Danıştay 9. Daire 2021/4056 Esas 2022/2847 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Daire
Esas No: 2021/4056
Karar No: 2022/2847
Karar Tarihi: 09.06.2022

Danıştay 9. Daire 2021/4056 Esas 2022/2847 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Danıştay 9. Dairesi, davacı adına 2016 ve 2017 yılları hesaplarının incelenmesi sonucu sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği gerekçesiyle re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile geçici vergilerin kaldırılması istemine ilişkin davada başvurunun reddine karar verdi. Kararda, eksik inceleme ve varsayıma dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı belirtildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30, 341 ve 344. maddeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi.
Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4056 E.  ,  2022/2847 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DOKUZUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/4056
    Karar No : 2022/2847

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Davacı adına, 2016 ve 2017 yılı hesaplarının incelenmesi neticesinde sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarhedilen 2016 yılı üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile 2016/Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül, Ekim-Aralık dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergilerinin kaldırılması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda yer alan tespitlerin Mahkemelerince değerlendirilmesinden; davacının 15/01/2016 tarihinden itibaren mükellefiyetinin olduğu, buna karşın söz konusu raporda davalı idare tarafından 31/05/2017 tarihine kadar işyerinde yapılan bir yoklamaya rastlanılmadığı, yoklama yapılmaması ise davalı idarenin inceleme yapma hususunda gereken özeni göstermediğini ortaya koyduğu, 31/05/2017 tarihinde mükellefin işyeri adresinde yapılan yoklamada …-TL'lik emtia bulunduğunun tespit edildiği, buna karşın söz konusu emtianın alışı ve satışına ilişkin incelenen raporda herhangi bir açıklama getirilmediği, öte yandan davacının alış ve satış yaptığı firmalar hakkında sahte belge düzenleme yönünden vergi tekniği raporu düzenlendiği belirtilmiş olmasına rağmen raporda, bu firmalar ile davacı arasında gerçek bir ticari ilişkinin bulunmadığı yönünde somut tespitlere rastlanılmadığı, belirtilen tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının, ticari faaliyetinin olmadığı ve düzenlediği faturaların komisyon karşılığı düzenlenen sahte faturalar olduğu sonucuna varılamadığı, bu durumda; alış yaptığı firmalar hakkında sahte fatura düzenleme fiilinden dolayı vergi tekniği raporu düzenlenmesinin davacının sahte fatura düzenleyicisi olduğunu tek başına göstermeyeceği, salt davacının çalışanlarına verdiği vekaletname ve çalışanların yoklama esnasında işyerinde bulunmaması ve pazarlama alanında olmalarından yola çıkılarak bu denli mal ve hizmet hareketinin olmayacağından bahisle tüm faaliyetinin sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiği saptamasında bulunulmakla birlikte başkaca somut tespitlerin bulunmadığı, ayrıca 31/05/2017 tarihinde yapılan yoklamada işyerinde …-TL emtia bulunduğu yönündeki tespite karşın bu mallara ilişkin değerlendirme yapılmadığı, buna göre, alış yapılan bir kısım firma hakkındaki olumsuzlukların, çalışanlarına verilen vekaletname, tek başına ve başka ispat vasıtaları ile desteklenmeksizin, uyuşmazlığa konu dönemde davacının düzenlediği tüm belgelerin sahte olarak kabul edilmesi sonucunu doğurmayacağından ve davacının düzenlediği faturaların sahte olduğu ve bu faturalar karşılığında komisyon geliri elde ettiğine ilişkin kuşkudan uzak somut bir tespit bulunmadığından, bu durumun ise vergilendirmede vergilendirilecek gelirin gerçekliği ilkesi ile bağdaşmadığından, eksik inceleme ve varsayıma dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere istinaden davacı tarafından kuruluş tarihi olan 15/01/2016 tarihinden itibaren düzenlenmiş olan tüm faturaların sahte olduğunun tespit edildiği ve Takdir Komisyonu Başkanlığınca takdir edilen dönem matrahları üzerinden Mesir Vergi Dairesi Müdürlüğünce davacı adına dava konusu ihbarnameler ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesi uyarınca gelir vergisi ile gelir geçici vergilerinin re'sen tarh edildiği, aynı Kanunun 341 ve 344. maddeleri uyarınca da üç kat vergi ziyaı cezalarının kesildiği, öte yandan, mahsup süresi geçmiş geçici verginin terkin edildiği, mahsup süresi geçtikten sonra re'sen geçici vergi tarhiyatı yapılabilmesi, tarh edilen geçici vergi üzerinden gecikme faizi tahakkuk ettirebilmesi, vergi ziyaı cezası kesilebilmesi ve tarh edilen vergi ve cezaların mükellefe tebliğ edilebilmesi için ihbarname düzenlenmesi zorunlu olduğu, bu durumun ihbarnamede açıkça yazılmış olmasına rağmen davacı tarafından dava konusu edildiği, bu nedenle gelir geçici vergisine ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin ret veya karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, bu kısma ilişkin yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davalının temyiz isteminin reddine,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara