Esas No: 2018/5395
Karar No: 2022/3907
Karar Tarihi: 09.06.2022
Danıştay 4. Daire 2018/5395 Esas 2022/3907 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/5395 E. , 2022/3907 K.Özet:
Vergi idaresi tarafından davacının ihtirazi kayıtla vermesi üzerine tahakkuk eden vergilerde ve kesilen cezalarda hukuka aykırılık olduğu iddiasıyla açılan davada, Dördüncü Daire, Vergi Dava Dairesi kararında isabet görülmediği sonucuna ulaşarak kararı bozdu. Daire, davacıya ihtilaflı faturaları düzenlediği belirtilen mükellefler hakkında yapılan tespitlerin sorulması, varsa anılan mükelleflerin hakkında düzenlenen vergi teknik raporlarının getirtilmesi ve davacıdan da iddialarını ispat edici bilgi belgelerin temin edilmesi suretiyle maddi olayın hukuki bir değerlendirmesi yapılmasını ve uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesini gerektiğini belirterek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine hükmetti.
Kanun maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesi
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesi
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5395
Karar No : 2022/3907
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, mal ve hizmet alımında bulunduğu bir mükellef hakkında olumsuz tespitler bulunduğundan bahisle, idarece gönderilen yazıya istinaden 2015/1 ila 12 dönemleri için ihtirazi kayıtla verilen KDV düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk ettirilen katma değer vergileri, damga vergileri ve gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idarenin hukuk dışı, ticari ve ekonomik manada tehdit unsuru içeren yazısına istinaden ihtirazi kayıtla verilen KDV beyannamelerine dayanılarak düzenlenen dava konusu tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen katma değer vergisi, damga vergisi ve gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi vermesi üzerine tahakkuk eden vergilerde ve kesilen cezalarda hukuka aykırlık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesinin 2. fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 4. fıkrasında da, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının istenebileceği kuralına yer verilmiştir.
Olayda, düzeltme beyannamesi verilmesinin vergi idaresinin bu yöndeki isteğine dayandığı görülmektedir. Bu kapsamda idarece mevzuat gereğince re'sen tarhiyat yapılması yoluna başvurulmayıp davacıdan katma değer vergisi beyannamesinde yer alan bazı indirim unsurlarının gerçek bir teslim ya da hizmet ifasına dayanmadığının tespit edildiği gerekçesiyle bu indirim kalemlerinin çıkarılması istenilmiştir.
Buna göre; alımlarına konu faturaların sahte olmadığı ve bu nedenle de söz konusu indirim unsurlarının gerçek olduğu düşünülmesine karşın, idarenin vergisel işlemlerine maruz kalmamak amacıyla davacı tarafından düzeltme beyannamesi verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, mal ve hizmet alımında bulunduğu mükellefin sahte fatura düzenlediği yönünde tespitler bulunmasından dolayı düzeltme beyannamesi vermek durumunda bırakılan davacının bu işleme karşı açtığı davanın -sürecin bütününe bakıldığında- esas yönünden incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca, davalı idarenin yazısında davacıya ihtilaflı faturaları düzenlediği belirtilen mükellefler hakkında yapılan tespitler sorularak, varsa anılan mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının getirtilmesi ve davacıdan da iddialarını ispat edici bilgi belgelerin temin edilmesi suretiyle maddi olayın hukuki bir değerlendirmesi yapılıp uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.