Esas No: 2022/3030
Karar No: 2022/7182
Karar Tarihi: 16.06.2022
Danıştay 6. Daire 2022/3030 Esas 2022/7182 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/3030 E. , 2022/7182 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/3030
Karar No : 2022/7182
DAVACILAR : 1- … 2- … 3- … 4- … 5- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : 1- …
2- … Bakanlığı - ANKARA
3- … A.Ş. Genel Müdürlüğü
DAVANIN KONUSU : "… TM ve Bağlantı Yolu Projesi" güzergahına isabet eden taşınmazlardan özel mülkiyette olanların kamulaştırılması yoluyla edinilmesi amacıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca kamu yararı kararı alınmasına ilişkin … A.Ş. Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının, anılan kararın 2942 sayılı Kanunun 6. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca onaylanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı … Bakanlığı kararının ve anılan proje kapsamında ekli güzergaha isabet eden taşınmazların … A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 22/04/2021 tarih ve 31462 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan … tarih ve … sayılı … Kararının iptali istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun'un 3. ve 5. maddelerine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi gereğince incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari davaların açılması" başlıklı 3, maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; dava dilekçelerinde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği; 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, dilekçelerin sırayla a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği belirtilmiş; 15. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde, dilekçelerde 14. maddenin 3/g bendine aykırılık görülmesi halinde otuz gün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlemek veya noksanları tamamlamak üzere, yahut 14. maddenin (c) bendinde yazılı hallerde, ehliyetli olan şahsın avukat olmayan vekili tarafından dava açılmış ise otuz gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilekçelerin reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun'un 3. maddesinde; 1. "İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır.
2. Dilekçelerde;
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, gösterilir.
3. Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir.
Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur." kuralı yer almaktadır
Aynı Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasında ise, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği, ikinci fıkrasında da, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yargılama usulünde geçerli olan re'sen araştırma ve yazılılık ilkeleri gereği dava dilekçelerinin, 2577 sayılı Kanun'da belirtilen şekil kurallarına uygun bir biçimde ve yargılamanın gerektirdiği bilgileri içerecek nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir. Bunu sağlamak için, dava dilekçelerinde; dava konusu edilen işlemlerin ve dava sebeplerinin, başka bir ifadeyle, idari işlemin içerdiği iddia edilen hukuka aykırılığın dayandığı hukuk kurallarının açık ve net bir biçimde somut olarak belirtilmesi şarttır. Ayrıca birden fazla işlemin davaya konu edilmesi ya da bir işlemin birden fazla madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenilmesi halinde söz konusu işlemler ve bu işlemlerin hangi madde veya fıkralarının iptalinin istenildiğinin tek tek sayılmak suretiyle belirtilmesi de yukarıda alıntısı yapılan düzenlemeler ile idari yargılama usulü ilkelerinin bir gereğidir.
İdari yargılama usulü ilkeleri uyarınca, idari yargı merciilerinin taleple bağlı olarak hukuka uygunluk denetimi yapmaları nedeniyle ilgililerce dava dilekçelerinde davanın konusunun hiçbir tereddüde mahal bırakmaksızın açık ve net olarak ortaya konulması gerekmektedir. Bununla birlikte, yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç olup, her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri yargı mercilerine bırakılmıştır.
Birbirinden farklı taşınmazlarda malik olan taşınmaz sahipleri açısından, 2577 sayılı Yasa'nın 5. maddesi kapsamında her bir taşınmaza ilişkin incelemenin ayrı ayrı yapılması gerekeceğinden ve bu nedenle de aralarında maddi ve hukuki anlamda bağlılık bulunmadığından, her bir taşınmaz için taşınmaz sahipleri tarafından ayrı ayrı dava dilekçesi düzenlenmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, uyuşmazlığa konu işlemlerin niteliği gereği, bir davacının birden fazla taşınmazı bulunması halinde, taşınmazları açısından tek bir dilekçe ile dava açması da mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; "… TM ve Bağlantı Yolu Projesi" kapsamında tesis edilen dava konusu işlemlere konu taşınmazların koordinat verilmek suretiyle belirlendiği; birden çok ve farklı taşınmazlar yönünden görülmekte olan davanın açıldığı; dava konusu işlemler ile davacılar arasındaki bu alanda bulunan taşınmazlardan kaynaklanan menfaat ilişkisini gösteren tapukaydı/tapu tahsis belgesi vb. belgelerin dava dilekçesine eklenmediği; bu haliyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Yasa'nın 3. ve 5. maddesine uygun düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemler ile davacılar arasındaki menfaat ilişkisini gösteren, uyuşmazlık konusu alandaki taşınmazlara ait tapu kaydı/tapu tahsis belgesi vb. bilgi ve belgelerin dava dilekçesine eklenerek her bir taşınmaz için taşınmaz sahipleri tarafından ayrı ayrı dava dilekçesi düzenlenmesi ve her bir davacıya ilişkin vekaletname aslı veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 3. ve 5. maddesi hükümlerine uygun olmayan dava dilekçesinin aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/d bendi gereğince, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde yeniden dava açılmak üzere reddine,
2. Yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacılara duyurulmasına,
3. Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4- Dava dilekçesi örneği ve eklerinin davacılara gönderilmesine,
5- Artan posta ücreti avansı ile kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının ise istemleri halinde davacılara iade edilmesine, 16/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun "İlk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülecek davalar" başlıklı 24. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak; Cumhurbaşkanı kararlarına ... karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarını karara bağlayacağı hüküm altına alınmıştır.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasında; idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki iptal ve tam yargı davaları ile idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesinin 1. fıkrasında; her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı; ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği hükmü, aynı Kanunun 34. maddesi uyarınca ise; İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkemenin taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesi olduğunu düzenlediğinden, kamulaştırma işlemine karşı açılan davanın taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; "… TM ve Bağlantı Yolu Projesi" kapsamında kamu yararı kararı alınmasına ilişkin … A.Ş. Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının, anılan kararın onaylanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı … Bakanlığı işleminin ve anılan proje kapsamında ekli güzergaha isabet eden taşınmazların … A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali talebiyle açılan davada, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanunun 3. ve 5. maddesine uygun olarak düzenlenmediği ve bu yönden dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiği açık olmakla birlikte, acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararı ile … A.Ş. Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunun kamu yararının ve anılan kamu kararı kararının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca onaylanmasına ilişkin işlemlerinin aralarında sebep-sonuç ilişkisi bulunmadığından, anılan Cumhurbaşkanı kararı dışındaki diğer dava konusu işemlere karşı ayrı bir dilekçe ile taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesinde dava açılması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.