Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/115 Esas 2022/2114 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/115
Karar No: 2022/2114
Karar Tarihi: 09.06.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/115 Esas 2022/2114 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/115 E.  ,  2022/2114 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2022/115
    Karar No : 2022/2114

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 29/06/2021 tarih ve E:2018/1905, K:2021/2359 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 29/06/2021 tarih ve E:2018/1905, K:2021/2359 sayılı kararıyla;
    Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiasının ise ciddi görülmediği,

    "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
    Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
    Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
    ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Sorgu Sonucu Raporu" ile "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"nın incelenmesinden; davacının "…" ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı, davacının adının geçtiği ByLock yazışma içerikleri bulunduğu,
    Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, 2014 yılı HSK üye seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adaylarını desteklediğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
    Davacının FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde yargıda önemli makamlar olan sırasıyla Teftiş Kurulu Başmüfettişi olması, bilahare Yargıtay Üyesi (örgüt kontenjanından) olarak seçilmesi ve örgütün örgütsel amaçlı haberleşme metotlarından olan “ankesörlü/sabit hatlardan aranma” gizli iletişim sistemine dahil olduğu hususları kararda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
    Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, meslekten çıkartılmasına ilişkin görev ve yetkinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kuruluna ait olmasına rağmen bu yetkinin HSK tarafından gasp edildiği, olağanüstü hal durumunda alınan kararların olağanüstü hal kararı alınmasına sebep olan olay ile konu birlikteliğinin bulunmasının gerektiği ve yalnızca geçici, tedbir niteliğinde kararlar alınabileceği, oysa HSK Genel Kurulunun tedbiri aşan ceza niteliğinde meslekten çıkarma kararları aldığı, durumun gerektirdiği ölçünün aşıldığı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, 667 sayılı KHK'nın 3/1 maddesindeki düzenlemenin ve HSK Genel Kurulunun davaya konu kararının yasallık unsurunu taşımadığı, davalı idarece delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin dava konusu işlem tesis edildikten sonra elde edildiği, karar verdikten ve kesinleştirdikten sonra delillerin toplanması, usulü işlemlerin ikmalinin hukuki olmadığı ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu, etkin pişmanlıktan yararlanmak için verilen aleyhe itirafçı tanık beyanlarının hukuken bir geçerliliği bulunmadığı, bu ifadelerin hükme esas alınamayacağı, ByLock kullanıcısı olduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, bu iddiaya dair delil olarak gösterilen verilerin kendisiyle ilgisinin bulunmadığı, hatalı tespitler içerdiği, yargı kararı olmaksızın MİT tarafından sadece istihbarat faaliyetleri kapsamında elde edilen bu verilerin hukuka aykırı elde edilen delil niteliğinde olduğu ve hukuken geçerliliğinin bulunmadığı, ankesörlü/sabit hatlardan aranma hususundaki iddiaların gerçeği yansıtmadığı, söz konusu aramaların aile ile iletişim ihtiyacından kaynaklanan ve hayatın olağan akışına uygun aramalar olduğu, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Diğer yandan, UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu davacı hakkında verilen mahkumiyet kararının Yargıtay Ceza Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan; temyiz dilekçesinde davacı tarafından, Dairece hakimin reddi yolundaki talepleri hakkında hiçbir karar verilmediği ileri sürülerek kararın bu sebeple bozulması istenilmiş ise de; dosyanın incelenmesinden, davacı tarafça savunmaya cevap dilekçesinde, Yargıda Birlik Derneği/Platformu/Grubu üyesi tetkik hakimlerinin ve Danıştay üyelerinin davadan çekilmeleri talebinde bulunulması üzerine Dairece verilen 11/06/2020 tarihli kararla, 6100 sayılı Kanun'un 36. maddesinde sayılan hakimin reddi sebeplerinden hiçbirine yer verilmeden, davacının yargılandığı ceza davasındaki tanık ifadelerinde yer alan bazı hususlardan hareketle soyut bir şekilde hakimin reddi talebinde bulunulduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca hakimin reddi talebinin geri çevrilmesine karar verildiği ve bu kararın davacı vekiline 28/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden, davacının mezkur iddiasına itibar edilmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 29/06/2021 tarih ve E:2018/1905, K:2021/2359 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 09/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    HAKİMİN REDDİ İSTEMİNİN GERİ ÇEVRİLMESİNE DAİR KARAR
    … vekili Av. … tarafından; davacının 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle Hakimler ve Savcılar Kuruluna karşı açılan davada, Danıştay Beşinci Dairesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan temyiz başvurusu kapsamında, hakimin reddi talebinde bulunulması üzerine dosya incelenerek gereği görüşüldü:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun uygulanacağı belirtildikten sonra hakimin memnuiyeti ve reddi konusunda sözü edilen Kanuna yollamada bulunulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 447. maddesinde ise; mevzuatta yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Kanuna yapılan yollamaların 6100 sayılı Kanunun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 36. maddesinde, hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde, taraflardan birinin hakimi reddedebileceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 38. maddesinde "Hakimin reddi, dilekçeyle talep edilir. Bu dilekçede, ret talebinin dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir." hükmüne yer verilmiş, 41. maddesinde ise; ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse, hakimin reddi talebinin, toplu mahkemelerde reddedilen hakimin müzakereye katılmasıyla geri çevrileceği kurala bağlanmış ve bu karara karşı da başvuru yolunun nasıl olacağı gösterilmiştir.
    Davacı vekilince dosyaya sunulan 11/10/2021 tarihli temyiz dilekçesi ile, Yargıda Birlik Derneği/Platformu/Grubu üyesi olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tetkik hakimleri ve üyelerinin reddi istenilmiş ise de; söz konusu istemde belirtilen sebebin 6100 sayılı Kanun'un 36. maddesinde sayılan hakimin reddi sebeplerinden hiçbirine uymadığı ve başkaca haklı bir nedenin de ortaya konulamadığı anlaşıldığından, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tetkik hakimi ve üyelerinin reddedilmesini gerektirecek bir sebebin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca, hakimin reddi isteminin geri çevrilmesine, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara