Danıştay 6. Daire 2019/121 Esas 2022/7111 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/121
Karar No: 2022/7111
Karar Tarihi: 16.06.2022

Danıştay 6. Daire 2019/121 Esas 2022/7111 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/121 E.  ,  2022/7111 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/121
    Karar No : 2022/7111

    TEMYİZ EDENLER : 1- (Davalı) ... Değişikliği Bakanlığı
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
    2- ... Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. ...-Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN ÖZETİ :... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Datça İlçesi, ... Mahallesi, ... Rüzgar Enerji Santrali'ne ilişkin ... Bakanlığı'nın .... tarihli 2853 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun ve dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte incelenmesinden, dava konusu planların, her iki planın da noktasal gelişme ve yer seçim kararlarına yönelik içerik taşıdığı, önceki plan kararları ve mevcut çevresel koşullar ile bütünleşmediği, plan kararları yönünden parçacıl olduğu, imar planlarından beklenen biçimde süreklilik ve bütünlük sağlamadığı, plan dili ve tekniği yönünden mevzuatta tanımlanan içeriğe koruma amaçlı imar planlarından beklenen kapsam ve tekniğe uygun olmadığı, yolların 4 noktada türbin alanlarının içinden geçirildiği, planların 1. Derece Doğal Sit ve Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde kalıyor ve geniş bir alanda planlanıyor olmalarına rağmen yarımada genelinde dikkate alınması gereken gelecek vizyonu ve koruma kullanma dengesi açılarından beklenen yaklaşımları içermediği anlaşıldığından, planlama ilkeleri ve şehircilik esaslarına aykırı olduğu görülen dava konusu planlarda hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDEN DAVALI ... BAKANLIĞININ İDDİALARI: Bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olması nedeniyle karara esas alınamayacağı, plan için gerekli olan kurum ve kuruluşlardan gerekli görüş ile izinlerin alındığı belirtilerek temyize konu bölge idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    TEMYİZ EDEN DAVALI YANINDA MÜDAHİLİN İDDİALARI: Bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiği ve eksik incelemeye istinaden hazırlandığı, hükme esas alınabilecek nitelikte bulunmadığı ileri sürülerek işin esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, davalı idarenin ismi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmesi suretiyle işin gereği görüşüldü.
    Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Datça İlçesi, ... Mahallesi, ... Santrali'ne ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 21.03.2016 tarihli 2853 sayılı kararı ile onaylanan, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. Maddesinin (a) fıkrasının 8. bendinde; "Koruma amaçlı imar plânı"; bu Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimarî, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; hali hazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile plânlama kararları, tutumları, plân notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar plânlarının gerektirdiği ölçekteki plânlardır.'' şeklinde tanımlanmıştır.
    İşlem tarihinde yürürlükte olan 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinde, ''Nazım İmar Planı''; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan bir plan olarak, ''Uygulama İmar Planı'' ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
    İşlem tarihinde yürürlükte olan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/A maddesinde; milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında sayılmıştır.
    14.06.2014 tarihinde 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 6. maddesinde; ''Mekânsal planlama kademeleri ve ilişkileri;(1)Mekânsal planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji Planları, Çevre Düzeni Planları ve İmar Planları olarak hazırlanır. Buna göre planlama kademeleri, üst kademeden alt kademeye doğru sırasıyla; Mekânsal Strateji Planı, Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından oluşur.(2)Mekânsal planlar, plan kademelenmesine uygun olarak hazırlanır. Her plan, planlar arası kademeli birliktelik ilkesi uyarınca yürürlükteki üst kademe planların kararlarına uygun olmak, raporu ile bütün oluşturmak ve bir alt kademedeki planı yönlendirmek zorundadır.(3)Arazi kullanım ve yapılaşmada sadece mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları kararlarına uyulur.(4)Plan kademelenmesi uyarınca il bütününde yapılan çevre düzeni planları, yürürlükteki bölge veya havza düzeyindeki çevre düzeni planının genel kararlarına aykırı olmamak kaydıyla hazırlanır.(5) Mekânsal strateji planları ve çevre düzeni planları hazırlanırken kalkınma planı, bölge planları, bölgesel gelişme stratejileri ve diğer strateji belgeleri ile ortaya konulan hedefler dikkate alınır.'' hükmü yer almıştır.
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden, alt ölçekli imar planlarının üst ölçekli imar planları ile uyumlu olacağı, planlar arasındaki hiyerarşi kapsamında bir bölgede çevre düzeni planı varsa o bölgede yapılacak olan imar planlarının (nazım imar planı ve uygulama imar planı) bu plana uygun olması gerektiği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan 6831 sayılı Orman Kanunun 6.maddesinde, devlet ormanlarına ve Devlet ormanı sayılan yerlere ait her çeşit işlerin Orman Genel Müdürlüğü'nce yapılacağı ve yaptırılacağı, Devletten başkasına ait olan bütün ormanların, bu Kanunun hükümleri dairesinde Orman Genel Müdürlüğü'nün murakabesine tabi olduğu, 17. maddesinin, 3. fıkrasında ise; savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerinin; baraj, gölet, sokak hayvanları bakımevi ve mezarlıklarının; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığı'na izin verilebileceği hükme bağlanmıştır.
    5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunun 8. maddesine 6094 sayılı Yasanın 5. maddesiyle eklenen fıkrada: "Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir." hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden; taşımazın bulunduğu planlama alanının, mülga Çevre ve Orman Bakanlığınca 09.03.2011 tarihinde onaylanan Aydın- Muğla -Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Çevre Düzeni Planında, “Özel Çevre Koruma Bölgesi”, “Doğal Sit Alanı” ve “Önemli Doğa Alanı” sınırları içerisinde “Orman Alanı” kullanımında kaldığı, söz konusu Çevre Düzeni Planının 4.54, sayılı maddesinde; “Özel Kanunlara Tabi Alanlar: Özel Çevre Koruma Bölgeleri, Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları, Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları, Turizm Merkezleri ile Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri, Özelleştirme Kapsam ve Programındaki Alanlar ve Toki Alanları planlama yetkileri farklı kurumlara ait olan alanlardır.” hükmü, 8.6.1. sayılı maddesinde; “Bu plan sınırları içinde kalan Özel Kanunlara Tabi Alanlarda, bu planla yeni kullanım kararı getirilmemiş olup, bu alanlarda, kırsal yerleşme alanları dışında diğer mevcut arazi kullanımı gösterilmiş ve bu bölgeler için resmi kurumlarca verilmiş olan, bu plana altlık teşkil eden kurum görüşleri, ulusal mevzuat ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınarak koruma statüsü kazandırılmış alanlar, ekolojik değeri olan hassas alanlar, orman alanları ve tarım alanları işlenmiştir.” hükmü, 8.8.2.1. sayılı maddesinde; “Önemli Doğa Alanları” ile ilgili olarak; “Bu bölgelerde yapılacak uygulamalarda, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde işlem yapılacaktır.” hükmüne yer verildiği anlaşılmıştır.
    Ayrıca planlama alanı; davalı Bakanlığın 19.03.2014 tarih ve 2470 sayılı Olur'u ile onaylanan Datça- Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunda, 1. Derece Doğal Sit Alanı” sınırları içerisinde “Orman Alanı” kullanımında kalmakta olup, söz konusu Çevre Düzeni Planının 7.17. sayılı maddesinde; "Yenilenebilir Enerji (rüzgar, güneş, jeotermal) Üretim Alanlarına ilişkin talepler, ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan izinler ve Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulunca verilecek lisans kapsamında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının talep edileceği bilimsel rapor doğrultusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca değerlendirilecektir. Bu kullanımlara yönelik 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğine gerek kalmadan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanacak 1/5000 ve 1/1000 Nazım ve Uygulama İmar Planları doğrultusunda uygulama yapılacaktır. Planda Rüzgar Enerji Santrali Alanı olarak tanımlı alanda onaylı 1/5000 ve/veya 1/1000 ölçekli imar planı ve hükümleri geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    Davalı yanında müdahil şirkete Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 20.10.2011 tarih ve 3465-6 sayılı Kararı ile “piyasada lisansa konu üretim tesisinin kurulması, işletmeye alınması, elektrik enerjisi üretimi, üretilen elektrik enerjisinin ve/veya kapasitesinin toptan satış sahibi tüzel kişiler, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişiler ile serbest tüketicilere satışı” amacıyla, 49 yıl süre ile faaliyet gösterebilmesi amacıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 20.10.2011 tarih ve ... numaralı Üretim Lisansı verilmiş ve 13.08.2013 tarihinde türbin sayısında koordinatlarında değişiklik yapılmasına bağlı olarak anılan lisansın tadil edildiği anlaşılmıştır.
