Esas No: 2018/824
Karar No: 2022/3916
Karar Tarihi: 09.06.2022
Danıştay 4. Daire 2018/824 Esas 2022/3916 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/824 E. , 2022/3916 K.Özet:
Danıştay 4. Dairesi, Vergi Dairesi Başkanlığı'nın vergi ceza ihbarnamelerine dayalı olarak bir ödeme emrine itiraz eden davacının isteğini reddeden ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi kararını bozdu. Mahkeme, davacının ikametgah adresinde kardeşi aracılığıyla yapılan tebliğ işleminin tebliğ alındısı üzerinde adreste bulunamama durumunu belirtecek herhangi bir şerh olmaksızın gerçekleştirildiğine dair tespitleri, davacının adreste bulunmama durumu olsun olmasın tebligatın üç temel fonksiyonunun gerçekleştirilmesi yeterli olduğuna dair kanuni düzenlemeler ile çeliştiği için bozdu. Kanun maddeleri ise şunlar: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 55. ve 58. maddeleri, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93, 102 ve 103. maddeleri.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/824
Karar No : 2022/3916
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idare tarafından dava konusu ödeme emirinin içeriğini oluşturan amme alacağı için düzenlenen ihbarnamelerin 31/12/2015 tarihinde davacının ikametgah adresinde kardeşi …'ya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ alındısının dosyaya sunulduğu ve söz konusu ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldüğünden, usulüne uygun kesinleşen amme alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu ödeme emrine dayanak vergi ceza ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini gösterir tebliğ alındısında tebligatı alan …'nın sadece davacının kardeşi olduğuna ilişkin bir şerh olup, davacının tebliğ yapıldığı sırada ikametgah adresinde olup olmadığı ve davacının tebliğ yapıldığı sırada adreste bulunamaması nedeniyle o an adreste bulunan kardeşi …'ya tebliğ yapıldığına ilişkin şerhin tebliğ alındısında bulunmadığı görüldüğünden, yapılan tebligatın usule uygun olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda; usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen cezalı katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezalarının kesinleşerek ödenmesi gereken safhaya geldiğinden bahsedilemeyeceğinden düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacı istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare, mahkeme kararının kaldırılarak, tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğu, kabule ilişkin Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği hükümleri yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde; tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinde de; muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emri dayanağı ihbarnamelerin, davacının ''… Mahallesi … Kümeevleri No:… Sur/DİYARBAKIR" olarak gösterilen ikametgah adresinde kardeşi … imzasına tebliğ yapıldığı, davacının o sırada adreste bulunamamasına ilişkin herhangi bir şerh konulmaksızın 31/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu ödeme emrinin ise davacı imzasına dairede rızaen 14/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
Olayda, Vergi Dava Dairesince ödeme emri dayanağı ihbarnamelerin tebliğine ilişkin olarak tebliğ alındısına davacının tebliğ yapıldığı sırada adreste bulunamaması durumunu belirtir nitelikte herhangi bir şerh düşülmediğinden bahisle tebliğin usulüne uygun olarak gerçekleştirilmemiş sayılması gerektiği sonucuyla, davacı istinaf isteminin kabul edilmesi suretiyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olsa da, davacının ikametgah adresi olduğu ihtilafsız adreste kardeşi …'ya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ alındısı üzerinde imzasının bulunduğu, davacının tebliğ yapıldığı sırada ikametgah adresinde olup olmadığı ve davacının tebliğ yapıldığı sırada adreste bulunamaması nedeniyle o an adreste bulunan kardeşi …'ya tebliğ yapıldığına ilişkin şerhin tebliğ alındısı üzerinde bulunmaması halinin tebliğ işlemini sakatlamadığı ve sonuç olarak, tebligatın üç temel fonksiyonu olan ''bilgilendirme, belgelendirme ve tebliğ evrakının teslimi'' gerçekleşmiş olduğundan, aksi yönde verilen Vergi Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.