Danıştay 6. Daire 2018/2990 Esas 2022/7208 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/2990
Karar No: 2022/7208
Karar Tarihi: 20.06.2022

Danıştay 6. Daire 2018/2990 Esas 2022/7208 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/2990 E.  ,  2022/7208 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2018/2990
    Karar No : 2022/7208

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    DİĞER DAVALI İDARE : … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: İstanbul İli, Beykoz İlçesi, … yolu, … pafta, … ada, … sayılı parsel ve aynı ada … sayılı parselleri kapsayan alanda … tarih ve … sayılı … Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planı ile bu plana yönelik 21/12/2009 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işlem ile dayanak … tarih ve … sayılı … Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Danıştay Altıncı Dairesinin 22/04/2015 tarih ve E:2011/6679, K:2015/2543 sayılı bozma kararına uyularak dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parsellerin davacı tarafından kullanılan kısımlarının donatı alanına ayrılmasını zorunlu kılan nedenlerin plan raporları ile ortaya konulmadığı, planlarda getirilen revizyon kararlarında mevcut yerleşik konut dokusu ve yaşayan nüfusun varlığının yeterince dikkate alınmadığı anlaşıldığından dava konusu planların, davacının hissedarı olduğu parsellere ilişkin kısmında şehircilik ikelerine, planlama esaslarına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Plan revizyonunun zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle yapıldığı, şehircilik ilkelerine , planlama esaslarına uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY : Dava dosyasının incelenmesinden; Beykoz İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, …-… sayılı parsellerin de içinde bulunduğu bölgede hazırlanan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgeleri Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planının, III Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı kararı ile düzeltmelerle uygun görüldüğü, bu Kurul kararına ilişkin düzeltmelerin nazım imar planına işlenmesine dair Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı, Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 02/12/2005 tarihinde onaylanarak 06/03/2006-06/04/2006 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, anılan planda 241 sayılı parsel kısmen yüksek yoğunlukta konut alanı, kısmen sağlık alanı, kısmen parklar, dinlenme ve rekreasyon alanı, kısmen ilköğretim tesisler alanı ile kısmen de 10 ve 15 m'lik yol alanı lejantında kaldığı, 248 sayılı parselin ise, kısmen yüksek yoğunlukta konut alanı, kısmen parklar dinlenme ve rekreasyon alanları ile kısmen 10 ve15 m'lik yol alanı lejantında kaldığı, bahse konu nazım imar planı doğrultusunda hazırlanıp 18/12/2009- 18/01/2010 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/1000 ölçekli Beykoz Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgeleri Koruma amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planında ise … ve … sayılı parsellerin aynı fonksiyonlara ayrıldığı, bu plana karşı davacı tarafından 21/12/2009 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesinde nazım imar planı, “Varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan” olarak, uygulama imar planı; "tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan" olarak tanımlanmıştır.
    Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "İmar Planı Revizyonu ve İlaveleri" başlıklı 25. maddesinin, 1. fıkrasında " İmar planlarının ihtiyaca cevap vermediği veya uygulamasının mümkün olmadığı durumlar ile üst kademe plan kararlarına uygunluğunun sağlanması amacıyla planın tamamının veya plan ana kararlarını etkileyecek bir kısmının yenilenmesi için bu Yönetmelikte belirtilen ilke, esas ve standartlara uygun olarak imar planlarında revizyon yapılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İmar planları, durağan, değişmeyen, statik belgeler değillerdir. İmar planlarının hazırlanmasında planlama alanına dair öngörülen nüfus, toplumsal, iktisadi ve kültürel değişimin, öngörülenden daha hızlı bir biçimde değişmesi mevcut imar planlarının bu değişime koşut olarak yeniden değerlendirilmesi ve değişimin büyüklüğü nispetinde üst ölçekli planlara da bu değişimin yansıtılması gerekmektedir. Bu değişimin imar planlarına yansıtılması bakımından mevzuatta "revizyon imar planı", "ilave imar planı", "imar planı değişikliği" gibi araçlar geliştirilmiştir. Başka bir ifadeyle, bu düzenlemeler, imar planlarının ihtiyaçları karşılayamadığı ve uygulamasının sorun teşkil ettiği durumlarda başvurulacak yollar olarak gösterilmiştir. Sonuç olarak, üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkeleri, stratejileri ve kararlarına aykırı olmamak, onlarla uyum içinde kalmak koşulu ile, alt ölçekli planlarda değişen koşul ve gereksinimlere yanıt verecek değişikliklere gidilebileceği, planlama sürecinin dinamik yapısının kaçınılmaz bir sonucudur.
    Uyuşmazlıkta, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, plan revizyonu için zorunlu nedenlerin bulunduğu belirtilmekle birlikte davacının hissedarı olduğu parseller yönünden değerlendirme yapıldığında, dava konusu planlarda ve açıklama raporlarında parsellerin davacı tarafından kullanılan kısımlarının donatı alanı olarak belirlenmesini zorunlu kılacak nedenler bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
    Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı plan açıklama raporu incelendiğinde, Boğaziçi'nin ayrılmaz bir parçası olan dava konusu planlama alanın da yer alan orman alanları , korular , mesire alanları, vadi tabanları gibi korunması gerekli tarihi, kültürel, doğal değerler üzerine yapılan işgal ve niteliksiz kullanımların kaldırılması, sosyal ve teknik alt yapıyı kapsayan donatı alanlarından yoksun plansız ve yoğun yapılanmanın sıhhileştirilmesi ve yenilemesi amacıyla plan genelinde değişiklik yapıldığı, değişikliğin parsel bazlı olmayıp plan bütününde revizyon amacı taşıdığı, dolayısıyla dava konusu planların plan açıklama raporunda her parselde yer alan kullanımlar yönünden ayrı ayrı açıklama beklenemeyeceği anlaşıldığından somut verilere dayanmayan bilirkişi raporundaki bu tespite itibar edilmemiştir.
    Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu parsellere getirilen kullanımların planlama alanının ihtiyaçlarına cevap verip vermediği , yeterli donatı alanı bulunup bulunmadığı, donatı alanlarının konumu açısından bölgedeki nüfusun ulaşımına uygun olup olmadığı yönlerinden değerlendirmelere yer verilmediği görülmektedir.
    Bu durumda, ek bilirkişi raporu alınarak yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu uyarınca verilen dava konusu işlemlerin iptaline yönelik İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamıştır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının temyiz isteminin kabulüne,
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara