Esas No: 2021/3211
Karar No: 2022/3033
Karar Tarihi: 16.06.2022
Danıştay 3. Daire 2021/3211 Esas 2022/3033 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2021/3211 E. , 2022/3033 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/3211
Karar No : 2022/3033
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) ... İnşaat Metal ve Yapı Endüstri Mamulleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
2- (DAVALI) ... Vergi Dairesi Müdürlüğü/...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU :... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği ve aktifinde kayıtlı bulunan bir gayrimenkulün satışından elde ettiği kazancını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının faturalarını kayıtlarına aldığı ... Demir İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi, ... Metal Demir ve Yapı Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi, ... İzolasyon Yalıtım Sanayi Ticaret Limited Şirketi, ... Metal Sanayi Ticaret Limited Şirketi, ... Yapı Malzemeleri ve Endüstri Mamülleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi, ... Hırdavat Elektrik ve Yapı Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi, ... Ahşap Ürünleri Üretim İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi, Tasfiye Halinde ... Metal İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile ... Elektrik Elektronik ve Telekomünikasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkındaki tespitlerden düzenledikleri faturaların gerçeği yansıtmadığı sonucuna ulaşıldığından yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ancak somut tespit olmaksızın kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden dava reddedilmiş, özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Vergi Mahkemesi kararının, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirmesi nedeniyle 2016 yılının Ocak, Şubat, Nisan ila Aralık dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davanın reddi ile özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkralarına yöneltilen istinaf başvuruları, kararın değinilen hüküm fıkralarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
Davacı şirket adına tanzim edilen vergi inceleme raporunda, tarhiyatın, 2016 yılının Mart dönemine ilişkin sahte fatura kullanımından kaynaklanan kısmı için üç kat, kayıt dışı bırakılan kazançtan kaynaklanan kısmı için ise bir kat vergi ziyaı cezalı vergi salınması önerildiği halde değinilen dönemde herhangi bir ayrım yapılmaksızın tarh edilecek katma değer vergisi üzerinden üç kat vergi ziyaı cezasının kesildiğinin anlaşıldığı olayda, Dairelerince verilen ara kararına cevaben davalı idarece dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, 2016 yılının Mart dönemi için kayıt dışı bırakılan kazançtan dolayı davacı adına ayrıca bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin salındığı ve tebliğ edildiği anlaşıldığından, 2016 yılının Mart dönemi için sahte fatura kullanımından kaynaklanan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık, kayıt dışı bırakılan kazançtan kaynaklanan kısmında ise hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, Vergi Mahkemesi kararının, tarhiyatın, 2016 yılının Mart dönemine ilişkin kısmına dair hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra, bahsedilen döneme ilişkin sahte fatura kullanımından kaynaklanan kısmı yönünden dava reddedilmiş, kayıt dışı bırakılan kazançtan kaynaklanan kısmı ise kaldırılmıştır.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, uyuşmazlık konusu faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığı, fatura bedellerinin banka kanalıyla ödendiği, sözü edilen firmalar hakkında yapılan tarhiyatlara karşı davaların derdest olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Taraflar temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirmesi ve aktifine kayıtlı bir taşınmazın satışından elde edilen kazancın kayıt ve beyan dışı bırakması nedeniyle adına dava konusu tarhiyatın yapıldığı ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrasında verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemlerine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyata ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
213 sayılı Kanun'un yukarıda sözü edilen 353. maddesi, fatura veya benzeri belge verilmemesi, alınmaması ve diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmamasına ilişkin özel usulsüzlükler ve cezalarını düzenlemektedir. Değinilen maddede öngörülen bu düzenleme ile mükelleflerin vergilendirme işlemlerinin kayıt ve belge düzenine uygun yürütülmesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Harcamaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirilmesi, 213 sayılı Kanun'un 353. maddesinin 1. bendinde özel usulsüzlük cezası kesilmesi gereken eylemler arasında gösterilmediğinden kesilen özel usulsüzlük cezasının maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediği dikkate alındığında, Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle kaldırılması yolundaki hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusunun reddinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacı temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, sahte fatura kullanımından kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3.Davalı idare temyiz isteminin kısmen reddine,
4.Kararın; tarhiyatın, kayıt dışı bırakılan kazançtan kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
5.Kararın; özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
6. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 16/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde, sahte belge "gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge" olarak tanımlanmaktadır.
Davacının bir kısım alımlarını sahte faturayla belgelendirdiği ve aktifinde kayıtlı bulunan bir gayrimenkulün satışından elde ettiği kazancını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda tespitler içeren vergi inceleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatın ve kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemleri hakkında, faturaların temin edildiği mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarındaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.