Esas No: 2020/9112
Karar No: 2022/7453
Karar Tarihi: 27.06.2022
Danıştay 6. Daire 2020/9112 Esas 2022/7453 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/9112 E. , 2022/7453 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9112
Karar No : 2022/7453
DAVACI : … Vakfı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Huk. Müş. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Marine İşletmeciliği Turizm ve Ticaret Aş
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Mülga Çevre ve Orman Bakanlığınca 28/08/2009 tarihinde onaylanan Aydın - Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Uyuşmazlığın niteliği gereği, taraf iddiaları hukuki değerlendirme bölümünde belirtilmiştir.
DAVALININ SAVUNMASI: Uyuşmazlığın niteliği gereği, taraf savunmaları hukuki değerlendirme bölümünde belirtilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararına uyularak dava konusu işlemin bazı kısımlarının iptaline, bazı kısımları yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ: Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 28/08/2009 tarihinde onaylanan Aydın, Muğla, Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesince verilen ve kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kısmen dava konusu planın iptaline ve kısmen davanın reddine ilişkin bulunan 23/12/2015 günlü, E:2010/2110, K:2015/7734 sayılı kararın taraflarca temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/06/2019 günlü, E:2016/3859, K:2019/2905 sayılı kararıyla, Danıştay Altıncı Dairesinin anılan kararının kısmen onanmasına, kısmen açıklama ile onanmasına ve kısmen bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, bozma kararı üzerine dosya incelendi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi hükmünde, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca verilen bozma kararlarına Danıştay dava dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamıştır.
Bu durumda, bozma kararında yer alan gerekçelerle; Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "Plan Açıklama Raporu, 85. sayfa, 3.3.3.8. bölümde yer alan "Bozkurt ilçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanları önerilmiştir" ibaresi ile planın M23 sayılı paftasının Bozkurt İlçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanı önerilen bölümü"ne ilişkin olarak, gerekli somut analiz, etüt ve araştırma yapılmadan tesis edildiği anlaşılan planlama kararında hukuka uyarlık bulunmadığı; Planın "… sayılı paftada Bozburun'da yat limanı önerilen bölümü"nde şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uyarlık görülmediğinden planın anılan bölümlerinin iptaline;
Planın "L22 sayılı paftasının Denizli İli Çal İlçesi Ortaköy Beldesi'nin batısında turizm tesis alanı önerilen bölümü ile Plan Açıklama Raporu 3.3.3.10.f. bölüm, 90. sayfada yer alan "Adıgüzel Barajı etrafında turizm tesis alanı önerilmiştir" ibaresi yönünden şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırılık bulunmaması; Planın "… sayılı paftasının Sarıkemer'de önemli doğa alanı sınırı içerisinde ve Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümü ile Planın … ve … sayılı paftalarının Akyeniköy'ün doğusunda, Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümleri" ile "Plan Açıklama Raporu, 3.3.2.9.C. bölüm, 63. sayfa, birinci paragrafta yer alan "Güllük Beldesi'nde yeni liman çevresinde, liman ve liman tesislerinin gerektirdiği depolama ile konut dışı kentsel çalışma alanları planlanmıştır." ibaresi ile Planın … sayılı paftasında Boğaziçi Sulak Alanı koruma kuşakları içerisinde belirlenen gelişme alanları, Güllük'te konut dışı çalışma alanları ve depolama alanlarına ilişkin bölümleri" nin ise planı kusurlandıracak nitelikte bulunmaması nedeniyle belirtilen bölümler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Mülga Çevre ve Orman Bakanlığınca 28/08/2009 tarihinde onaylanan Aydın - Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının Ula ve Geyik Kanyonları, Yumrutaş Beldesi Organize Sanayi Bölgesi, Muğla, Fethiye İlçesi, Eşen Beldesi Eko Turizm alanı, Göktürkbükü Yat Limanı, Muğla Merkez İlçesinin kuzeydoğusunda turizm tesis alanı, Haremtan mevkii yat limanı, Hisarönü ve Marmaris Barajları uzun mesafe koruma kuşakları açısından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Biyogenetik Rezerv alanlarının plana işlenmemesi, Ortaca ile Sahil arasında mutlak tarım alanına ekoturizm işlevi verilmesi, Bitez'deki tarımsal alanlara ilişkin plan açıklama raporu hükümleri; Denizli, Çal, Ortaköy beldesinde turizm tesisi alanı önerilen bölüm, Güllükte davaya konu planla 25/08/2009 tarihli planla getirilen Yat limanı, Ekincik'te önerilen Yat Limanı Sarıkemer ve Akyeniköy'de kentsel gelişme alanları, Boğaziçi ve Güllük sulak alanlarında getirilen yapılaşma kararları, Akdeniz Foku yaşam alanlarının planda gösterilmemesi ve Dalaman Yat Limanı açısından iptaline, dava konusu işlemin diğer kısımları yönünden davanın reddine dair 23/12/2015 tarih ve E:2010/2110, K:2015/7734 sayılı Dairemiz kararının Çevre Düzeni Planı Açıklama Raporu, 85. sayfa, 3.3.3.8. bölümde yer alan "Bozkurt ilçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanları önerilmiştir" ibaresi ile planın … sayılı paftasının Bozkurt İlçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanı önerilen bölümü ile … sayılı paftasında Bozburun'da yat limanı önerilen bölümü, … sayılı paftasının Denizli İli, Çal İlçesi, Ortaköy Beldesi'nin batısında turizm tesis alanı önerilen bölümü ile Plan Açıklama Raporu 3.3.3.10.f. bölüm, 90. sayfada yer alan "Adıgüzel Barajı etrafında turizm tesis alanı önerilmiştir" ibaresi, … sayılı paftasının Sarıkemer'de önemli doğa alanı sınırı içerisinde ve Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümü ile … ve … sayılı paftalarının Akyeniköy'ün doğusunda, Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümleri, Plan Açıklama Raporu, 3.3.2.9.C. Bölüm, 63. sayfa, birinci paragrafta yer alan "Güllük Beldesi'nde yeni liman çevresinde, liman ve liman tesislerinin gerektirdiği depolama ile konut dışı kentsel çalışma alanları planlanmıştır." ibaresi ile Planın … sayılı paftasında Boğaziçi Sulak Alanı koruma kuşakları içerisinde belirlenen gelişme alanları, Güllük'te konut dışı çalışma alanları ve depolama alanlarına ilişkin bölümlerine ilişkin kısımlarının bozulması, diğer kısımlarının onanması yolundaki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/06/2019 tarih ve E:2016/3859, K:2019/2905 sayılı kararının bozmaya ilişkin kısmına uyularak ve bu kısımla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 28/08/2009 tarihinde Aydın - Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının onaylanması üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelikte "Havza"; bir akarsu kaynağını besleyen yüzey ve yer altı su kaynaklarının tabii su toplama alanını kapsayacak biçimde, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce belirlenmiş alanlar, "Bölge"; coğrafi, sosyal, ekonomik, fiziksel nitelikleri açısından benzerlik gösteren alan ve/veya Devlet Planlama Teşkilatınca belirlenmiş olan istatistiki bölge (düzey 2) birimleri olarak tanımlanmıştır.
Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmeliğin 4. maddesi (ç) bendinde, Çevre düzeni planı açıklama raporu: Çevre düzeni planının vizyonunun, amacının, hedeflerinin, stratejilerinin, ilkelerinin ve politikalarının açıklandığı ve bunlar doğrultusunda belirlenen projeksiyon nüfusuna, sektörel yapıya, alan büyüklüklerine, plan kararlarına, plan uygulama araçlarına, kurumsal yapıya ve denetime ilişkin gerekçeli açıklamaların yapıldığı ve çevre düzeni planı ile bütün olan rapor, (d) bendinde; çevre düzeni planı araştırma raporu: Planlama alanına ilişkin geleceğe yönelik projeksiyonların yapılabilmesi, plan kararlarının, koruma ve gelişme politika ve stratejilerinin ve plan hükümlerinin belirlenebilmesi için 7 nci madde kapsamında toplanan verilerin planlama çalışmasında kullanılacak biçimde analiz ve sentezinin yapıldığı, alana yönelik fırsatların, tehditlerin, güçlü yönler ve zayıflıkların belirlenerek ilgisine göre farklı disiplinlerden uzmanlarca hazırlanan rapor olarak tanımlanmış, çevre düzeni planının niteliklerinin belirlendiği 5. maddesi (e) bendinde, "planlamaya temel oluşturan verilerin farklılığından dolayı farklı mesleklerden uzmanların fiili katılımı ile hazırlanan üst ölçekli bir plan olduğu" vurgulanmıştır.
Yönetmeliğin "Planlama alanının tespiti" başlıklı 6. maddesinin 1/a bendinde Planlama alanı; "Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve Çevre Kanunu kapsamında; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen büyük akarsu havzaları veya Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından belirlenmiş istatistikî bölge birimleri (düzey 2) ile birlikte idari sınırları da dikkate alınarak, en az iki il sınırını içerecek şekilde belirlenir" hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Dava konusu çevre düzeni planına ait plan açıklama raporu, 85. sayfa, 3.3.3.8. bölümde yer alan "Bozkurt ilçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanları önerilmiştir" ibaresi ile planın …sayılı paftasının Bozkurt İlçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanı önerilen bölümü" ibaresi yönünden;
1.1- DAVACININ İDDİALARI
Davacı tarafından, "dava konusu plan ile Bozkurt İlçesinin kuzeyinde önerilen sanayi ve depolama alanının da tarım topraklarının kaybına yol açacağı, Çardak'ta faaliyet gösteren organize sanayi bölgesi mevcut iken, çok yakın bir alanda tarım toprakları üzerinde sanayi ve depolama alanı planlanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı " iddia edilmektedir.
1.2- KARŞI TARAFIN SAVUNMASI
Davalı idare tarafından, "Bozkurt ilçesinin mevcut sanayi kimliği göz önünde bulundurularak, söz konusu alanda tarımsal sanayinin geliştirilmesi amacıyla sanayi ve depolama alanı kullanımı getirildiği" savunulmaktadır.
1.3- DAİREMİZİN DEĞERLENDİRMESİ
Aydın - Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının onayı tarihinde yürürlükte bulunan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde, çevre düzeni planının, kalkınma planları ve varsa bölge planlarını temel alarak rasyonel doğal kaynak kullanımını sağlayan, kirliliğin oluşmadan önce önlenebilmesi, sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke, strateji ve politikaları ve bunu sağlayacak arazi kullanım kararlarını belirleyen sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada düşünülmesini sağlamak üzere, korunması gereken alanlara ilişkin politika ve stratejileri belirleyen plan niteliğinde olduğu öngörülmüştür.
Dava konusu çevre düzeni planı alt ölçekli planlara altlık oluşturan, niteliği gereği, alt kademesindeki planlara yol gösteren ve ilke belirleyen üst ölçekli plan olup, söz konusu planın sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi suretiyle hazırlanması gerekmektedir.
Aynı Yönetmeliğin 4. maddesi uyarınca da, çevre düzeni planının açıklama raporunda, planın vizyonu, amacı, hedefleri, stratejileri, ilkeleri ve politikaları ile bunlar doğrultusunda belirlenen projeksiyon nüfusu, sektörel yapı, alan büyüklüklüğü, plan kararları, plan uygulama araçları, kurumsal yapı ve denetime ilişkin gerekçeli açıklamaların yer alması gerektiği açıktır.
Bu kapsamda, çevre düzeni planı ile bir alanda "sanayi alanı"na yönelik bir kullanım kararı belirlenirken, bölgedeki fiziksel, doğal ve ekonomik yapı, yatırım kararları, sektörel gelişmeler, ihtiyaçlar, gereklilikler v.b hususlara ilişkin analiz, etüt ve araştırmaların gerçekleştirilmesi, bu somut bilgi ve verilerin de gerekli ayrıntı düzeyinde plan açıklama raporu ile ortaya konulması gerektiği açıktır.
Bozkurt ilçesinin kuzeyinde öngörülen sanayi ve depolama alanına yönelik olarak, Danıştay Altıncı Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda;
"Bozkurt ilçesi Denizli kentinin 45 kilometre kadar doğusunda Afyon-Ankara karayolu üzerinde bulunmaktadır. Davacının itiraz ettiği Çevre Düzeni Planı'nda sanayi ve depolama alanları ilçenin kuzeyinde Tutluca beldesinin güneyinde tarım arazileri üzerinde yer almaktadır. Google-Earth görüntüsünde Tutluca'nın güneyinde açılarak ovaya birleşen bir vadi yer almakta olup sözü edilen sanayi ve depolama tesisleri vadinin tarım yapılan nisbeten dar bir bölgesine yerleştirilmiştir.
Bozkurt'un 5 kilometre kadar doğusunda yer alan Çardak ilçesinin güneyinde, eni 2700 metrenin boyu 1100 metrenin üzerinde, alanı 322.5 hektar olan Özdemir Sabancı Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır. Kuruluş kararı 2002 yılında alınmış olan bu OSB'nin web sitesinde alyapılarının çok büyük bölümünün tamamlanmış, toplam 98 sanayi parselinin 89'unun tahsis edilmiş olduğu, ancak halen üretim yapan yalnızca bir fabrikada 32 kişinin çalıştığı belirtilmektedir. Çardak OSB'nin güneyinde ise Denizli Çardak havalimanı bulunmaktadır.
Çardak Özdemir Sabancı OSB'nin Denizli merkezine yönelen sanayi kuruluşlarına altyapısı sağlanmış düzenli sanayi parselleri sunmak için oluşturulduğu bilinmektedir. Bozkurt'un 2012 yılında merkez nüfusunun 5592, Çardak'ın 4725 olduğu dikkate alındığında 322.5 hektarlık bir OSB'nin bu yerleşmeler için geliştirilmiş olması söz konusu değildir. Ancak OSB'nin Denizli merkeze yaklaşık 45 kilometre uzak oluşunun yanısıra zemin suyunda bazı kimyasal maddelerin bulunması (doğusunda Acı Göl olarak isimlendirilmiş olan göl ile ilişkili olabilir) burada sanayi kurma talebinin yatırıma dönüşmemiş olmasının nedenleri olabilir. Ancak zemin suyunun yarattığı sorunlara çözüm bulunabileceği düşünüldüğünde buradaki OSB tüm bu yöre için yeterli olabilecektir. Bozkurt ilçe merkezinden buradaki OSB'ye erişmede herhangi bir sorun bulunmadığından aynı yörede tarım toprakları üzerinde ikinci bir sanayi alanının depolama alanı ile birlikte planlanmasında kamu yararı bulunmadığı" tespitlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, davalı idarece, planda Bozkurt İlçesinin kuzeyinde öngörülen sanayi ve depolama alanının, tarımsal sanayinin geliştirilmesi amacıyla belirlendiği belirtilmekte ise de, bilirkişi raporunda yer alan tespitler göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu kullanım kararı belirlenirken, alanın yakınında bulunan organize sanayi bölgesinin konumu, niteliği ve durumunun değerlendirilmediği, halen faaliyette olan OSB alanı dikkate alınmaksızın, bölgede sanayi ve depolama alanı planlamasının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu doğrultuda, gerekli somut analiz, etüt ve araştırma yapılmadan tesis edildiği anlaşılan, Bozkurt İlçesinin kuzeyindeki sanayi ve depolama alanına yönelik dava konusu planlama kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, Aydın - Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "Plan Açıklama Raporu, 85. sayfa, 3.3.3.8. bölümde yer alan "Bozkurt ilçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanları önerilmiştir" ibaresi ile planın … sayılı paftasının Bozkurt İlçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanı önerilen bölümü"nde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
2- Planın "…sayılı paftada Bozburun'da yat limanı önerilen bölümü" yönünden;
2.1- TEMYİZ EDENİN İDDİALARI
Davacı tarafından, "Bozburun'da öngörülen yat limanın yer seçiminin sahip olunan doğal ve kültürel değerlerin korunması açısından son derece sakıncalı ve sürdürülebilirlik ilkesine aykırı olduğu, turizm için potansiyel oluşturan bu değerlerin zarar görmesinin turizm açısından da olumsuz sonuçlarının olacağı, gereği kadar liman planlayabilmek için öncelikle mevcut limanların doğru değerlendirilmesi gerektiği, böylece liman ihtiyacının daha doğru belirlenebileceği" iddia edilmektedir.
2.2- KARŞI TARAFIN SAVUNMASI
Davalı idare tarafından, "yat limanlarına ilişkin verilen kararların başka kurumlarca tesis edilen işlemlerin plana işlenmesinden ibaret olduğu" savunulmaktadır.
2.3- DAİREMİZİN DEĞERLENDİRMESİ
Dava konusu planın onay tarihinde yürürlükte bulunan Çevre düzeni Planlarına Dair Yönetmeliğin 5. maddesi uyarınca, çevre düzeni planları sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada düşünülmesini sağlamak üzere, korunması gereken alanlara ilişkin politika ve stratejileri belirleyen plan türüdür.
Aynı Yönetmeliğin 4. maddesi uyarınca da, çevre düzeni planının açıklama raporunda, planın vizyonu, amacı, hedefleri, stratejileri, ilkeleri ve politikaları ile bunlar doğrultusunda belirlenen projeksiyon nüfusu, sektörel yapı, alan büyüklüklüğü, plan kararları, plan uygulama araçları, kurumsal yapı ve denetime ilişkin gerekçeli açıklamaların yer alması gerekmektedir.
Bu doğrultuda, üst ölçekli plan olan çevre düzeni planında, ulaşım ve turizm gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarının yer alması gerekmekte olup, bu kullanımlar leke planın niteliği gereği şematik olarak gösterilse bile, bunlara yönelik alt ölçekli planlarda nihai hale gelecek yer seçimi kararlarına dair kapsamlı incelemeler yapılmalı ve bu incelemeler doğrultusunda alt ölçekli plan çalışmalarını yönlendirecek strateji ve politikalar belirlenmelidir.
Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında, dava konusu çevre düzeni planı hazırlanırken, Bozburun'da öngörülen yat limanının yer alacağı bölgeye ilişkin fiziksel ve doğal yapının niteliği dikkate alınarak, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunmasına yönelik gerekli analiz, etüt ve araştırmaların gerçekleştirilmesi, elde edilen veriler sonucunda söz konusu yat limanının üst ölçekli plan çerçevesindeki yer seçiminin yapılması, bu hususların da gerekli ayrıntı düzeyinde plan açıklama raporu ile ortaya konulması gerekmektedir.
Dava konusu plan ile Bozburun'da öngörülen yat limanına ilişkin olarak bilirkişi raporunda;
"Çevre Düzeni Planında Bozburun körfezinde yapılması öngörülen yat limanının, körfezin batı kıyısında yer alabileceği anlaşılmaktadır. Ancak bu alanın arkeolojik sit alanı olarak gösterilmiş olması nedeniyle böyle bir işlev burası için uygun olmayacaktır. Zaten dar bir koy olan Bozburun körfezinin böyle bir kullanışla kirlenme riski büyüktür. Yat limanlarının bakım tesislerinden denize zehirli maddelerin karıştığı bilinmektedir. Mevcut balıkçı barınağında belediye tarafından yatlara verilen hizmetin sürdürülmesinin kamu yararına en uygun yol olduğu görüşündeyiz." tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen bilirkişi raporundaki tespitler de göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu plan ile Bozburun'da öngörülen yat limanı kararına yönelik olarak söz konusu bölgede yat limanı yapılması durumunda bunun doğal yapıya ve ekolojik dengeye etkilerine yönelik kapsamlı analiz, etüt ve araştırmaların yapılmadığı, bölgede bulunan doğal ve fiziksel yapı ile arkeolojik alan dikkate alınarak yer seçimi kararının oluşturulmasına yönelik gerekli araştırmaların gerçekleştirilmediği, bunlara yönelik plan açıklama raporunda herhangi bir hususa yer verilmediği, alanda faal bir balıkçı barınağının bulunmasının, söz konusu yat limanı yerseçimi kararının tek gerekçesi olarak gözüktüğü anlaşıldığından, bu haliyle dava konusu Çevre Düzeni Planının Bozburun'da öngörülen yat limanı kararına ilişkin kısmında şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, davalı idarece söz konusu yat limanı kararının başka idarelerce tesis edilmiş işlemlerin dava konusu plana işlenmesine yönelik olduğu belirtilmekte ise de, Ulaştırma Bakanlığı 2010 yılı Turizm Kıyı Yapıları Master Planında yat limanları, bölgeler itibarıyla değerlendirmeye tabi tutulmuş, master planda söz konusu Bozburun yat limanının yer seçimine ilişkin herhangi bir karara yer verilmemiştir.
Dolayısıyla, söz konusu yat limanına ilişkin üst ölçekli plan çerçevesindeki yer seçimi kararı, dava konusu çevre düzeni planı ile verildiğinden, davalı idarenin bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Bu itibarla, Aydın - Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "… sayılı paftada Bozburun'da yat limanı önerilen bölümü"nde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
3- Planın "… sayılı paftasının Denizli İli Çal İlçesi Ortaköy Beldesi'nin batısında turizm tesis alanı önerilen bölümü ile Plan Açıklama Raporu 3.3.3.10.f. bölüm, 90. sayfada yer alan "Adıgüzel Barajı etrafında turizm tesis alanı önerilmiştir" ibaresi yönünden;
3.1- DAVACININ İDDİALARI
Davacı tarafından, "Adıgüzel Barajı etrafındaki alanın yapılaşmamış bir bölge olduğu, yakınında halihazırda bir turizm bölgesi mevcutken, bu alanın da turizm tesis alanı olarak belirlenmesinin orman ve tarım arazilerine geri dönülemez bir şekilde zarar verecek nitelikte olduğu" iddia edilmektedir.
3.2- KARŞI TARAFIN SAVUNMASI
Davalı idare tarafından, "Söz konusu turizm tesis alanı kullanımının, önceki imar planları ile öngörüldüğü, söz konusu alanın kazanılmış hakların korunması esasına dayanılarak tesis edildiği, bu alanda öngörülen turizm tesis alanının rekreasyon alanı niteliğinde olduğu, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı bir yönünün bulunmadığı" savunulmaktadır.
3.3- DAİREMİZİN DEĞERLENDİRMESİ
Dava konusu Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının 4.62. sayılı plan hükmünde "İçme ve Kullanma Suyu Koruma Kuşakları: Su Kirliliği
Kontrolü Yönetmeliği’nde tanımlanan ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nce maksimum su seviyesine göre oluşturulan, derecelendirilmiş koruma kuşak alanlarıdır." kuralına;
7.40. sayılı plan hükmünde; "İçme ve kullanma suyu kaynağı olarak belirlenmiş alanlarda, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hükümleri geçerli olup içme ve kullanma suyu koruma kuşakları içinde kalan tüm kentsel ve kırsal yerleşmelerin altyapıları öncelikle ele alınıp iyileştirilecektir. Bu alanlarda yapılacak uygulamalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün görüşü alınacaktır." kuralına;
8.8.1. sayılı plan hükmünde, "Su kaynaklarının dengeli kullanımı esastır. Su kullanımında suyun verimli kullanılması sağlanacaktır. Havzada su kaynaklarının korunmasına ilişkin yapılacak çalışmalar, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yürütülecektir." kuralına;
8.8.3. sayılı plan hükmünde ise "İçme ve kullanma suyu temin edilen kıta içi yüzeysel su kaynaklarına ilişkin özel hükümler belirleninceye kadar, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hükümleri geçerlidir. İçme ve kullanma suyu temin edilen kıta içi yüzeysel su kaynaklarının bu Yönetmeliğin 16. maddesi kapsamında özel hüküm belirleme çalışmasının yapılması durumunda, belirlenen özel hükümlerin, bu plana ve her tür ve ölçekteki planlara işlenmesi zorunludur." kuralına yer verilmiştir.
Daire kararında belirtildiği üzere, Adıgüzel barajının koruma kuşaklarının belirlenmesinin bu alanın korunması açısından önemli olduğu hususunda kuşku bulunmamakla birlikte, yukarıda yer verilen plan hükümleri uyarınca bu baraja yönelik özel hükümler belirleninceye kadar "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği" hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu, Yönetmeliğin 16. maddesi kapsamında özel hüküm belirleme çalışmasının yapılması durumunda, bu hükümlerin de plana işlenmesi gerektiği dikkate alındığında, Adıgüzel barajının dava konusu plan hükümleri ile koruma altına alındığı, koruma kuşakları belirlenmemiş olsa dahi Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde korunmasının zorunlu olduğu, bu alana ait koruma kuşakları belirlendikten sonra plana işleneceği de açık olduğundan, söz konusu barajın koruma kuşaklarının, onama tarihinde plana işlenmemiş olmasının, planı kusurlandıracak nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Kaldı ki, söz konusu Adıgüzel barajının koruma kuşakları ile özel hükümleri dava konusu çevre düzeni planına işlenirken, alanda öngörülen kullanım kararlarının, özel hükümler ve koruma kuşakları sınırlarına uygunluğu yönünden idarece yeniden bir değerlendirme yapılacağı açıktır.
