Esas No: 2022/11853
Karar No: 2022/16026
Karar Tarihi: 14.11.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/11853 Esas 2022/16026 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/11853 E. , 2022/16026 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada, Ankara 40. Asliye Hukuk ile İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
- KARAR -
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte, müvekkilinin davalı ...’dan Ziraat Bankası TR...... 6850 03 IBAN nolu hesap üzerinden 02.02.2020 tarihinde 1.000,00 TL ve 16.03.2020 tarihinde 1.150,00 TL olmak üzere toplamda 2.150,00 TL borç aldığını, aradan yaklaşık 6 ay gibi bir zaman geçtikten sonra 01.10.2020 tarihinde Papara Elektronik Para Ödeme A.Ş üzerinden borcunu ödemek istediğini, aradan belli bir süre geçmesi ve toplam borç miktarını iki ayrı ödeme şeklinde alması sebebiyle borcunu 2.350,00 TL olarak hatırladığını ve bu miktar üzerinden göndermek istediğini, ancak 2.350,00 TL göndermesi gerekirken Papara adlı uygulamayı ilk kez kullanmanın getirdiği tecrübesizlikten kaynaklı olarak davalıya 2.350 dolar gönderdiğini, müvekkilinin bunu fark ettiği anda durumu derhâl davalıya haber verdiğini ve doğru olduğunu düşündüğü tutarı 2.350,00 TL ikinci bir transferle gönderdiğini, ilk yapılan 2.350 Dolar tutarındaki yanlış transferi iade etmesini istediğini, davalı paranın yanlışlıkla gönderildiğinin farkında olduğunu, paranın hesabına geldiğini ve iadesini yapacağını söylediğini, alacağını tahsil etmek için haksız kazanç elde eden davalıya karşı Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2020/10533 Esas sayılı dosyasından icra takibi yaptığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini beyanla; davalının itirazının iptaline, Ankara 28. İcra Dairesi 2020/10533 Esaslı takibinin kabulüne, davalı hakkında takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Ankara 40. Asliye Hukuk Mahkemesince, davalının ikametgah adresinin "Şifa Mah. Üreten Sk. No:3/1 Tuzla/İstanbul" olup İstanbul Anadolu Adliyesi yetki sınırları içerisinde bulunduğu, davacının ikametgah adresinin ise Etimesgut olarak Ankara Batı Adliyesi yetki sınırları içerisinde bulunduğu, davanın ise Ankara Adliyesinde açıldığı, davalının cevap dilekçesinde yasal süresi içinde ve usulünce yetki itirazında bulunarak İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili mahkeme olduğunu ileri sürdüğü, yetkili mahkemeler arasındaki tercihini Anadolu Mahkemelerinden yana olarak kullandığı, davanın açıldığı Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, itirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazların öncelikle incelenmesi gerektiği, itirazın iptali davasına esas icra takibinin Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2020/10533 takip sayılı dosyasında başlatıldığı ve davalı borçlu tarafından ayrıca ve açıkça icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edildiği, ancak mahkemesince icra müdürlüğünün yetkisine itiraz değerlendirilmeksizin yalnızca mahkemenin yetkisine itiraz değerlendirilerek dosya yetkisizlik kararı ile gönderildiği, mahkemesince takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı sonucuna ulaşılırsa buna uygun olarak değerlendirme yapılması gerektiği, dosya kapsamında icra müdürlüğünün yetkisine itirazı öncelikle değerlendirecek olan mahkemenin Ankara 40. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ve davanın anılan mahkemece görülerek sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. (HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 Esas, 2001/311 Karar 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 Esas, 2002/208 Karar)
Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır.
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Yine aynı Kanun’un 16. maddesinde ise "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir" hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un "sözleşmelerden doğan davalarda yetki" başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilerek uyuşmazlığın esastan incelenmesine geçilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir.
Dosya kapsamından, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağının tahsili için Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2020/10533 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalının yetkiye, borca ve faiz talebine itiraz ettiği, takibin durduğu, itirazın iptali davasının takibin başlatıldığı yer olan Ankara 40. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerektiğinden uyuşmazlığın Ankara 40. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Ankara 40. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.