Danıştay 8. Daire 2019/3991 Esas 2022/4326 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/3991
Karar No: 2022/4326
Karar Tarihi: 22.06.2022

Danıştay 8. Daire 2019/3991 Esas 2022/4326 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/3991 E.  ,  2022/4326 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/3991
    Karar No : 2022/4326

    Kararın Düzeltilmesi İsteminde Bulunan (Davacılar): 1- …
    2- …
    Diğer Davacılar : 1- …
    2- …
    3- …
    4- …
    5- …
    6- …
    7- …
    Vekili : Av. …

    Karşı Taraf (Davalı) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    Vekili : Av. …

    İstemin Özeti : Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 03/10/2018 gün ve E:2012/4662; K:2018/5276 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

    Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

    Danıştay Tetkik Hakimi: …
    Düşüncesi : İstemin kısmen süre yönünden reddi gerektiği, kısmen kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
    Davacı …'ın karar düzeltme isteminin incelenmesinden;
    Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede öne sürülen düzeltme nedenleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine uygun bulunduğundan düzeltme isteminin oyçokluğuyla kabulü ile Danıştay Sekizinci Dairesinin 03/10/2018 gün ve E:2012/4662; K:2018/5276 sayılı kararı davacı … yönünden kaldırılarak işin esası yeniden incelendi.
    İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
    Dava; davalı İdare Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının yatırım, proje uygulamalarından sonraki zamanlarda kira ile çalıştırılmalarına ilişkin … gün ve … numaralı Belediye Meclis kararının iptali istemiyle açılmıştır.
    İdare Mahkemesi'nce; uyuşmazlık konusu olayda 2010-2011 yılı araç, gereç ve iş makinaları kira bedel cetvelinin incelenmesinden; İstanbul il sınırları içerisindeki tüm belediyelerin, … Belediyeler Birliği Üyesi Belediyelerin, diğer illerdeki belediyelerin, kamu kuruluşları, vakıflar, dernekler, eğitim kuruluşları ve ibadethanelerin kullanımının ücretsiz olduğunun görüldüğü, herhangi bir istisnai uygulamaya yer verilmediği, bu durumda 2011 yılı için teklif edilen makina kullanma kira bedellerine uygun olarak makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının yatırım, proje uygulamalarından sonraki zamanlarda kira ile çalıştırılmalarına ilişkin tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 1. maddesinin birinci fıkrasında; "Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseseleri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tâbi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tâbi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticarî indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz." hükmü bulunmaktadır.
    5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Diğer kuruluşlarla ilişkiler" başlıklı 75. maddesinin dava konusu işlem tarihindeki halinde; ''Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda; a) Mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapım, bakım, onarım ve taşıma işlerini bedelli veya bedelsiz üstlenebilir veya bu kuruluşlar ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir ve bu amaçla gerekli kaynak aktarımında bulunabilir. Bu takdirde iş, işin yapımını üstlenen kuruluşun tâbi olduğu mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır. b) Mahallî idareler ile merkezî idareye ait aslî görev ve hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla gerekli aynî ihtiyaçları karşılayabilir, geçici olarak araç ve personel temin edebilir. c) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, özürlü dernek ve vakıfları, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; davalı İdare Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının yatırım, proje uygulamalarından sonraki zamanlarda değerlendirilmesi amacıyla aracı talep eden kişi ve kuruluşlara göre saatlik bir kiralama ücreti belirlendiği ve bir adet tip kira sözleşmesi hazırlandığı, söz konusu teklifin Belediye Meclisi tarafından oyçokluğuyla kabul edildiği, dava konusu Meclis kararı ile kabul edilen kira bedel cetvelinde Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının çeşitli belediyelere, kamu kurum ve kuruluşlarına, vakıflara, derneklere, eğitim kuruluşlarına ve ibadethanelere bila bedelle kiraya verilmelerinin kararlaştırıldığı görülmektedir.
    Dava dilekçesinde, dava konusu Meclis kararının, söz konusu araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının kamu kurum ve kuruluşlarına, vakıflara, derneklere, eğitim kuruluşlarına ve ibadethanelere bila bedelle kiraya verilmelerine ilişkin kısmına itiraz edildiği görüldüğünden uyuşmazlık bu kısımla sınırlı olarak incelenmiştir.
    Yukarıda yer verilen 4736 sayılı Kanun'un 1'inci maddesinde belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanamayacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, 5393 sayılı Kanun'un 75. maddesinde belediyelerin diğer kuruluşlarla olan ilişkileri düzenlenmiş olup, anılan maddenin 1. fıkrasında yer alan bentlerde belirtilen konularda belediye meclisinin karar vereceği ve bu karar üzerine belediye ve Kanunda sayılan diğer ilişki kurulan kurum-kuruluş arasında bu karara uygun protokol yapılacağının hükme bağlandığı; başka bir anlatımla; maddenin tanıdığı yetki kapsamında, her proje ve temin öngören iş için meclisten karar alınması ve yapılacak her protokolün esaslı unsurlarının meclisçe karara bağlanması sonrasında yürütme organı tarafından bu karara uygun 75. maddede sayılan kuruluşlarla protokol yapılabileceği görülmektedir.
    Olayda ise, dava konusu Meclis kararıyla, davalı idarenin Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının yatırım, proje uygulamalarından sonra kalan boş zamanlarının değerlendirilmesi amacıyla kira bedelinin belirlendiği, kamu kurum ve kuruluşları, vakıflar, dernekler, eğitim kuruluşları ve ibadethaneler için bedelsiz kullanım öngörüldüğü ve bu kullanımın 5393 sayılı Kanun'un 75. maddesi kapsamında olmadığı açık olup, 4736 sayılı Kanun'un 1. maddesi hükmü karşısında söz konusu kurum ve kuruluşlar yönünden alınan bedelsiz kullanıma ilişkin kararda hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
    Bu itibarla, … gün ve … numaralı Belediye Meclis kararının Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının kamu kurum ve kuruluşlarına, vakıflara, derneklere, eğitim kuruluşlarına ve ibadethanelere bila bedelle kiraya verilmelerine ilişkin kısmının iptali gerekirken aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    Davacı …'ın karar düzeltme talebine gelince;
    2577 sayılı Yasanın 54. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin temyiz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca kararın düzeltilmesi isteminde bulunulabileceği hükme bağlanmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, Dairemizin 03/10/2018 gün ve E:2012/4662; K:2018/5276 sayılı kararının; davacı …'ın tebligat yapılmasını istediği adres dikkate alınarak 08.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, anılan davacı tarafından 26.02.2019 günü kayda giren dilekçe ile kararın düzeltilmesi isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda; davacı … tarafından (karar düzeltme talebinde bulunulabilmesi için 15 günlük yasal sürenin son günü olan 23.02.2019 Cumartesi gününe denk geldiğinden) en geç 25.02.2019 Pazartesi günü mesai saati bitimine kadar kararın düzeltilmesi isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 26.02.2019 tarihinde kayıtlara giren dilekçe ile talep edilen kararın düzeltilmesi isteminin süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davacı …'ın karar düzeltme isteminin oybirliğiyle süre aşımı nedeniyle reddine, davacı …'ın karar düzeltme isteminin ise oyçokluğuyla kabulüne, … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının karar düzeltme isteminde bulunan davacı … yönünden oyçokluğuyla bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 22/06/2022 tarihinde karar verildi.


    KARŞI OY :
    (X)- Dava, davalı İdare Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının yatırım, proje uygulamalarından sonraki zamanlarda kira ile çalıştırılmalarına ilişkin … gün ve … numaralı Belediye Meclis kararının iptali istemiyle açılmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/a bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun 14. maddesinin 3/c bendinde, dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceğini, 15. maddesinin 1/b bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
    Söz konusu maddede yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali" doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmakta, menfaatin kişisel ve meşru olması için idari işlemin doğurduğu hukuki sonuçtan dava açacak bireyin etkilenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
    Bakılan davada davacı …, üyesi olduğu ve toplantıya katılarak aleyhte oy kullandığı Belediye Meclisi kararının iptalini istemekte olup, sırf meclis üyesi olmanın ve toplantıya katılıp karşı oy kullanmanın, Kanunda iptal davasının dava şartı olarak öngörülen menfaat ilişkisini kurup kurmadığının, Danıştay’ın yerleşik içtihatları ve Belediye Kanunu hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
    5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 17.maddesinde; Belediye meclisinin, belediyenin karar organı olduğu ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usûllere göre seçilmiş üyelerden oluşacağı belirtildikten sonra devamı maddelerde Meclis toplantıları ve karar alma süreçlerine ilişkin hükümlere yer verilmiş, “Meclis kararlarının kesinleşmesi” başlıklı 23. maddesinde ise; “Belediye başkanı, hukuka aykırı gördüğü meclis kararlarını, gerekçesini de belirterek yeniden görüşülmek üzere beş gün içinde meclise iade edebilir. Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar ile yeniden görüşülmesi istenip de belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar kesinleşir. Belediye başkanı, meclisin ısrarı ile kesinleşen kararlar aleyhine on gün içinde idarî yargıya başvurabilir.” kuralı getirilmiştir.
    Görüldüğü üzere idari davaya konu olan meclis kararı bu kararı veren üyelerden bağımsız bir şekilde kendi başına hukuki sonuçlar doğurmakta, hukuki sonuç doğurduğu kişiler bakımından menfaat ilişkisi kurulmakta ve bu kişilerin dava açma ehliyeti ortaya çıkmaktadır. Meclis kararının, başka nedenler yoksa Meclis üyesi bakımından ister karşı oy kullansın ister çoğunluk kararına iştirak etsin hukuki sonuçlar doğurmadığı hususu tartışmasızdır. Kararın kendi istediği şekilde çıkmamış olmasının meclis üyesi bakımından hukuki sonuç doğuracağını ve kararla üye arasında menfaat ilişkisi kuracağını ileri sürmek de olası görünmemektedir.
    Belediye Kanununda, Belediye Meclisi kararına karşı Belediye Başkanı için önce iade sonra dava açma şeklinde getirilen hüküm de, Belediye Meclisi üyelerine sırf karara muhalefet etmesi nedeniyle dava açma hakkı verilmediğini göstermektedir. Eğer, kararlara muhalefet eden Meclis üyelerinin dava açma ehliyeti öngörülmüş olsa idi, Meclisin üyesi ve başkanı olan Belediye Başkanı için böyle bir münhasır düzenleme ihtiyacı olmazdı.
    Kuşkusuz Belediye meclisi üyelerinin de vatandaşlık ve hemşehrilik hukukunun sağladığı haklar çerçevesinde çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda Meclis Üyeliği sıfatını kullanmaksızın vatandaş olarak dava açmasının önünde bir engel bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlıkta ise; Belediye Meclisi Üyesi olan davacının, davalı İdare Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü makina parkında mevcut bulunan araç, gereç ve iş makinaları ile ekipmanlarının yatırım, proje uygulamalarından sonraki zamanlarda kira ile çalıştırılmalarına ilişkin Meclis kararından ve bu kararla ortaya çıkan hukuki sonuçtan nasıl etkilendiğini ortaya koymaksızın bakılan davayı açtığı anlaşılmış olup, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde sadece meclis üyeliği Meclis kararlarına karşı dava açma ehliyeti sağlamadığından davacı … bakımından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, anılan davacı yönünden karar düzeltme isteminin bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatıyla, aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılamıyorum.

    Hemen Ara