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin ise, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
    Anılan Kanun hükümleri uyarınca; şirket borçlarından dolayı ortakların takip edilebilmesi için, şirket nezdinde usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir kamu alacağının mevcut olması ve söz konusu alacağın kısmen veya tamamen şirketin mal varlığından tahsilinin mümkün olmaması ya da tahsilinin yapılamayacağının tespiti gereklidir.
    Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emirleri içeriği borçların asıl borçlu … Metal San. ve Tic. Ltd. Şti.'den tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi üzerine, ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlıkta, her ne kadar Vergi Mahkemesince, ödeme emri içeriği amme alacağının asıl borçlu şirket tarafından ödenmemesi üzerine usulüne uygun biçimde malvarlığı araştırması yapılarak dava konusu ödeme emirlerine konu amme alacağının tahsil imkansızlığı ortaya konulamamış olduğu sonucuna ulaşılarak davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı idarece dava dosyasına sunulan belgeler incelendiğinde; asıl borçlu şirkete ait vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasının yeterli olduğu ve borcun şirketten tahsil olanağının bulunmadığının ortaya konulduğu anlaşılmıştır.
    Bu durumda; söz konusu amme alacağının, şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, davacının bu borçlardan sorumlu olup olmadığı ortaya konulmak ve diğer hususlar da incelenmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekeceğinden, Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Hemen Ara