Danıştay 4. Daire 2018/844 Esas 2022/3939 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/844
Karar No: 2022/3939
Karar Tarihi: 09.06.2022

Danıştay 4. Daire 2018/844 Esas 2022/3939 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı vergi dairesi tarafından davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk derece mahkemesi, vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılarak özel usulsüzlük cezası kesildiği ve ihbarnamelerin düzenleme tarihi olan 31/05/2013 tarihinden sonra davacı şirkete tebliğe çıkarıldığına dair belgenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Bölge idare mahkemesi, istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. Temyiz eden vergi dairesi ise dava konusu ödeme emrinin usul ve hukuka uygun olarak düzenlendiğini savunarak Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını istemiştir. Danıştay Dördüncü Dairesi, ihbarnamelerin ilanen tebliği yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın vergi dava dairesine gönderilmesine karar vermiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun tebliğ esasları başlıklı 93. maddesinde, hüküm ifade eden vesikaların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli
Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/844 E.  ,  2022/3939 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/844
    Karar No : 2022/3939

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirket hakkında 2009/1,3,4,5,6,8,9,10,11 ve 12 vergi dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılarak 2009 vergi dönemi için ayrıca özel usulsüzlük cezası kesildiği, tarh edilen vergi ve cezalar için 31/05/2013 tarihli vergi/ceza ihbarnameleri düzenlendiği, bu ihbarnamelerin düzenleme tarihi olan 31/05/2013 tarihinden sonra davacı şirkete tebliğe çıkarıldığına dair dosyada herhangi bir tebliğ alındı belgesinin bulunmadığı, dosyada bulunan 03/06/2013 tarihli tebliğ alındısının davacı şirkete tebliğe çıkarıldığına dair hiçbir kayıt içermediği, zarfın teslim eden ve teslim alan kısımlarının tamamen boş olduğu, ekinde yer alan şirketin adreste tanınmadığı yönünde ibare ile aynı adreste faaliyet gösterdiği tespit edilen başka bir firmanın kaşesini taşıyan belgenin 04/05/2013 tarihli olduğu, vergi inceleme raporu ve ihbarname düzenleme tarihinden evvel düzenlendiği, söz konusu tutanağın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. Maddesine uygun bir tutanak olmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emrinin usul ve hukuka uygun olarak düzenlendiği belirtilerek Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gererktiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    6183 sayılı Kanun'un olay tarihinde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği; aynı Kanunun, olay tarihinde yürürlükte olan, "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı; 103. maddesinde ise, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, davacı adına vergi inceleme raporuna istinaden düzenlenen ve dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan 2013/1,2,3,4,5,6,7,9,10,13,14,15,16,17,18 ve 19 sayılı ihbarnamelerin tebliği için davacı şirketin iş yeri adresine gidildiği, tebliğ alındısının arka yüzünde, adreste kaşe sahibinin faal olduğu ve ilgili firmanın tanınmadığı yazılarak beyan veren firmanın kaşesi ve memur imzasının bulunduğu, söz konusu imzanın üstünde 04/05/2013 tarihinin yazılı olduğu, daha sonra ilanen tebliğ edilip kesinleştirilen ihbarnameler üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar Mahkemece, tebliğ alındısının arkasında bulunan 04/05/2013 tarihinin ihbarnamelerin düzenlenme tarihinden daha önceki bir tarih olduğu ve söz konusu tutanağın 213 sayılı Kanun'un 102. maddesine uygun olmadığı belirtilerek, normal tebligat prosedürünün işletilmeden ilanen tebligat yoluna gidilmesinin usulsüz olduğu gerekçesiyle kabul kararı verilmişse de, tebliğ alındısının ön yüzü incelendiğinde ihbarnamelerin postaya çıkış tarihinin 03/06/2013 olduğu bu tarihin de ihbarnamelerin düzenlenme tarihinden sonraki bir tarih olduğu dikkate alındığında arka yüzde yazılı olan 04/05/2013 tarihinin sehven yazıldığı ortadadır.
    Bu durumda, davacı şirketin iş yeri adresini terk ettiğinin memur ve beyan veren nezdinde usulüne uygun olarak düzenlenen tutanak ile ortaya konulduğu ve kanunun amaçladığı anlamda tebliğ imkansızlığının gerçekleştiği anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelerin ilanen tebliği yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup söz konusu ilanın kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılarak karar verilmesi gerektiğinden temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.


    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Hemen Ara