Esas No: 2018/114
Karar No: 2018/91
Karar Tarihi: 25/09/2018
AYM 2018/114 Esas 2018/91 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas Sayısı : 2018/114
Karar Sayısı : 2018/91
Karar Tarihi : 25/9/2018
R.G. Tarih – Sayı : Tebliğ edildi.
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte 136 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 4/6/2018 tarihli ve 701 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin;
A. 1. maddesinin ve ekli (1) sayılı listenin,
B. 3. maddesinin ve ekli (4) sayılı listenin,
C. 4. maddesinin ve ekli (5) sayılı listenin,
Ç. 5. maddesinin ve ekli (6) sayılı listenin,
D. 6. maddesinin ve ekli (7) sayılı listenin,
E. 7. maddesinin ve ekli (8) sayılı listenin,
Anayasa’nın 2., 8., 11., 13., 15., 17., 20., 23., 28., 29., 30., 33., 35., 36., 38., 42., 48., 49., 70., 91., 121., 128., 129. ve 130. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME KURALLARI
İptali talep edilen kuralların yer aldığı 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK);
1. 1. maddesi şöyledir:
“Kamu personeline ilişkin tedbirler
MADDE 1- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.”
2. 3. maddesi şöyledir:
“Rütbesi alınan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli
MADDE 3- (1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, istifa eden veya başka bir sebeple ayrılanlardan, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (4) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır ve emekli kimlikleri iptal edilir. Bu kişiler kamu görevine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler. Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, pilot lisansları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.”
3. 4. maddesi şöyledir:
“Rütbesi alınan Emniyet Teşkilatı personeli
MADDE 4- (1) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun 55 inci maddesinin ondokuzuncu ve yirminci fıkraları ile geçici 27 nci maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilenler, kendi isteğiyle emekli olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (5) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır. Bu kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler; ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, emekli polis kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.”
4. 5. maddesi şöyledir:
“Rütbesi alınan Jandarma Genel Komutanlığı Teşkilatı personeli
MADDE 5- (1) Jandarma Genel Komutanlığından resen emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, ilişiği kesilen, sözleşmesi feshedilen, istifa eden, müstafi veya çekilmiş sayılan, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununa göre Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilerek Jandarma Genel Komutanlığından çıkarılan, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 31/1/2018 tarihli ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun hükümlerine göre, Devlet memurluğundan veya meslekten çıkarılan subay, astsubay ve uzman jandarma ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun geçici 32 nci maddesi kapsamında haklarında işlem tesis edilenlerden; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (6) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır ve emekli kimlikleri iptal edilir. Bu kişiler kamu görevine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler. Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, pilot lisansları, ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişilerden, çeşitli sebeplerle halen kamu konutlarında oturanlar onbeş gün içinde tahliye edilir.”
5. 6. maddesi şöyledir:
“Yurtdışında öğrenim görenler
MADDE 6- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna tabi öğrencilerden, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (7) sayılı listede yer alan kişinin öğrencilikle ilişiği kesilmiştir. Bu kişi hakkında 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Bu kişinin bu kapsamda gördüğü eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemleri yapılmaz ve bu kişi söz konusu eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan yararlanamaz.”
6. 7. maddesi şöyledir:
“Kurum ve kuruluşlara ilişkin tedbirler
MADDE 7- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (8) sayılı listede yer alan kurum ve kuruluşlar kapatılmıştır.
(2) Birinci fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü malvarlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Bunların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devre ilişkin işlemler ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Volkan HAS tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu, dava konusu KHK kuralları okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Dava dilekçesinde özetle; olağanüstü hâlin gerekli kıldığı konu ve kapsamla sınırlı olmaması, hüküm ve sonuçlarını olağanüstü hâlin kalkmasından sonra da doğurmaya devam etmesi, Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında tanınan güvencelere aykırılık taşıması nedeniyle dava konusu kuralların olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesi (OHAL KHK’sı) niteliğinde olmadığı ve bu itibarla anayasal denetime tabi bulunduğu, kuralların genel ve soyut düzenlemeler içermeyip kurallarla bireysel işlemler tesis edildiği, böylece kurallara konu bireysel işlemlerin yargı denetiminden bağışık tutulmasının amaçlandığı, yürütme görev ve yetkisinin gaspı sonucunu doğuran bu yöntemle yürütmeye tanınan OHAL KHK’sı çıkarma yetkisinin kötüye kullanıldığı, kurallarla alınan tedbirlerin kamu düzenini tehdit eden unsurun ortadan kaldırılması için gerekli ve elverişli olmadığı, bu yönüyle kuralların ölçülü olmadığı, OHAL KHK’sı niteliğinde olmayan kuralların alelade KHK olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu durumda da kuralların herhangi bir yetki kanununa dayanmadığı, olağanüstü hâl döneminde temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması veya durdurulması hâllerinin kanunla düzenlenmesi gerektiği hâlde OHAL KHK’sı ile hükme bağlanmasının yasama yetkisinin Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca gaspı sonucunu doğurduğu, ekli listelerin tamamının Bakanlar Kurulu üyelerince okunmadan ve söz konusu düzenlemelerin hazırlanmasından önce imzalandığı, bu itibarla Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun iradesinin oluşmadığı, muğlak kavramlara yer verilmesi nedeniyle kuralların belirsiz ve öngörülemez olduğu, hangi oluşumların terör örgütü olarak nitelendirileceği konusunda Millî Güvenlik Kuruluna yetki tanınmasıyla yargı yetkisinin kullanımının yürütme organına devredildiği, kuralların kamu hizmetine girme, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme, savunma, adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı, seyahat, mülkiyet, çalışma ve sözleşme, sosyal güvenlik haklarını, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ile kanunilik ilkelerini ve masumiyet karinesini ihlal ettiği, Anayasa’da hâkim kararı olmaksızın derneklerin kapatılamayacağı, süreli yayınların faaliyetlerinin durdurulamayacağının teminat altına alındığı ve müsadere yasağı bulunduğu hâlde kuralların birtakım dernek ve gazetelerin kapatılması ile anılan kuruluşların mal varlığının Hazineye devrini öngördüğü, kurallarla çok sayıda öğretim elemanının görevden uzaklaştırılmasının, öğretim elemanlarının Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında kalan makamlarca her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılmayacağını öngören Anayasa’nın 130. maddesiyle de bağdaşmadığı belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2., 8., 11., 13., 15., 17., 20., 23., 28., 29., 30., 33., 35., 36., 38., 42., 48., 49., 70., 91., 121., 128., 129. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
A. OHAL KHK’larının Anayasal Çerçevesi
3. Olağanüstü hâlin ve sıkıyönetimin gerekli kıldığı konularda Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun KHK çıkarabileceğini hükme bağlayan Anayasa’nın 121. ve 122. maddeleri 9/7/2018 tarihinde yürürlüğe giren 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la yürürlükten kaldırılmış ve böylece OHAL KHK’sı çıkarabilme imkânına anayasal olarak son verilmiştir.
4. Buna karşılık 6771 sayılı Kanun’la Anayasa’ya eklenen geçici 21. maddenin (F) fıkrasının birinci cümlesinde “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür.” denmek suretiyle Anayasa’nın 121. ve 122. maddelerinin yürürlükten kaldırılma tarihine kadar çıkarılmış ve hâlen yürürlükte bulunan OHAL KHK’larının geçerliliğini sürdürmeye devam edeceği hükme bağlanmıştır.
B. OHAL KHK’larının Denetimi
5. Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasa’nın 148. maddesinin birinci fıkrasında 6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle anılan fıkra “Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 6771 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin 24/6/2018 tarihinde birlikte yapılmasının ardından Cumhurbaşkanının ant içmek suretiyle göreve başladığı 9/7/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren bu değişiklikle söz konusu fıkrada “…Ancak, olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.” biçimindeki hükme yer verilmek suretiyle OHAL KHK’ları yönünden geçerli olan dava açma yasağının olağanüstü hâllerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri açısından devam etmesi öngörülmüştür.
