Esas No: 2021/599
Karar No: 2022/2210
Karar Tarihi: 16.06.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/599 Esas 2022/2210 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/599 E. , 2022/2210 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/599
Karar No : 2022/2210
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 16/11/2020 tarih ve E:2017/4223, K:2020/5178 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali ve 6749 sayılı Kanun'un Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 16/11/2020 tarih ve E:2017/4223, K:2020/5178 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiş,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde mesleğinden çıkarıldığı, sonrasında OHAL uygulamasına son verilmesi sebebiyle uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL süresiyle sınırlı olarak alınabilecek bir tedbir olan meslekten çıkarma işleminin dayanağı olan KHK geçerliliğini kaybettiğinden dava konusu işlemin iptali gerektiği; meslekten çıkarma kararında şahsına yönelik kişiselleştirme yapılmadığı, savunmasının alınmadığı; masumiyet karinesi, savunma hakkı ve adil yargılanma hakkına aykırı olarak karar verildiği; gerek öğrencilik yıllarında gerekse de meslekte bulunduğu süre içerisinde söz konusu yapı ile bir bağının bulunmadığı, bahse konu örgütün gizli haberleşme araçlarını kullanmadığı, herhangi bir örgütle irtibatı ve iltisakının olmadığı, meslekten çıkarma cezasına gerekçe olarak gösterilen iddiaların soyut ve subjektif değerlendirmelere dayalı olduğu; tesis edilen işlemin sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Davacının 28/03/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik" başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında, "Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır."; 2. fıkrasında da, "Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; UYAP üzerinden, elektronik ortamda Merkezi Nüfus İdare Sisteminden alınan nüfus kayıt örneğinden, yargılama süreci devam ederken davacının 28/03/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; Dairece, yukarıda alıntısı yapılan 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 16/11/2020 tarih ve E:2017/4223, K:2020/5178 sayılı kararının BOZULMASINA,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
3.Kullanılmayan … -TL tutarındaki yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 16/06/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesinde, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar, gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği, dosyanın işlemden kaldırılmasına dair kararların diğer tarafa tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacının temyiz dilekçesini sunduktan sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca varsa davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği kuşkusuz ise de, Dairesince temyiz kararının tebliğine yönelik olarak 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi hükümlerinin uygulanması; diğer yandan dosya işlemden kaldırıldıktan sonra varsa davayı takip hakları kendisine geçenin dosyanın işleme konulması talebiyle başvurması halinde yargılama safahatının geriye götürülmeyip kaldığı yerden devamının sağlanması, yargılama süresinin gereksiz uzatılmaması ve usul ekonomisi yönlerinden adil yargılanma hakkına daha uygun düşeceğinden, ayrıca temyiz dosyası tekemmül ettiğinden temyiz mercii olan Kurulumuzca bu aşamada temyiz incelemesi yapılarak bir karar verilmesi, davacı yönünden de 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi hükümlerinin Kurulumuzca verilecek temyiz kararından sonraki safahata yönelik olarak uygulanmak üzere dosyanın Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği oyuyla temyize konu Daire kararının salt davacının ölümü nedeniyle bozulması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.