23. Ceza Dairesi 2015/4133 E. , 2015/7604 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 15 - 2012/30200
MAHKEMESİ : Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/10/2011
NUMARASI : 2011/140 (E) ve 2011/503 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 27/02/2010
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan İ.. M.. ile sanık O.. B.."in aynı yerde askerlik yapmış olmaları nedeniyle tanıştıkları, adı geçenlerin askerden terhis olmalarını müteakip sanık Osman’ın telefonla katılan İrfan"a ulaşarak B. İlinde teyzesine ait bir evin bulunduğunu, bu evin yıkıldığını, yıkılan evin kalıntıları içerisinde bir küp altın bulduklarını, bu altını satmak istediğini, ancak bu işlerden anlamadığını söylediği ve söz konusu altınları beraber satmaları hususunda katılan İrfan’dan yardım istediği, adı geçen katılanın sanığın bu teklifini kabul etiği ve yanında babası diğer katılan A.. M.. ve eniştesi Yüksel Sarıcan olduğu halde sanıkla buluşmak üzere 25/02/2011 tarihinde Burdur İline geldiği, ancak sanığın işleri olduğu gerekçesi ile buluşma yerine gelmediği ve yerine açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen Murat ve Ahmet isimli kişileri gönderdiği, katılanları bu kişilerle yaptıkları görüşme sırasında Ahmet isimli kişinin numune olarak bir adet altını katılanlara verdiği, bilahare katılan İrfan ile Murat isimli kişinin D. İlinde bir kuyumcuya giderek bu altını 425 TL’ye bozdurdukları, daha sonra yaşamakta oldukları İstanbul İline dönen katılanların geri kalan altınları satın almak amacıyla 27/02/2011 tarihinde 40.000 TL para ile Denizli İline geldikleri, burada katılanları karşılayan Murat isimli kişinin katılanlardan yanlarında getirdikleri parayı aldığı ve buluntu altınları getirmek bahanesi ile bir apartmana girerek ortadan kaybolduğu, bu şekilde sanık O.. B..’in açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen Murat ve Ahmet isimli kişiler ile birlikte teyzesine ait evde bulunan altınları satma bahanesi ile kandırdığı katılanlardan 40.000 TL haksız kazanç temin etmek suretiyle üzerine atılı “dolandırıcılık” suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
1- Katılanlarla yüz yüze gelmeyen sanığın aşamalardaki savunmalarında ısrarla üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, katılanların irtibat numarası olarak bildirdikleri 0 531 445 49 47 nolu GSM hattı ile 0 534 776 95 02 nolu GSM hattının kendisine ait olmadığını beyan etmesine karşın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında bu numaralara yönelik herhangi bir incelemenin yaptırılmamış olması, yine sanığa atfedilen dolandırıcılık eylemine iştirak etmesine karşın açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen Murat isimli kişinin kullandığı 0 534 244 01 19 nolu GSM hattına yönelik olarak herhangi bir araştırmanın yaptırılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına müzekkere yazılarak katılanların sanık tarafından kullanıldığını söyledikleri 0 531 445 49 47 ve 0 534 776 95 02 nolu GSM hatları ile açık kimlik bilgileri tespit olunamayan Murat isimli kişinin kullandığı 0 534 244 01 19 nolu GSM hattına yönelik olarak, bu hatların suç tarihinde kim ya da kimler adına kayıt olduğunun, suç tarihinde, suç tarihinden önce ve suç tarihinden sonra bu numaralar ile sanığın kendisine ait olduğunu beyan ettiği 0 544 408 17 32 nolu GSM hattı arasında mesajlaşma, arama veya aranma şeklinde herhangi bir iletişim kurulup kurulmadığının araştırılması, bilahare toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
2-Kabule göre de;
a- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarih ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 90 gün olarak tayin edilmesi,
b- Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının miktarı belirlenirken uygulama maddesi olan 5237 sayılı TCK"nın 52/2 maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.