6. Anılan değişikliğin “Madde ile önerilen hükümet sistemine uyum sağlamak amacıyla anayasanın farklı maddelerinde bulunan bazı ibareler değiştirilmekte, bazı maddelere yeni ibareler eklenmekte, bazı maddelerde de bir kısım ibareler metinden çıkarılmaktadır.” biçimindeki gerekçesi gözetildiğinde bu suretle ulaşılmak istenen amacın KHK’ların yargısal denetim usulünde değişiklik yapmak olmayıp yürütme yetkisinin tek başına Cumhurbaşkanında toplanmasını ve bu itibarla Bakanlar Kurulunun oluşumuna son verilmesini öngören yeni hükûmet sistemine uyum sağlamak olduğu anlaşılmaktadır.
7. Bu kapsamda 6771 sayılı Kanun’la Anayasa’ya eklenen geçici 21. maddenin (F) fıkrasının birinci cümlesinde; söz konusu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan KHK’lar, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemlerin yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdüreceği hükme bağlandıktan sonra anılan fıkranın ikinci cümlesinde “Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152 nci ve 153 üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
8. Söz konusu hükümde iptal davası kurumunu düzenleyen Anayasa’nın 150. ve 151. maddeleri belirtilmeksizin yalnızca Anayasa’nın 152. ve 153. maddelerine atıfta bulunulması, 6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle KHK çıkarabilme imkânının ortadan kalkmış olması dolayısıyla süreye tabi olan iptal davası açma yönteminin işletilebilmesinin fiilen mümkün olmayacağı düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Buna karşılık anılan değişiklik sonrasında da yürürlükte bulunan KHK’ların geçerliliklerini sürdürmesi ve itiraz yolunun herhangi bir süreye tabi olmaması sebebiyle itiraz yoluyla KHK’ların Anayasa’ya aykırılıklarının ileri sürülebilme olanağının devam edecek olması karşısında söz konusu yönteme ilişkin Anayasa hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı Anayasa’nın geçici 21. maddesinin (F) fıkrasının ikinci cümlesinde açıkça öngörülmüştür.
9. Bu itibarla anayasa koyucunun 6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle KHK’ların yargısal denetim usulünde farklılığa gitmek yerine yeni hükûmet sistemine uyumun sağlanmasını amaçladığı ve Anayasa’ya aykırılığı herhangi bir süreye tabi olmayan itiraz yoluyla ileri sürülebilen bir normun belirli bir sürede ve ancak sınırlı sayıdaki kişiler tarafından açılabilecek iptal davalarına konu olamayacağının söylenemeyeceği gözetildiğinde, Anayasa Mahkemesinin gerek itiraz başvurusu gerekse iptal davası yönünden KHK’lara ilişkin var olan yargısal denetim yetkisinin anılan değişiklik sonrasında da aynen sürdüğünü kabul etmek gerekir. Nitekim 6771 sayılı Kanun’la Anayasa’ya eklenen geçici 21. maddenin (F) fıkrasının ikinci cümlesinde “…devam olunur.” ibaresine yer verilmesi de KHK’lara ilişkin yargısal denetim yetkisinin söz konusu değişiklik öncesinde mevcut olduğu şekliyle devamının amaçlandığını göstermektedir.
10. Bu bağlamda kanun koyucu da Anayasa Mahkemesinin KHK’lara ilişkin görev ve yetkisinin kapsamının var olduğu şekliyle aynen süreceğini değerlendirmek suretiyle 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’a 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK ile eklenen geçici 2. maddenin (4) numaralı fıkrasında Anayasa Mahkemesinin KHK’lara ilişkin görev ve yetkilerinin devam edeceğini hükme bağlamıştır.
