Danıştay 5. Daire 2021/7730 Esas 2022/4892 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Daire
Esas No: 2021/7730
Karar No: 2022/4892
Karar Tarihi: 15.06.2022

Danıştay 5. Daire 2021/7730 Esas 2022/4892 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/7730 E.  ,  2022/4892 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    BEŞİNCİ DAİRE
    Esas No : 2021/7730
    Karar No : 2022/4892

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davalı kurum bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan maaş haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dosyada yer alan mevcut bilgi ve belgelerle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından yapılan tespitler ve UYAP kayıtlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının; FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir Bank Asya isimli banka için ülke genelinde eylemler yapıldığı tarihte anılan bankaya para yatırdığı, hesabında bulunan para miktarını FETÖ/PDY terör örgütü liderinin talimat verdiği tarih sonrasındaki dönemde arttırdığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olan Aktif Eğitimciler Sendikasına toplam 38 ay süreyle üye olduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel Yavuz Selim-Güzide Hanım Ortaokulunda çocuklarının 2014-2016 yılları arasında öğrenim kaydının bulunduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne 01/01/2014-25/10/2014 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu, söz konusu tespitleri mesnetsiz bırakacak somut herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, ayrıca … Ağır Ceza Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararı ile davacının, örgüt talimatı ile Bank Asya'ya para yatırdığı, örgüte müzahir sendika üyesi olduğu tespit edilerek FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediği sabit görülerek hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu gerekçesiyle dava konusu Komisyon kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi isteminin de reddi gerektiği belirtilmiştir. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında yapılan ceza yargılamasında, davacının Bank Asya hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemi olduğu değerlendirmelerine yer verilerek silahlı terör örgütüne yardım suçundan beraatine karar verildiği anlaşılmakla davacının terör örgütüne yardım ettiğinin kabul edilemeyeceği, ancak davalı idarece davacı hakkında silahlı terör örgütüne yardım suçundan yürütülen ceza yargılamasından bağımsız olarak Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile irtibatının veya iltisakının bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapıldığı, Bank Asyadaki hesap hareketleri ile dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile ceza davasında yer alan delil ve olgular birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının olduğu sonucuna varılarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden doğan haklarının ihlal edildiği, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, hakkında yürütülen soruşturmada beraat ettiği, yargılama aşamasında FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakının somut gerekçelerle ortaya konulmadığı, masumiyet karinesine aykırı hareket edildiği, Bank Asya'nın faaliyetlerinin yasal olduğu, kapatılıncaya kadar yasal zeminde faaliyet gösterdiği kabul edilen sendika ya da dernek üyeliğinin dava konusu işleme dayanak olarak alınamayacağı iddia edilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
    Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
    Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
    MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
    01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler'' başlıklı 2. maddesinde: ''(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesinin 24/06/2021 tarih ve E:2018/81, K:2021/45 sayılı kararıyla 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan; a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından, c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatından, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
    Davacı, davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvuru 14/01/2019 tarih ve 2019/2158 sayılı işlem ile reddedilmiştir.
    Bunun üzerine, anılan kararın iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan maaş haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
    Diğer yandan davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde ise … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca anılan suçu işlediğinin sabit olmadığı (delil yetersizliği) gerekçesiyle beraatine karar verildiği, Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan beraat kararının temyiz edilmeden kesinleştiği görülmüştür.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
    AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
    Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara üyelik, mensubiyet, iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir. Yukarıda yer verilen yapılara üyelik ve mensubiyet olmasa da bu yapılara iltisaklı veya bunlarla irtibatlı bulunulması hâli de anılan tedbirin uygulanabilmesi için yeterlidir.
    Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
    Her ne kadar İdare Mahkemesi kararında; davacının; FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir Bank Asya isimli banka için ülke genelinde eylemler yapıldığı tarihte anılan bankaya para yatırdığı, hesabında bulunan para miktarını FETÖ/PDY terör örgütü liderinin talimat verdiği tarih sonrasındaki dönemde arttırdığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olan Aktif Eğitimciler Sendikasına toplam 38 ay süreyle üye olduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel Yavuz Selim-Güzide Hanım Ortaokulunda çocuklarının 2014-2016 yılları arasında öğrenim kaydının bulunduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne 01/01/2014-25/10/2014 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu, söz konusu tespitleri mesnetsiz bırakacak somut herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, ayrıca … Ağır Ceza Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararı ile davacının, örgüt talimatı ile Bank Asya'ya para yatırdığı ve örgüte müzahir sendika üyesi olduğu tespit edilerek FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediği sabit görülerek hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği gerekçelerine yer verilmiş ise de davacı tarafından bu tespitlerle ilgili olarak, ceza yargılaması ve dava dilekçesi beyanlarından özetle; babasıyla birlikte yaşadığını, eşinin görme engelli olduğu, hem babasının hem de eşinin maaş kartlarıyla kendisinin ilgilendiği, birikim yapmak için birikimlerini İhlas Finansa yatırdığı, söz konusu banka iflas edince faizsiz bankacılık olması nediyle Bank Asya'da yatırım yaptığı, Bank Asya hesabını 2006 yılında açtırdığı, o tarihten sonra sürekli olarak kullandığı, terör örgütü liderinin talimatı ile para yatırma ya da çekme işlemi yapmadığını, 2013 yılı öncesine ait işlem hacminin talimat tarihinden sonra yatırılan paradan 5 kat fazla olduğu, 01/2011-12/2013 dönemi arasında işlem hacminin yaklaşık 149.000,00-TL olmasına karşın 12/2013-02/2015 dönemi arasında 25.000,00-TL olduğu ve bu dönemde paranın tamamının çekildiği, Sendika üyeliğinin Anayasal hak olduğu, üyelik kaydını daha sonra silmeye çalışmasına rağmen dönemin idarecileri tarafından hak mahrumiyetine uğrayacağı yönündeki telkini sonrası üyeliğini sürdürdüğü, bununla birlikte söz konusu sendikanın FETÖ/PDY ile irtibatlı olduğunu bilmediği ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu sendikanın FETÖ/PDY ile irtibatlı olduğu söylenince istifa dilekçesini verdiği, Kimse Yok Mu Derneğine SMS yolu ile yapılan bağışın tamamen dini ve insani duygularla yapıldığı, bir kaç saniye sürecek bir işlem ile kolayca hayır yapma gayesiyle hareket ettiği, çocuklarını örgütle ilişkili okullarda okutmasının örgüt üyeliği için suçun yeterli maddi ve manevi unsurunu oluşturmayacağı ileri sürülmüştür.
    UYAP kayıtları ve dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza yargılaması neticesinde, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; "... Sanığın Bankasya hesaplarına bakıldığında talimat dönemlerinin öncesinde de açılmış hesabının bulunması ve aynı şekilde talimat dönemlerinden öncesi ve sonrası tarihlerde de hesabında para hareketliliğinin bulunması karşısında, sanığın örgüt liderinin talimatına istinaden Bankasya'nın TMSF'ye devrinin engellenmesi amacıyla para yatırdığına dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin elde edilemediği, Bankasya'daki hesap hareketlerinin rutin bankacılık faaliyetleri kapsamında kabul edilmesi gerektiği ..." yolundaki tespitler ile davacının beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının Bank Asya'daki hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemleri sınırında kaldığı, terör örgütüne müzahir sendikada yöneticilik ve benzeri şekilde aktif bir görev üstlenmeksizin sürdürülen sendika üyeliğinin, salt bu haliyle örgütsel amaçla hareket edildiğini ortaya koyabilecek bir husus olmadığı, herhangi bir somut tespit, tanık beyanı ya da başkaca bir bilgi ve belge ile ortaya konulamadığı sürece salt sendika üyeliğinin FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakı olduğu yönünde değerlendirilemeyeceği, Kimse Yok Mu Derneği'ne yapıldığı belirtilen ödemenin mahiyetinin bilinmediği, devamlılığı konusunda dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı, bu ödemenin davacının beyanın aksine olarak ihtiyaç sahiplerine ulaşacağı saiki ile insani duygularla değil de örgüte yardım mahiyetiyle yapıldığına yönelik somut bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, aynı şekilde davacının çocuklarının örgüte müzahir okula gitmesine yönelik davacının beyan ettiği üzere eğitim saikiyle hareket ettiğinin aksine örgütsel amaçla hareket ettiğini ortaya koyabilecek somut bir tespit, tanık beyanı ya da başkaca bir bilgi ve belgenin de dava dosyasında yer almadığı görülmekle birlikte davacı hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan kesinleşmiş beraat kararı bulunduğu da dikkate alındığında davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara