Esas No: 2020/3990
Karar No: 2022/2783
Karar Tarihi: 09.06.2022
Danıştay 9. Daire 2020/3990 Esas 2022/2783 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2020/3990 E. , 2022/2783 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3990
Karar No : 2022/2783
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu İflas Halinde … Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.'nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …,…,…,…,…-…,…-…,…-…,…, …,…,…,-…,…,…,… sayılı, … tarih ve … ve … sayılı, … tarih ve …-…,…,…,,…,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu edilen … tarih …, …,…,…,…,…-…,…-…,…-…,…, …,…,…,-…,…,…,… ve … takip numaralı ödeme emirleri ile … tarih ve …, …, … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin davalı idare tarafından iptal edildiği anlaşıldığından söz konusu ödeme emrileri hakkında karar verilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşıldığı; diğer ödeme emirleri bakımından ise, söz konusu ödeme emirlerine konu vergi borçlarının, İflas Halinde … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. borçlarının münferiden şirketi temsile yetkili bulunan … tarafından … tarih … sayılı dilekçe ile 7143 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilerek yapılandırma talebinde bulunulduğundan ve davacının temsil yetkisi sona erdikten sonra 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak yeni bir tutar, mahiyet ve vade kazanan bu borçtan sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığından, sırf borcun ait olduğu dönemde temsile yetkili kılındığından bahisle adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu … tarih …, …,…,…,…,…-…,…-…,…-…,…, …,…,…,-…,…,…,… ve … takip numaralı ödeme emirleri ile … tarih ve …, …, … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin dışında kalan ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu Vergi Mahkemesi kararında … tarih ve … sayılı ödeme emrinin de hukuka aykırı olduğu değerlendirilmekle birlikte, hüküm fıkrasında söz konusu ödeme emrinin sehven belirtilmediğinin görüldüğü, yapılan yanlışlığın yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan nitelikte olması itibarıyla düzeltilmesi gerektiği ve Vergi Mahkemesi kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45/4. maddesinde sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı ve tarafların başvuru dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların da bu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle aynı Kanun'un 45/3. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine, kararın hüküm fıkrasının "... ve ... takip numaralı ödeme emirlerinin iptali" ibaresinin "... ... ve ... takip numaralı ödeme emirlerinin iptali" olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl amme borçlusu şirketin 7143 sayılı Kanun'dan yararlanarak borçlarını yapılandırmasının borcun hukuki niteliğini değiştirmediği sadece borcun vade ve tutarında değişiklik olduğu, şirketin tasfiye halinde olması, tasfiye memurunca şirketin borçlarının tasfiye döneminde yapılandırılmış ve yapılandırmanın iptal edilmiş olmasının dönem itibarıyla sorumlu olan kanuni temsilci ve ortakların sorumluluklarına gidilmesine engel teşkil etmeyeceği davacı adına asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen amme alacağı için düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ:Dosyanın incelenmesinden; .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/06/2008 tarihli kararıyla asıl borçlu şirketin iflasının açılmasına karar verildiği anlaşılmış olup, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirkete ait borcun kesinleşmesi için, öncelikle şirketin iflası ile birlikte iflas masasına alacak kaydı yaptırılıp, kamu alacağının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere göre tahsilinin sağlanması gerekmekte iken, bu süreç tamamlanmadan söz konusu alacağın şirketten tahsili için tüm takip yollarının tüketildiği diğer bir ifade ile kamu alacağının şirketin mal varlığından tahsil olanağı kalmadığından söz edilemeyeceği için, ve iflas sürecine ilişkin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki son ilanın 01/11/2018 tarihindeki iflas sıra cetveline ilişkin ilan olduğu ve iflasın kapandığına dair herhangi bir ilanın da bulunmadığı dikkate alındığında, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 20/06/2019 tarihli ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davacı adına, asıl borçlu İflas Halinde … Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.'nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …,…,…,…,…-…,…-…,…-…,…, …,…,…,-…,…,…,… sayılı, … tarih ve … ve … sayılı, … tarih ve ,…,…-…,…-…,…-…,…, …,…,…,-…,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte bulunan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, aynı yasanın 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği ifade edilmiştir. Ödeme emirleri ancak usulüne uygun tarh ve tahakkuk eden ihtilafsız kesinleşen veya davanın reddi suretiyle tahsili kabil hale gelen kamu alacakları için düzenlenebilecektir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde, tüzelkişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükellef veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı ifade edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan mevzuat uyarıcna, kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk, tebliğ safhalarından geçerek borcun kesinleştirilmesi, asıl vergi borçlusu hakkında tüm takip yollarının tüketilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut bir biçimde ortaya konulması, 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip yollarının tüketilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/06/2008 tarihli kararıyla asıl borçlu şirketin iflasının açılmasına karar verildiği anlaşılmış olup, asıl borçlu şirkete ait borcun kesinleşmesi için, öncelikle şirketin iflası ile birlikte iflas masasına alacak kaydı yaptırılıp, kamu alacağının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere göre tahsilinin sağlanması gerekmekte iken, bu süreç tamamlanmadan söz konusu alacağın şirketten tahsili için tüm takip yollarının tüketildiği diğer bir ifade ile kamu alacağının şirketin mal varlığından tahsil olanağı kalmadığından söz edilemeyeceği için, ve iflas sürecine ilişkin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki son ilanın 01/11/2018 tarihindeki iflas sıra cetveline ilişkin ilan olduğu ve iflasın kapandığına dair herhangi bir ilanın da bulunmadığı dikkate alındığında, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığından Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurularının reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, yukarıda yazılı gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.