11. 6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrasında Anayasa Mahkemesinin KHK’lara ilişkin yargısal denetim yetkisinin anılan değişiklik öncesinde var olduğu şekliyle devam edecek olması, bu denetim yetkisinin kapsamının değişiklik öncesinde geçerli olan yargısal yetkiyle sınırlı olmasını gerektirir. Bu kapsamda anılan değişiklik öncesinde de OHAL KHK’larının yargısal denetimi konusunda Anayasa Mahkemesinin bir yetkisinin bulunmadığı, yalnızca var olan bir yetkinin devamından söz edilebileceği göz önünde bulundurulduğunda söz konusu değişiklik sonrasında da anılan normların denetime tabi tutulamayacağı açıktır.
12. Nitekim Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında da ifade edildiği üzere Anayasa’nın açık olarak düzenlediği bir konunun haklı nedenlerle de olsa anayasa yargısında uygulanmaması düşünülemez. Zira, siyasal ortamda tartışılıp Anayasa’da düzenlenmiş siyasal tercih ve çözümlerin aynı yolla değiştirilmesi gereklidir. Bu itibarla Anayasa Mahkemesinin 12/10/2016 tarihli ve E.2016/166, K.2016/159 ile E.2016/167, K.2016/160; 2/11/2016 tarihli ve E.2016/171, K.2016/164 ile E.2016/172, K.2016/165 sayılı kararlarında da belirtilen gerekçelerle OHAL KHK’larının yargısal denetiminin yapılabilmesi mümkün değildir.
C. İptali Talep Edilen KHK Kurallarının Değerlendirilmesi
13. İptali talep edilen kuralların yer aldığı 701 sayılı KHK, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından 4/6/2018 tarihinde çıkarılmış; 8/7/2018 tarihli ve 30472 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulmuştur. Bu yönüyle dava konusu kuralları da içeren söz konusu KHK, Anayasa’nın mülga 121. maddesine dayanılarak olağanüstü hâlin geçerli olduğu dönem içinde çıkarılmış olan bir OHAL KHK’sıdır.
14. Anayasa’nın 6771 sayılı Kanun’la değiştirilmeden önceki 148. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde olağanüstü hâllerde çıkarılan KHK’ların şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde dava açılamayacağı hükme bağlanmıştı. 6771 sayılı Kanun’la Anayasa’ya eklenen geçici 21. maddenin (F) fıkrasının ikinci cümlesinde “…devam olunur.” ibaresine yer vermek suretiyle Anayasa koyucunun yürürlükte bulunan KHK’ların ve bu bağlamda OHAL KHK’larının yargısal denetimine ilişkin, anılan değişiklik öncesinde geçerli olan hukuki rejimi aynen muhafaza etmesi ve OHAL KHK’larının yargısal denetimine dair yeni bir hüküm öngörmemesi karşısında Anayasa’nın mülga 121. maddesi uyarınca çıkarılan dava konusu OHAL KHK’larının hükümlerinin esasa geçilerek yargısal denetiminin yapılması mümkün değildir.
15. Açıklanan nedenlerle dava konusu kurallara yönelik iptal taleplerinin yetkisizlik nedeniyle reddi gerekir.
III. HÜKÜM
4/6/2018 tarihli ve 701 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin;
A. 1. maddesinin ve ekli (1) sayılı listenin,
B. 3. maddesinin ve ekli (4) sayılı listenin,
C. 4. maddesinin ve ekli (5) sayılı listenin,
Ç. 5. maddesinin ve ekli (6) sayılı listenin,
D. 6. maddesinin ve ekli (7) sayılı listenin,
E. 7. maddesinin ve ekli (8) sayılı listenin,
iptali taleplerinin yetkisizlik nedeniyle REDDİNE, 25/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan Zühtü ARSLAN |
Başkanvekili Burhan ÜSTÜN |
Başkanvekili Engin YILDIRIM |
Üye Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye Serruh KALELİ |
Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
Üye Recep KÖMÜRCÜ |
Üye Hicabi DURSUN |
Üye Celal Mümtaz AKINCI |
Üye Muammer TOPAL |
Üye M. Emin KUZ |
Üye Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üye Kadir ÖZKAYA |
Üye Rıdvan GÜLEÇ |
Üye Recai AKYEL |
Üye Yusuf Şevki HAKYEMEZ |