Danıştay 13. Daire 2022/2310 Esas 2022/2915 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2022/2310
Karar No: 2022/2915
Karar Tarihi: 28.06.2022

Danıştay 13. Daire 2022/2310 Esas 2022/2915 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/2310 E.  ,  2022/2915 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2022/2310
    Karar No:2022/2915

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : Sınırlı Sorumlu … Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi
    VEKİLİ : Av. …, Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Orman Genel Müdürlüğü Sütçüler Orman İşletme Müdürlüğü Karadağ Orman İşletme Şefliği’nce 20/10/2020 tarihinde gerçekleştirilen “98 sayılı Bölmeye Ait Açık Arttırmalı Dikili Ağaç Satışı” ihalesinin iptaline yönelik … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; uyuşmazlıkta, 7307 sayılı Oduna Dayalı Orman Ürünlerinin Elektronik Satış Usul ve Esasları Tamimi ve Açık Arttırmalı Dikili Ağaç E-Satış Şartnamesi uyarınca uyuşmazlık konusu ihalenin yapıldığı, Şartname'nin 52. maddesi uyarınca ihale/satışın iptalinin, dikili ağaç satışının yapılmasından sonra üretimin yapılmasını imkânsız hale getiren ve önceden öngörülmeyen olağanüstü durumların ortaya çıkması durumu ile birlikte müşterinin de ihalenin iptali yönünde bildirimde bulunması şartına bağlandığı, bu kapsamda davacı vekilince sunulan 24/02/2021 tarihli dilekçede geçen, satışa konu alanda toplumsal olaylar nedeniyle işe başlanılamaması nedeniyle 01/03/2021 tarihinde işe başlanabilmesi için gerekli güvenlik önlemlerinin alınması yönündeki talepler dikkate alındığında 52. maddenin uygulanma şartlarının oluşmadığı, dolayısıyla ortada Şartname uyarınca yapılmış bir iptalden bahsedilemeyeceği;
    İhale yetkililerince, ihaleyi onaylamayıp iptal etme yetkisine sahip oldukları kuşkusuz olmakla birlikte, idarenin bu konudaki takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılması, diğer bir deyişle ihalenin iptal edilmesi noktasında makul ve meşru sebeplerin dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği, kamu yararının ve hizmet gereklerinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin denetiminin ise yargı yerlerince yapılacağı, ihale işlemleri bakımından takdir yetkisinin denetiminde, temel ihale ilkelerinin gözetilmesi gerektiği gibi idare hukukuna hâkim olan hukukî güvenlik, idarî istikrar gibi ilkelerin de dikkate alınmasının zorunlu olduğu, idarece yapılacak ihalelerde, takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması gerektiği, davalı idarece kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda hareket edildiğinin ortaya konulamadığından bu kapsamda değerlendirildiğinde de ihalenin iptalinin yerinde olmadığının anlaşıldığı;
    Bu itibarla, Şartnamenin 52. maddesinde aranan koşulların oluşmadığı gibi kamu yararı ile hizmet gerekleri yönünden de ihalenin iptalini gerektiren koşulların oluştuğunun davalı idarece ortaya konulamadığı, uyuşmazlık konusu ihalenin iptaline yönelik dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Aşağıgökdere köyü ile Yeşilyurt köyü arasında uzun yıllardır sınır uyuşmazlığının bulunduğu, sınır tespiti çalışmalarının devam ettiği, ihaleye konu bölümün ihtilaflı alanda kaldığının farkına varılmadan ihalenin gerçekleştirilmiş olduğu, Yeşilyurt köyü sakinlerince ihaleye karşı çıkıldığı, üretimin gerçekleştirilmesi için 18/01/2021 tarihinde sahaya gidildiği ancak sosyal olayların yaşandığı, ihale konusu işin yapılmasının toplumsal olaylara yol açacağı ve telafisi mümkün olamayan zararların ortaya çıkabileceği dikkate alınarak ihalenin iptaline karar verildiği, işin yapılması durumunda can ve mal kaybının oluşabileceği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    MADDİ OLAY:
    Orman Genel Müdürlüğü Sütçüler Orman İşletme Müdürlüğü Karadağ Orman İşletme Şefliği’nce 20/10/2020 tarihinde “98 sayılı Bölmeye Ait Açık Arttırmalı Dikili Ağaç Satışı” ihalesi 290,00-TL’m3 muhammen bedelle gerçekleştirilmiştir. İhaleye beş istekli teklifte bulunmuş, ihale 354,00-TL/m3 teklifle davacı uhdesinde kalmıştır.
    Davacı ihale bedelini 14/12/2020 tarihinde ödemiş ve davalı idare tarafından aynı tarihte saha teslimi gerçekleştirilmiştir. 18/01/2021 tarihinde komşu köy sakinlerinden oluşan 90-100 kişilik grupla davacı arasında olaylar meydana gelmiş, kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle grup dağılmıştır. Davalı idare tarafından, 16/02/2021 tarihinde işe başlanılmamış olması ve yaklaşan çimlenme dönemi dikkate alınarak Eylül 2021 tarihine kadar işin durdurulmasına karar verilmiştir.
    Davacı, 15/09/2021 tarihli dilekçesiyle 06/10/2021 tarihinde işe başlayacağını, 18/01/2021 tarihinde gerçekleşen olayları da hatırlatarak hakkını kullanabilmesi için gerekirse zor kullanmayı da içeren önlemler alınmasını talep etmiştir. Davalı idare, bu talebe karşı 30/09/2021 tarihli cevabıyla ihaleyle ilgili olarak inceleme başlatıldığı ve inceleme sonuçlanıncaya kadar işe başlanmaması gerektiğini davacıya bildirmiştir.
    Orman Genel Müdürlüğü müfettişi tarafından hazırlanan … tarih ve … numaralı inceleme raporu uyarınca … tarih ve … sayılı Orman Genel Müdürlüğü’nce iptaline karar verilmiştir.
    Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasında, "İdarî dava türleri şunlardır: a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" kuralına yer verilmiş; 3. maddesinde, idarî davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde, tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği, dava dilekçelerinin ve bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin 3. fıkrasında, dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddedileceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti hâlinde, yeniden dava açılmak üzere dilekçelerin reddedileceği kurala bağlanmış; 20/A. maddesinin 2. fıkrasının (i) bendinde, "Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir." kuralına yer verilmiştir.

    Açık Arttırmalı Dikili Ağaç E-Satış Şartnamesi’nin 52. maddesinde, "Dikili ağaç satışının yapılmasından sonra üretimin yapılmasını imkânsız hale getiren veya önceden öngörülmeyen olağanüstü durumlarının ortaya çıkması ve müşterinin de bildirimde bulunması hâlinde; Bölge Müdürlüğü’nce oluşturulacak bir komisyon tarafından gerekçeleri de belirtilerek durum bir rapora bağlanmak kaydıyla satış Bölge Müdürlüğü’nce iptal edilir. Bu durumda üretime hiç başlanmamışsa alınan bedellerle teminat müşteriye iade edilir. Üretime başlanmış ise kalan ürünler için işletme müdürlüğünce tespitler yapılarak teminat ile kalan kalan dikili ağaçlara ait bedeller iade edilir." kuralına yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    4734 sayılı Kamu İhale Kanunu başta olmak üzere ihale mevzuatı çerçevesinde ihale aşamasında tesis edilen işlemlerden doğabilecek uyuşmazlıkların idarî yargı yerlerince, ihale safhası tamamlanıp taraflar arasında sözleşme imzalandıktan sonra ortaya çıkan ve sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların ise adlî yargı yerlerinde görülmesi gerekmektedir.
    Dosyanın incelenmesinden, Karadağ Orman İşletme Şefliği'nce 20/10/2020 tarihinde uyuşmazlık konusu ihalenin gerçekleştirildiği ve davacı uhdesinde kalan ihale kapsamında satış sözleşmenin imzalandığı, satış bedelinin 14/12/2020 tarihinde ödendiği ve aynı tarihte yer tesliminin gerçekleştirildiği, davacının dikili ağaçları kesmek istemesi üzerine 18/01/2021 tarihinde komşu köy sakinlerinden oluşan 90-100 kişilik grupla davacı arasında olaylar meydana geldiği ve kolluk kuvvetleri tarafından olaya müdahale edildiği, bunun üzerine davalı idare tarafından başlatılan inceleme sonucunda … tarih ve … sayılı raporun düzenlendiği ve Şartname'nin 52. maddesi uyarınca dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
    Bu duruma göre, ihtilafın, ihale sürecine ilişkin hususlardan kaynaklanmadığı, ihale gerçekleştikten, sözleşme kurulduktan ve ihale bedelinin ödenmesinden sonra sözleşmeden doğan borcun ifası aşamasında meydana gelen olaylar uyarınca sözleşmeye dayanılarak tesis edilen işlemden kaynaklandığı anlaşıldığından, davanın görüm ve çözümünde adlî yargı mercilerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
    Dairemizce gerçekleştirilen temyiz incelemesi sonucunda, dava konusu işlemin kaynağı ve hukukî niteliği birlikte değerlendirildiğinde ihtilafın ihale işlemlerinden kaynaklanmadığı sonucuna varıldığından, genel yargılama usûlü uygulanarak davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, adlî yargının görevli olduğu ihtilafla ilgili olarak ivedi yargılama usûlü uygulanarak davanın esası hakkında karar verilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;

    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 28/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Mahkemece, ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu değerlendirilerek verilen kararın temyiz edilmesi hâlinde, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin (g) bendi uyarınca temyiz isteminin incelenip incelenemeyeceğine ilişkin olarak öncelikle uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında olup olmadığına bakılması ve bu konuda bir karar verilmesi gerekmektedir.
    İvedi yargılama usulüne tâbi olan işlemlerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarla ilgili olarak 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, ancak 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği açıktır.
    Bu durumda, Danıştay tarafından bir kararın istinaf incelemesinden geçmeden doğrudan temyizen incelenerek karar verilebilmesi için öncelikle ortada ivedi yargılama usulü kapsamında bir uyuşmazlık bulunması gerekmektedir.
    İvedi yargılama usulü kapsamında yer almayan bir uyuşmazlığa ilişkin kararın istinaf aşaması (uyuşmazlığın Mahkemece ivedi yargılama usulü kapsamında bir uyuşmazlık olarak değerlendirilmesi nedeniyle) atlanmak suretiyle temyiz incelemesinin yapılması İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda düzenlenen iki ve/veya üç aşamalı yargılama sistemine aykırılık oluşturur.
    Danıştay tarafından, Mahkemece doğrudan temyiz incelemesine tâbi olduğu değerlendirilen uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında yer almadığına karar verilmesi hâlinde, Mahkemece yapılan değerlendirmeyle bağlı olunmaksızın, olması gerekenden hareketle istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
    Dava konusu uyuşmazlığın, ivedi yargılama usulüne tâbi olmadığı açıktır.
    Bu itibarla, temyiz isteminin görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi'ne gönderilmek üzere kararı veren ... İdare Mahkemesi'ne iadesine karar verilmesi gerektiği oyuyla, bozma yönünde verilen karara katılmıyorum.

    Hemen Ara