Esas No: 2016/1402
Karar No: 2022/2820
Karar Tarihi: 23.06.2022
Danıştay 13. Daire 2016/1402 Esas 2022/2820 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/1402 E. , 2022/2820 K.Özet:
Tasfiye halindeki bir şirkete verilen idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın daha önceki bir İdari Mahkeme kararı ile kabul edildiği ancak Danıştay tarafından yapılan inceleme sonucunda, davanın subjektif ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği ve bu nedenle İdari Mahkeme kararının bozulması gerektiği belirtilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri incelenmiştir. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu'nun 124., 125., 126., 588. ve 643. maddelerine de değinilmiştir. Kararın düzeltilmesi için kanuni sürenin 15 gün olduğu belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/1402
Karar No:2022/2820
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı Akdeniz/MERSİN
KARŞI TARAF (DAVACI) : Tasfiye Hâlinde … Petrol Ürünleri İthalat ihracat Sanayi
ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararıyla verilen 50.000,00-TL tutarındaki idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacı şirketin 03/02/2010 tarihindeki ortaklar kurulu toplantısında tasfiye sürecine girildiğine ilişkin karar alındığı, söz konusu kararın Mersin Ticaret Sicil Memurluğu'nca 08/02/2010 tarihinde tescil edildiği, akabinde ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliğinin sona erdiğine ilişkin kararın 15/07/2011 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiği, daha sonra dava konusu ödeme emri düzenlenerek 12/11/2014 tarihinde şirket müdürü olan …'ya tebliğ edildiği, yapılan tebligat üzerine davacı şirketin temsilcisi tarafından söz konusu ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; bu durumda, adına ödeme emri düzenlenen şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden silindiği 15/07/2011 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra, adı geçen şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve tüzel kişiliği sona eren şirket adına idari işlemlerin yapılması mümkün olmadığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirket adına 2009 yılına ait idarî para cezası vadesinde ödenmeyerek kesinleştiğinden tahsil edilmesi amacıyla sehven davacı şirket adına ödeme emri düzenlendiği, Mahkemece yapılan ilk inceleme ile adına ödeme emri düzenlenen şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden silindiği, 15/07/2011 tarihinde sona ermiş bulunduğu, bu tarihten sonra, adı geçen şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve tüzel kişiliği sona eren şirket adına idari işlemlerin yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmış olmasına rağmen, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1. maddesine göre davanın reddine karar vermesi gerekirken usul kurallarına aykırı şekilde dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın ehliyet yönünden reddi gerektiğinden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İİNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin 3/c bendinde, dava dilekçelerinin ehliyet yönünden ilk incelemeye tabi tutulacağı; 15. maddesinin 1/b bendinde ise 14. Maddenin 3/c bendinde yazılı hususta kanuna aykırılık görülürse davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır. Anılan maddede sözü edilen ''ehliyet'' kavramının, iptal davası açılabilmesinin idari yargılama usulü bakımından özel bir koşulu olan ''subjektif ehliyeti'' kapsadığı gibi, genel dava açma ehliyetini, diğer bir anlatımla ''fiil ehliyeti''ni ya da ''objektif ehliyeti'' de kapsadığında duraksama bulunmamaktadır.
2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin 1. fıkrasında, ehliyetle ilgili olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na atıfta bulunulmuş, sözü edilen Kanun'un 50. maddesinde, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı; 51. maddesinde de, dava ehliyetinin, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği kurala bağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 124. maddesinde, ticaret şirketlerinin; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu; 125. maddesinde, ticaret şirketlerinin tüzel kişiliği haiz olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabileceği ve borçları üstlenebileceği; 126. maddesinde, her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak kaydıyla Türk Medeni Kanunu'nun tüzel kişilere ilişkin genel hükümlerinin ticaret şirketleri hakkında da uygulanacağı; 588. maddesinde, limited şirketin, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı; 643. maddesinde, tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı, anonim şirketlere ilişkin düzenleme getiren 545. maddesinde, tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden silinmesinin tasfiye memurları tarafından sicil müdürlüğünden isteneceği, istem üzerine silinmenin tescil ve ilan edileceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden 15/07/2011 tarih ve 7859 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi nüshasında davacı şirketin 08/02/2010 tarihinde ticaret siciline tescil edilen 03/02/2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyesi sonuçlandırılarak ticaret sicilinden terkin edildiği hususunun ilan edildiği, dava konusu ödeme emrinin 30/10/2014 tarihinde tesis edildiği, davanın … tarafından … tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre limited şirketler, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanmakta, ana sözleşmesinde yazılı işletme konularında haklara ve borçlara sahip olmakta ve organları tarafından temsil edilmektedir. Diğer taraftan, şirketin herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde ticaret sicil kaydının terkin edilmesi ile birlikte tüzel kişiliği son bulmaktadır.
Tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle hak ve fiil ehliyetini yitiren şirketlerin, sona erme tarihinden sonra yargı mercileri önünde temsil edilebilmelerine de olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edilen ve bu nedenle tüzel kişiliği sona eren davacı şirket tarafından açılan işbu davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerekirken, davanın esası incelenmek suretiyle verilen dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.