Danıştay 5. Daire 2022/4271 Esas 2022/5756 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Daire
Esas No: 2022/4271
Karar No: 2022/5756
Karar Tarihi: 04.07.2022

Danıştay 5. Daire 2022/4271 Esas 2022/5756 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/4271 E.  ,  2022/5756 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    BEŞİNCİ DAİRE
    Esas No : 2022/4271
    Karar No : 2022/5756


    Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
    Karşı Taraf (Davalı) : …Bakanlığı / …
    Vekili : Av. …
    İstemin Özeti : Komiser olarak görev yapmakta iken 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadan ve savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, kamu görevinden çıkarılmasına dair kararın geçici nitelikte bir tedbir olmadığı, olağanüstü hal (OHAL) dönemlerinde çıkarılan KHK'lar ile yalnızca OHAL süresince ve OHAL'in gerekli kıldığı konularda düzenlemelerin yapılabileceği, 19 Temmuz 2018 tarihi itibariyle OHAL uygulamasına son verildiğinden kamu görevinden çıkarma işleminin anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL KHK'larının Resmi Gazetede yayımlandıkları gün TBMM'nin onayına sunulması ve en geç 30 gün içerisinde görüşülüp karara bağlanmasının zorunlu olduğu, ilgili KHK'nın TBMM onayına sunulduktan sonra 30 gün içerisinde onaylanmadığı, dolayısıyla yok hükmünde olduğu, bu sebeple dava konusu işlemin dayanaksız kaldığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, FETÖ/PDY'nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu tarihten önce ilan edilmiş bir terör örgütü olmadığı için geçmişteki fiilleri nedeniyle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir niteliğinin olması nedeniyle tek fiile tek ceza ilkesinin ihlal edildiği, devlete ve Anayasaya olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, ByLock kullanıcısı olmadığı, hakkında düzenlenmiş ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağının bulunmadığı, ByLock verilerinin yasadışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı tarafından elde edilen bilgilerin istihbari nitelikte olduğu, Bank Asya'da aktif hesabının olmadığı, fişleme listelerine itibar edildiği, savunma, adil yargılanma, gerekçeli karar, özel hayata saygı ve mülkiyet haklarının, suç ve cezaların şahsiliği, ölçülülük, çelişmeli yargılama, silahların eşitliği, suçta ve cezada kanunilik ilkelerinin, ayrımcılık yasağının, masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    Danıştay Tetkik Hakimi : …
    Düşüncesi : İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi daha önce ilk derece mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
    Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    Öte yandan, davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun …Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile esastan reddedildiği, davacı tarafından Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın temyiz edilmesi üzerine …Ceza Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile davacının temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği ve davacı hakkındaki mahkumiyet kararının 23/02/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
    …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 04/07/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara