Esas No: 2021/2523
Karar No: 2022/4334
Karar Tarihi: 22.06.2022
Danıştay 4. Daire 2021/2523 Esas 2022/4334 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/2523 E. , 2022/4334 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2523
Karar No : 2022/4334
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı
… Başkanlığı/ANKARA
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, iş akdinin 07/11/2014 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine, söz konusu sözleşme uyarınca kendisine ödenen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek ödeme(ikale bedeli) ve kalan izin ücreti üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin ve damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; çalışma ilişkisini sona erdiren ikale sözleşmesi ile işveren tarafından davacıya yasal bir zorunluluk olmaksızın yapılan ödemenin ücret niteliğinde olmaması ve 193 sayılı Kanunun 25. maddesi uyarınca gelir vergisinden müstesna tutulması karşısında, davacıya yapılan ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasında ve yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; haksız ve hukuka aykırı olarak davacıdan fazladan tahsil edilen gelir vergisinin, idareye ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği, öte yandan, kesilen damga vergisinde, davacının gelir vergisi kesintisi talebinin fazlaya ilişkin kısmında ve dava konusu işlemin buna ilişkin kısımlarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı istinaf başvurusu yönünden, Mahkeme kararının, dava konusu gelir vergisi kesintisine ilişkin olarak davacının 287.651,76 TL'yi aşan talebi yönünden ve dava konusu damga vergisi kesintisi yönünden davanın reddine ilişkin kısmında 2577 sayılı Yasa'nın 45. maddesinde sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı ve davacı istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların da kararın bu kısmının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiği; davalı idarenin istinaf başvurusuna gelince, Mahkeme kararının, davacıya yapılan brüt 662.994,92 TL ek ödeme üzerinden gerçekleştirilen gelir vergisi kesintisi yönünden davanın kabulüne ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacıya ödenen brüt 66.053,69 TL kıdem tazminatı üzerinden kesilen gelir vergisi kesintisine ilişkin kısmında, kıdem tazminatının, ilgili kanun hükmü gereğince gelir vergisinden istisna olduğu açık olduğundan, bu kısımda belirtilen gerekçeyle hukuka uygunluk görülmediği ve anılan tutar üzerinden kesilen gelir vergisinin tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi gerektiği; davacıya yapılan ihbar tazminatı ve kalan izin ücreti ödemeleri ise ücret niteliği taşıdığından, dava konusu işlemin buna ilişkin kısımlarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabul, kısmen reddine, Mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından, adına yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu ödemelerin ücret niteliğinde olduğu, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının, kararın, dava konusu işlemin ihbar tazminatı ve kalan izin ücreti üzerinden kesilen gelir vergisine, gelir vergisi kesintisi yönünden 287.651,76 TL'yi aşan talebine ve damga vergisine ilişkin kısmına dair temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, temyize konu edinilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, kararın, dava konusu işlemin ek ödeme(ikale bedeli) üzerinden kesilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi bakımından;
30/01/2019 tarih ve 30671 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18/01/2019 tarih ve 7162 sayılı Kanunun 4. maddesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 89. maddede, 27/03/2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin, hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edileceği, bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere vazgeçilen davalarla ilgili olarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan iade talepleriyle ilgili olarak bu madde hükmünün uygulanmayacağı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığının yetkili olduğu kurala bağlanmış; bu kapsamda mükelleflere istisnai bir hak tanınmış ve 15/03/2019 tarih ve 30715 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 306 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile de söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacıya iş akdinin 07/11/2014 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek ödeme(ikale bedeli) ve kalan izin ücreti bedeli ödendiği, kıdem tazminatı dışındaki ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapıldığı, davacı tarafından, söz konusu ödemelerin ücret niteliği taşımadığı ve gelir vergisinden muaf olduğu iddiasıyla … Vergi Dairesi Başkanlığından 27/12/2018 tarihinde düzeltme talep edildiği, bu başvurunun zımnen reddi üzerine 28/03/2019 tarihinde … Başkanlığına şikayet başvurusunda bulunulduğu, belirtilen düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ve tahsil edilen tutarın faizi ile birlikte iadesi istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı tarafından, yukarıda yer verilen maddede öngörülen 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesine istinaden kendisine yapılan ödeme üzerinden tevkif edilen gelir vergisinin iadesi istemiyle düzeltme şikayet başvurusunda bulunulduğu, başvurunun zımnen reddi tarihinde anılan maddenin yürürlükte olduğu görülmüş olup, uyuşmazlık hakkında, Gelir Vergisi Kanununun söz konusu geçici 89. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davacının iş akdinin 07/11/2014 tarihinde sona erdirildiği, davaya konu ek ödemenin(ikale bedelinin), Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 89. maddesinde iade kapsamında değerlendirileceği sayılarak belirtilen ödemelerden olduğu ve söz konusu ödeme üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin iadesi için gerekli olan diğer şartların sağlandığı dikkate alındığında, düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair dava konusu işlemin buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu haliyle, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin ek ödeme(ikale bedeli) üzerinden kesilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrasında, sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, her ne kadar kıdem tazminatının gelir vergisinden müstesna olduğu gerekçesiyle bu kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosyadaki 16.12.2019 tarihli belge ve eki incelendiğinde kıdem tazminatı ödemesi üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmadığı görülmüştür.
Davalı idarenin, kararın, ek ödeme(ikale bedeli) üzerinden kesilen gelir (stopaj) vergisinin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasına dair temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz İncelemesi Üzerine Verilecek Kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği hükmü yer almaktadır.
Bakılmakta olan davada, her ne kadar ek ödeme (ikale bedeli) üzerinden fazladan kesilen gelir verginin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiş ise de, tahsil tarihinde davalı idarenin kusurunun bulunmadığı anlaşılmış olup, davacıya, idareye başvuru tarihinden düzeltme fişinin kendisine tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanacak yasal faizin ödenmesi gerektiğinden, kararın faize ilişkin hüküm fıkrasının "davacıdan tahsil edilen gelir vergisinin, idareye düzeltme başvurusunda bulunulan 27/12/2018 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin ihbar tazminatı ve kalan izin ücreti üzerinden kesilen gelir vergisine, gelir vergisi kesintisi yönünden … TL'yi aşan talebine ve damga vergisine ilişkin kısmına dair hüküm fıkrasının oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin ek ödeme(ikale bedeli) üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrasının … ve …'nin karşı oyu ile oyçokluğuyla yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, ek ödeme(ikale bedeli) üzerinden kesilen gelir (stopaj) vergisinin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ise … ve …'ın karşı oyu ile oyçokluğuyla 2577 sayılı Kanunun 49/1-(b) maddesi uyarınca düzeltilerek ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2022 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu işlemin ek ödeme(ikale bedeli) üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrasının aynı gerekçe ve nedenlerle onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının, gerekçe değiştirerek onamaya ilişkin kısmına katılmıyoruz.
(XX) KARŞI OY:
Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, ek ödeme(ikale bedeli) üzerinden kesilen gelir (stopaj) vergisinin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının aynen onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının, düzeltilerek onamaya ilişkin kısmına katılmıyoruz.