Danıştay 8. Daire 2021/3904 Esas 2022/4405 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2021/3904
Karar No: 2022/4405
Karar Tarihi: 24.06.2022

Danıştay 8. Daire 2021/3904 Esas 2022/4405 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Danıştay 8. Dairesi, davacı üniversitenin Orman İşletme Şefliği sınırları içindeki orman idaresine ait alanın 2017 yılı arazi tahsis bedelini içeren işlemin iptali istemiyle açtığı dava sonucunda, Bölge İdare Mahkemesi'nin kararını onadı. Kararda, 2011 yılı arazi tahsis bedeli üzerinden yeni bir işlem tesis edilerek 2012, 2013 ve 2014 yılları arazi tahsis bedellerinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan yıllık ÜFE değişim oranına göre belirlenmesi, 2015, 2016 ve 2017 yılları arazi tahsis bedellerinin ise yeniden değerleme oranında artırılarak hesaplanması gerektiği belirtildi. Kararda, işlemin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının reddedilmesine karar verildi. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şu şekildedir: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi, Orman Kanunu'nun 17. ve 18/3. Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği hükümleri.
Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/3904 E.  ,  2022/4405 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2021/3904
    Karar No : 2022/4405


    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …

    2- (DAVACI) … Üniversitesi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … Orman İşletme Müdürlüğü, … Orman İşletme Şefliği sınırları içerisinde bulunan ve davacı üniversiteye tahsis edilen 1.006.278,31 m²'lik orman idaresine ait alanın 2017 yılı arazi tahsis bedeli olarak toplam 3.315.537,48.-TL istenilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı … Orman İşletme Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; uyuşmazlık konusu 2017 yılına ait arazi tahsis bedelinin, ... İdare Mahkemesi'nce belirlenen 2011 yılı arazi tahsis bedeli dikkate alınarak alınarak hesaplanması gerektiği, bu bağlamda, 2012, 2013 ve 2014 yılı arazi tahsis bedelinin bir önceki yıl belirlenen arazi tahsis bedeline her yıl açıklanan yıllık ÜFE değişim oranı uygulanmak suretiyle tespit edilmesi gerektiği, 2015, 2016 ve 2017 yılı arazi tahsis bedellerinin ise bir önceki yıl belirlenen arazi tahsis bedeline her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak bulunması gerekirken, bu şekilde hesaplanmadığı anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; Danıştay Sekizinci Dairesinin 13/12/2018 tarih ve E:2018/4673, K:2018/8281 sayılı bozma kararına uyularak, dava konusu taşınmaz için 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı arazi tahsis bedeli, ağaçlandırma bedeli, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü geliri, Or-köy özel ödenek geliri ve teminat bedeli kalemleri ile gecikme zammı olarak toplam 27.301.472,63-TL meblağın belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan başka bir davada; ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Danıştay 8. Dairesinin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçelere uygun şekilde, işlemde yer alan her bir bedel hakkında hukuki bir değerlendirme yapıldıktan sonra bu değerlendirmeler dikkate alınarak bir işlem tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki kararında ısrar edilmesi üzerine
    Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 01/07/2019 tarih ve E:2018/3466, K:2019/3382 sayılı kararıyla, gerek temyize konu İdare Mahkemesi (ısrar, iptal) kararı gerekse de Danıştay 8. Dairesinin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda yeni bir işlem tesis edilmesi gerektiği açıklamasıyla kararın onandığı, karar düzeltme isteminin reddedilerek anılan kararın kesinleştiği dikkate alındığında; 10/10/2012 tarih ve 10548 sayılı işlemin iptal edilmesi, takip eden yıllara ait arazi tahsis bedellerinin hesaplanmasını da etkileyeceğinden, 2017 yılı arazi tahsis bedelini içeren dava konusu işlem yönünden de Danıştay 8. Dairesinin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda idarece yeni bir işlem tesis edilmesi gerektiği, bununla birlikte; Danıştay 8. Dairesinin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararından sonra Mahkemece bozmaya uyularak verilen karara karşı temyiz ve karar düzeltme aşamasında verilen kararların birlikte incelenmesi neticesinde; 2011 yılı arazi tahsis bedelinin 1.056.856,76 TL+190.234,22 TL (%18 KDV) olmak üzere 1.247.090,98 TL'lik kısmında hukuka aykırılık, 973.589,68 TL'lik kısmında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemece verilen kısmen iptal, kısmen ret kararının onanmasına ve karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek anılan kalem yönünden kararın kesinleştiği, öte yandan, arazi tahsis bedeli her yıl alınan bir bedel olduğundan 2011 yılı arazi tahsis bedelinin belirlenmesinden sonra 2012, 2013 ve 2014 yılı arazi tahsis bedellerinin, Türkiye İstatistik Kurumunca artışın yapılacağı ayda yayımlanan bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim oranına göre açıklanan yıllık ÜFE değişim oranında arttırılmak suretiyle tespit edilmesi; 2015, 2016 ve 2017 yılı arazi tahsis bedellerinin ise, bir önceki yıl belirlenen arazi tahsis bedeline her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak bulunması gerektiği, bu durumda, davalı idare tarafından yeniden bir işlem tesis edilmeden önce, yukarıda sözü edilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca ve Danıştay 8. Dairesince verilen kararlar ile bu kararlarda hukuka uygunluğu ve aykırılığı ortaya konulan alacak kalemlerinin dikkate alınarak 2017 yılı arazi tahsis bedelinin, yine Danıştay 8. Dairesinin kararında tespit edilen 2011 yılı arazi tahsis bedeli üzerinden yukarıda anılan yönteme göre hesaplanması gerektiğinden, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının belirtilen açıklama ile reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçe yönünden temyiz edildiği, Danıştay 8. Dairesince verilen E:2014/4771 sayılı kararında hukuka uygunluğu ve aykırılığı ortaya konulan alacak kalemlerin uyuşmazlık konusu işlem yönünden dikkate alınması gerektiğinin belirtildiği, 01.01.2011-31.12.2011 tarihleri arası hesaplama yapıldığı ve 13.05.2011 tarihinden itibaren 2011 yılı için ödenmesi gereken arazi izin bedelinin KDV dahil toplamda 1.247.090,98-TL olarak bulunduğu, 2011 yılı bedeli ve hesaplanma dönemi hususunda tereddüt hasıl olduğu, dava konusu işlemin kesin olarak iptalinden sonra uygulamada yeniden tesis edilecek işlem için tereddüt oluşturacağı ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin 18.04.2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kanununun 17. ve 18/3. Maddelerinin Uygulama Yönetmeliğinin ilgili hükümleri çerçevesinde tesis edildiği, işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmakta olup, davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz istemlerinin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
    4. Kesin olarak, 24/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara