Danıştay 8. Daire 2019/5870 Esas 2022/4267 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/5870
Karar No: 2022/4267
Karar Tarihi: 21.06.2022

Danıştay 8. Daire 2019/5870 Esas 2022/4267 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/5870 E.  ,  2022/4267 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/5870
    Karar No : 2022/4267

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Valiliği
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Şırnak İli, Merkez İlçesi, ... Köyü güvenlik korucusu olarak görev yapan davacı tarafından, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17/ç bendi gereğince "Kendisine teslim edilen silah ve donanımın ihmal veya kasıt sonucu eşkıyanın eline geçmesine sebebiyet vermek veya kasten bir başkasının eline geçmesine neden olmak" fiilini işlediğinin sübut bulduğu gerekçesiyle köy koruculuğu görevinden çıkarılmasına ilişkin olarak tesis edilen 07/07/2017 tarihli işlemin iptali ile görev yapamadığı döneme ait mali haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; hazırlanan idari tahkikat raporunda özetle, üs bölgesinde doğudaki mevziide üç (3) kişi, batıda birbirine mesafesi 6-8 metre olan iki mevziide ise ikişer kişinin bulunduğu, ... silahların batı uçtaki mevziide olduğu, saat 10:00 sıralarında üs bölgesinin kuzeyi ve batısından taciz atışının başladığı, taciz atışına ve olabilecek sızmalara karşı güvenlik korucularının kendi silahları ve mevziide sabit bulunan ... Makinalı tüfek ile karşılık vermeye çalıştıkları, davacının beyanına göre, makinalı tüfeğin tutukluk yapması üzerine tüfeği olduğu yerde bırakarak gelen el bombalarının etkisinden uzaklaşmak için mevzii gerisindeki kayalıkların arkasına geçtikleri ve el bombalarından kaynaklı oluşan toz bulutu içerisinde silahların gasp edildiğinin belirtildiği, olay yerinde görev yapan diğer korucuların ve korucubaşının da davacıyla aynı doğrultuda ifade verdikleri, olayla ilgili soruşturma yürüten cumhuriyet savcısının talimatı üzerine hazırlanan olay yeri inceleme raporuna göre, silahların gasp edildiği mevziinin sızma sırasında terk edildiği, söz konusu mevziinin içinde ve çevresinde el bombası patlama çukuru ve el bombası mandalı bulunduğunun tespit edildiği, uyuşmazlıkta, disiplin cezasına konu eyleme ilişkin olarak davacının "Görevi kötüye kullanmak, askeri eşyayı kasten veya özürsüz kaybetmek" suçunun şüphelisi olarak yürütülen soruşturmada, "(...) olay tarihinde şüphelilerin bulunduğu mevziiye terör örgütü üyelerince roketatarlı ve EYP'li saldırıların gerçekleştirildiği, her ne kadar olay ile ilgili soruşturmaya başlanılmışsa da 1632 sayılı Yasanın 130. maddesinde askeri eşyayı kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip eden, özürsüz kaybeden veya harabolmasına sebebiyet verenlerin cezalandırılaracağının hükme bağlandığı söz konusu olayda şüphelilerin askeri eşyanın kaybolmasında kast ya da taksire dayalı kusurlarının bulunmadığı bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına (...)" gerekçesiyle Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... tarih, Soruşturma No:... , Karar No:... sayılı kararıyla Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararının verildiği ve anılan kararın itiraz edilmediği için kesinleştiği, bu durumda, davacı ile olay yerinde görev yapan güvenlik korucularının ifadeleri ve yukarıda yer verilen Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Soruşturma No:..., Karar No:... sayılı kararı dikkate alındığında mevziide sabit bulunan 1 adet makinalı tüfek, 1 adet keskin nişancı tüfeği ve bu tüfeğe ait dürbünün çalınması olayında davacının kast ya da taksirine dayalı herhangi bir kusurunun bulunmadığı, "Kendisine teslim edilen silah ve donanımın ihmal veya kasıt sonucu eşkıyanın eline geçmesine sebebiyet vermek veya kasten bir başkasının eline geçmesine neden olmak" fiilini işlediği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer yandan, Anayasa'nın 125. maddesinde yer verilen "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmü uyarınca, yukarıda açıklanan gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı mali haklarının tazmini gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının yoksun kaldığı mali hakların hesaplanarak dava tarihinden (20/09/2017) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nde korucuların kendilerine teslim edilen silah ve donanımdan mesuliyetlerinin vurgulandığı, ayrıca silahın geçici köy korucusu zimmetinde olması şartı aranmadığı, korucuların zorunlu eğitime tabi tutuldukları, davacının gerekli gözetleme faaliyetini yapmış olsaydı söz konusu olayın gerçekleşmeyeceği, dava konusu işlemin usul ve mevzuata uygun tesis edildiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı vekili tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı geçici köy korucusunun, 13/05/2017 tarihinde Deryesivi Kayalığı üs bölgesinde görevli olduğu sırada bölücü terör örgütü mensuplarınca geçici köy korucularına ve taş ocağı şantiye çalışanlarına taciz ateşi ve sızma girişimi sırasında mevzisinde bulunan ... makinalı tüfek, bir adet ... keskin nişancı tüfeği ile bu tüfeğe ait dürbünün ihmal ve kasıt sonucu terör örgütünün eline geçmesine sebep olduğu gerekçesiyle Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin 17. maddesinin (ç) bendi gereği görevine son verilmesi üzerine söz konusu işlemin iptali ve yoksun kalınan parasal hakların ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 129. maddesinde; memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
    442 sayılı Köy Kanunu'nun Ek 18. maddesinde; geçici köy korucuları ile korucu başlarının; görevlendirme şekilleri, göreve alınmalarında aranacak şartlar, görevleri, uygulanacak disiplin cezaları ve görevlerine son verilmesini gerektiren haller, disiplin amirleri, yararlanacakları giyim eşyaları ile bunların şekli ve verilme zamanları, eğitim ve denetim usûl ve esasları, sicil ve izinleri, ilk müracaatlarında sahip olmaları gereken sağlık şartları, başka bir işte çalışma hakları ile bu Kanunda yer alan diğer hususlara ilişkin uygulamaların Milli Savunma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
    Bu madde hükmü uyarınca 09/01/2008 tarih ve 2018/13105 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin "Disiplin Cezaları" başlıklı 17. maddesinin ç 'görevden çıkarma' başlıklı 1. bendinde; '(1)Bir daha geçici köy korucusu olarak görevlendirilmemek üzere; tazminat ödenmeksizin, görevlendirilmelerindeki esas ve usullere uyularak görevle olan ilişiğin kesilmesidir. "Göreve son verme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:" hükmü, aynı maddenin 3. bendinde; "Kendisine teslim edilen silah ve donanımın ihmal veya kasıt sonucu eşkıyanın eline geçmesine sebebiyet vermek veya kasten başkasının eline geçmesine neden olmak" hükmü, "Disiplin cezası vermeye yetkili amirler" başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde; 'Savunma hakkı verilmeden disiplin cezası uygulanamamaz.' hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava dosyasında bulunan İdari Tahkikat Raporuna göre; 13/05/2017 tarihinde davacının da bulunduğu üs bölgesinde doğudaki mevziide üç (3) kişi, batıda birbirine mesafesi 6-8 metre olan iki mevziide ise ikişer kişinin bulunduğu, ... silahların batı uçtaki mevziide olduğu, saat 10:00 sıralarında üs bölgesinin kuzeyi ve batısından taciz atışının başladığı, taciz atışına ve olabilecek sızmalara karşı güvenlik korucularının kendi silahları ve mevziide sabit bulunan ... Makinalı tüfek ile karşılık vermeye çalıştıkları, davacının beyanına göre, makinalı tüfeğin tutukluk yapması üzerine tüfeği olduğu yerde bırakarak gelen el bombalarının etkisinden uzaklaşmak için mevzii gerisindeki kayalıkların arkasına geçtikleri ve el bombalarından kaynaklı oluşan toz bulutu içerisinde silahların gasp edildiğinin belirtildiği, görevli diğer geçici köy korucularının ifadelerinin davacı ile uyumlu olduğu, ayrıca İdari Tahkikat Raporunda "Olay Yeri İnceleme Raporu incelendiğinde, GK'ların (7 kişi) doğudaki mevziide, gasp edilen silahlardan yaklaşık 63 m uzakta tertiplendiği, mevziler ve çevrelerinde yapılan kontrolde GK'lara ait boş kovana rastlanmadığı tespit edilmiştir." şeklinde geçici köy korucularının terör örgütüne silahla karşılık vermediği tespitinin bulunduğu, 13/05/2017 tarihli Olay Yeri Görgü ve Tespit Tutanağı'na göre; BTÖ mensuplarının ateş ettikleri Deryesivi Kayalıklarının karşı istikametinde (Bestler-Dereler istikametinde) bulunan tepede boş kovanların olduğunun görüldüğü, bölgede yapılan ilk incelemelerde başkaca iz, emare ve delile rastlanılmadığı hususları yer almıştır.
    Dosyada yer alan tüm belgeler incelendiğinde; davacının yapması gereken gözetleme vazifesinde kayıtsızlık ve ihmal göstererek kendisine teslim edilen silah ve mühimmatın bölücü terör örgütü mensuplarının eline geçmesine sebep olduğu, olaya ilişkin usulüne uygun idari soruşturma yürütüldüğü ve davacının savunmasının ve olayda yer alan diğer korucularında ifadelerinin alındığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali ile parasal hakların ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY :
    (X)- Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Bu nedenle, temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.

    Hemen Ara