Danıştay 8. Daire 2018/783 Esas 2022/4403 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/783
Karar No: 2022/4403
Karar Tarihi: 24.06.2022

Danıştay 8. Daire 2018/783 Esas 2022/4403 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/783 E.  ,  2022/4403 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/783
    Karar No : 2022/4403

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACILAR) 1- …
    2- …
    3- …
    4- …
    5- …
    6- …
    VEKİLİ : Av. …

    2- (DAVALI) … Valiliği
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem:
    Müteveffa ...'ın yangın merdiveninden düşmesi neticesinde ölümünde kusuru bulunduğu iddiasıyla anne ... ve baba ... için defin ve harcama giderlerine mahsuben 3.000,00-TL ve anne için 59.116,00-TL ve baba için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 112.116,00-TL maddi tazminat ile yine anne ve baba yönünden ayrı ayrı 200.000,00-TL (toplam 400.000,00-TL), kardeşler ... ile ... için ayrı ayrı 50.000,00-TL (toplam 100.000,00-TL) ve dede ... ile babaanne ... için ayrı ayrı 25.000,00-TL (toplam 50.000,00-TL) olmak üzere toplam 550.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; bilirkişi raporu ve dosyada yer alan bilgi belgelerden, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, dava konusu 3.000,00-TL cenaze ve defin gideri talebinin kabulü ile söz konusu bedelin davalı idareye müracaat tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacılara ödenmesine, anne ...'ın 59.116,00-TL maddi tazminat talebinin kabulü ile söz konusu tazminatın 50.000,00-TL'lik kısmının davalı idareye müracaat tarihinden (05.11.2015), 9.116,00-TL'lik kısmının ise ıslah tarihinden (29.03.2017) itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, baba ...'ın 50.000,00-TL maddi tazminat talebinin 49.004,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminatın davalı idareye müracaat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine, anne ...'ın 200.000,00-TL manevi tazminat talebinin 60.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminatın davalı idareye müracaat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine, baba ...'ın 200.000,00-TL manevi tazminat talebinin 60.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminatın davalı idareye müracaat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine, kardeş ...'ın 50.000,00-TL manevi tazminat talebinin 20.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminatın davalı idareye müracaat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine, kardeş ...'ın 50.000,00-TL manevi tazminat talebinin 20.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminatın davalı idareye müracaat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine, dede ...'ın 25.000,00-TL manevi tazminat talebinin 10.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminatın davalı idareye müracaat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine, babaanne ...'ın 25.000,00-TL manevi tazminat talebinin 10.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile söz konusu tazminatın davalı idareye müracaat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Taraflarca kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
    Yine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde "temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı" hükme bağlanmıştır.
    Temyize konu Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmiş olup; uyuşmazlıkta, destekten yoksun kalma tazminatının miktar artırım (ıslah) dilekçesiyle arttırılan kısmına yürütülecek faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı yönünden değerlendirme yapılmıştır.
    Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile; "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanun'a Geçici 7. madde ile "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır." hükmü eklenmiştir.
    Nitekim, 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesinin gerekçesinde; "AİHM, devletin sorumluluğuna ilişkin tazminat davalarında, davacıların yargılamanın yavaş işlemesinden doğan zararlarını ortadan kaldıracak yeterli bir çözüm bulunmadığı yönünde ülkemiz aleyhinde ihlal kararları vermektedir. Düzenlemeyle, idarî yargıda açılan tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edilmesi sebebiyle, nihai karar verilinceye kadar ıslah suretiyle talep edilen tazminat miktarını arttırma hakkı tanınmaktadır." ifadesine yer verilmiştir.
    Faiz, idarenin tazmin borcu bağlamında, kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'a göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde; idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya
    başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması ilkesi benimsenmiştir. Nitekim bu durum, Danıştayın yerleşik içtihatlarıyla da kabul edilmiştir.
    Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle, tazminatın ödenmesi istemiyle idareye yapılan başvuru üzerine, bu istemin idare tarafından açıkça veya zımnen reddi üzerine, idarenin, tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarak talep edebileceği, açılacak davada talep edilecek tazminat miktarının serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamakla birlikte, talep edilecek tazminat miktarının yüksek tutulması durumunda davacının talep ettiği tutar ölçüsünde ödemek zorunda kalacağı ve bu tür davalarda nispi olarak belirlenen yargılama harçlarının da yüksek olacağı, bunun da mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacağı açıktır.
    Yapılan bu açıklamalar karşısında, uğranılan zararın gerçek miktarının Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda net bir şekilde ortaya çıkması durumunda, ortaya çıkan bu gerçek zararın tamamının tazmini amacıyla verilen miktar artırımına (ıslah) ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp, mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Bu durum, yukarıda aktarılan hususlarla birlikte değerlendirildiğinde, esasen davacıların ilk dava açarken yüksek oranlı yargılama harçları vb. nedenlerden dolayı tazmini isteminde bulundukları bedel dava dilekçesinde düşük belirtilmiş ise de, davacıların tazminine karar verilmesi konusunda gerçek iradelerini yansıtan miktarın, ıslah ile arttırılan gerçek zararları olduğunun, bu gerçek zararın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi veya ıslah dilekçesinin verildiği tarihte değil, esasen olay tarihinde ya da idarelere başvuru tarihinde ortaya çıktığı, ancak, davacılar tarafından miktarı tam olarak bilinemediğinden ve tespit edilemediğinden dava açılırken talep edilemeyen bir zarar olduğunun kabulü, bu kabul doğrultusunda da ıslahla arttırılan dava değerinin tamamına davalı idarenin temerrüde düştükleri idareye başvurma tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Nitekim; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 09/06/2020 tarih ve E:2019/53, K:2020/853 sayılı kararı da bu yöndedir.
    Bu durumda, İdare Mahkemesince verilen gerekçeli kararın hüküm fıkrasının "anne ...'ın 59.116,00-TL maddi tazminat talebinin kabulü ile söz konusu tazminatın 50.000,00-TL'lik kısmının davalı idareye müracaat tarihinden (05/11/2015), 9.116,00-TL'lik kısmının ise ıslah tarihinden (29/03/2017) itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine" kısmının, " anne ... için kabul edilen toplam 59.116,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 05/11/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
    Temyize konu kararın diğer kısımları yönünden ise; karar hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
    4. Kesin olarak, 24/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara