Esas No: 2020/2579
Karar No: 2020/5717
Karar Tarihi: 07.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2579 Esas 2020/5717 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 05.11.2015 tarih ve 2015/368-2015/370 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında yapılan 20/03/2012 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile davacının Samsun İli, Canik İlçesi, Hasköy Mahallesi, ...Ada, ...Parsel, ...CID pafta numaralı, ... Arsa paylı, B Blok, .... Kat, ... No"lu mağaza niteliğindeki taşınmazı 545.000,00 TL bedelle vekaletname ile satın aldığını, davacının dava konusu taşınmazın gerçek değerinin 545.000,00 TL değil en fazla 50.000,00 TL edeceğini, 7 Kasım 2013 tarihinde Eskidji tarafından yapılan Gayrimenkul müzayedesi "Samsun Lovelet AVM Mağazaları açık arttırması-Online Katalog" ile öğrendiğini, yapılan sözleşmenin nevi şahsına münhasır bir sözleşme olmakla mülkiyet hakkı vermiş gibi görünüp sözleşme konusu taşınmazda davacının bir tasarruf yetkisi bulunmadığını, davacının taşınmazı kendisi kullanamadığını, üçüncü kişiler ile kira sözleşmesi yapamadığını, sözleşmenin karmaşık kurallar içeren hukukla uğraşan insanların bile zor anlayacağı türden bir sözleşme olduğunu, pazarlamacılar aracılığı ile yapılan bir sözleşme olduğundan davacının deneyimsizliğinin ve düşüncesizliğinin varlığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek, belirsiz alacak davalarının kabulüne, BK. m. 28 gereğince edimler arası orantısızlıktan doğan 50.000 TL alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile akdin kurulduğu 20.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının belirsiz alacak davasında talep ettiği kalemin belirlenmesinin kolaylıkla mümkün olduğunu, davacının dava dilekçesinde 545.000,00 TL bedelle satın aldığı gayrimenkulün aslında en fazla 50.000,00 TL edeceğini, edimler arası orantısızlık miktarı iddiasının 495.000,00 TL olduğunu beyan ettiğini, belirsiz alacak davasına ilişkin koşulların bulunmadığını, akdin yapıldığı tarihin 20.03.2012 olduğunu, BK" nın 28/2 maddesi gereğince davanın açılması için bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 20.03.2012 tarihli satış sözleşmesinde davaya konu olan gayrimenkul bedelinin iddia edildiği gibi 540.000,00 TL değil 220.000,00 TL olduğunu, sözleşmeden yaklaşık bir buçuk yıl sonra Samsun ilinde büyük bir sel felaketi meydana gelerek çok büyük maddi hasarlar oluşturduğunu, davacının gayrimenkulünün bulunduğu Lovelet AVM "nin giderek bir değer kaybına uğradığını, mücbir sebepten kaynaklanan zararın sorumluluğunun davalı şirkete yükletilemeyeceğini, taraflar arasında sözleşme anında satış bedeli konusunda hiçbir uyuşmazlığın bulunmadığını, davacının tecrübesizliğinin ve düşüncesizliğinin olmadığını, davalının bu durumu bilerek yararlanma kastının bulunmadığını, gabin koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, somut olayda gabinin varlığının kabul edilebilmesi için objektif unsurun yanında gerçekleşmesi gereken subjektif unsur olan müzayaka, tecrübesizlik ve düşüncesizlik unsurlarından bir veya birkaçının objektif unsura eklenmesi gerektiği, davacının tecrübesizlik ve deneyimsizlikle karmaşık kurallar içeren hukukla uğraşan insanların bile zor anlayacağı şekilde düzenlenen protokolü imzaladığını ifade ettiği, taraflar arasında düzenlenen protokolün 20.03.2012 tarihinde düzenlendiği, BK"nın 28. maddesi gereğince bu tarihten itibaren hak düşürücü sürenin akdin düzenlendiği tarihten itibaren bir yıl olduğu, bu sürenin 20.03.2013 tarihinde sona erdiği, davacının gabin iddiasına dayalı açılan bu davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 18,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.