Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/8558 Esas 2022/16137 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8558
Karar No: 2022/16137
Karar Tarihi: 15.11.2022

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/8558 Esas 2022/16137 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2022/8558 E.  ,  2022/16137 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 15.11.2022 günü temyiz eden davalı idare vekili ve aleyhine temyiz olunan davacılar vekilinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

    - K A R A R -

    Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün 1979 tarihli kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği, davacı murislerine kamulaştırma evraklarının 1979 tarihinde tebliğ edildiği ne var ki, ...'e kamulaştırma evraklarının noterden tebliğe hiç çıkartılmadığı, ...'e çıkartılan tebligatın ise o tarihte evli olan ve eşi ...'le birlikte oturduğu halde kardeşinin oğlu ...'e yapıldığı, ...'e çıkartılan tebligatın da aynı şekilde eşi ...'le birlikte ikamet ettiği eve değil, yine kardeşi ...'in oğlu ...'e yapıldığı, bu davacıya ayrıca 24798 yevmiye numarası üzerinden çıkartılan tebligatın da tebliğ belgesindeki imzaya göre yine ...'e tebliğ edildiği, ancak bu kez ...'in adının yazmadığı, ...'e çıkartılan tebligat arkasındaki imzanın, davacı tarafça haricen yaptırılan grafolog uzman görüşüne göre ...'e ait olmadığı, keza, davacı tarafça ibraz edilen belgelere göre ...'in TCDD nezdinde memur olarak çalıştığı ve tebligatın yapıldığı Gaziemir ilçesinde değil, Konak ilçesine bağlı Eşrefpaşa semtinde ikamet ettiği, ...'e çıkartılan tebligatın ise kızı Binnaz'a yapıldığı, ancak kamulaştırma evrakında muhatabın kim olduğu ve adresinin ne olduğunun yazılı olmadığı, muhtarlıktan yapılan araştırmalarda da davacı tarafın iddialarının aksini gösterir bir bulguya rastlanmadığı, buna göre kamulaştırma evraklarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve davacı murislerinin payının İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/190 Esas, 984/565 Karar sayılı kararı ile ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 17 nci maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
    Kamulaştırma Kanunu’nun 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar.
    Davacı murisleri adına çıkartılan noter tebligatlarının yasa hükümlerine uygun olmadığı, bedelin de davacılar yada murisleri tarafından alındığı ispatlanamadığı anlaşıldığından esasa girilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
    21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarih ve 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 7 nci maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarih ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 inci ve 27 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek-3, Geçici 15 ve 17 nci maddesi ile;
    Ek-3 ncü maddesi ile; "Mülga 31.8.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021-7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”
    Geçici 15 inci maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanunun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, Ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
    Geçici 17 nci maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun Ek 3 üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
    Bu durumda belirtilen Kanun hükmüne uygun şekilde değer belirleyen bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.400,00 TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 15.11.2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.


    MUHALEFET ŞERHİ

    Dava ve birleştirilen dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı idare vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
    Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 7 nci maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20 nci ve 27 nci maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15 inci maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
    Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
    Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarihli ve 7327 sayılı Yasanın 20 nci maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
    Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16 ncı ve 17 nci maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17 nci maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
    Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17 nci maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan ve verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.




    Hemen Ara