    Dava konusu alanda yer alacak tribünlerle ilgili Orman Genel Müdürlüğü'nün (Muğla Orman Bölge Müdürlüğü) 10.12.2014 tarihli ve 2121- 2790 sayılı yazısında; “Datça İlçesi, Reşadiye Mahallesinde 68.193,98 m2'lik ormanlık alanda rüzgar enerji santrali tesisleri için Bakanlıklarınca ön izin oluru verilmiş olup, ön izin oluru verilen saha sınırları içinde rüzgar enerji santrali tesisleri yapımına ilişkin imar çalışmalarının yapılmasında sakınca bulunmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir.
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü'nün 11.12.2014 tarihli ve 2251 sayılı yazısında, “sözkonusu proje dosyalarında belirtilen türbin koordinatlarının Genel Müdürlükleri tarafından uygun görüşle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na bildirilen türbin koordinatları ile aynı olduklarının belirlendiği, talebin gerçekleştirilmesine engel bir halin bulunmadığı ifade edilmiştir.
    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Kamulaştırma Dairesi Başkanlığı'nın 19.12.2014 tarihli ve 76247 sayılı yazısı ile bahsekonu Proje için imar planlarının uygun bulunması halinde onaylanabileceği, İdarelerinin iş ve işlemleri açısından sakınca olmadığı ” bildirilmiştir.
    Hazine adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili olarak Muğla Valiliği (Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü)'nün 03.02.2015 tarihli ve 1709 sayılı yazısı ile, “sözkonusu alanda imar planı yapılmasında sakınca görülmediği belirtilmiştir.
    İzmir Valiliği Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü'nün 02.10.2014 tarihli ve 10056 sayılı yazısı ile, kuru marjinal tarım arazilerinin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 13. maddesi gereğince tarım dışı amaçla kullanılmasının uygun görüldüğü dile getirilmiştir.
    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü'nün 27.06.2014 tarihli ve 5257 sayılı yazıları ile 5403 sayılı Kanun'un “Uygulama Talimatı”nın 4. maddesinin (d) bendinde yeralan “Kamu yatırımlarında ve tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanım taleplerinde, tarım dışı kullanıma izin verilen araziler ekonomik bütünlük oluşturmaz.” hükmü kapsamında sakınca bulunmadığı değerlendirildiğinde, yapılacak faaliyetin 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun kapsamında olmadığı ifade edilmiştir.
    Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü'nün 01.10.2014 tarihli ve 190412 sayılı yazısı ile; sözkonusu alanın, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu uyarınca ilan edilmiş herhangi bir turizm merkezi veya kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi içinde kalmadığı, belirtilen alanda Bakanlıklarınca yürütülen bir çalışma bulunmadığı bildirilmiştir .
    Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 20.07.2001 tarihli ve 688 sayılı kararında, "doğal sit alanlarında, rüzgar enerjisi santralleri yapılacak yerlerin özellikleri ve konumları, alana ilişkin daha önce alınmış koruma kurulu kararları, ilgili kamu kurum ve kuruluşları görüşleri gözönüne alınarak koruma kurullarınca değerlendirilebileceği" yolunda görüş verilmiştir.
    ... Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun ... tarihli ve .. sayılı ve 28.07.2015 tarihli 341 sayılı kararları ile de, sözkonusu alanda RES tesisi için hazırlanan 1/5.000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının sit sınırlarının doğruluğu ve İlke kararları açısından uygun olduğuna karar verilmiş olup sit sınırlarının planda gösterildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yer alan bilgilerden de anlaşılacağı üzere dava konusu planların, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 13/A ve Ek 1/2 maddeleri uyarınca, 23/03/2012 tarihli ve 28242 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak onaylandığı; hazırlık safhasında mevzuatta öngörülen ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan gerekli izin ve görüşler alındığı, "ÇED Gerekli Değildir" kararının verildiği ve anılan kararın iptali istemiyle dava bulunmadığı, dava konusu plan kararlarının müdahil şirkete verilen lisans kapsamında hazırlanan projenin ilgili idarelerden gerekli izinlerin alınması sonrasında plana aktarılması mahiyetinde olduğu görülmektedir.
    Bu durumda davacı şirket tarafından alınan lisans kapsamında gerekli izinler alınmak suretiyle hazırlanan projenin nazım ve uygulama imar planlarına aktarılması mahiyetindeki dava konusu imar planlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/06/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara