Esas No: 2019/1552
Karar No: 2022/3991
Karar Tarihi: 14.06.2022
Danıştay 4. Daire 2019/1552 Esas 2022/3991 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/1552 E. , 2022/3991 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1552
Karar No : 2022/3991
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …. Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenlediği ve kullandığından bahisle 2011/1,2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11 ve 12. dönemleri için takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idarece zamanaşımı süresinin dolmasına çok az bir süre kala 13/12/2016 tarihinde mükellef dosyasının takdire sevk edilmek suretiyle zamanaşımı süresini durdurma yoluna gidildiği, 31/12/2016 tarihinde zamanaşımı süresi sona erdikten sonra davacı hakkında 12/09/2017 tarihinde incelemeye başlanarak 27/09/2017 tarihli vergi tekniği raporu düzenlendiği ve söz konusu rapora istinaden takdir komisyonu kararlarının alındığı ve düzenlenen ihbarnamelerin davacıya tebliğ edildiği anlaşıldığından, zamanaşımına uğrayan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup bu durum mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder. 114. maddesinde ise, "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder." denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re'sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
Bilindiği üzere Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde sayılan re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re'sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Takdir komisyonuna sevk edilme sebepleri ise mahkemece ayrıca değerlendirilmelidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı hakkında düzenlenen 27/09/2017 tarihli vergi tekniği raporunda davacının 2011 yılı muhtelif dönemlerinde katma değer vergisi matrahında indirim konusu ettiği bir kısım faturanın sahte fatura olduğu ve söz konusu alış faturalarında yer alan katma değer vergisi tutarlarının indirilecek katma değer vergisi tutarlarından tenzili suretiyle yeniden oluşturulan katma değer vergisi beyan tablosuna göre tarhiyat yapılması ve raporun takdir komisyonuna veri olarak gönderilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu arada 13/12/2016 tarihinde -inceleme tamamlanmadan önce- davacının takdir komisyonuna sevk edildiği, 18/10/2017 tarihinde takdir komisyonunca karar verildiği ve dava konusu cezalı tarhiyatlara ilişkin ihbarnamenin davacıya 27/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olayda, resen takdir nedeni bulunduğundan 2011 dönemine ilişkin olarak 31/12/2016 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından 18 gün önce 13/12/2016 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi ile 213 sayılı Kanunun 114. maddesi uyarınca tarh zamanaşımı süresi durmuş olup, davaya konu cezalı tarhiyatın takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdii tarihini takip eden 18 gün içinde davacıya tebliğ edilmesi gerekirken 18/10/2017 tarihli takdir komisyonu kararının 27/11/2017 tarihinde -karardan 40 gün sonra- davacıya tebliğ edildiği, ancak takdir komisyonu kararının vergi dairesine hangi tarihte tevdii edildiği bilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden takdir komisyonuna sevkin zamanaşımını durduracağı açık olup, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi ve davacıya tarhiyatın tebliğ tarihine bakılarak zamanaşımı bulunup bulunmadığı, zamanaşımı yoksa işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 14/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.