Esas No: 2021/3283
Karar No: 2022/6884
Karar Tarihi: 09.06.2022
Danıştay 6. Daire 2021/3283 Esas 2022/6884 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/3283 E. , 2022/6884 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/3283
Karar No : 2022/6884
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... İnşaat Turizm Ve İşletme A.ş.
VEKİLİ : Av....
KARŞI TARAF (DAVALI) :... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarihli E: ..., K:... sayılı davanın reddi yolundaki karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair ... Bölge İdare Mahkemesi .. İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesi,... ada ... ve ... (eski ... ) parsel sayılı taşınmazlara yönelik 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararı ile plana yapılan itirazın reddine dair Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; uyuşmazlık konusu nazım imar planı değişikliği ile, 1997 onaylı nazım imar planı koşullarına parsel bazında inşaat alan hesabı yapılarak geri dönüş sağlandığı, 1997 onaylı ilk nazım imar planı kararı ile getirilen emsal:2.00 değeri kullanılarak adalar arasında eşitlik sağlanarak parsel bazında yapılan yoğunluk artışının sonlandırıldığı, nazım imar planı ile tek bir parselde yoğunluk kararının çevre parsellerdeki gelişme-kullanım-yoğunluk kararlarıyla etkileşim içinde ele alınmadan parçacı bir yaklaşımla çözülmesinin planlama esaslarına aykırı olduğu, planla verilen hakların ada/parsel bazında yapılacak ifrazlar sonucu ikiye katlanamayacağı, yoğunluk artışı içeren değişikliklerin plan bütünlüğünü ve kamu yararını zedeleyeceği, bu açıdan dava konusu alanda doğuştan kazanılan hak olan 1997 tarihli nazım imar planı kararının üzerine yapılan ve mahkeme kararları ile iptaline karar verilen 2005-2007 onaylı nazım imar değişiklikleri ile getirilen yoğunluk artışı hakkının 2008 yılında yapılan ifraz işlemi ile oluşan parsellerde eşit hak olarak değerlendirilmesinin planlama ilke ve esasları açısından mümkün olmadığı, dava konusu planda bulunan plan notlarının şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olduğu, nazım imar planı değişikliğine davacı tarafından yapılan itirazın reddine dair ... tarihli, ... sayılı sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararında, şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine, kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu... ada ... parsel sayılı taşınmaz ile ... parsel sayılı taşınmazın birbirinden bağımsız parseller olduğu, ... ada ... parsel üzerindeki yapılaşmanın o tarihteki imar durumuna göre tamamlanarak yapı kullanma izninin alındığı, dava konusu nazım imar planında ... parsel sayılı taşınmazdaki yapılaşma esas alınarak ... parsel sayılı taşınmaz için yapılaşmayla ilgili düzenleme yapılamayacağı, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar değişikliğinin iptali yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarihli, E: ... K: ... sayılı kararındaki gerekçelere taban tabana zıt yönde davalı idarece uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğini kabul edildiği, ... parsel sayılı taşınmazın müktesep hakkı olan 95.000 m2 lik yapılaşma hakkının kaldırılarak (E=1.00’a İndirgenerek) 28.182 m2'lik bir kullanım hakkı verilmesinin yerinde olmadığı, bu nedenlerle idari dava dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İdari Dava Dairesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Davacı şirketin maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı (sonradan ... ve ... sayılı parsel olarak ayrılan) taşınmaza ilişkin yapılan önceki 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin muhtelif mahkeme kararları ile iptaline karar verilmesi üzerine ( En son ... İdare Mahkemesinin E:... ve K:... sayılı kararı) Ankara ili Çankaya ilçesi ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin kabulüne dair Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararı 24.10.2018-22.11.2018 tarihleri arasında askıya çıkarılarak ilan edilmesi üzerine, davacı tarafından askı süresi içerisinde 21.11.2018 tarihinde itiraz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu nazım imar planı değişikliğinin iptaline karar verilmesi istemiyle ... Odası ... Şubesi tarafından ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında açılan davada, nazım imar planı değişikliğine konu taşınmazın maliki olması nedeniyle davacıya 25.05.2019 tarihinde tebliğ edilen davanın ihbarı kararı üzerine 10.06.2019 tarihinde 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli,... sayılı kararı ile plana yapılan itirazın reddine dair Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
İşlem tarihinde yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun "Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde: "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir" hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Kanunun "Üst makamlara başvurma" başlıklı işlem tarihinde yürürlükte olan şekliyle 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hususu kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava süresi, kamu düzeni ile ilgili olup, hak düşürücü nitelik taşır. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu ilk inceleme konuları arasında sayılmış; davanın süresinde açılmadığının tespiti halinde esasa girilmeden süre aşımı yönünden davanın reddine karar verileceği öngörülmüştür (Madde14/3-e ve 15/1-b). Ayrıca, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği de vurgulanmıştır (Madde14/6).
İmar planlarına karşı 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuru için, özel bir Kanun olan 3194 sayılı Kanunun 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması, bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihini izleyen günden itibaren işlem tarihi itibariyle altmış gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden altmış günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihini izleyen günden itibaren altmış günlük dava açma süresi içinde veya itiraz süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması durumunda imar planı kesinleşeceğinden, kesinleşme tarihinden itibaren altmış gün içerisinde yahut düzenleyici işlem niteliğindeki imar planının, parselasyon, imar durumu, yapı ruhsatı gibi birel işlemler ile tatbik edilmesi halinde imar planına karşı, uygulama işleminin tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde uygulama işlemi ile birlikte ya da tek başına dava açılması gerektiği açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine askı süresi içinde itiraz edildiğine göre, dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekmektedir. Bu bakımdan davacının nazım imar planı değişikliğine askı süresi içerisinde yaptığı itirazın son ilan tarihi olan 22.11.2018 tarihinden itibaren altmış gün içerisinde cevap verilmeyerek reddi söz konusu olduğundan bu tarihi izleyen altmış gün içerisinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 25.05.2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacının askı süresi içerisinde 21.11.2018 tarihinde 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine karşı yaptığı itirazın ... tarihli, ... sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile reddedilmesi ve davacının bu durumu 25.05.2019 tarihinde öğrenmesinin 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca işlemeye başlayan dava açma süresini ihya etmeyeceği açıktır. Zira İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinin ikinci fıkrasında, yetkili idari makamlarca dava açma süresi geçtikten sonra verilen cevap üzerine tebliğ tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği belirtildiği halde 11. maddede, davanın açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, sonradan yetkili makamlarca cevap verilmesi durumunda, işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde davanın açılabileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkili makamlarca ne zaman cevap verileceği belli olmayan bir durumda, dava süresinin yorum yoluyla süresi belirsiz bir zamana kadar uzatılması mümkün değildir.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/02/2017 tarihli, E:2015/4618, K:2017/842 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu itibarla davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu İdari Dava Dairesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde, kesin olarak, oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 2. fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; 50. maddesinin 3. fıkrasında; bölge idare mahkemesinin, Danıştayca verilen bozma kararına uymayarak kararında ısrar edebileceği belirtilmiş; 2575 sayılı Danıştay Kanununun 38. maddesinde ise, İdari Dava Daireleri Kurulunun idare mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden davanın süresi konusunda temyize konu kararda herhangi bir gerekçe ve açıklama bulunmadığı, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince süre hakkında bir hüküm tesis edilmediği görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava açma süresi geçirilerek açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece davanın esası incelenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince reddine karar verilmiştir.
Bu durumda karar bozularak Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince yeniden bir karar verilmek üzere iade edilmesi gerekmektedir. Aksi halde Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi yerine karar verilmiş ve ısrar hakkı önlenmiş olacaktır.
Bu itibarla, Mahkeme tarafından verilen davanın reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği oyuyla, anılan kararın değişik gerekçe ile onanmasına ilişkin Dairemiz kararına katılmıyorum.