Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3642 Esas 2022/2262 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/3642
Karar No: 2022/2262
Karar Tarihi: 20.06.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3642 Esas 2022/2262 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/3642 E.  ,  2022/2262 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/3642
    Karar No : 2022/2262

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...'ya vesayeten ....
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ....
    VEKİLİ : Av. ....
    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:...., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: ... emrinde subay olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin ... Bakanlığının ... tarihli işleminin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
    Davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kararın ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan davacıya 22/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise dava açma tarihinden çok uzun süre sonra 02/08/2019 tarihinde kayda giren dilekçe ile açıldığı, dava dilekçesinde belirtildiği üzere 22/02/2017 tarihinde yapılan tebligatın usule uygun olmadığı kabul edilse dahi idarece verilen ihraç kararının bir örneğinin verilmesi istemiyle yapılan başvuruya verilen cevabi yazının 19/04/2019 tarihinde davacının eline ulaştığı ve en geç bu tarih itibarıyla öğrenildiği kabul edilse dahi bu tarihten itibaren 60 gün içinde ve en geç 18/06/2019 tarihinde dava açılması gerektiği, bu suretle dahi söz konusu sürelerin geçirilmesinden çok sonra açılan davada süre aşımı bulunduğundan uyuşmazlığın esasının incelenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : .... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararıyla;
    Dava konusu işlemin davacıya 22/02/2017 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulü ile altmış (60) günlük dava açma süresi içerisinde en geç 23/04/2017 tarihinde işbu davayı açması veya yine bu süre içerisinde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca idareye başvuruda bulunması ve idareden gelen cevap üzerine kalan dava açma süresi içerisinde işbu davayı açması gerekirken, süresinden sonra yapılan başvuru üzerine 02/08/2019 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu sonucuna varılarak istinaf başvurusunun bu gerekçe ile reddine karar verilmiştir.


    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 15/06/2021 tarih ve E:2021/1458, K:2021/2031 sayılı kararıyla;
    Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olduğu, bu nedenle yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesinin zorunlu olduğu,
    Öte yandan, Anayasa'nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağının belirtildiği, söz konusu düzenleme Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı kanun yollarına başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı,
    Özetle, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerektiği,
    Dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Millî Savunma Bakanlığının 29/08/2016 tarihli işleminin, 22/02/2017 tarihinde davacıya usule uygun olarak tebliğ edildiği kabul edilse dahi, söz konusu işlemde Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği dikkate alındığında, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, davanın süresinde açıldığının kabul edilmesinin gerektiği,
    Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ..... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava dosyasına sunulu deliller ile Danıştay Beşinci Dairesinin bozma kararına ilişkin değerlendirmeler doğrultusunda ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararının bozulması, davaya ilişkin yargılama yapılması yönünde karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi ısrar kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde subay olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Millî Savunma Bakanlığının 29/08/2016 tarihli işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiş, bu işlem davacıya 22/02/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, bu işlemin kaldırılması talebiyle 27/05/2019 tarihinde davacı tarafından idareye başvuru yapılmıştır.
    Bu talebin reddi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle 19/06/2019 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT :
    2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125/3. maddesinde; "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar."
    kuralına yer verilmiş olup, 40/2. maddesinde yer alan, "Devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmü ile de yasama, yürütme ve yargı organlarına yapılacak işlemlerde ve verilen kararlarda başvurulacak kanun yolları ile ilgili mercii ve başvuru süresini gösterme yükümlülüğü getirilmiştir.
    Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Daire kararında da belirtildiği gibi, idari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle, işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anayasa'nın 40. maddesi hükmü ile de bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
    İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının bildirilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
    Ancak, idari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren, özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararı da bu yoldadır.
    Dava dosyanın incelenmesinden, kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin davacıya 22/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, bu işlemin kaldırılması istemiyle tebliğden itibaren 60 gün içerisinde idareye başvurması veya iptal istemiyle dava açması gerekirken bu süreler geçtikten çok sonra 27/05/2019 tarihinde davalı idareye başvuru yaptığı, bu talebinin reddi üzerine 19/06/2019 tarihinde temyizen bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta olup, usulüne uygun tebliğ olunan idari işlem üzerine 2577 sayılı Kanun'da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma süresi olan 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:.. sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
    3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için ... İdare Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
    4. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 20/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara