Esas No: 2018/36
Karar No: 2018/63
Karar Tarihi: 31/05/2018
AYM 2018/36 Esas 2018/63 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas Sayısı : 2018/36
Karar Sayısı : 2018/63
Karar Tarihi : 31/5/2018
R.G. Tarih- Sayı : 30/6/2018 – 30464 (2. Mükerrer)
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte 124 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU:1/2/2018 tarihli ve 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. Yok hükmünde olduğunun, Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 6., 7., 11. ve 121. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek tespitine,
B. Yok hükmünde olduğunun kabul edilmemesi hâlinde şekil bakımından Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle iptaline,
karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
İptali talep edilen 7070 sayılı Kanun şöyledir:
“OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI DÜZENLEMELER YAPILMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN DEĞİŞTİRİLEREK KABUL EDİLMESİNE DAİR KANUN
Kanun No. 7070 Kabul Tarihi: 1/2/2018
BİRİNCİ BÖLÜM
Yargı ile İlgili Düzenlemeler
MADDE 1- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 149 uncu maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir.”
MADDE 2- 5271 sayılı Kanunun 151 inci maddesinin;
a) Üçüncü fıkrasında yer alan “tutuklu ve” ibaresi “şüpheli, sanık veya” şeklinde, “kovuşturma açılması halinde tutuklu veya hükümlünün müdafilik veya vekilliğini” ibaresi “soruşturma ya da kovuşturma bulunması halinde müdafilik veya vekillik görevini” şeklinde değiştirilmiştir.
b) Dördüncü fıkrasında yer alan “müdafi veya vekil hakkında açılan kovuşturmanın yapıldığı” ibaresi “hâkim veya” şeklinde, “Kovuşturma sonunda” ibaresi “Soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi veya kovuşturma sonunda” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkraya “Müdafilik görevinden yasaklama kararı,” ibaresinden sonra gelmek üzere “avukat hakkındaki soruşturma veya” ibaresi ve “Ancak,” ibaresinden sonra gelmek üzere “soruşturma veya” ibaresi eklenmiştir.
c) Beşinci fıkrasında yer alan “tutuklu” ibaresi “şüpheli, sanık” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 3- 5271 sayılı Kanunun 154 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçları bakımından gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla yirmidört saat süreyle kısıtlanabilir; bu zaman zarfında ifade alınamaz.”
MADDE 4- 5271 sayılı Kanunun 178 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, davayı uzatmak amacıyla yapılan talepler reddedilir.”
MADDE 5- 5271 sayılı Kanunun 188 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Müdafiin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.”
MADDE 6- 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 59 uncu maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.
“(4) Görüşme sırasında; hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmaya ilişkin olarak kendilerinin tuttukları kayıtlar incelenemez; hükümlünün avukatı ile yaptığı görüşme dinlenemez ve kayda alınamaz.
(5) Türk Ceza Kanununun 220 nci maddesinde ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanların avukatları ile görüşmelerinde, toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğüne, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirildiğine, bu örgütlere emir ve tâlimat verildiğine veya yorumları ile gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletildiğine ilişkin bilgi, bulgu veya belge elde edilmesi hâlinde, Cumhuriyet başsavcılığının istemi ve infaz hâkiminin kararıyla, üç ay süreyle; görüşmeler teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilir, hükümlü ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevli görüşmede hazır bulundurulabilir, hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara elkonulabilir veya görüşmelerin gün ve saatleri sınırlandırılabilir.
(6) İnfaz hakimliği hükümlünün; kurallara uyumunu, toplum veya ceza infaz kurumu bakımından arz ettiği tehlikeyi ve rehabilitasyon çalışmalarındaki gelişimini değerlendirerek, kararda belirttiği süreyi üç aydan fazla olmamak üzere müteaddit defa uzatabileceği gibi kısaltılmasına veya sonlandırılmasına da karar verebilir.
(7) Beşinci fıkra kapsamına giren hükümlünün yaptığı görüşmenin, aynı fıkrada belirtilen amaca yönelik yapıldığının anlaşılması hâlinde, görüşmeye derhal son verilerek, bu husus gerekçesiyle birlikte tutanağa bağlanır. Görüşme başlamadan önce taraflar bu hususta uyarılır.
(8) Hükümlü hakkında, yedinci fıkra uyarınca tutanak tutulması hâlinde, Cumhuriyet başsavcılığının istemiyle hükümlünün avukatlarıyla görüşmesi infaz hâkimince altı ay süreyle yasaklanabilir. Yasaklama kararı, hükümlüye ve yeni bir avukat görevlendirilmesi için derhal ilgili baro başkanlığına bildirilir. Cumhuriyet başsavcılığı baro tarafından bildirilen avukatın değiştirilmesini baro başkanlığından isteyebilir. Bu fıkra hükmüne göre görevlendirilen avukata, 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 13 üncü maddesine göre ücret ödenir.
(9) İnfaz hâkimi tarafından bu madde uyarınca verilen kararlara karşı 4675 sayılı Kanuna göre itiraz edilebilir.
(10) Bu madde hükümleri 9 uncu maddenin üçüncü fıkrasına göre yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler ile beşinci fıkradaki suçlardan hükümlü olup, başka bir suçtan dolayı şüpheli veya sanık sıfatıyla avukatıyla görüşen hükümlüler hakkında da uygulanır.
(11) Tutuklular hakkında bu madde hükümlerine göre karar vermeye soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimi, kovuşturma aşamasında mahkeme yetkilidir.”
MADDE 7- 29/3/1984 tarihli ve 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 10- 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa tabi olarak en az iki yıl süreyle uzman erbaş statüsünde çalıştıktan sonra 20/10/2016 tarihine kadar kendi istekleriyle sözleşmelerini feshetmiş olup, sözlü sınavın son başvuru tarihi itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olanlardan, yaş ve merkezi sınav şartı hariç İnfaz ve Koruma Memuru olarak istihdam edilebilmek için öngörülen şartları taşıyanlar, 30/6/2017 tarihine kadar Bakanlıkça ya da Bakanlıkça belirlenecek adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca yapılacak sözlü sınav sonuçlarına göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası uyarınca İnfaz ve Koruma Memuru unvanlı vize edilmiş pozisyonlarda sözleşmeli personel olarak istihdam edilebilir.
Bu madde çerçevesinde sözleşmeli personel olarak istihdam edileceklerin başvuruları, sözlü sınava alınacakların belirlenmesi, sözlü sınav konuları, sözlü sınavın usul ve esasları, sözlü sınavı kazanan personelin yerleştirilmeleri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar, Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.”
İKİNCİ BÖLÜM
Güvenlik ile İlgili Düzenlemeler
MADDE 8- 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesinde yer alan “geçici köy” ibareleri “güvenlik” şeklinde, 74 üncü ve ek 18 inci maddelerinde yer alan “Geçici köy” ibareleri “Güvenlik” şeklinde, 74 üncü maddesinde yer alan “Geçici Köy” ibaresi “Güvenlik” şeklinde, 74 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “gönüllü korucu” ibaresi “gönüllü güvenlik korucusu” şeklinde ve aynı fıkrada yer alan “gönüllü korucular” ibaresi “gönüllü güvenlik korucuları” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 9- 442 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 19- Diğer mevzuatta geçen “geçici köy korucusu” ibarelerinden “güvenlik korucusu”; “gönüllü köy korucusu” ibarelerinden “gönüllü güvenlik korucusu” anlaşılır.”
MADDE 10- 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Umuma mahsus pasaport almak isteyenlerin başvuru yerleri ve istenecek belgeler İçişleri Bakanlığınca tespit edilir.”
MADDE 11- 5682 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Demiryolu personeli kimlik belgeleri, anlaşmalarda öngörülen yetkili makamlarca tasdik edilmedikçe pasaport yerine kullanılamaz. Gemi adamı cüzdanı ve uçak mürettebatı belgesini düzenlemeye yetkili kurum ve kuruluşlar, ilgililerin bu Kanunun 22 nci maddesi kapsamındaki durumlarını yetkili merciden teyit etmek zorundadır.”
MADDE 12- 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanun kapsamına giren silahlar için verilen taşıma ve bulundurma ruhsatları yenileme harcı alınmak şartı ile beş yıl için geçerlidir. Ruhsatların veriliş sebeplerinin ortadan kalkması halinde ruhsat sahibi durumu ruhsatı veren makama altı ay içinde bildirmekle yükümlüdür. Aksine hareket edenler ile süresi dolduğu halde altı ay içerisinde ruhsatını yeniletmeyenlerin ruhsatları iptal edilir. Ancak, gerekli şartları haiz olan kişilere üçbin Türk Lirası idari para cezası ödemeleri kaydıyla tekrar ruhsat verilebilir. Bu fıkra hükmüne göre idari para cezası vermeye mülki amir yetkilidir.”
MADDE 13- 6136 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasına “yetki veren kayıt ve belgeler” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile 442 sayılı Kanunun 74 üncü maddesine göre görevlendirilen güvenlik korucuları ile köy veya mahalle muhtarları ve belediye başkanlarının edinecekleri en fazla bir adet silaha ait taşıma veya bulundurmaya yetki veren kayıt ve belgeler” ibaresi, beşinci fıkrasına “sayılan kişilere ait silahlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile 442 sayılı Kanunun 74 üncü maddesine göre görevlendirilen güvenlik korucuları ile köy veya mahalle muhtarları ve belediye başkanlarının edinecekleri en fazla bir adet silah” ibaresi eklenmiş ve aynı maddenin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hapis cezasına mahkûm olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma ve bulundurma izni verilemez.”
MADDE 14- 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Sahil Güvenlik Komutanlığının ihtiyaçları, İçişleri Bakanlığı tarafından Savunma Sanayii Müsteşarlığına doğrudan teklif edilir. Bu ihtiyaçlar İçişleri Bakanlığının güvenlik önceliklerine göre değerlendirilir.”
MADDE 15- 2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Sosyal tesisler
EK MADDE 4- Sahil Güvenlik Komutanlığı, vardiya yatakhaneleri, eğitim ve kongre merkezleri, sosyal tesisler, gazinolar, moral eğitim merkezleri ve kantinler kurabilir. Bu tesislere ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 16- 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Sosyal tesisler
EK MADDE 8- Jandarma Genel Komutanlığı, vardiya yatakhaneleri, eğitim ve kongre merkezleri, sosyal tesisler, gazinolar, moral eğitim merkezleri ve kantinler kurabilir. Bu tesislere ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 17- 2803 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Yürürlükteki anlaşmalar
GEÇİCİ MADDE 7- Jandarma Genel Komutanlığının halihazırda devam eden yabancı ülkeler ile eğitim ve işbirliği faaliyetleri askeri eğitim işbirliği anlaşmaları ve protokollerinde belirtilen esaslara göre İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülür.”
MADDE 18- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 23- Araç tescil belgesi ve tescil plakasının, araç üzerinde uygun durumda bulundurulması zorunludur.
Araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 Türk Lirası idari para cezası verilir. Araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilir.
Yönetmelikte belirtilen nitelik veya ölçülere aykırı plaka takan, öngörülen sayıda plaka takmayan ya da farklı okunmasına veya okunamamasına neden olacak şekilde plakasında değişiklik yapan araç sahibine 412 Türk Lirası idari para cezası verilir, plakanın uygun duruma getirilmesi için 7 gün süre tanınır. Bu süre sonunda tescil plakalarını uygun duruma getirmeyenler hakkında 844 Türk Lirası idari para cezası verilir ve tescil plakası uygun duruma getirilinceye kadar araç trafikten men edilir.
Tescilli aracı plakasız kullanan sürücüye 1.698 Türk Lirası idari para cezası verilir ve tescil plakası takılıncaya kadar araç trafikten men edilir.
Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlara 5.000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve araç trafikten men edilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır.”
MADDE 19- 2918 sayılı Kanunun 131 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Basılı kâğıtlar ve tescil plakalarının yetkilendirilenler dışında basımını veya dağıtımını yapanlara 10.000 Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır.”
MADDE 20- Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin İçişleri Bakanlığına ait bölümüne eklenmiş ve aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğüne ait yurtdışı teşkilatına ilişkin kadrolar iptal edilmiştir.
MADDE 21- 14/2/1985 tarihli ve 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına (i) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (j) bendi (k) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
“j) Pasaport hizmetlerini yürütmek,”
MADDE 22- 3152 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “merkez ve taşra” ibaresi “merkez, taşra ve yurtdışı” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“İçişleri Bakanlığı, 13/12/1983 tarihli ve 189 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname esaslarına uygun olarak yurtdışı teşkilatı kurmaya yetkilidir. İçişleri Bakanlığının yurtdışı birimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 23- 3152 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına (e) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (f) bendi (g) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
“f) Pasaport, pasaport yerine geçen belgeler ve sürücü belgelerinde yer alacak bilgiler ile biyometrik verinin türü, niteliği ve alınma yaşını tespit etmek, bu belgelerin tasarımı, temini, basımı, dağıtımı, teslimi ile üretim ve kişiselleştirilmesine ilişkin işlemleri yürütmek ve bunlara dair usul ve esasları belirlemek.”
MADDE 24- 3152 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 11- Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen pasaport ve sürücü belgesi hizmetlerine ilişkin iş ve işlemler, bir yıl içerisinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredilir. Bu sürenin uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar, pasaport ve sürücü belgesi işlemlerine ilişkin görev ve hizmetler daha önce bu görev ve hizmetleri yapmakta olan birimler veya personel tarafından yürütülmeye devam olunur.
Pasaport ve sürücü belgelerine ilişkin olarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredilen görevler hakkında diğer mevzuatta Emniyet Genel Müdürlüğüne yapılmış olan atıflar Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne, mahalli emniyet makamlarına yapılmış olan atıflar ise nüfus müdürlüklerine yapılmış sayılır.”
MADDE 25- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “merkez, taşra ve yurt dışı” ibaresi “merkez ve taşra” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın (A) bendinin sonuna aşağıdaki cümleler eklenmiş ve (C) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“Genel müdür yardımcılarının sayısı müşterek kararname ile yediye kadar çıkarılabilir. Gerek görülmesi halinde, genel müdür yardımcılarından biri mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı personel arasından genel hükümlere göre atanabilir.”
MADDE 26- 3201 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 34- Ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir.”
MADDE 27- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 27 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“g) Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının yapım, onarım, etüt ve proje işleri, araştırma-geliştirme projeleri, yiyecek ve giyecek alımları makine-teçhizat ile silah, mühimmat ve teçhizat alımlarıyla bunların bakım, onarım ve imalat işleri.”
MADDE 28- 5018 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ilgisine göre” ile “veya İçişleri Bakanlığı” ibareleri yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddeye ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının bir mali yıl içinde tamamlanması mümkün olmayan asayiş ve güvenlik hizmetlerine yönelik alımları için gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişmeye İçişleri Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 29- 5018 sayılı Kanunun 35 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının bir mali yıl içinde tamamlanması mümkün olmayan asayiş ve güvenlik hizmetlerine yönelik alımlarının avans ve kredi işlemlerine ilişkin usuller İçişleri Bakanlığınca çıkarılan yönetmelik ile düzenlenir.”
MADDE 30- 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına “hâlinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “54 üncü maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri ile ikinci fıkrası kapsamındakiler hariç,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 31- 6458 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“k) Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler.”
“(2) Bu maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri kapsamında oldukları değerlendirilen uluslararası koruma başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler hakkında uluslararası koruma işlemlerinin her aşamasında sınır dışı etme kararı alınabilir.”
MADDE 32- 6458 sayılı Kanunun 98 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Genel Müdürlük, sınır kapılarına yolcu getiren, sınır kapılarından yolcu götüren ve Türkiye içinde yolcu taşıyan taşıyıcılardan, hareketleri öncesi, hareketleri anı ve hareketleri sonrasında tüm yolcu ve mürettebat bilgilerini isteyebilir.”
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarının Kadroları
MADDE 33- 18/5/1929 tarihli ve 1453 sayılı Zabitan ve Askeri Memurların Maaşatı Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1- Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının 2 nci madde uyarınca 2016 yılı için belirlenmiş olan fiili kadroları 2016 yılı sonuna kadar uygulanır.
Jandarma Genel Komutanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile Sahil Güvenlik Komutanlığının 2017 yılı fiili kadroları 2016 yılı sonuna kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunca belirlenir.”
MADDE 34- 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 11- Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatının geçici 7 nci maddenin (b) fıkrası uyarınca 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen kadroları bu maddenin yayımı tarihinde iptal edilmiştir.”
MADDE 35- 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 8- 13/A maddesinin onyedinci fıkrası ile ihdas edilen kadrolar ile geçici 4 üncü maddenin (b) fıkrası uyarınca 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen kadrolar iptal edilmiştir.”
MADDE 36- 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına “Üniversite Öğretim elemanları” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 37- 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesinin ikinci fıkrasına “emniyet hizmetleri sınıfında” ibaresinden sonra gelmek üzere “, jandarma hizmetleri sınıfında ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfında” ibaresi ve aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er istihdamı da bu fıkra hükmüne tabidir.”
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Millî Savunma ile İlgili Düzenlemeler
MADDE 38- 16/6/1927 tarihli ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“3 üncü maddedeki hizmetleri veya yedek subaylığı esnasında bulundukları sınıfta istihdama elverişli olmadığı Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili sağlık kurullarınca verilecek raporla anlaşılanlar, sağlık durumlarının müsait olduğu sınıfa nakledilebilirler.”
MADDE 39- 1076 sayılı Kanunun 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 11- Malûliyet iddia edenlerin sevkleri, bulundukları askerlik şubelerince Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili en yakın sağlık kurullarına yapılır.”
MADDE 40- 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “askeri hastaneler” ibaresi “Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 41- 1111 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yükümlülerin sağlık muayeneleri Türk Silahlı Kuvvetleri sağlık yeteneğine ilişkin yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre yapılır. Bu muayeneler, askerlik şubesinin bulunduğu yerde öncelikle varsa kayıtlı olduğu aile hekimi tarafından, yoksa en yakın resmi sivil sağlık kuruluşunda tek tabip tarafından yapılır. Aile hekimlerince veya resmi sağlık kuruluşunca hakkında karar verilmeyenler Sağlık Bakanlığınca belirlenen en yakın yetkili sağlık kurullarına sevk edilir.
Yükümlüler hakkında ertesi yıla bırakma, sevk geciktirmesi veya askerliğe elverişli değildir kararlı sağlık raporlarını tanzim etmeye yetkili makam, Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili sağlık kuruluşu sağlık kuruludur. Ancak, yatalaklar ile gözle görülür rahatsızlığı bulunanlar hakkında ertesi yıla bırakma, sevk geciktirmesi veya askerliğe elverişli değildir kararlı sağlık raporları, askerlik şubesi başkanı veya vekili ile mülki amirliklerce görevlendirilen resmi iki sivil (varsa biri aile hekimi) tabipten teşkil edilecek geçici sağlık kurulunca verilebilir. Geçici sağlık kurulunca karar verilemeyen yükümlüler askerlik şubelerince Sağlık Bakanlığınca belirlenen en yakın yetkili sağlık kurullarına sevk edilirler.”
MADDE 42- 1111 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “askeri hastanelerde” ibaresi “Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili sağlık kurullarında” şeklinde ve aynı fıkrada yer alan “askeri hastanelere” ibaresi “Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili sağlık kurullarına” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 43- 1111 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “asker hastanesine” ibaresi “Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili sağlık kurullarına” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 44- 1111 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “askeri hastaneye” ibaresi “Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili sağlık kurullarına” şeklinde ve aynı fıkrada yer alan “Askeri hastane sağlık” ibaresi “Hastane sağlık” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 45- 1111 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “asker hastanesinde” ibareleri “Sağlık Bakanlığınca belirlenen yetkili sağlık kurullarında” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 46- 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 115 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin ikinci ve üçüncü cümleleri yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 47- 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa aşağıdaki ek geçici madde eklenmiştir.
“EK GEÇİCİ MADDE 94- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yedinci hizmet yılını tamamlamış ve onuncu hizmet yılını bitirmemiş olan astsubaylara, 109 uncu maddedeki diğer şartları taşımaları kaydıyla bu maddenin yayımı tarihinden sonra yapılacak ilk astsubaylıktan subaylığa geçiş sınavına müracaat hakkı verilir.”
MADDE 48- 31/7/1970 tarihli ve 1325 sayılı Millî Savunma Bakanlığı Görev ve Teşkilâtı Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 10- Millî Savunma Bakanlığı fiili kadrosuna dahil 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personelden Bakanlığın özelliği ve hizmetin gerekli kıldığı şart ve vasıflar göz önüne alınarak Bakanlığa intibak edemedikleri üstlerince teklif edilenlerden Bakanlıkta oluşturulacak komisyona yaptırılacak tahkikat sonucuna göre Millî Savunma Bakanınca uygun görülenler, genel hükümlere göre merkezî yönetim bütçe kanununda öngörülen atama sınırlamalarına tabi olmadan Başbakanlık aracılığıyla başka bir kurum veya kuruluşa naklen atanır.”
MADDE 49- 1325 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3- Bakanlık merkez teşkilatı kadrolarına 2017 yılı sonuna kadar yapılacak atamalar merkezi yönetim bütçe kanunlarındaki sınırlamalara tabi tutulmaz.
GEÇİCİ MADDE 4- Mesleğe özel yarışma sınavı ile girip en az üç yıllık yetişme döneminden sonra yapılan yeterlik sınavını kazanarak 23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarında Atama Usulüne İlişkin Kanuna göre müşterek kararla atanmış olan ve bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla kırk yaşını aşmayanlardan, kurumlarında Başmüfettiş, Başdenetçi, Başkontrolör unvanlarını taşıyanlar Başmüfettiş kadrolarına, Müfettiş, Denetçi, Kontrolör unvanlarını taşıyanlar ise Müfettiş kadrolarına, Teftiş Kurulu Başkanlığında görev yapmak üzere bu maddenin yayımı tarihinden itibaren iki yıl içerisinde naklen atanabilirler. Bu şekilde atananların sayısı elliyi geçemez.
GEÇİCİ MADDE 5- Yapılacak sınav tarihi itibarıyla en az üç yıl görev yapmış ve halen Kuvvet Komutanlıkları hariç Millî Savunma Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak görevli bulunanlardan; yaş, KPSS ve yabancı dil şartı aranmaksızın, 657 sayılı Kanunun ek 41 inci maddesinde belirtilen şartları taşıyanlar; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bir yıl içerisinde ve bir defaya mahsus olmak üzere Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar kapsamında yapılacak veya yaptırılacak yazılı ve sözlü veya yalnızca sözlü sınavda başarılı olanlardan Millî Savunma Uzmanı toplam kadro sayısının %20’si kadarı, tespit edilecek başarı sırasına göre Bakanlıkça belirlenen Millî Savunma Uzmanı kadrolarına atanabilir.
GEÇİCİ MADDE 6- Yapılacak sınav tarihi itibarıyla en az üç yıl görev yapmış ve halen Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarının merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak görevli bulunanlardan; yaş, KPSS ve yabancı dil şartı aranmaksızın, 657 sayılı Kanunun ek 41 inci maddesinde belirtilen şartları taşıyanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bir yıl içerisinde ve bir defaya mahsus olmak üzere ilgisine göre Genelkurmay Başkanlığı veya Bakanlıkça uygun görülecek usul ve esaslar kapsamında yapılacak veya yaptırılacak yazılı ve sözlü veya yalnızca sözlü sınavda başarılı olanlardan Silahlı Kuvvetler Uzmanı toplam kadro sayısının %20’si kadarı, tespit edilecek başarı sırasına göre Silahlı Kuvvetler Uzmanı kadrolarına atanabilir.
GEÇİCİ MADDE 7- 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendi kapsamında mesleğe alınanlardan, özel yeterlik sınavı yönetmeliklerine göre yapılan yeterlik sınavlarında başarı göstererek uzmanlığa atananlar, Millî Savunma Bakanlığının uygun görmesi halinde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bir yıl içerisinde; toplam Millî Savunma Uzmanı kadrosunun %20’si kadarı ile sınırlı kalmak kaydıyla, merkezi yönetim bütçe kanununda yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın Millî Savunma Uzmanı olarak naklen atanabilirler.”
MADDE 50- 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kırkbeş” ibaresi “elliiki” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 51- 3269 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı nedeniyle sözleşmeleri feshedilen uzman erbaşlar hakkında 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uygulanır.”
MADDE 52- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesine (B) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“C) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamında harcırah alanlar hariç olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararlarına dayanılarak yabancı ülkelere birlik hâlinde veya münferiden gönderilen subay, astsubay, uzman jandarma, sivil memur, işçi, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere (40.000), erbaş ve erlere ise (20.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık tutarı geçmemek üzere, fiilen sınır ötesinde icra edilen görev süresince damga vergisi dahil hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat ödenir.
Ödenecek tazminatın tutarı, ödenme usul ve esasları ile hangi hallerde kesileceği Millî Savunma Bakanlığının teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Başbakan onayı ile tespit edilir.”
MADDE 53- 11/5/2000 tarihli ve 4566 sayılı Harp Okulları Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak temin faaliyeti ile harp okullarının birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarına üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğrenci alınabilir. Harp okullarına geçişe ilişkin usul ve esaslar Millî Savunma Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu tarafından müştereken belirlenir.”