Öte yandan, bu hususa ilişkin bilirkişi raporunda "Dava dilekçesinde sözü edilen Planın …no.lu paftasında Denizli İli Çal İlçesi Ortaköy Beldesi'nin batısında Adıgüzel Barajı'na bakan bir tepe üzerinde önerilmiş olan turizm tesis alanı bu yöredeki yerleşmelerde yaşayanlar için bir rekreasyon alanı niteliğindedir. Planda Adıgüzel Barajı'nın koruma kuşakları çizili olmadığı için bu tesisin baraja etkisi konusunda değerlendirme yapılamamaktadır. Ancak önceki imar planlarında yer almış olan bu tesisin, yatırımcı bulunduğu taktirde ilgili belediyenin DSİ ile koordinasyon içinde barajı kirletmeyecek tedbirler alınarak inşa edilmesini düzenlemesi gerekir. Bu nedenle bilirkişi kurulumuz Adıgüzel Barajı'na bakan bir tepe üzerinde turizm tesis alanı önerisinin planlama ilkelerine uygun olduğu görüşündedir." tespitlerine yer verilmiştir.
Bu durumda, bilirkişi raporundaki tespitler de göz önünde bulundurulduğunda, yöredeki yerleşmelerde yaşayanlar için bir rekreasyon alanı niteliğinde olan ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği kapsamında korunması zorunlu olan Adıgüzel barajının etrafında öngörülen "turizm tesis alanı" kullanımında, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "… sayılı paftasının Denizli İli Çal İlçesi Ortaköy Beldesi'nin batısında turizm tesis alanı önerilen bölümü ile Plan Açıklama Raporu 3.3.3.10.f. bölüm, 90. sayfada yer alan "Adıgüzel Barajı etrafında turizm tesis alanı önerilmiştir" ibaresinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
4- Planın "… sayılı paftasının Sarıkemer'de önemli doğa alanı sınırı içerisinde ve Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümü ile Planın … ve … sayılı paftalarının Akyeniköy'ün doğusunda, Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümleri" yönünden;
4.1- DAVACININ İDDİALARI
Davacı tarafından, "Sulak alanların korunabilmesi için öncelikle koruma kuşaklarının plana işlenmesi gerektiği" iddia edilmektedir.
4.2- KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, "dava konusu plan hükümlerinin 7.15, 7.48 ve 7.49 sayılı maddeleri ile sulak alanlar ve kentsel gelişme alanlarına yönelik şartların, ilgili mevzuat hükümlerine bağlandığı, sulak alanların ilgili mevzuatı çerçevesinde korunmasının esas olduğu" savunulmaktadır.
4.3- DAİREMİZİN DEĞERLENDİRMESİ
Dava konusu Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının 4.63 sayılı plan hükmünde;
"4.63. Sulak Alanlar: Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde 6 mt. yi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan sulak alan kalan alanlardır.
" kuralına;
7.49. sayılı plan hükmünde, "Ulusal ve uluslararası mevzuatla belirlenmiş veya belirlenecek olan hassas alan ve ekosistemler ile flora ve fauna açısından zengin alanlar ilgili mevzuat çerçevesinde korunacaktır." kuralına;
7.50. sayılı plan hükmünde, "Sulak alan ilan edilen alanlarda, sulak alan yönetim planları oluşturuluncaya kadar Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği hükümlerine uyulacaktır. ulusal sulak alan komisyonu (usak) tarafından yönetim planı oluşturulması durumunda, bu planda değişikliğe gerek kalmaksızın yönetim planı hükümleri geçerli olacaktır." kuralına;
8.9.1.1. sayılı plan hükmünde ise, "Bu alanlarda (sulak alanlar) “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği” hükümleri geçerlidir." kuralına yer verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; " Dava konusu planda, "Sulak Alan Ekolojik Etkilenme Bölgesi Sınırı" ve "Sulak Alan Tampon Bölge Sınırı"nın yer almadığı, yeni sulak alanın yakınında yeni kentsel gelişmeler önerilmiş olduğu için planda bu kararların "Sulak Alan Ekolojik Etkilenme Bölgesi Sınırı" ve "Sulak Alan Tampon Bölge Sınırı" dikkate alınarak verilmesi gerektiği, Sarıkemer kentsel yerleşik alanının güney ve batısında ve Milas-Söke karayoluna kadar "Kentsel Gelişme Alanı" önerisi ile Yeniköy'ün doğusunda "Kentsel Gelişme Alanı" önerisinin sözü edilen sulak alan sınırları belirlenmeden plana işlenmesinin şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı" şeklinde tespitlere yer verilmiştir.
Dairece, söz konusu bilirkişi raporunun yukarıda belirtilen tespitleri hükme esas alınarak karar verildiğinden, uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirilmiştir.
Bafa Gölü Sulak Alanının ekolojik etkilenme bölgesi ile tampon bölgesinin belirlenmesinin bu alanın korunması açısından önemli olduğu hususunda kuşku bulunmamakla birlikte, yukarıda belirtilen plan hükümleri uyarınca planlama bölgesi içinde yer alan doğal ya da yapay tüm sulak alanlarda belirlenmiş/belirlenecek koruma bölgelerinde (mutlak koruma bölgesi, sulak alan bölgesi, ekolojik etkilenme bölgesi, ve tampon bölge) ortak alan yönetim planlarının hazırlanması ve bu plana göre, uygulama yapılmasının esas olduğu, bu alanlarda yönetim planları hazırlanıncaya kadar "Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği" hükümlerine uyulmasının gerektiği kurala bağlanmış olup, Bafa Gölü Sulak Alanının dava konusu plan hükümleri ile koruma altına alındığı, sulak alan sınırları belirlenmemiş olsa dahi Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği çerçevesinde korunmasının zorunlu olduğu, bu alana ait ekolojik etkilenme bölgesi ve tampon bölge sınırları belirlendikten sonra plana işleneceği de açık olduğundan, söz konusu koruma kuşaklarının, onama tarihinde plana işlenmemiş olmasının, planı kusurlandıracak nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Kaldı ki, söz konusu Bafa Sulak Alanının ekolojik etkilenme bölgesi sınırı ile sulak alan tampon bölge sınırı dava konusu çevre düzeni planına işlenirken, söz konusu alanda öngörülen kullanım kararlarının koruma kuşakları sınırlarına uygunluğu yönünden idarece yeniden bir değerlendirme yapılacağı açıktır.
Bu itibarla, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "… sayılı paftasının Sarıkemer'de önemli doğa alanı sınırı içerisinde ve Bafa Gölü Sulak Alanı yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümü ile Planın M18 ve N18 sayılı paftalarının Akyeniköy'ün doğusunda, Bafa Gölü Sulak Alanı yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümleri"nde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
5- Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "Plan Açıklama Raporu, 3.3.2.9.C. bölüm, 63. sayfa, birinci paragrafta yer alan "Güllük Beldesi'nde yeni liman çevresinde, liman ve liman tesislerinin gerektirdiği depolama ile konut dışı kentsel çalışma alanları planlanmıştır." ibaresi ile Planın …sayılı paftasında Boğaziçi Sulak Alanı koruma kuşakları içerisinde belirlenen gelişme alanları, Güllük'te konut dışı çalışma alanları ve depolama alanlarına ilişkin bölümleri" yönünden;
5.1- DAVACININ İDDİALARI
Davacı tarafından, "Sulak alanların korunabilmesi için öncelikle koruma kuşaklarının plana işlenmesi gerektiği" iddia edilmektedir.
5.2- KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, " söz konusu kullanım kararlarının önceki imar planı kararları dikkate alınarak belirlendiği, kazanılmış hakların korunması ilkesi çerçevesinde planlama yapıldığı" savunulmaktadır.
5.3- DAİREMİZİN DEĞERLENDİRMESİ
Dava konusu Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının 4.63 sayılı plan hükmünde;
"4.63. sulak alanlar: doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde 6 m. yi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan sulak alan kalan alanlardır.
" kuralına;
7.49. sayılı plan hükmünde, "ulusal ve uluslararası mevzuatla belirlenmiş veya belirlenecek olan hassas alan ve ekosistemler ile flora ve fauna açısından zengin alanlar ilgili mevzuat çerçevesinde korunacaktır." kuralına;
7.50. sayılı plan hükmünde, "sulak alan ilan edilen alanlarda, sulak alan yönetim planları oluşturuluncaya kadar sulak alanların korunması yönetmeliği hükümlerine uyulacaktır. ulusal sulak alan komisyonu (usak) tarafından yönetim planı oluşturulması
durumunda, bu planda değişikliğe gerek kalmaksızın yönetim planı hükümleri geçerli olacaktır." kuralına;
8.9.1.1. sayılı plan hükmünde ise, "bu alanlarda (sulak alanlar) “sulak alanların korunması yönetmeliği”hükümleri geçerlidir." kuralına yer verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda;
" Planın …sayılı paftasında Güllük Sulak Alanının yakınında yeni liman ve çevresi tesisleri ile depolama ve konut dışı çalışma alanları önerilmiştir. Planın bu kararlarının "Sulak Alan Ekolojik Etkilenme Bölgesi Sınırı" ve "Sulak Alan Tampon Bölge Sınırı" dikkate alınarak verilmesi gerekirdi. Bilirkişi kurulumuz, sözü edilen bu tesislerin sulak alan sınırları belirlenmeden plana işlenmesinin şehircilik ve plânlama ilkelerine uygun olmadığı görüşündedir.
ÇDP'nın … sayılı paftasında Güllük Sulak Alanının hemen güneyinde Boğaziçi Sulak Alanı bulunmaktadır ve koruma bölgeleri sınırları içerisinde golf alanları, yerleşim alanları, konut dışı çalışma alanları gibi farklı kentsel kullanımların önerildiği görülmektedir. Bu paftada tampon bölge sınırları çizilmiş olmasına karşın niçin Güllük ve Sarıgerme yakınındaki sulak alanlar için çizilmediği anlaşılmamıştır. Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği'nde uygulama esasları belirlenen Tampon Bölge sınırları içinde yer alan bu kentsel kullanımların bazılarının (golf alanları gibi) Ek-2 de belirtilen faaliyetler-kapsamında ve yapımının Genel Müdürlüğün iznine tabi olduğu aynı Yönetmelikte ve eklerinde belirlenmiştir. Planda önerilen kentsel kullanımlar Plan Hükümlerinde de belirtilen Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği kapsamında gerekli izinler alındığı taktirde geliştirilebilecektir. Diğer bir deyişle, Çevre Düzeni Planında tampon bölge sınırları içinde önerilmiş olan bazı kentsel kullanımlar, ilgili kurumlardan gerekli izinler alınabildiği taktirde alt ölçekli planlara işlenebilecektir"şeklinde tespitlere yer verilmiştir.
Dairece, söz konusu bilirkişi raporunun yukarıda belirtilen tespitleri hükme esas alınarak karar verildiğinden, uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirilmiştir.
Güllük ve Boğaziçi sulak alanlarının ekolojik etkilenme bölgesi ile tampon bölgesinin belirlenmesinin bu alanın korunması açısından önemli olduğu hususunda kuşku bulunmamakla birlikte, yukarıda belirtilen plan hükümleri uyarınca planlama bölgesi içinde yer alan doğal ya da yapay tüm sulak alanlarda belirlenmiş/belirlenecek koruma bölgelerinde (mutlak koruma bölgesi, sulak alan bölgesi, ekolojik etkilenme bölgesi, ve tampon bölge) ortak alan yönetim planlarının hazırlanması ve bu plana göre, uygulama yapılmasının esas olduğu, bu alanlarda yönetim planları hazırlanıncaya kadar "Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği" hükümlerine uyulmasının gerektiği kurala bağlanmış olup, Güllük ve Boğaziçi sulak alanlarının dava konusu plan hükümleri ile koruma altına alındığı, sulak alan sınırları belirlenmemiş olsa dahi Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği çerçevesinde korunmasının zorunlu olduğu, bu alanlara ait ekolojik etkilenme bölgesi ve tampon bölge sınırları belirlendikten sonra plana işleneceği de açık olduğundan, söz konusu koruma kuşaklarının, onama tarihinde plana işlenmemiş olmasının, planı kusurlandıracak nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Kaldı ki, söz konusu sulak alanların koruma kuşakları dava konusu Çevre Düzeni Planına işlenirken, söz konusu alanda öngörülen kullanım kararlarının koruma sınırlarına uygunluğu yönünden idarece yeniden bir değerlendirme yapılacağı açıktır.
Öte yandan, bilirkişi raporundaki tespitler değerlendirildiğinde, Boğaziçi Sulak Alanına ilişkin tampon bölge sınırının dava konusu çevre düzeni planına işlendiği ve bu alan içerisinde öngörülen kullanımların Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği çerçevesinde gerekli izinler alınmak suretiyle alt ölçekli planlarda yer alabileceği görülmektedir.
Bu itibarla, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "Plan Açıklama Raporu, 3.3.2.9.C. bölüm, 63. sayfa, birinci paragrafta yer alan "Güllük Beldesi'nde yeni liman çevresinde, liman ve liman tesislerinin gerektirdiği depolama ile konut dışı kentsel çalışma alanları planlanmıştır." ibaresi ile Planın …sayılı paftasında Boğaziçi Sulak Alanı koruma kuşakları içerisinde belirlenen gelişme alanları, Güllük'te konut dışı çalışma alanları ve depolama alanlarına ilişkin bölümleri"nde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Dava konusu çevre düzeni planına ait plan açıklama raporu, 85. sayfa, 3.3.3.8. bölümde yer alan "Bozkurt İlçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanları önerilmiştir" ibaresi ile planın … sayılı paftasının Bozkurt İlçesinin kuzeyinde sanayi ve depolama alanı önerilen bölümü ile çevre düzeni planının … sayılı paftasında Bozburun'da yat limanı önerilen bölümünün İPTALİNE,
2.Dava konusu çevre düzeni planının … sayılı paftasının Denizli İli, Çal İlçesi, Ortaköy Beldesi'nin batısında turizm tesis alanı önerilen bölümü ile plan açıklama raporu 3.3.3.10.f. bölüm, 90. sayfada yer alan "Adıgüzel Barajı etrafında turizm tesis alanı önerilmiştir" ibaresi, planın … sayılı paftasının Sarıkemer'de önemli doğa alanı sınırı içerisinde ve Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümü ile … ve … sayılı paftalarının Akyeniköy'ün doğusunda, Bafa Gölü sulak alan yakınında kentsel gelişme alanı önerilen bölümleri, plan açıklama raporu, 3.3.2.9.C. Bölüm, 63. sayfa, birinci paragrafta yer alan "Güllük Beldesi'nde yeni liman çevresinde, liman ve liman tesislerinin gerektirdiği depolama ile konut dışı kentsel çalışma alanları planlanmıştır." ibaresi ile planın … sayılı paftasında Boğaziçi Sulak Alanı koruma kuşakları içerisinde belirlenen gelişme alanları, Güllük'te konut dışı çalışma alanları ve depolama alanlarına ilişkin bölümleri yönünden DAVANIN REDDİNE,
3.Sonuç olarak dava kısmen ret, kısmen iptal, kısmen karar verilmesine yer olmadığı ile sonuçlandığından tarafların haklılık oranlarına göre ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin yarısının davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idare tarafından temyiz aşamasında yapılan … TL posta masrafının yarısının kendisi üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, (kısmen bozulan önceki daire kararında da hükmedilmiş olması nedeniyle tahsil ve ödemede mükerrerliğe sebep olmamak üzere)
5.Davalı yanında müdahilin müdahale ettiği kısım yönünden dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden müdahil tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, aynı tarife uyarınca … TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, (kısmen bozulan önceki daire kararında da hükmedilmiş olması nedeniyle tahsil ve ödemede mükerrerliğe sebep olmamak üzere)
6.Posta gideri avanslarından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra taraflara ve müdahile iadesine,
7.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere 27/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.