Esas No: 2022/1571
Karar No: 2022/2766
Karar Tarihi: 21.06.2022
Danıştay 13. Daire 2022/1571 Esas 2022/2766 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/1571 E. , 2022/2766 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/1571
Karar No:2022/2766
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …, 2- …, 3- ….
4- …, 5- …, 6- …
7- …, 8-…, 9- …
10- …,
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mülkiyeti Hazineye ait, Mersin ili, Erdemli ilçesi, … Mahallesinde bulunan, … ada, … parsel sayılı; … ada, … parsel sayılı; … ada, … parsel sayılı ve … ada, … parsel sayılı taşınmazların satışına ilişkin 16/09/2021 tarihinde gerçekleştirilen ihalelerin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; ihale konusu taşınmazlara ilişkin yapı kayıt belgelerinin Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından iptal edilmesi ve taşınmazların 396 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'nin 4. maddesinde sayılan satılamayacak taşınmazlar arasında yer alması nedeniyle, davacıların yapı kayıt belgesine istinaden 3194 sayılı İmar Kanunu'nun Geçici 16. maddesi kuralından faydalanamayacağı, 4706 sayılı Kanun kapsamında taşımazların doğrudan hak sahiplerine satılması için ilgili taşınmazların belediyeye devrinin gerektiği, olayda ise ilgili belediye tarafından taşınmazın devrine yönelik herhangi bir talepte bulunulmadığı, bu nedenle de davacıların bu Kanun kapsamında öncelikli satın alma haklarının oluşmadığı; bu durumda, mülkiyeti Hazineye ait olan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na tahsis edilen ve rezerv yapı alanı olarak belirlenen söz konusu taşınmazların dönüşüm projeleri özel hesabına gelir elde etmek amacıyla 6306 sayılı Kanun kapsamında satışına ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, yaklaşık 130 yıldır bu taşınmazlar üzerinde yaşadıkları, bu taşınmazların zilyedi oldukları ve ecrimisil ödedikleri, taşınmazların yapı kayıt belgesi sahiplerine öncelik verilerek satılması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
Mülkiyeti Hazineye ait, Mersin ili, Erdemli ilçesi, … Mahallesinde bulunan, … ada, … parsel sayılı; … ada, … parsel sayılı; … ada, … parsel sayılı ve … ada, … parsel sayılı taşınmazların satış ihalelerinin 16/09/2021 tarihinde gerçekleştirildiği, davacılar tarafından anılan taşınmazların kullanıldığı ve üzerindeki yapılar için yapı kayıt belgesi alındığı belirtilerek satış işleminin iptali istemiyle idareye yapılan başvurunun … tarih ve … sayılı işlemle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari davalarda genel yetki" başlıklı 32. maddesinin birinci fıkrasında, "Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir."; 34. maddesinin birinci fıkrasında ise, "İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir." kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre idarî yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev ve yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari davalarda genel yetki, 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasına göre, iptal davalarında yetki konusundaki genel kural, dava konusu idarî işlemi tesis eden idarî merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesinin yetkili olmasıdır.
2577 sayılı Kanun'un 33. ile 37. maddeleri arasında ise, kamu görevlileri ile ilgili davalarda, taşınmaz ve taşınır mallara ilişkin davalarda, tam yargı davalarında ve vergi uyuşmazlıklarında geçerli olan özel yetki kuralları düzenlenmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinde, taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan iptal ve tam yargı davaları ile konusu taşınmaz mal olan idarî sözleşme uyuşmazlıklarından ve ayrıca kamu mallarına ilişkin idari davalardan söz edilmiştir. Maddenin öngördüğü özel yetki kuralı kesin nitelikte olduğundan; anılan davaların mutlaka ilgili taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde görülmesi gerekmekte, 32. maddenin birinci fıkrasındaki genel yetki kuralının bu alanda geçerliliği bulunmamaktadır (Kâzım YENİCE/Yüksel ESİN, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, 1983, Ankara, s.656).
Aslında, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde düzenlenen idarî dava türlerinden hiçbirinin konusu taşınmaz mallar değildir. Dolayısıyla, 34. maddede yer alan "taşınmaz mallara ilişkin davalar" ifadesinden anlaşılması gereken, taşınmaz malları konu edinen idarî davalar değil; "idarî uyuşmazlığın kaynağı olan taşınmaz mallarla ilgili bir isteği karşılayan" ya da "taşınmaz mallar üzerindeki bir hakkı ihlâl eden" idarî işlemleri konu edinen idarî davalardır (Turgut CANDAN, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2020, Ankara, s.1051).
Bu durumda, iptal davalarında, yetkili mahkemenin tespitinde 32. maddede belirlenen ilkenin uygulanmasının esas olduğu, bu genel kuraldan ayrılmanın ancak özel bir yetki kuralının varlığı hâlinde mümkün olduğu; 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının ise taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasını veya taşınmaza bağlı hakları konu alan işlemlere karşı açılan davalara yönelik olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, Bakanlıkça daha önce rezerv yapı alanı olarak belirlenen taşınmazların, 6306 sayılı Kanun uyarınca "günübirlik turizm tesis alanı" olarak açık artırma usulüyle satışına ilişkin ihalelerden kaynaklanan uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinin birinci fıkrası kapsamında imar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına veya taşınmaza bağlı hak kapsamında bulunan bir işleme yönelik olmadığı, taşınmaz hukukuna ilişkin herhangi bir kuralla ilgili olmaksızın, ihale işleminin iptaline yönelik olduğu, bu itibarla, uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki genel yetki kuralı uyarınca, dava konusu işlemi tesis eden idarî merci olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bulunduğu yerdeki Ankara İdare Mahkemesi'nin yetkili olduğu anlaşıldığından, yetkisiz yargı yerince uyuşmazlığın esası incelenerek verilen kararda usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davacılardan …, …, …, … ve … tarafından dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra 19/04/2022 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçeleri ile davalarından feragat ettikleri anlaşıldığından, anılan feragat talepleri değerlendirilerek bu konuda yetkili Mahkemece bir karar verilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu edilen satış ihalelerinin 4 ayrı parsele ilişkin olduğu ve davacılar tarafından tek dilekçeyle işbu davanın açıldığı dikkate alındığında, hangi davacının hangi parseli kullandığı ve hangi parsel yönünden yapı kayıt belgesi aldığı araştırılarak, aynı dava dilekçesi ile birlikte dava açan davacıların hangi parsel ya da parseller yönünden menfaatinin bulunduğu ve birlikte dava açıp açamayacakları hususlarında da 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesi göz önünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.