Danıştay 4. Daire 2018/5216 Esas 2022/4061 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/5216
Karar No: 2022/4061
Karar Tarihi: 15.06.2022

Danıştay 4. Daire 2018/5216 Esas 2022/4061 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/5216 E.  ,  2022/4061 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/5216
    Karar No : 2022/4061

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : Tasfiye Halinde … Elektrik İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2011 ila 2016 dönemleri hesap ve işlemlerinin sahte belge düzenleme fiili yönünden incelenmesi neticesinde tanzim edilen … tarih ve … sayılı rapor ile bu rapor sonucu her yıl ve vergi türü bakımından tanzim edilen muhtelif raporlara dayanılarak 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 yıllarına ilişkin tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi, 2011/1-3,4-6,7-9,10-12, 2012/4-6, 2013/4-6, 2014/1-3, 2015/7-9, 2016/1-3 dönemleri için tarh edilen vergi ziyaı cezalı geçici vergiler, 2011/1,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12, 2012/1,1, 2013/7,11, 2014/7, 2015/7, 2016/1 dönemleri için tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Yasa'nın mükerrer 355/1-1 maddesi uyarınca 2011/1 dönemi için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; olayda, her ne kadar davacı hakkında sahte fatura düzenlediğinden bahisle vergi ve cezalar her bir tür ve dönem bakımından farklı bir vergi inceleme raporuna konu edilerek, bu raporlar uyarınca vergi ve cezaların tarhı yoluna gidilmiş ise de; söz konusu vergi raporlarının incelenmesinden, raporların muhtelif bölümlerinde davacı hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporuna atıf yapılarak, vergi tekniği raporunda tespit edilen matrahların yapılan incelemelere esas alındığı, matraha ulaşılma biçim ve yöntemi ile alakalı olarak atıfta bulunulan vergi tekniği raporundaki ayrıntı, tespit ve belirlemelere ayrıca düzenlenen vergi inceleme raporlarında yer verilmediği görülmüş, dolayısıyla dava konusu vergi ve cezaların temelde davacı hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporuna dayandığı sonucuna ulaşıldığı, davacı hakkında tanzim edilen vergi/ceza ihbarnamelerinin davacıya tebliğ edilmesine karşın davacı hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunun tebliğe konu edilmediği, bu durumda, davacının hangi suç ile isnad edildiğini öğrenme ve bu duruma göre savunma yapma hakkı elinden alınmış bulunmaktadır. Bu durum karşısında, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı davacının savunma hakkının engellendiği tartışmasız olduğundan sadece vergi ve ceza ihbarnameleri tebliğ edilmek suretiyle, işlemlerin dayanağı vergi tekniği raporu davacıya tebliğ edilmeden yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı, 2011/1 dönemi için kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin olarak; davacı tarafından düzeltme amacıyla verilen (Bs) bildirimi ile farklı firmaya yapılan ve …- TL'nin üzerindeki satış için düzeltme bildiriminde bulunulduğu, ancak bu düzeltmelerin (Bs) bildirim verme süresi içinde değil, bildirim verme süresi sona erdikten sonra yapıldığı anlaşıldığından davacı adına 213 sayılı Kanunun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesinin kabule ilişkin kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının savunma hakkının kısıtlanmadığı, hukuka uygun olmayan mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Anayasa'nın 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu yolundaki düzenlemeyle, hak arama özgürlüğü; kişilerin yargı organları önünde davacı veya davalı olarak haklarını savunabilmek için başvurabilmesi ve bu organlar önünde adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde yargılanma hakkının bulunması olarak tanımlanmıştır.
    İç hukukumuzda bağlayıcılığı bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde, hak aramada, yargısal başvuru yönteminin karşılığı ise Sözleşmenin 6. maddesinde, "adil yargılanma hakkı" başlığı altında düzenlenmiştir.
    Hukukun üstünlüğüne bağlı demokratik toplumun temel değerlerini yansıtan bir haklar ve ilkeler bütünü olan "Adil yargılanma ilkesinin" özünü, hakkaniyete uygun yargılama ilkesi oluşturmaktadır. Yargılama sürecinin bizzat kendisini sorgulamayı amaçlayan; tarafların, usulden kaynaklanan hakları garanti altına alarak, yargılama süreci ve usulünün adil olup olmadığının denetlenmesi imkanı sağlayan adil yargılanma ilkesinin hayata geçirilebilmesi, ilgililerin dava açabilme hakkına sahip olmasını gerektirmektedir.
    Adil yargılanmaya ilişkin iddiaların incelenebilmesi için yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediği, karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığı, kendi delil ve iddialarını sunamadığı ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının mahkeme tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğu gibi hususlarda; karara etkisi olacak unsurların değerlendirilmediği, eksik değerlendirildiği, ihmal ya da açıkça keyfi davranıldığı yolunda bir bilgi ya da belge sunulmuş olması gerekmektedir.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından adil yargılanma hakkının zımni gerekleri ve bir yargılamanın adil olup olmadığı değerlendirilirken mesele, sadece belli bir hadise veya usul ihlali açısından değil, tüm aşamalara ilişkin kümülatif bir analizle ele alınmakta; bir aşamadaki kusurun, sonraki aşamada telafi edilmiş olmasına da dikkat çekilmektedir. (Miailhe/Fransa-No:2, Monnell ve Moris/Birleşik Krallık-prg. 55-70)
    Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere adil yargılanma hakkı ve bu hakkın bünyesinde barındırdığı diğer haklar, açılmış ve görülmekte olan bir davada kullanılabilecek niteliklere sahip olup, mahkemece yerine getirilen yargılama faaliyetinin bu ilkelere uygun olup olmadığının, istinaf veya temyiz mercii; bireysel başvuru yolunun kullanılması halinde ise, Anayasa Mahkemesi/AİHM tarafından denetlenmesini sağlayan araçlardır.
    Kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden hesaplanıp, vergi alacağının miktar olarak tespit edilmesi olarak tanımlanan tarh işleminin; tebliğ edilmiş olması şartıyla ilgilisi hakkında hukuki sonuç doğuracağı hususunda tartışma bulunmamaktadır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 35. maddesinin son fıkrasında, vergi inceleme raporlarının ekleneceği belirtilen ihbarnameler; Kanunun 34. maddesi uyarınca, ikmalen ve re'sen salınan vergilerin, ilgililere tebliğini sağlayan işlemler olup, değinilen düzenlemeler uyarınca ana kural, vergi inceleme raporlarının vergi ve ceza ihbarnamesine eklenerek tebliğ edilmesidir. Genel olarak uygulamada da bu şekilde yerine getirilmekle birlikte, söz konusu raporların eklenmediği durumlarda, ilk derece mahkemesi tarafından ara kararıyla istenmesi ya da re'sen idarece dava dosyasına sunulması üzerine davacı tarafından incelenmek ve haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerini sunmasına imkan vermek suretiyle bu eksikliğin, yargılama aşamasında giderilmesi mümkündür.
    Mahkeme tarafından istenilmesine rağmen idarece sunulmamasının söz konusu olabileceği hallerde ise, bu durumun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hangisine aykırı düştüğü belirlenerek karar verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla yargılama aşamasında, mahkemece tesis edilmesi gereken "savunma hakkı"nın, idare tarafından sağlanmadığı gerekçesine dayanılamayacağı açıktır.
    Dosyanın incelenmesinden, davacı adına tarh edilen dava konusu cezalı vergilere ilişkin ihbarnamelerle birlikte davacı adına düzenlenen vergi inceleme raporlarının tebliğ edildiği ancak söz konusu vergi inceleme raporlarına dayanak alınan ve davacı adına düzenlenen3436/19 sayılı Vergi Tekniği Raporunun tebliğ edilmediği, Vergi Mahkemesince bu durumun davacının savunma hakkını kısıtladığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına dayanak alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar vergi tekniği raporunun ihbarnameye eklenerek davacıya tebliğ edilmediği belirtilmiş ise de; dava konusu cezalı vergilere ilişkin ihbarnamelerin tebellüğünden itibaren dava açma süresi içinde Vergi Mahkemesinde vergilendirme işlemine karşı dava açılıp uyuşmazlık yargı merciine taşınarak idarenin tüm iddia ve işlemlerine karşı itiraz etme imkanının elde edildiği görülmektedir.
    Bu durumda, davacının ulaşmak istediği halde ulaşamadığını belirttiği bir belgenin veya bilginin olduğundan bahsedilemeyeceğinden, davalı idare tarafından savunma dilekçesi ekinde dosyaya sunulan vergi tekniği raporundaki ve vergi inceleme raporlarındaki tespitler değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken cezalı tarhiyatın kaldırılmasına hükmeden Mahkeme kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara