Danıştay 5. Daire 2021/9290 Esas 2022/4729 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Daire
Esas No: 2021/9290
Karar No: 2022/4729
Karar Tarihi: 14.06.2022

Danıştay 5. Daire 2021/9290 Esas 2022/4729 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, komiser yardımcısı olarak görev yaparken OHAL kapsamında kamu görevinden çıkarılmıştır. İhraç işleminin Anayasal dayanağı kalmadığı iddiasıyla göreve iade talebi reddedilmiştir. Davacı, OHAL döneminde alınan tedbirlerin ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu ve masumiyet karinesinin ihlal edildiğini savunmaktadır. Ayrıca OHAL KHK'sının TBMM onayına sunulmadığı ve ByLock verilerinin yasadışı olduğu iddia edilmektedir. İdare, temyiz isteminin reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır. Danıştay Beşinci Daire, davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmemesine ve Bölge İdare Mahkemesi'nin kararının onanmasına karar vermiştir. Kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi belirtilmiştir.
Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/9290 E.  ,  2022/4729 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    BEŞİNCİ DAİRE
    Esas No : 2021/9290
    Karar No : 2022/4729

    Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
    Vekili : Av. …

    Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
    Vekili : Av. …

    İstemin Özeti : Komiser yardımcısı olarak görev yapmakta iken, 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: OHAL döneminde OHAL süresiyle sınırlı olarak alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesi nedeniyle ihraç işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, Anayasaya göre OHAL döneminde dahi ihlal edilmeyecek türden bir hak olan masumiyet karinesinden yararlanma hakkının OHAL KHK'sı ile terör örgütü üyesi olarak suçlanmak suretiyle cezalandırılarak ihlal edildiği, Anayasa ve TBMM içtüzüğüne göre OHAL KHK'larının Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra 30 gün içinde TBMM'nin onayına sunulması gerektiği halde sunulmadığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir ceza niteliğinde olması nedeniyle adil yargılanma hakkına ilişkin tüm güvencelerin korunması gerektiği, yürütme ve yasama organının kişileri ya da grupları suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik Kurulu kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılma tedbirinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği gibi bir yargılamanın temel ilkelerini referans almayan Anayasa Mahkemesi kararlarının davanın reddine gerekçe yapılamayacağı, FETÖ/PDY'nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu tarihten önce ilan edilmiş bir terör örgütü olmadığı için geçmişteki fiillerinden bahisle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir niteliğinin olması nedeniyle tek fiile tek ceza ilkesinin ihlal edildiği, Devlete ve Anayasaya olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, geçmişteki yasal faaliyetlerin gerekçe gösterilerek kamu görevinden çıkarılmasının suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve hukuk devleti ilkesi gibi en temel hukuk ilkelerini ihlal ettiği, savunması alınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, kamu görevinden çıkarılmada iltisak ve irtibat bağlamında FETÖ/PDY ile bağın bulunmasının yeterli görülmesinin kanun yazma tekniğine aykırı olduğu ve öngörülebilirlik ilkesini ihlal ettiği, ByLock verilerinin yasadışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, ByLock verilerine ilişkin tespitlerin tarafına bildirilmemesi nedeniyle çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği, ByLock uygulamasını kullanmanın haberleşme, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, OHAL Komisyonu kararında ve ilk derece mahkemesinin ret kararında FETÖ/PDY üyesi şeklindeki ifadelerin kullanılmasının masumiyet karinesinin ihlaline neden olduğu, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.

    Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    Danıştay Tetkik Hakimi : …
    Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
    Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara