Esas No: 2022/3654
Karar No: 2022/4908
Karar Tarihi: 15.06.2022
Danıştay 5. Daire 2022/3654 Esas 2022/4908 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2022/3654 E. , 2022/4908 K.Özet:
Davalı idare bünyesinde polis memuru olarak görev yapan ve 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacının, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvuru reddedildi. Davacı, mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle dava açtı ancak davasının reddine karar verildi. Davacı, Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemiyle Danıştay'a başvurdu. Danıştay, davacının temyiz iddialarının usule uygun olmadığına karar vererek Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına hükmetti. Kullanılan kanun maddeleri: 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa'nın 15 ve 121. maddeleri, AİHS'nin Ek 7. Protokolünün 4. maddesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. ve 50. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesi.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3654
Karar No : 2022/4908
Temyiz Eden (Davacı) : …'ye vesayeten …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı): … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve ... sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Bölge İdare Mahkemesince hiçbir bireyselleştirme yapılmaksızın karar verildiği, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte hakkında ceza davası veya mahkumiyet hükmünün bulunmadığı, AİHS'nin Ek 7. Protokolünün 4. maddesine göre aynı eylem ya da suçlamalar nedeniyle bir kişi hakkında iki ayrı yargılama yapılamayacağı gibi iki ayrı cezaya da hükmedilemeyeceği, kanuni hakim güvencesine aykırı hareket edildiği, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, ByLock'un münhasıran FETÖ/PDY'nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, ByLock programının dijital platformda dağıtılan bir program olduğu, ByLock verilerinin delil olarak kullanılamayacağı, çekişmeli yargılama, silahların eşitliği ve bağımsızlık ilkelerinin ihlal edildiği, ByLock'a ilişkin ana deliller (hard disk ve flaş bellek) üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, telefona indirilen bir program nedeniyle hiçbir kimsenin terör örgütü üyesi olamayacağı, ByLock programının suç olabilmesi için yazılan mesajların örgütsel faaliyet kapsamında ve suç teşkil eden içerikte olması gerektiği, haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiği, "garson" isimli gizli tanığın beyanlarının çelişkilerle dolu olduğu, gerçeği yansıtmadığı, eksik ve yanlış bilgiler içerdiği, Anayasa'nın 15 ve 121. maddeleri uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL'in gerektirdiği ölçüde ve OHAL'e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, kendisinin OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, Devlete karşı olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı, bu durumun hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkelerini ihlal ettiği, OHAL Komisyonunca hak ihlallerin yönünden inceleme yapılmadığı, dava konusu işlem ile Anayasa ve AİHS'de güvence altına alınan bir çok temel hak ve ilkenin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, adli yardım kararından dolayı tahsili ertelenmiş olan temyiz aşamasındaki yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesi, 1. fıkrası uyarınca, davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.