Esas No: 2018/370
Karar No: 2022/4202
Karar Tarihi: 16.06.2022
Danıştay 8. Daire 2018/370 Esas 2022/4202 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/370 E. , 2022/4202 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/370
Karar No : 2022/4202
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) 1- … Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. … 3-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL)
… Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İstanbul İli, Eyüp İlçesi, … Mahallesinde bulunan 220.648,70 m² yüzölçümlü "orman tahdit hudutları içinde olan ve devletleştirme sonucu Hazine adına tescil edilen" taşınmazın tamamının Orman Genel Müdürlüğü'ne tahsis edilmesine dair … tarih ve … sayılı İstanbul Defterdarlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; 220.648,70 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edildiği ancak saha üzerinde davacının ortağı olduğu şirket tarafından madencilik faaliyetlerinin sürdürüldüğü, dolayısıyla davacının mevzuata uygun olarak faaliyet gösterdiği alan ve bu faaliyet için zorunlu olan (tahsise konu 220.648,70 m² içindeki) madencilik yolları bakımından , Maden Kanunu'nun yukarıda da belirtilen 7. maddesinin 7. fıkrası uyarınca Maden Genel Müdürlüğü’nden görüş alınması gerekirken görüş alınmadığı, madencilik faaliyeti yapılan bu kısmın fiili orman olmadığı hususları ile madencilik faaliyeti yapılmasında kamu yararı bulunduğu da dikkate alındığında dava konusu işlemin, davacının faaliyet gösterdiği ve fiili orman olmayan kısım ve madencilik yollarına ilişkin kısmında hukuka uyarlık, fiili orman niteliğinde olduğu bilirkişilerce de tespit edilen diğer kısmının 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesinin 5. fıkrası uyarınca Orman Bölge Müdürlüğü'ne tahsis edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin davacının ortağı olduğu şirketin faaliyet gösterdiği alan ve bu faaliyet için zorunlu olan madencilik yolları bakımından kısmen iptaline; diğer kısımların reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, madencilik faaliyetinde bulunduğu dava konusu alan üzerindeki madencilik haklarının 6309 sayılı Maden Kanunundan gelmekte olduğunu, dava konusu tahsis işleminin dayanağı olan orman oluşumunun ise 2000'li yıllardan sonra meydana geldiğini, dava konusu işlem ile kazanılmış hakkının ihlal edildiğini, davalı idarenin Maden Kanunu'nun 7. maddesinin 7. fıkrasında yer alan hükme aykırı olarak Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nden görüş alınmaksızın işlemi tesis ettiğini ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu hazineye ait taşınmazın ilgili yönetmelikte tanımlanan “fiili orman” kapsamında olduğunun tespit edildiği, tespit üzerine Orman Genel Müdürlüğü'ne tahsis edildiği, işlemin yasal dayanaklarına uygun olarak tesis edildiği, orman varlığına ilişkin kamu yararının her zaman diğer kazanılmış haklardan üstün tutulmakta olduğunu, bu nedenle devlet ormanlarının kazandırıcı zamanaşımı da dahil hiçbir yolla iktisabının mümkün olmadığını, 2003-2011 yıllarına ait uydu fotoğrafları incelendiğinde taşınmazın eylemli orman olduğunun tespit edilebileceğini, 6931 sayılı Orman Kanunun 16. maddesi gereğince devlet ormanlarının madencilik amaçlı tahsis yapılmasının mümkün olduğunu bu amaçla maden ruhsat sahibine izin verilebilmesi için gereken belgeler hakkında bilgi verildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi ile ile Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmının onanmasına, davalı idareler tarafından yapılan temyiz istemi açısından ise istemin kabulü ile Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul ili, Eyüp ilçesi sınırları dahilinde bulunan ve … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla verilen Maden Kömürü, Kuvars Kumu, Kil ve Alüminyum İşletme izinli İ.R. … nolu Maden İşletme Ruhsatına Davacının ortağı olduğu şirketin sahip olduğu, verilen ruhsatın süresinin 18.11.2020 tarihinde dolduğu, 15.08.2011 tarihinde Defterdarlık Avrupu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığınca İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü'nden Eyüp İlçesi, … Köyü sınırları dahilinde bulunan … Deresi doğusunda, … Köyü … parselin kuzeyinde ve … Köyü kesinleşmiş orman tahdit hattının bitişiğinde orman sayılmayan alanda kalan 220.648,70 m² sahalı alanın Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Tescil harici alan olduğundan Hazine adına tescil edilmesinde sakınca olup olmadığının sorulduğu, Orman İşletme Müdürlüğü'nün yetkilendirdiği komisyonca düzenlenen 05.09.2011 tarihli inceleme raporunda söz konusu alan hakkında “fiili olarak orman vasfına sahip olması ve eylemli orman niteliğini taşıması nedeniyle Hazine adına tescil edilmesi, tescil edilmesinden sonra da İdaremize tahsis edilmesi gerektiği” yönünde görüş bildirildiği, söz konusu alanın 12.3.2015 tarihinde Orman Bölge Müdürlüğü'ne tahsis edildiği, 28.4.2015 tarihinde davacı şirkete daha sonra orman sayılan alanda madencilik faaliyetlerine devam edebilmek için 15 gün içerisinde Orman Kanunu'nun 16 ıncı maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nde belirtilen bilgi ve belgeler ile İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü'ne müracaat etmeleri gerektiğinin bildirilmesi üzerine bakılmakta olan dava dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 169. maddesinde, "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz düzenlemesine yer verilmiştir.
6831 sayılı Orman Kanunu'nun, 2. maddesinde "Orman sayılan yerlerden:
A) Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
B) 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları, Orman sınırları dışına çıkartılır.
Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler Devlete ait ise Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır. Uygulama kesinleştikten sonra tapuda kesin tashih ve tescil işlemi yapılır.
Bu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir suretle daraltma yapılamaz ." hükmü ile 5995 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile değişik 16. maddesinde, "Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilir. Ancak, temditler dahil ruhsat süresince müktesep haklar korunmak kaydı ile Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi dinlenme yerleri, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Çevre ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlıdır. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin; baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu amaçlı kullanacağı her türlü yapı hammaddesi üretimi için yapacağı madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmaz." hükmüne yer verilmiştir.
13/12/1983 tarihinde yürürlüğe giren 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Milli Emlak Genel Müdürlüğü" başlıklı 13. maddesinde "... Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanları; genel, katma ve özel bütçeli idarelere tahsis etmek ve tahsis amacının ortadan kalkması veya amaç dışı kullanılması halinde tahsisi kaldırmak; tahsisi kaldırılan taşınmaz mallar üzerinde Hazine dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapı ve tesisleri tasfiye etmek, tasfiyeye ilişkin esas ve usulleri belirlemek.." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 169. maddesinde ormanların ülke yönünden taşıdığı büyük önem gözetilerek, korunmaları ve geliştirilmeleri konusunda ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiştir. Bu özel ve ayrıntılı düzenlemenin ülkemizde orman örtüsünün sürekli yok edilmesi gerçeğinden kaynaklandığı kuşkusuzdur. Orman alanlarının muhafazası ile korunması zorunluluğu Anayasa'nın 169. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz." hükmünden kaynaklanmaktadır.
Davacının temyiz istemi yönünden:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1 fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır. Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, anılan kararın davanın reddine kısmının onanması gerekmektedir.
Davalı idarenin temyiz istemi yönünden:
Devlet ormanlarında 6831 sayılı Orman Kanunun 2. maddesinin A ve B bentlerine göre orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların halen eylemli orman olduğu tespit edildiğinde Orman Genel Müdürlüğüne tahsis işlemi ile devlet ormanına dahil edilmesi Yasa gereğidir. Dava konusu edilen … İlçesi, … Köyü sınırları dahilinde bulunan … Deresi doğusunda, … Köyü … parselin kuzeyinde ve … Köyü kesinleşmiş orman tahdit hattının bitişiğinde orman sayılmayan alanda kalan 220.648,70 m² taşınmazın, Orman İşletme Müdürlüğü'nün yetkilendirdiği komisyonca düzenlenen 05.09.2011 tarihli inceleme raporunda söz konusu alan hakkında fiili olarak orman vasfına sahip olduğunun tespiti üzerine 12.03.2015 tarihinde Orman Bölge Müdürlüğü'ne tahsis edildiği, İdare mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 26.05.2016 tarihli raporda da 2003 - 2011 yıllarına ait uydu fotoğraflarının da incelenmesi neticesinde dava konusu işlemin yapıldığı tarih ve devamında taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğu tespit edildiğinden işlem hukuka uygundur.
Öte yandan Orman sahalarında madencilik faaliyetinde bulunulabilmesinin mümkün olduğu ve faaliyette bulunulabilmesi için Orman Kanunu 16. Maddesi Uygulama Yönetmeliği kapsamında mevzuatta öngörülen şartlara riayet edilerek Tarım ve Orman Bakanlığından izin alınabileceği açık olduğu sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin kısmen iptali yönündeki kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddi ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … gün ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararının redde ilişkin kısmının ONANMASINA,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin belirtilen kararının iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, 16/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.