Esas No: 2022/584
Karar No: 2022/7537
Karar Tarihi: 28.06.2022
Danıştay 6. Daire 2022/584 Esas 2022/7537 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/584 E. , 2022/7537 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/584
Karar No : 2022/7537
TEMYİZ EDENLER: I- (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
II- (DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER):
1- … Genel Müdürlüğü - …
VEKİLİ : Av. …
2- …İnşaat A.Ş.
3- … İnşaat A.Ş.
4- … İnşaat San. ve Tic. A.Ş.
5- …İnşaat ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Enerji Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ordu İli, Mesudiye İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde davalı yanında müdahillerden Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan "ER:3282096 Nolu II-(A) Grubu Patlatmalı Taş (Bazalt) Ocağı Kapasite Artışı" projesi ile ilgili olarak Ordu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, inşaat mühendisi, maden mühendisi ve harita mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;" ...Ordu İli, Mesudiye İlçesi, …Mahallesi, … Mevkiinde faaliyet gösteren … ruhsat numaralı II-A Grubu Patlatmalı Taş (Bazalt) Ocağı Kapasite Artış Projesinin bulunduğu alanda; aglomera, tüfit, bazaltik-andezitik lav, kumtaşı, silttaşı, çakıltaşı, kiltaşı, killi kireçtaşı, kireçtaşından oluşan Santoniyen-Kampaniyen yaşlı Çağlayan formasyonu yer aldığı, keşif günü yapılan gözlemlerde bazaltik kayaçların oldukça çatlaklı ve kırıklı yapıda olduğu ve farklı yönlerde gelişen süreksizlik sistemleri içerdiği, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan heyelan envarter haritasına göre dava konusu projenin bulunduğu alanda ve yakın çevresinde herhangi bir aktif heyelan alanı bulunmadığı, dava konusu taş ocağının bulunduğu alana en yakın aktif heyelan bölgesinin, projenin kuş uçuşu yaklaşık 12 km doğusunda yer aldığı, davaya konu olan bazalt ocağına ait bazalt cevheri için Kaya Mekaniği Laboratuvar Deneylerinin ve buna bağlı olarak jeomekanik etüt raporunun hazırlanmadığı, davaya konu olan taş ocağında yapılacak patlatmalardan kaynaklı yer titreşim değerlerinin “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”ne göre kuzey tünel girişi (72.92 mm/s) ve yol (386.47 mm/s) yerlerinde standartlarda belirtilen sınırın (5 mm/s) üstünde olduğu, bu tünele ve yola hasar vermesinin söz konusu olabileceği, ancak proje tanıtım dosyasında (PTD'de) "Bu amaçla karayolu tüneline 120 m koruma mesafesi uygulanmasının uygun olacağı"na yer verildiği, davaya konu olan taş ocağında PTD’de belirtilen koruma mesafesine uyulması halinde, söz konusu tünelin bu durumda hasar görmeyeceği, en yakın yere göre hava şoku değerinin 155.82 dB olarak hesaplandığı, bu sonuca göre bazalt taş ocağına en yakın yer olan yolun hava şoku değerinin 140 dB’lik sınır değerin üstünde olduğu ve hava şoku açısından da sorun oluşturabileceği, yapılan birden fazla taş fırlama hesaplamalarına göre elde edilen savrulma mesafelerinin (40-53-600 m) Tablo 1’de verilen evlerin söz konusu bazalt ocağına olan mesafeleri dikkate alındığında, en yakın mesafede yer alan yol, tünel (kuzey giriş) ve diğer yerleşimlerin (tünel güney giriş, santral binası) direkt ve/veya dolaylı etkilenebileceği, bu nedenle taş savrulması açısından davaya konu olan bazalt ocağının bu yapılara zarar verebileceği, dava dosyasında yer alan tutanaklar, fotoğraflar ve video kayıtlarının da bu durumu kanıtladığı, PTD'de yer alan basamak genişliğine ait değerin bir yerde 8-10 m, diğer bir yerde ise 15-20 m olarak belirtildiği ve taş ocağında uygulanacak basamak genişliği hakkında net bilginin olmadığı, bazalt taş ocağında önceden yapılan üretim çalışmalarında PTD’de belirtilen basamak yüksekliği, basamak genişliği ve şev açısı değerlerine uyulmadığı, bazalt taş ocağının görünür rezerv hesabında % 10 üretim kaybı değerine göre hesap yapılırken, diğer bir kısımda % 20 civarında üretim kaybı olacağı, patlatma parametreleri belirlenirken her patlatmada 66 adet delik delinip patlatacağı, diğer kısımlarda 85 deliğin delinip patlatılacağının belirtildiği ve bu değerler arasında çelişkiler olduğu; davaya konu olan bazalt ocağının çevresinde yer alan yolun bir kısmının ruhsat sınırı içerisinde kaldığı ve söz konusu ocakta yapılacak olan çalışmalar sırasında (özellikle patlatma işlemi) meydana gelebilecek tehlikelerin (özellikle taş savrulmalarının) ortadan kaldırılması için ne tür önlemlerin alınması gerektiği konusunda bir değerlendirmenin de PTD’de yer almadığı, bazalt taş ocağında önceden yapılan üretim çalışmalarında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden alınan raporlarda belirtilen önerilere uyulmadığı, PTD’de yer alan ocak işletme parametreleri, tutanaklar, video ve fotoğraflar, patlatma etkileri (Titreşim / yer sarsıntısı, Hava şoku ve Taş fırlaması) birlikte incelendiğinde, keşif günü yapılan değerlendirmeler ve karşılaştırmalı hesaplamalara göre ... ruhsat numaralı “II-A Grubu Patlatmalı Taş (Bazalt) Ocağı Kapasite Artış Projesi” madencilik faaliyetleri açısından uygun olmadığı, proje kapsamında işletilmesi planlanan II- (a) Grubu Patlatmalı Taş (Bazalt) Ocağı Projesinin 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği EK-II Seçme Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesinin Madencilik Projeleri başlıklı 49. maddesi (a) bendinde (Değişik: RG-14/6/2018-30451) Madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde yer almayanlar)” kapsamına dahil projelerden olduğu, dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün ÇED süreci boyunca izlemiş olduğu yöntemler ve ilgili kurum/kuruluş izinleriyle birlikte yürütülen sürecin yönetmelik çerçevesinde olduğunun yapılan yazışmalardan ve alınan izinler ve görüşlerden anlaşıldığı, ancak hazırlanan raporun çevresel etkilerinin alanı temsilden uzak mevzuatın gerektirdiği şekilde taahhüt olarak verildiği ve daha çok literatür bilgilerine dayanılarak hazırlandığı, PTD’nin atıksu, katı atık ve tehlikeli atıkların toplanması-uzaklaştırılması-zararsız hale getirilmesi ve çevresel yönden geçici ve kabul edilebilir etkileri yönünden yöntem ve taahhütlerinin yeterli olduğu, PTD’de modelleme çalışmaları ile yapılan teorik toz emisyonu hesaplamaların uydu harita gösterimi şeklinde yapıldığı ve yönetmelikte belirlenen sınır değerlerin altında veya üstünde kaldığı şeklinde belirtildiği, teorik değerlendirmelerde PM 10 partiküler maddelerin senaryo 1, senaryo 3 ve kümülatif değerlendirme sonucunda sınır değerlerinin üstünde çıktığının anlaşıldığı ve faaliyet süresince 03/07/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği"nde belirtilen esaslara uyulacağı taahhüdünün verildiği; ulaşım, yol ve trafik bakımından PTD’de yer verilen taahhütlere uyulması halinde teknik ve bilimsel açıdan yeterli olduğu, hesaplanan teorik toz değerlerinin sonuçta bir matematiksel hesaplama sonucu olup modellemelerde kullanılan parametrelere (partikül granülometrisi, kararlı-nötral-kararsız sıcaklık tabakaları, yayılma sınıfları) ve önceden varsayımlara (fiziksel ve kimyasal dönüşümler, hava kalitesi değerleri) dayalı olarak yapıldığı, dolayısıyla rüzgarın yönündeki herhangi bir değişmenin modelleme için her tam saat seçilen bulutun kararlılık sınıfı (derece ve cinsi) ve bununla beraber dikey yönde tablodan alınan sabit değerlerin, rüzgar yönü ve hızındaki değişme, yağış miktarı vb. konsantrasyon, yayılma durumu, sıklık derecesi hesabını değiştireceği ve tüm hesaplamaların bölgenin meteorolojik verilerinin sabit olduğunun varsayılarak yapıldığı, toz emisyonlarının işletme sırasında ölçülerek/belirlenerek teorik değerlerle karşılaştırmalarının gerçek düzeylerin değerlendirilebilmesi adına uygun-gerekli olacağı, gürültü hesaplamalarında da teçhizatların müsaade edilen ses gücü düzeyleri, bu ses gücü düzeylerinin oktav bantlarına dağılımı, yönelme katsayısı, atmosferik absorbsiyon, gürültü kaynağının frekansı, atmosferik yutuş gibi birçok parametrenin ve bağıl nem gibi meteorolojik verinin sabit olduğu kabul edilerek hesaplamaların yapıldığı, bu hesaplamalara bağlı olarak toz emisyonu gibi gürültü düzeylerinin de işletme sırasında ölçülerek/belirlenerek teorik değerlerle karşılaştırmalarının gerçek düzeylerin değerlendirilebilmesi adına uygun ve gerekli olacağı, ayrıca sahada yapılacak patlatmaların yerinde ölçülmesinde, ivme değerlerinin ve partikül hızlarının hesaplanmasının gerekli olduğu, civarda bulunan evlerin bu patlatmalardan etkilenip etkilenmeyeceğinin ancak yerinde yapılacak titreşim ölçümleri ile belirlenmesi gerektiği, Ordu İli, Mesudiye İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii'nde faaliyet gösteren … ruhsat numaralı II-A Grubu Patlatmalı Tas (Bazalt) Ocağı Kapasite Artış Projesi hakkında Ordu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının teknik olarak yeterli ve uygun olmadığı" şeklinde sonuç ve kanaate varıldığı belirtilmiştir.
Taraflara ve davalı yanında müdahillere tebliğ edilen bilirkişi raporuna karşı davalı idare, davalı yanında müdahiller Karayolları Genel Müdürlüğü ve bazalt ocağı işleticisi şirketler tarafından, Temmuz 2021 tarihli "Ordu İli, Mesudiye İlçesi, …Mahallesinde ulunan Er:… Numaralı Taş Ocağında Gerçekleştirilecek Patlatmaların Çevresel Etkilerinin, Özellikle Darıca-2 Hidroelektrik Santraline Yönelik Jeolojik, Jeomekanik ve Sismik Açılardan Değerlendirilmesine Dair Teknik Rapor" sunulmak suretiyle "...patlatma sonucu oluşacak titreşim değerlerinin uygun olduğu, hava şoku etkisinin olmayacağı, patlatmaların kontrolsüz olmadığı, 2021 tarihli KTÜ raporuna göre patlatma yapılacağı, gürültü parametresi açısından olumsuz etkinin olmayacağı, davacının işlem tarihi olan 25/01/2021 tarihinden sonra yaşadığı olumsuzluk olmadığı...." beyan edilerek itiraz edildiği görülmekle; Mahkemenin 29/01/2021 tarihli ara kararı ile dava dosyasının 21/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi edilerek davalı idare ve davalı yanında müdahil vekilince sunulan itiraz dilekçesi ile itiraz dilekçeleri ekinde ibraz edilen görüş yazıları, bilgi ve belgeler değerlendirilerek, itiraz dilekçesinde yer alan beyan ve açıklamalar ile sunulan bilgi ve belgelerin bilirkişi raporunda ulaşılan kanaate etkisi olup olmayacağı hususunun tespiti amacıyla ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, söz konusu ara kararı üzerine dava dosyasına sunulan 28/09/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporunda; "...Ordu ili, Mesudiye İlçesi, … Mahallesinde bulunan ER: …numaralı Taş Ocağında Gerçekleştirilecek Patlatmaların Çevresel Etkilerinin, Özelliklerini, Özellikle Darıca-2 Hidroelektrik Santraline Yönelik Jeolojik, Jeomekanik ve Sismik Açılardan Değerlendirilmesine Dair Teknik Rapora uyularak çalışma yapılması, ocağın işletilmesi sırasında meydana gelebilecek olumsuz durumların başında gürültü ve toz oluşumu gelmekte olup, PTD’de yapılan toz ve gürültü ölçümlerinin sonuçta bir matematiksel hesaplama olduğu, işletme aşamasında PTD’de belirtilen değerlerin üzerine çıkılmadan mevzuatın ön gördüğü şekilde taahhütlere uyulması, ulaşım, yol ve trafik bakımından PTD’de yer verilen taahhütlere uyulması, ocağın işletilmesi esnasında atıksu, katı atık ve tehlikeli atıkların toplanması-uzaklaştırılması-zararsız hale getirilmesi konusunda PTD’de verilen yöntem ve taahhütlere uyulması neticesinde teknik olarak yeterli ve uygun olduğu" tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Kararda yer verilen düzenlemeler uyarınca; "ÇED Olumlu" ya da "ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde, salt kapasite artışının dikkate alınmayarak projenin mevcut kapasitesi ve kapasite artırım istenilen kısımları toplamının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, "ÇED Gerekli Değildir" kararı bulunan projelere ilişkin yapılacak kapasite artışı projelerinin mevcut proje ile birlikte kümülatif olarak değerlendirilmesi gerektiği, "ÇED Gerekli Değildir" kararı bulunan projelere ilişkin kapasite artırım projelerinin toplam kapasitesi göz önüne alındığında, Yönetmelik eki Ek-2 sayılı listenin 27. maddesi ile belirlenen 400.000 ton/yıl ve üzeri kırma, eleme, yıkama ve cevher hazırlama işlemlerinden en az birini yapan tesislerin Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler kapsamında değerlendirilerek Çevresel Etki Değerlendirmesi raporu düzenlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, dava dosyasına sunulan "ÇED Gerekli Değildir" kararına esas teşkil eden PTD'de hem üretim miktarı hem de tek sefer patlatmada hesaplanan patlayıcı madde miktarlarının üretilecek bazaltı elde etmek için yeterli gelmemesi nedeniyle çalışma alanı aynı kalmak koşulu ile patlayıcı madde ve üretim miktarında artış yapılmasının planlandığı, proje kapsamında ÇED Gerekli Değildir kararı alınan raporda yılda 150.000 ton/yıl malzeme çıkarılmakta iken, kapasite artışı sonrasında 1.250.000 ton/yıl malzeme çıkarılmasının planlandığı, bu haliyle uyuşmazlık konusu kapasite artışı projesinin Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27/ç bendinde belirtilen yıllık 400.000 ton/yıl değerinin üzerinde olduğu görülmekte olup, bu kapsamda davacı başvurusunun çevresel etki değerlendirmesi uygulanacak projeler kapsamında değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, EK 2 sayılı listenin 49/a maddesi kapsamında (madenlerin çıkarılması Ek-1 listesinde yer almayanlar) kaldığından bahisle seçme, eleme kriterleri uygulanacak projeler kapsamında değerlendirilerek verilen dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, PTD incelendiğinde; bazaltın sökülmesi işlemi sırasında belirli zaman aralıklarında gerekli izinler alınmak kaydı ile patlatma yapılacağı, kayacın bu şekilde yerinden söküleceği, patlatma delikleri oluşturuluktan sonra deliklerin patlayıcı ile doldurulması işleminin gerçekleştirileceği, patlatma deliklerine kapsül, yemleyici (dinamit) çoğunlukla anfo, gerek duyulduğu takdirde emulite 150 kullanılacağı, sıkılama malzemesi yerleştirildikten sonra ateşleme işleminin yapılacağı, ateşlemede çevresel etkileri azaltmak ve iş güvenliğine artırmak amacıyla nonel (elektriksiz ateşleme sistemi) kullanıldığı, bilgisine yer verildiği, bu kapsamda 21/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; davaya konu olan bazalt ocağına ait bazalt cevheri için Kaya Mekaniği Laboratuvar Deneylerinin ve buna bağlı olarak jeomekanik etüt raporunun hazırlanmadığı, davaya konu olan taş ocağında yapılacak patlatmalardan kaynaklı yer titreşim değerlerinin “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”ne göre kuzey tünel girişi (72.92 mm/s) ve yol (386.47 mm/s) yerlerinde standartlarda belirtilen sınırın (5 mm/s) üstünde olduğu ve bu tünele ve yola hasar vermesinin söz konusu olabileceği, ancak PTD’de "Bu amaçla karayolu tüneline 120 m koruma mesafesi uygulanmasının uygun olacağı"nın belirtildiği, davaya konu olan taş ocağında PTD’de belirtilen koruma mesafesine uyulması halinde, söz konusu tünelin bu durumda hasar görmeyeceği; en yakın yere göre hava şoku değerinin 155.82 dB olarak hesaplandığı, bu sonuca göre bazalt taş ocağına en yakın yer olan yolun hava şoku değerinin 140 dB’lik sınır değerin üstünde olduğu ve hava şoku açısından da sorun oluşturabileceği, yapılan birden fazla taş fırlama hesaplamalarına göre elde edilen savrulma mesafeleri (40-53-600 m) Tablo 1’de verilen evlerin söz konusu bazalt ocağına olan mesafeleri dikkate alındığında, en yakın mesafede yer alan yol, tünel (kuzey giriş) ve diğer yerleşimlerin (tünel güney giriş, santral binası) direkt ve/veya dolaylı etkilenebileceği, bu nedenle taş savrulması açısından davaya konu olan bazalt ocağının bu yapılara zarar verebileceği, dava dosyasında yer alan tutanaklar, fotoğraflar ve video kayıtlarının da bu durumu kanıtladığı değerlendirmesi yapılarak, … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının teknik olarak yeterli ve uygun olmadığı tespitlerine yer verildiği, bunun üzerine müdahil şirketler tarafından dava dosyasına sunulan Temmuz 2021 tarihli Ordu ili, Mesudiye ilçesi, …Mahallesinde Bulunan Er:… Numaralı Taş Ocağında Gerçekleştirilecek Patlatmaların Çevresel Etkilerinin, Özellikle Darıca-2 Hidroelektrik Santraline Yönelik Jeolojik, Jeomekanik ve Sismik Açılardan Değerlendirilmesine Dair Teknik Rapor ile 21/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen eksikliğin tamamlandığının belirtildiği ve 28/09/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporunda da söz konusu Temmuz 2021 tarihli teknik rapordaki kontrollü patlatma tasarımına uyularak patlatma yapılması halinde … ruhsat numaralı II/a grubu patlatma taş (bazalt) ocağı Kapasite Artış Projesinin madencilik faaliyetleri açısından uygun olacağı görüş ve değerlendirmelerine yer verildiği görülmekte ise de; PTD'de patlatma tekniğinin nonel (elektriksiz ateşleme sistemi) olduğunun belirtildiği, Temmuz 2021 tarihli teknik raporda önerilen kontrollü patlatma sisteminde ise eletronik ateşleme sisteminin önerildiğinin göz önüne alındığında, PTD'de yer verilmeyen dolayısıyla idarenin denetiminden geçmeyen teknik rapor esas alınmak suretiyle dava konusu kapasite artış projesinin madencilik faaliyetleri açısından uygun hale geldiğinden bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare ile davalı yanında müdahiller tarafından, ÇED Yönetmeliği ve Çevre Denetimi Yönetmeliği kapsamında yerinde inceleme ve patlatma yapılarak ek rapor hazırlatıldığı, dolayısıyla davacının iddiasının aksine kök bilirkişi raporu ile ek bilirkişi raporu arasında bir çelişki bulunmadığı, ilgili Yönetmelikler gereği izleme ve iyileştirme için ek çalışmalar yapıldığı, dava konusu proje kapsamında kırma eleme tesisinin bulunmadığı, dolayısıyla söz konusu proje de 25 hektarın altında bir alanda çalışma yapılacağından ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 Listesinin 49. maddesinin (a) bendi uyarınca değerlendirildiği ve dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararının bu yönüyle hukuka uygun olduğu, Mahkemenin ÇED raporu hazırlanması yönündeki gerekçesinde hukuki isabet bulunmadığı, diğer taraftan, projenin hayata geçirilmesi öncesinde projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylere indirilebileceği, projenin gerçekleşmesinde sakınca çevre açısından sakınca görülmediğini ortaya koymaya yönelik olarak Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi …Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerine hazırlatılan Temmuz 2021 tarihli raporda taş ocağında gerçekleştirilen patlatmaların çevresel etkileri, özellikle Darıca-2 Hidroelektrik Santraline yönelik jeolojik, jeomekanik ve sismik açılardan değerlendirildiği ve projenin gerçekleştirilmesinde çevre açısından sakınca görülmediği, söz konusu raporda patlatmaların çevresel etkilerinin patlatma grubunda bulunan delik sayısı ile değil, aynı anda ateşlenecek patlayıcı miktarı ve deliklerin istenilen sırada ve sürede ateşlenmesini sağlayacak gecikmelerle doğrudan ilişkili olduğu, dolayısıyla üretim planlamasında 85 delikli grup patlaması hatta daha fazlasının hem nonelle hem de elektronik ateşleme sistemi ile kontrollü olarak planlanabileceğinin ve gerçekleştirilebileceğinin belirtildiği, kontrollü patlatmada en önemli unsurun delikler arasında verilen gecikme sürelerinin titreşimleri artırmayacak şekilde belirlenmesi ve uygulanması olduğu, ocakta halihazırda kullanılan ateşleme sistemi ile yapılan 14 delikli grup patlatmasında verilen gecikme süreleri ile yapılan patlatmanın HES, cebri boru, yol güzergahında izin verilen titreşim değerlerinin altında titreşimler yarattığı bunun da nonel ateşleme sistemi ile de titreşim etkisi yaratmayacak patlatma tasarımları yapılıp uygulanabileceğini gösterdiği, ki bu durumun KTÜ raporunda da nonelle (elektriksiz ateşleme sistemi) yapılan patlatmaların titreşim etkisinin izin verilen limit değerlerin altında olması ile de görülebileceği, her ne kadar elektriksiz ateşleme sistemi ile de titreşim ve hava şoku minimizasyonu yapılabilse de, çalışmalarda elektronik ateşleme sisteminin tercih edilmesinin önerildiği, bilirkişi raporunda sorun oluşturacağı belirtilen hava şoku ve taş fırlama mesafelerinin hangi kriterlere göre belirlendiğinin anlaşılamadığı, PTD'de taahhüt edilen rehabilitasyon projesinin yaptırılarak Mahkemeye sunulduğu, ocak faaliyetine ilişkin hava kirliliği ölçümlerinin de akredite bir kuruluşa yaptırıldığı ve taş ocağı faaliyette iken çıkan toz ölçümlerinin mevzuatta yer alan kabul edilebilir değerlerin altında olduğunun tespit edildiği ve emisyon raporunun da mahkemeye sunulduğu, nitekim ek bilirkişi raporunda da söz konusu hususlar dikkate alınarak PTD'nin yeterli bulunduğu, Mahkeme kararının aksine Temmuz 2021 tarihli raporda sadece elektronik ateşleme sistemi ile kontrollü patlatma yapılmasının önerilmesi gibi bir durumun olmadığı, adı geçen uzmanlarca her iki sistemle de kontrollü patlatma yapılabileceğinin uygulamalı olarak gösterildiği, ancak elektronik ateşleme sisteminin tercih edilmesinin önerildiği, dolayısıyla söz konusu rapor ile PTD'nin ateşleme sistemi bakımından çeliştiğinden söz edilemeyeceğinden bu nedenle de dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının aşağıda yer verilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından Ordu İli, Kabadüz ve Mesudiye İlçeleri sınırları içerisinde Armutkolu Çayı, İkidere Deresi ve Melet Irmağı üzerinde yapılması planlanan "Çambaşı Regülatörü, Çambaşı Barajı, Darıca II HES (75 MWm/74,2 MWe), Malzeme Ocakları, Kırma-Yıkama-Eleme Tesisi ve Beton Santralleri" projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğünce … tarih ve … sayılı "ÇED Olumlu" kararı verilmiştir.
Ordu İli, Mesudiye İlçesi, … Mahallesi, …Mevkii, … pafta sayılı taşınmazda 64569 m² (6.46 Ha)’lik alanda davalı yanında müdahillerden Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan "ER:… Nolu II-(A) Grubu Patlatmalı Taş (Bazalt) Ocağı" projesi ile ilgili olarak Ordu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiştir.
Davacı tarafından 13/10/2020 tarihinde taş ocağında yapılan patlatmalardan dolayı Darıca II HES tesisine, tesis çalışanlarına zarar verildiği, can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğü belirtilerek taş ocağının faaliyetinin durdurulması talep edilmiş, davalı idare tarafından 16/10/2020 tarihinde yerinde yapılan denetimde patlatmaların can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşürdüğü tespit edilerek, faaliyetin durdurulması gerektiğinin ve HES'in yakınlarında ocak ve yolda yapılacak patlatmaların üniversitelerin ilgili mühendislik dalları tarafından hazırlatılacak patlatma raporu doğrultusunda tekrar değerlendirileceği davalı yanında müdahillerden Karayolları 7. Bölge Müdürlüğüne bildirilmiş, aynı zamanda 16/10/2020 tarihli denetim tutanağına istinaden … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararının dayanağı PTD'de taahhüt edilen miktarlara uygun patlatma yapılmaması nedeniyle taahhüdün ihlal edildiğinden bahisle, … tarih ve …sayılı idari yaptırım kararı verilmiştir.
Sonrasında, davalı yanında müdahillerden Karayolları 7. Bölge Müdürlüğünce "ÇED Gerekli Değildir" kararının dayanağı PTD'de hem üretim miktarı, hem de tek sefer (bir atımda) patlatmada hesaplanan patlayıcı madde miktarlarının (Dinamit+ANFO) üretilecek bazaltı elde etmek için yeterli gelmemesi nedeni ile çalışma alanı aynı kalmak koşulu ile patlayıcı madde ve üretim miktarlarında artışın planlanması nedeniyle hazırlanan PTD'nin davalı idareye sunulması üzerine, "ER:…Nolu II-(A) Grubu Patlatmalı Taş (Bazalt) Ocağı Kapasite Artışı" projesi ile ilgili Ordu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Öte yandan, dava devam ederken Karayolları 7. Bölge Müdürlüğünce dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararının dayanağı PTD'ye göre ocakta yapılacak patlatmalara ilişkin Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından jeoteknik ve titreşim raporunun hazırlandığının belirtilmesi üzerine, bu rapor kapsamında teorik hesaplanan verilerin doğrulanması için davacıya ait Darıca II HES'te titreşim ölçümlerinin yapılması planlanmış, 27/02/2021 tarihinde PTD'de yer alan taahhütler doğrultunda yapılan patlamada herhangi bir zararın gözlenmediği tespit edilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. ..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; "Çevresel etki değerlendirmesi gereklidir kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelerin çevresel etkilerinin incelenerek, çevresel etkilerinin daha detaylı incelenmesi amacıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının gerektiğini belirten Bakanlık kararını, ... ifade eder." olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 15. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-2 listesinde yer alan projeler, b) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-2 listesinde belirtilen projeler, seçme, eleme kriterlerine tabidir." kuralına yer verilmiştir.
Anılan Yönetmeliğe ekli EK-I Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler Listesinin 27- Madencilik projeleri: a) (Değişik:RG-19/4/2019-30750) 25 hektar ve üzeri arazi yüzeyinde (Kazı ve döküm alanı dahil) planlanan açık işletmeler, b) 150 hektarı aşan (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) çalışma alanında açık işletme yöntemi ile kömür çıkarma, c) Biyolojik, kimyasal, elektrolitik ya da ısıl işlem yöntemleri uygulanan cevher zenginleştirme tesisleri ve/veya bu zenginleştirme tesislerine ilişkin atık tesisleri, ç) 400.000 ton/yıl ve üzeri kırma, eleme, yıkama ve cevher hazırlama işlemlerinden en az birini yapan tesisler olarak sayılmış iken, EK-II "Seçme - Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesinin 49. maddesinde ise; a) (Değişik:RG-14/6/2018-30451) Madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde yer almayanlar), b) Yıllık 5.000 m3 ve/veya 250.000 m2 ve üzeri kapasiteli mermer ve dekoratif taşların kesme, işleme ve sayalama tesisleri, c) 1.000.000 m3/yıl ve üzerinde metan gazının çıkartılması ve depolanması, ç) Karbondioksit, kaya gazı ve diğer gazların çıkartıldığı, depolandığı veya işlendiği tesisler, (Atölye tipi dolum tesisleri hariç), d) Kırma, eleme, yıkama ve cevher hazırlama işlemlerinden en az birini yapan tesisler, (Ek-1 listesinde yer almayanlar), e) Cevher zenginleştirme tesisleri ve/veya bu zenginleştirme tesislerine ilişkin atık tesisleri, (Ek-1 listesinde yer almayanlar) olarak sayılmıştır.
Yönetmeliğin EK-IV bölümünde ise Proje Tanıtım Dosyasının Hazırlanmasında Esas Alınacak Seçme Eleme Kriterleri belirtilmiş, 1. Projenin Özellikleri kısmında: a) Projenin ve yerin alternatiflerinin (proje teknolojisinin ve proje alanının seçilme nedenlerinin), b) Projenin iş akım şemasının, kapasitesinin, kapladığı alanın, teknolojisinin, çalışacak personel sayısının, c) Doğal kaynakların kullanımının (arazi kullanımı, su kullanımı, kullanılan enerji türü vb.), ç) Atık miktarının (katı, sıvı, gaz ve benzeri) ve atıkların kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerinin, d) Kullanılan teknoloji ve malzemelerden kaynaklanabilecek kaza riskinin, 2. Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri kısmında: a) Mevcut Arazi Kullanımı ve kalitesi (tarım alanı, orman alanı, planlı alan, su yüzeyi ve benzeri), Ek-V’deki Duyarlı Yöreler Listesi dikkate alınarak korunması gereken alanlar, 3. kısmında; Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler ile Notlar ve Kaynakların, Ekler kısmında ise: 1- Proje için seçilen yerin koordinatlarının, 2- Proje alanı ve yakın çevresinin mevcut arazi kullanımını değerlendirmek için; yerleşim alanlarının, ulaşım ağlarının, enerji nakil hatlarının, mevcut tesislerin ve ek-5'de yer alan Duyarlı Yöreler Listesinde belirtilen diğer alanların (proje alanı ve yakın çevresinde bulunması halinde) yerlerine ilişkin verileri gösterir bilgiler 1/25.000 ölçekli halihazır harita (çevre düzeni planı, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, topografik harita) üzerine işlenerek kısaca açıklanmasının, jeoloji haritasının ve depremselliğin belirtilmesi gerektiği şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; açık işletme yöntemiyle madenlerin çıkarılmasına yönelik projelerin ÇED Yönetmeliğinin EK-1 listesine mi yoksa Ek-2 listesine mi dahil olduğunun anlaşılabilmesi için, madenin çıkarılacağı alanın büyüklüğüne bakılması gerektiği, dolayısıyla kazı ve döküm alanı olmak üzere madenin çıkarılacağı yüzey alanı (ÇED alanı) 25 hektar ve üzeri olması durumunda proje Ek-1 listesine tabi olup, bu projeler için öngörülen ÇED raporunun hazırlanması zorunludur. Diğer taraftan, projede kırma, eleme, yıkama ve cevher hazırlama işlemlerinden en az birini yapan tesisin yapılmasının planlanması durumunda ise, bu projenin ÇED Yönetmeliğinin EK-1 listesine mi yoksa Ek-2 listesine mi dahil olduğunun anlaşılabilmesi için, bu defa söz konusu tesisin kapasitesine bakılması gerektiği, dolayısıyla kırma, eleme, yıkama ve cevher hazırlama işlemlerinden en az birini yapan tesisin kapasitesinin 400.000 ton/yıl ve üzeri olması durumunda proje Ek-1 listesine tabi olup, bu projeler için öngörülen ÇED raporu hazırlanması zorunludur. Açık işletme yöntemiyle madenlerin çıkarılmasına yönelik projelerde yüzey alanı itibarıyla, madenin işlenmesine yönelik kırma, eleme, yıkama ve cevher hazırlama işlemlerinden en az birini yapan tesisle ilgili projelerde ise kapasite itibarıyla ÇED Yönetmeliğinin Ek-1 listesine tabi olmayanlar, Ek-2 listesine tabi olup seçme eleme kriterleri çerçevesinde proje tanıtım dosyası hazırlanması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar İdare Mahkemesince; proje kapsamında ÇED Gerekli Değildir kararı alınan raporda yılda 150.000 ton/yıl malzeme çıkarılmakta iken, kapasite artışı sonrasında 1.250.000 ton/yıl malzeme çıkarılmasının planlandığı, bu haliyle uyuşmazlık konusu kapasite artışı projesinin Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27/ç bendinde belirtilen yıllık 400.000 ton/yıl değerinin üzerinde olduğu görülmekte olup, bu kapsamda davacı başvurusunun çevresel etki değerlendirmesi uygulanacak projeler kapsamında değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, EK 2 sayılı listenin 49/a maddesi kapsamında (madenlerin çıkarılması Ek-1 listesinde yer almayanlar) kaldığından bahisle seçme, eleme kriterleri uygulanacak projeler kapsamında değerlendirilerek verilen dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, "II-(A) Grubu Patlatmalı Taş (Bazalt) Ocağı Kapasite Artışına" ilişkin dava konusu proje, açık işletme yöntemiyle madenlerin çıkarılması yönelik bir proje olup, madenin çıkarılacağı yüzey alanının, 6.46 Ha olduğu dikkate alındığında, projenin ÇED Yönetmeliğinin EK-II Seçme Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesinin Madencilik Projeleri başlıklı 49. maddesi (a) bendinde (Değişik: RG-14/6/2018-30451) Madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde yer almayanlar) kapsamına dahil projelerden olması nedeniyle seçme eleme kriterlerine göre PTD hazırlanmasında bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar neticesinde, projede yapılan patlatma nedeniyle projenin hava şoku bakımında sorun oluşturabileceği, taş savrulması bakımından ise en yakın mesafede yer alan yol, tünel (kuzey giriş) ve diğer yerleşimlerin (tünel güney giriş, santral binası) direkt ve/veya dolaylı etkilenebileceği, taş savrulmasının bu yapılara zarar verebileceği, dolayısıyla “ÇED Gerekli Değildir” kararının teknik olarak yeterli ve uygun olmadığının belirtildiği, bunun üzerine davalı yanında müdahiller tarafından dava dosyasına Temmuz 2021 tarihli "Ordu İli, Mesudiye İlçesi, …Mahallesinde Bulunan Er:…Numaralı Taş Ocağında Gerçekleştirilecek Patlatmaların Çevresel Etkilerinin, Özellikle Darıca-2 Hidroelektrik Santraline Yönelik Jeolojik, Jeomekanik ve Sismik Açılardan Değerlendirilmesine Dair Teknik Rapor"un sunularak, bilirkişi raporunda ileri sürülen eksikliğin tamamlandığının belirtilmesi nedeniyle Mahkemece ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, ek bilirkişi raporunda da söz konusu Temmuz 2021 tarihli teknik rapordaki kontrollü patlatma tasarımına uyularak patlatma yapılması halinde "… ruhsat numaralı II/a garubu patlatma taş (bazalt) ocağı kapasite artışı" projesinin madencilik faaliyetleri açısından uygun olacağı yönünde görüş ve değerlendirmelere yer verildiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle, İdare Mahkemesince; PTD'de patlatma tekniğinin nonel (elektriksiz ateşleme sistemi) olduğunun belirtildiği, Temmuz 2021 tarihli teknik raporda önerilen kontrollü patlatma sisteminde ise eletronik ateşleme sisteminin önerildiği göz önüne alındığında, PTD'de yer verilmeyen dolayısıyla idarenin denetiminden geçmeyen teknik raporun esas alınmak suretiyle dava konusu kapasite artış projesinin madencilik faaliyetleri açısından uygun hale geldiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle de dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, dava konusu işlemin dayanağı PTD'de patlatma tekniğinin nonel (elektriksiz ateşleme sistemi) olduğu, Temmuz 2021 tarihli teknik raporda ise; 10/07/2021 tarihinde ocakta elektronik ateşleme sistemi ve nonel (elektriksiz) ateşleme sistemi olmak üzere (PTD'de öngörülenden farklı sayıdaki delikle) 2 adet grup patlatmasının yapıldığı belirtilmiş olup, ayrıca teknik raporda elektriksiz ateşleme ile yapılan grup patlatmasının planlanmadığının, sadece mevcut haliyle ölçümlendiğinin, HES yapısı gibi kritik projelerde güvenlik açısından herhangi bir sürprize yer bırakmayacak özelliğe sahip olmasından dolayı elektronik ateşleme sisteminin tercih edildiğinin vurgulandığı, dolayısıyla çalışmalarda elektronik ateşleme sisteminin tercih edilmesinin önerildiği, PTD'de yer alan 85 delikli (ki bilirkişi raporunda PTD delik sayısı ile ilgili çelişkili bilgilerin olduğu belirtilmiştir) grup patlatmalarının söz konusu teknik raporda verilen paterne ve patlayıcı ile patlatma elemanlarına uyulması durumunda Darıca-2 HES yapısına, cebri borulara, tünel girişlerine herhangi bir çevresel olumsuz etki yaratmayacağının öne sürüldüğü ve ek bilirkişi raporunda da Temmuz 2021 tarihli teknik rapordaki kontrollü patlatma tasarımına uyularak patlatma yapılması halinde, kapasite artış projesinin hukuka uygun olduğunun belirtildiği dikkate alındığında, teknik raporda hem elektronik hem de elektriksiz grup patlatmalarının değerlendirildiği, ancak elektronik ateşleme sisteminin önerildiği ve ek bilirkişi raporunda da teknik raporda önerilen bu sistemin uygun olduğunun işaret edildiği anlaşılmakla birlikte, halihazırda PTD'nin teknik rapor esas alınarak düzenlenmediği, başka bir deyişle, PTD ile teknik raporun patlatma tasarımlarının farklı olduğu, dolayısıyla önerilen patlatma tasarımına göre PTD'nin revize edilerek davalı idarece yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, bilirkişi raporunda, basamak genişliği, görünür rezervde üretim kaybı miktarı ve patlatma tasarımındaki delik sayıları arasında farklılık olduğu belirtilmesine karşın, davalı idare tarafından maddi hata olduğu ileri sürülmüş ise de, dava konusu işlemin dayanağının PTD olduğu ve izleme çalışmalarının PTD'de yer alan taahhütler esas alınarak yapılacağı dikkate alındığında, PTD'de yer verilen bilgilerin de tamamıyla birbiriyle örtüşmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen hususlarda eksiklik içeren PTD esas alınarak verilen dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararında hukuka uyarlık, temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ile davalı yanında müdahillerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 28/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.