MADDE 54- 11/4/2002 tarihli ve 4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak temin faaliyeti ile astsubay meslek yüksek okullarına üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğrenci alınabilir. Astsubay meslek yüksek okullarına geçişe ilişkin usul ve esaslar Millî Savunma Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu tarafından müştereken belirlenir.”
MADDE 55- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 56- 10/3/2011 tarihli ve 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle sözleşmeleri feshedilen sözleşmeli erbaş ve erler hakkında 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uygulanır.”
MADDE 57- 26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“e) Üst yönetici: Bakanlıklarda müsteşarı ve kamu idarelerinde en üst yöneticiyi,”
MADDE 58- 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “rütbe” ibaresi “makam yahut rütbe” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 59- 6413 sayılı Kanunun 8 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(9) 31/7/1970 tarihli ve 1325 sayılı Millî Savunma Bakanlığı Görev ve Teşkilâtı Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde sayılan makamlara atananlardan; anılan maddenin dokuzuncu fıkrasındakiler rütbe karşılıkları, Özel Kalem Müdürü, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri ile taşra teşkilatındaki makam sahipleri albaylar, şube müdürleri ise yarbaylar gibi, bu Kanuna tabi personele disiplin veya üst disiplin amiri olarak ek-1 sayılı çizelgede gösterilen cezaları verebilirler.”
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler
MADDE 60- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
“8. Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak.”
MADDE 61- 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin birinci fıkrasının (E) bendine aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
“l) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak.”
MADDE 62- 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye 45 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 45/A maddesi eklenmiştir.
“Sözleşmeli sağlık personeli istihdamı
MADDE 45/A- (1) Bakanlık ve bağlı kuruluşları, merkez teşkilatları hariç olmak üzere ve öncelikle personel istihdamında güçlük çekilen yerlerde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası uyarınca ilgili mevzuatı gereği kura ile ataması öngörülenler dışında 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı kapsamında yer alan unvanlarla vize edilmiş pozisyonlarda bu maddede öngörülen şartlarla sözleşmeli personel istihdam edebilir.
(2) Bu kapsamdaki sözleşmeli sağlık personeli Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonucuna göre Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından yapılacak yerleştirme ile atanabileceği gibi pozisyon ve ihtiyaç durumuna göre KPSS puanı esas alınarak Bakanlık tarafından yapılacak sözlü sınavla da atama yapılabilir. Sözlü sınav ve yerleştirmeye ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.
(3) Bu madde uyarınca atanan sözleşmeli sağlık personeli dört yıl süreyle başka bir yere atanamaz. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilen personelin eşi bu personele tabidir. Ancak sözleşmeli sağlık personelinin bulunduğu ilde bir yıl görev yapması ve vizeli pozisyon bulunması durumunda; eşlerin her ikisinin de Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında sözleşmeli veya eşlerden birinin sözleşmeli, diğerinin Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında veya diğer bir kamu kurum veya kuruluşunda kadrolu statüde istihdam ediliyor olması halinde hizmet ihtiyacının daha fazla olduğu yere atamaları yapılabilir.
(4) Sözleşmeli sağlık personelinden dört yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (A) bendi kapsamındaki kadrolara atanır. Bu kadrolara atananlar, aynı yerde en az iki yıl daha görev yapar, bunlar hakkında adaylık hükümleri uygulanmaz.
(5) Bu madde hükümlerine göre kadrolara atananların, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendi uyarınca sözleşmeli pozisyonlarda geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir.
(6) Bu madde kapsamında memur kadrolarına atananlara iş sonu tazminatı ödenmez. Bu personelin önceden iş sonu tazminatı ödenmiş süreleri hariç, iş sonu tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ve 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet süresinin hesabında dikkate alınır.
(7) Bu madde çerçevesinde sözleşmeli personelin atanacağı memur kadroları, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde yer alan sınıf, unvan ve derecelerine uygun olmak şartıyla, başka bir işleme gerek kalmaksızın atama işleminin yapıldığı tarih itibarıyla ihdas edilerek ilgisine göre Bakanlık veya bağlı kuruluşlarının 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş ve kadrolara atananların pozisyonları başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. İhdas edilen kadrolar ile iptal edilen pozisyonlar; unvanı, sınıfı, adedi, derecesi, teşkilatı ve birimi belirtilmek suretiyle atama tarihinden itibaren iki ay içinde Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
(8) Bu madde kapsamında sözleşmeli sağlık personeli pozisyonlarına yapılan atama, sözleşmenin imzalanmasıyla geçerlilik kazanır. Sözleşme, imzalanmadan herhangi bir hak doğurmaz.”
ALTINCI BÖLÜM
Millî Eğitim ile İlgili Düzenlemeler
MADDE 63- 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “çeşitli kursları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “özel öğretim kurslarını,” ibaresi ile aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.
“ö) Özel öğretim kursu: Kişilerin, Bakanlıkça belirlenmiş bilim gruplarına uygun eğitim ortamlarında, öğrenim seviyelerine, ilgi ve isteklerine uygun öğretim programları doğrultusunda, bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirdiği, serbest zamanlarını değerlendirdiği bir bilim grubunda eğitim veren kurumları,”
MADDE 64- 5580 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 2- Okullar ile özel öğretim kursları hariç olmak üzere başka adlarla da olsa ilköğretim ve ortaöğretim örgün eğitim programlarının aynısı veya bir kısmını uygulayan ya da bu programlara yönelik deneme, seviye tespit sınavı gibi adlarla toplu sınav organizasyonları yapmak üzere faaliyet göstermek için yüz yüze veya uzaktan öğretim yöntemi ile özel öğretim kurumları veya yerler açılamaz, işletilemez, öğretim programları oluşturulamaz. Sivil toplum kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarının sürekli eğitim merkezleri gibi birimlerinde de bu faaliyetler yürütülemez. Belediyeler ise il millî eğitim müdürlükleri ile yapılan ve Bakanlıkça onaylanan ortak işbirliği protokolleri çerçevesinde, örgün eğitim programlarına destek mahiyetinde ücretsiz kurslar açabilir.”
MADDE 65- 5580 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6- Bu maddenin yayımı tarihinde faaliyet gösteren özel öğretim kursları, eğitim ve öğretim faaliyetlerine 1/8/2017 tarihinden itibaren bir bilim grubunda devam edebilirler. Kurum açma izinleri de buna uygun olarak düzenlenir ve en geç 4/8/2017 tarihi itibarıyla bir bilim grubunda faaliyet göstermek üzere kurum açma izinleri düzenlenmeyen özel öğretim kursları hakkında sürekli kapatma işlemi uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar ile bilim grubu tanımı Millî Eğitim Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 66- 17/6/2016 tarihli ve 6721 sayılı Türkiye Maarif Vakfı Kanununun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(3) Türkiye Maarif Vakfı tarafından örgün ve yaygın eğitim kurumları açılan ülkelerde, Millî Eğitim Bakanlığı dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarının aynı amaçla başka birimler açması veya oluşturması Millî Eğitim Bakanlığının iznine tabidir.”
MADDE 67- 6721 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Personel görevlendirilmesi
EK MADDE 1- (1) 2 nci maddede sayılan faaliyetlerinin yürütülmesi için ihtiyaç duyulan personelin temini amacıyla kamu kurumlarında istihdam edilen Devlet memurları ile öğretim elemanlarından gerekli nitelikleri taşıyanlar, Türkiye Maarif Vakfının talebi ve kendilerinin isteği üzerine kurumlarınca;
a) En fazla iki yıl süreyle Türkiye Maarif Vakfında görevlendirilebilir. Söz konusu görevlendirmeler, iki yılın dolmasından sonra gerektiğinde aynı usulle ikişer yıl süreyle en fazla üç defa uzatılabilir. Bu şekilde görevlendirilenler bu görevleri süresince aylıklı izinli sayılırlar. Bunlara, yurtdışında görev yaptıkları süre için, görevlendirildikleri ülkede sürekli görevle bulunan ve 9 uncu derecenin 1 inci kademesinden aylık alan bekâr meslek memuruna ödenmekte olan yurtdışı aylığını geçmemek üzere Mütevelli Heyetince belirlenecek tutarda Vakıf tarafından ödeme yapılabilir.
b) En fazla iki yıla kadar aylıksız izin verilmek suretiyle anılan Vakıfta görevlendirilebilir. Bu izin her iki yılda bir atamaya yetkili amirinin onayı ile memuriyetleri süresince on yıla kadar uzatılabilir. Bunlara, yurtdışında görev yaptıkları süre için, görevlendirildikleri ülkede sürekli görevle bulunan ve 9 uncu derecenin 1 inci kademesinden aylık alan bekâr meslek memuruna ödenmekte olan yurtdışı aylığının üç katını geçmemek üzere Mütevelli Heyetince belirlenecek tutarda Vakıf tarafından ödeme yapılabilir. Bunlardan görevlerine dönenlerin Türkiye Maarif Vakfında geçirdikleri hizmet sürelerinin her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir.
(2) Görevlendirilen personele bu maddeye göre ödenecek ücrete, ikili andlaşma bulunmaması nedeniyle ilgili ülke mevzuatına göre vergi tahakkuk ettirilmesi halinde ödenmesi gereken vergi tutarını, Vakıf bütçesinden ödetmeye Mütevelli Heyeti yetkilidir.
(3) Bu şekilde görevlendirilebilecek azami personel sayısı Millî Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir.
(4) Türkiye Maarif Vakfı, bu madde kapsamında görevlendirilen veya aylıksız izin verilen personelin, görevlendirildiği yere gidiş ve geliş harcırahı ile yurtdışında görev yaptığı sürece alacağı ücret ödemelerini kendi bütçesinden yapar.
(5) Bu madde kapsamında aylıksız izin verilmek suretiyle görevlendirilenlerden, önceki görevleri sebebiyle 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi veya geçici 4 üncü maddesi kapsamında sigortalı veyahut iştirakçi sayılanların; aylıksız izinli sayıldıkları sürece aynı kapsamdaki sigortalılık veya iştirakçilik ilişkisi devam eder. İlgililerin bu şekilde aylıksız izinde geçirdikleri süreler önceki kadro unvanları esas alınmak suretiyle emekli keseneğine esas aylık unsurlarının veya sigorta primine esas kazanç unsurlarının tespitinde dikkate alınır. Bu şekilde aylıksız izne ayrılanların önceki kadroları için tespit edilen sigorta primine esas kazanç veya emekli keseneğine esas aylık tutarı esas alınmak suretiyle hesaplanacak sigorta primleri veya kişi keseneği ve kurum karşılıkları ile genel sağlık sigortası primlerinin ödeme yükümlülüğü Türkiye Maarif Vakfına aittir. Bu fıkra kapsamına girenlerin aylıksız izinli sayıldıkları süreler emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınır.
(6) Bu madde kapsamına girenler ile bunların yurtdışında birlikte yaşadıkları ve 5510 sayılı Kanuna göre bakmakla yükümlü oldukları kişilerin yurtdışındaki sağlık giderleri, aylıksız izin dönemini geçmemek kaydıyla sürekli görevle yurtdışına gönderilen Devlet memurları için 5510 sayılı Kanunda belirlenmiş olan usul ve esaslar çerçevesinde karşılanır.
(7) İlgili kurumlar, söz konusu görevlendirmeleri süresi dolmadan sonlandırabileceği gibi Türkiye Maarif Vakfının gerekçeli talebini uygun görmesi halinde de sonlandırabilir.
(8) Bu madde uyarınca görevlendirilenlerden görev süresinin bitimini veya görevlendirmenin sonlandırılmasını izleyen onbeş gün içinde görevlerine dönmeyenler memuriyetten çekilmiş sayılırlar.”
YEDİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
MADDE 68- 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan “Genelkurmay Başkanlığı” ibaresi “Milli Savunma Bakanlığı” şeklinde, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi ile aynı maddenin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve beşinci fıkrasının birinci cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
“(1) Yükseköğretim Kurulu tarafından profesörler ve bakanlık merkez teşkilatlarında en az on yıl müfettiş veya denetçi olarak çalışanlar arasından önerilecek onbeş üyeden,”
“Üyelerin görev süresi üç yıldır. Görev süreleri boyunca üyelerin kurumlarıyla ilişikleri kesilir. Üyelerin yaş haddi, öğretim üyelerinde olduğu gibidir.”
MADDE 69- 2547 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (a) fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Devlet üniversitelerinde rektör Yükseköğretim Kurulu tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Bir aylık sürede önerilenlerden birisinin atanmaması ve Yükseköğretim Kurulu tarafından, iki hafta içinde yeni adaylar gösterilmemesi halinde Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak aynı Devlet üniversitesinde iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör, mütevelli heyetinin Yükseköğretim Kuruluna teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanır.”
MADDE 70- 2547 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 72- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyesi olarak görev yapmakta olanlardan üç yılını tamamlayanların görevleri kendiliğinden sona erer.”
MADDE 71- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sermayesinin yarıdan fazlası devlete ait kurum ve kuruluşlarının” ibaresi “sermayesinin yarıdan fazlası devlete ait kurum ve kuruluşlar ile kayyım sıfatıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yönetilen şirketlerin” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 72- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 73- 3713 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 16- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 21 inci maddenin birinci fıkrasının mülga (ı) bendi kapsamında Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan burs almakta olanların bursları, normal öğrenim sürelerinin sonuna kadar ilgili mevzuat hükümlerine göre verilir. Söz konusu bende istinaden yargı mercilerinde Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu aleyhine açılan davalardan feragat edilmiş sayılır. Feragat nedeniyle mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemez, verilmiş olan kararlar üzerine ayrıca herhangi bir işlem yapılmaz.”
MADDE 74- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 75- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(1) SAYILI LİSTE
KURUMU : İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : YURTDIŞI
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
SINIFI |
UNVANI |
DERECESİ |
ADEDİ |
TOPLAMI |
SGH |
İÇİŞLERİ MÜŞAVİRİ |
1 |
5 |
5 |
JH |
İÇİŞLERİ MÜŞAVİRİ |
1 |
55 |
55 |
EMH |
İÇİŞLERİ MÜŞAVİRİ |
1 |
40 |
40 |
TOPLAM |
100 |
100 |
(2) SAYILI LİSTE
KURUMU : EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLATI : MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
SINIFI |
UNVANI |
DERECESİ |
ADEDİ |
TOPLAMI |
EMH |
Genel Müdür Yardımcısı |
1 |
1 |
1 |
MİAH |
Genel Müdür Yardımcısı |
1 |
1 |
1 |
TOPLAM |
2 |
2 |
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 28/3/2018 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Fatih ŞAHİN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu Kanun, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Kanun’un Yok Hükmünde Olduğunun Tespiti Talebinin İncelenmesi
3. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kanun’un olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesinin (OHAL KHK’sı) onaylanmasından ibaret olduğu, OHAL KHK’sı ile olağanüstü hâlle ilgisi olmayan, olağanüstü hâlin gerekli kılmadığı konularda, olağanüstü hâlin kapsamını ve süresini aşan düzenlemelerin öngörüldüğü, yürürlükteki kanunlarda genel ve sürekli nitelikte değişiklikler yapıldığı, olağanüstü hâl döneminde temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması veya durdurulması hâllerinin kanunla düzenlenmesi gerektiği hâlde OHAL KHK’sı ile hükme bağlandığı, bu nedenlerle Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kuruluna tanınan olağanüstü hâllerle ilgili ve sınırlı düzenleme yapma yetkisinin aşıldığı ve yasama yetkisinin gasp edildiği, OHAL KHK’sında yer alan hükümlerin tamamının Bakanlar Kurulu üyelerince okunmadan ve söz konusu düzenlemelerin hazırlanmasından önce imzalandığı, bu itibarla Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun iradesinin oluşmadığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) öngördüğü otuz günlük süre içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda görüşülmemesi sebebiyle OHAL KHK’sının bu niteliğini yitirdiği, anılan süreden sonra görüşülüp karara bağlanmasının ise niteliğini kaybetmiş olan OHAL KHK’sını geçerli hâle getirmeyeceği, OHAL KHK’sının Meclis kararı ile onaylanması gerekirken kanunla onaylanmasının yasama yetkisinin gaspı sonucunu doğurduğu belirtilerek Kanun’un Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 6., 7., 11. ve 121. maddelerine aykırı olduğu ve öncelikle yokluğunun tespitine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
4. Anayasa’nın 87. maddesinde kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak, TBMM’nin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 89. maddesinde de Cumhurbaşkanının TBMM’ce kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlayacağı, yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları ise bir daha görüşülmek üzere aynı süre içinde TBMM’ye geri göndereceği belirtilmiştir.
5. Kanun tasarı ve tekliflerinin TBMM’de görüşülerek kabul edilmesi, söz konusu tasarı veya teklifin kanunlaşması sonucunu doğurmakta; bir başka deyişle TBMM’nin tasarı ve teklifin kabulü yönündeki iradesi, kanunun varlık kazanması için gerekli ve yeterli bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının bir kanunu yayımlaması, TBMM’nin bu yöndeki kabulü ile vücut bulan kanuna yeniden varlık sağlamadığı gibi bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermesi de kanunun varlığını ortadan kaldırmamaktadır. Belirtilen nedenle Cumhurbaşkanının kanunu yayımlama iradesi ve kanunun Resmî Gazete’de yayımlanması, kanunun aleniyet kazanması ve yürürlüğe girmesi bakımından önem taşımaktadır.
6. Bir normun yokluğu, hukuk dünyasında hiç doğmamış olduğunun ifadesidir. Normun varlığı ise, o normun yürürlüğe girmesine ve uygulanmasına bağlı bulunmamaktadır. Varlık, yürürlük ve uygulanma kavramları birbirinden farklı olup varlık, bir normun hukuk âleminde vücut bulmasını ifade etmektedir. Kanunlar bakımından yokluk, parlamento iradesinin bulunmaması gibi durumlarda, başka bir ifadeyle bir normun varlığının zorunlu koşulları bulunmadığı takdirde söz konusu olabilecektir.
7. Yokluktan farklı olan hukuka aykırılık hâli ise hukuk âleminde var olan normun, hukukun öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde çıkarılmaması anlamını taşımaktadır. Hukuka aykırılık hâli ne kadar ağır ve açık olursa olsun bir normun hukuka aykırı olması, zorunlu koşullarının bulunması suretiyle var olan o normun yokluğu sonucunu doğurmaz. Bu nedenle kanunların veya kanun hükümlerinin Anayasa’ya uygunluk denetimi kapsamında incelenmesi gereken hususlarda Anayasa’ya aykırılığının tespiti, ilgili kanun veya kanun hükümlerinin yokluğunu değil iptalini gerekli kılar.
8. Dava dilekçesinde Kanun’un Anayasa’ya aykırılığı yolunda ileri sürülen hususlar ile Kanun’da yer alan düzenlemelerin niteliği, Kanun’un varlık kazanmasını imkânsız kılan hâller kapsamına girmediğinden, söz konusu kuralların Anayasa’ya uygunluk denetimi kapsamında incelenmesini ve bu inceleme neticesinde varılacak sonuca göre ilgili kuralın iptalini ya da iptal talebinin reddini gerekli kılmaktadır.
9. Açıklanan nedenlerle, Kanun’un yok hükmünde olduğunun tespiti talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Kadir ÖZKAYA ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ bu sonuca farklı gerekçeyle katılmışlardır.
B. Kanun’un Şekil Bakımından Anayasa’ya Aykırı Olduğu Gerekçesiyle İptali Talebinin İncelenmesi
10. Dava dilekçesinde özetle; OHAL KHK’larının, TBMM’de görüşülmesi için İçtüzük’te öngörülen otuz günlük sürenin bitiminin ardından dava konusu Kanun’a dayanak teşkil eden OHAL KHK’sının TBMM’ce kabul edilmesinin eylemli İçtüzük değişikliği niteliğinde olduğu ve İçtüzük’ün değiştirilmesine ilişkin Anayasa ve İçtüzük’te yer alan usul hükümlerine uyulmadığı, öte yandan Kanun’un doğrudan uygulanabilir şekildeki Anayasa hükümlerine aykırı düzenlemeler içermesi nedeniyle maddi anlamda Anayasa değişikliği niteliğinde olduğu ve Anayasa değişiklikleri için özel olarak Anayasa’da öngörülmüş teklif ve oylama çoğunluğu ile iki kez görüşme koşullarının yerine getirilmediği belirtilerek Kanun’un şekil bakımından Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
11. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca Kanun ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 148. maddesi yönünden de incelenmiştir.
12. Kanunların esas bakımından Anayasa’ya uygunluk denetimi; kanunun içeriği, bir başka ifadeyle kanunun maddi hukuk dünyasında yarattığı değişiklik bakımından Anayasa’ya uygun olup olmadığını ifade etmektedir. Şekil bakımından uygunluk ise teklif ve tasarıların kanunlaşabilmesi için, diğer bir anlatımla maddi olarak varlık kazanabilmesi için Anayasa’da öngörülen usullere uyulup uyulmadığının denetimini ifade etmektedir.
13. Anayasa’nın 148. maddesinin ikinci fıkrasında, kanunların şekil bakımından denetlenmesinin son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı hususu ile sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
14. Anayasa’nın 148. maddesinin gerekçesinde de Genel Kurul tarafından yapılan son oylamadan önce vücut bulan şekil bozukluklarını Genel Kurulun bildiği veya bilmesi gerektiğinin varsayıldığı belirtilerek son oylamadan önce yapılan şekil bozukluklarının iptale neden olamayacağı ifade edilmiş ve “Genel Kurulun oylama yapıp kanunu kabul etmesi, şekil bozukluğunu, o kanunu kabul etmemek için yeterli neden saymadığı yolunda bir irade tecellisidir. En büyük organ genel kuruldur. Onun iradesi hilafına bir sonuç çıkarmak hukukun ana esaslarına aykırı düşer. Bu nedenle son oylamadan önceki şekil bozuklukları, iptal sebebi sayılmamıştır.” denilmiştir.
15. Anayasa’nın 148. maddesinin açık hükmü ve gerekçesi karşısında kanunların şekil bakımından denetiminde, son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığından başka bir hususun esas alınmasına ve bu suretle kanunların şekil bakımından denetimlerinin yapılabilmesine imkân bulunmamaktadır.
16. Anayasa’nın “Toplantı ve karar yeter sayısı” başlıklı 96. maddesinde, ”Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz” denilmektedir. Bu çerçevede TBMM’nin bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri olan 184 milletvekiliyle toplanması, toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar vermesi ve karar yeter sayısının hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlası olan 139 milletvekilinden az olmaması gerekmektedir.
17. Kanun’un görüşülmesine ilişkin TBMM Genel Kurul tutanaklarının incelenmesinden KHK’nın tümü üzerindeki oylamanın açık oylama yöntemiyle yapıldığı ve kullanılan 245 oyun 225’inin kabul, 20’sinin ret olduğu ve son oylamanın Anayasa’nın 96. maddesinde öngörülen çoğunlukla yapıldığı anlaşıldığından, Anayasa’nın 148. maddesine aykırılık bulunmamaktadır.
18. Öte yandan dava dilekçesinde yer alan diğer Anayasa’ya aykırılık iddialarının Kanun’un şekil bakımından denetimini gerektirmesi, bu denetimin ise son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı hususuyla sınırlı olması nedeniyle söz konusu aykırılık iddialarının incelenmesi Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamı dışında kalmaktadır.
19. Açıklanan nedenlerle, son oylamasının Anayasa’da öngörülen çoğunlukla yapıldığı açık olan Kanun, Anayasa’nın 148. maddesine aykırı değildir. Şekil bakımından iptal talebinin reddi gerekir.
IV. HÜKÜM
1/2/2018 tarihli ve 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. Yok hükmünde olduğunun tespiti talebinin REDDİNE,
B. Şekil bakımından Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE,
31/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan Zühtü ARSLAN |
Başkanvekili Burhan ÜSTÜN |
Başkanvekili Engin YILDIRIM |
Üye Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye Serruh KALELİ |
Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
Üye Recep KÖMÜRCÜ |
Üye Nuri NECİPOĞLU |
Üye Hicabi DURSUN |
Üye Celal Mümtaz AKINCI |
Üye Muammer TOPAL |
Üye M. Emin KUZ |
Üye Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üye Kadir ÖZKAYA |
Üye Rıdvan GÜLEÇ |
Üye Recai AKYEL |
Üye Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
FARKLI GEREKÇE
Dava konusu Kanun’un yok hükmünde olduğunun tespiti yönündeki talebin reddine ilişkin karara, Anayasa Mahkemesinin 31/5/2018 tarihli ve E.2018/42, K.2018/48 sayılı kararına yazdığım farklı gerekçeyle katılıyorum.
Başkan Zühtü ARSLAN |
FARKLI GEREKÇE
Mahkememiz çoğunluğu, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların “Kanun’un varlık kazanmasını imkânsız kılan hâller kapsamına girmediğinden” yok hükmünde olduğunun tespiti yönündeki talebin reddine karar vermiştir.
Çoğunluğun red sonucuna, Anayasa Mahkemesinin 31/5/2018 tarihli ve E.2018/42, K.2018/48 sayılı kararına Başkan Zühtü ARSLAN’ın yazdığı farklı gerekçeyle katılıyoruz.
Üye Kadir ÖZKAYA |
Üye Yusuf Şevki HAKYEMEZ |