Esas No: 2020/314
Karar No: 2022/5763
Karar Tarihi: 04.07.2022
Danıştay 5. Daire 2020/314 Esas 2022/5763 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2020/314 E. , 2022/5763 K.Özet:
Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapan davacı, 672 sayılı kanun hükmünde kararname eki listesinde ismi yer aldığı için kamu görevinden çıkarıldı. Bu nedenle göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvurdu, ancak başvurusu reddedildi. Davacı, dava açarak davalı idarenin işleminin iptalini istedi ancak davası reddedildi. Temyiz istemi de reddedildi ve davacının suçta ve cezada kanunilik ilkesi, masumiyet karinesi, adil yargılanma, savunma, özel hayata ve aile hayatına saygı, eğitim ve mülkiyet hakları gibi hakları ihlal edilmediği belirtildi.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi gereği, Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçe ve hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz istemi reddedildi.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/314
Karar No : 2022/5763
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : …Bakanlığı / …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf isteminin düzelterek reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: OHAL Komisyonuna yapılacak olan başvurularla ilgili olarak getirilen kuralların etkin ve yetkin bir savunma hazırlanmasını engellediği, kamu görevinden çıkarılmasına temel alınan delillerin ve gerekçenin kendisine bildirilmediği, herhangi bir disiplin soruşturması yapılmadan ve savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlemde somut hiçbir delil ve gerekçenin gösterilmediği, kişiselleştirme yapılmadığı, ihraç edildiği tarih itibariyle yasa dışı bir eyleminin olmadığı, meslek hayatı boyunca adli veya idari bir suça karışmadığı, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatının olduğu değerlendirilen şeklindeki hükmün 667 sayılı OHAL KHK'sı ile hukuk literatürümüze girdiği, bu nedenle suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince bu tarihten işlendiği iddia edilen eylemlere uygulanmasının mümkün olmadığı, ByLock, sendika üyelik bilgileri ve adli kovuşturma bilgilerinin kişisel veri kapsamında olduğu, ancak usulüne uygun olarak alınmış mahkeme kararıyla bu bilgilere ulaşılabileceği, bu usule riayet edilmediği, ByLock isimli haberleşme uygulamasını indirmediği ve kullanmadığı, ByLock kullanıcılarına dair listelerinin güvenilir listeler olmadıklarının izahtan vareste olduğu, ayrıca yasa dışı elde edilmiş delillerin hiçbir şekilde yargılamada kullanılamayacağı, ByLock kullanıcısı olduğu sabit görülse dahi bu hususun haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Aktif Sen isimli sendikaya kimsenin emir ve talimatıyla üye olmadığı, 2014 yılının başında bu sendikaya özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik faaliyetleri sebebiyle üye olduğu, sendikanın illegal herhangi bir eylemini görmediği, Devlet kurumları tarafından kuruluşu onaylanan ve denetlenen bir sendikaya ekonomik, sosyal, kültürel, mesleki hak ve menfaatlerini daha iyi koruyabilmek amacıyla üye olmasının kesinlikle ihraç gerekçesi olarak değerlendirilemeyeceği, disiplin hukukunda kişi hakkında adli soruşturma veya kovuşturma olmasının ihraç gerekçesi olarak kabul edilmeyeceği, istihbari bilgilere dayanarak kişi hakkında adli veya idari işlem tesis edilmesinin kesinlikle hukuka aykırı olduğu, dava konusu işlem ile adil yargılanma, savunma, özel hayata ve aile hayatına saygı, eğitim ve mülkiyet haklarının, masumiyet karinesinin, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının "adli yardım" talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin üçüncü fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşısında, davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde davacının terör örgütü üyeliğinden hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, davacının anılan suçtan mahkumiyet kararı kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir. Bununla birlikte dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde ise, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 04/07/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.