Esas No: 2022/3417
Karar No: 2022/3051
Karar Tarihi: 08.09.2022
Danıştay 13. Daire 2022/3417 Esas 2022/3051 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/3417 E. , 2022/3051 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3417
Karar No:2022/3051
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Petrol Hafriyat İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 02/04/2015 tarihinde yapılan denetimde vaziyet planında mevcut olmayan 5000 litre kapasiteli bir adet plastik tank bulunduğu ve plastik tanktan alınan numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğunun tespit edildiğinden bahisle, ulusal marker seviyesi geçersiz akaryakıt ikmali fiili sebebiyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 1.144.373,00-TL, akaryakıt istasyonunda proje kapsamı dışında tank bulundurulması fiili sebebiyle anılan Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca 1.144.373,00-TL olmak üzere toplam 2.288.746,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali ile ihtirazî kayıtla ödenen 1.716.559,50-TL'nin iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı şirketin yetkilisi ...'nin isnat edilen fiillerle ilgili olarak ... Asliye Ceza Mahkemesi'nde "izin alınmadan akaryakıt haricinde kalan petrol ürünlerinden akaryakıt üretme, akaryakıt yerine ikmal etme, satışa arz etme, satma, bulundurma, satın alma, taşıma, saklama" suçundan yargılandığı E:... sayılı davada kimya mühendisi bilirkişinin beyanı da dikkate alınarak ... tarih ve K:... sayılı karar ile isnat edilen suçu işlemediği anlaşılarak beraatına karar verildiği; mühürleme işlemine karşı ... İdare Mahkemesi nezdinde açılan davada, "Bakılan davada her ne kadar akaryakıt istasyonunda istasyon sahası içerisinde 5 tonluk plastik tank içerisinde yaklaşık 5.000 litre karışım tespit edilerek alınan numunelerde ulusal marker ölçümünün geçersiz sonuç verdiği gerekçesiyle işlem tesis edilmiş ise de, dava dosyasındaki belgelerden davacı şirketin dağıtıcı firması olan ... Petrol A.Ş.'den 21/02/2014 tarihinde 14.409 litre motorin alımı yaptığı, ancak nakliyeyi yapan tanker şoförünün motorinin bir kısmını yanlışlıkla benzin tankına boşalttığının farkedilmesi üzerine durumun tespitinin yapılarak dağıtıcı firma ve otomasyon firmasına bildirildiği ve ürünün tanktan çekilerek temin edilen su bidonuna boşaltıldığına ilişkin servis formunun düzenlendiği; davacı şirkete bırakılan şahit numunenin ODTÜ Petrol Araştırma Merkezinde yapılan analiz sonucunda düzenlenen 15/04/2015 tarihli analiz raporunda motorin numunesine benzin karışmış olma ihtimalinin yüksek olduğu sonucuna varıldığının belirtildiği, bu hususun da davacı şirketin benzin ve motorinin karıştığı bu nedenle ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu ve bu karışımın anılan su bidonunda muhafaza edildiği beyanını doğruladığı; yapılan denetimde başka bir aykırılık veya kaçak akaryakıt satışına ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığı görüldüğünden, davalı idarece tesis edilen mühürleme işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı" gerekçesiyle mühürleme işleminin iptaline karar verildiği;
Dosya içeriğindeki ... tarih ve ... sayılı sevk irsaliyesinden davacı şirketin dağıtıcı firmadan 14.409 litre motorin aldığı, aynı tarih ve ... sayılı servis formu, davacı şirket tutanağı ve davalı idareye yapılan bildirime ilişkin evraktan tanker şoförünün hatasıyla motorin dolumu yapılan benzin tankından kayıp olarak bildirilen 5.247,64 litre akaryakıt karışımının çekilerek plastik su deposuna boşaltıldığı, 02/04/2015 tarihinde yapılan denetimde tespit edilen ulusal marker seviyesi geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt karışımının davacı şirketin dağıtıcı firmadan 21/02/2014 tarihindeki 14.409 litre motorin alımı sırasında nakliyeyi yapan tanker şoförünün motorinin bir kısmını yanlışlıkla benzin tankına boşalttığının farkedilmesi üzerine tanktan çekilen akaryakıt karışımı olduğu, uzun süre su tankında beklemesi ve benzin motorin karışımı olması sebebiyle geçersiz sonuç verdiği, tağşiş edilmiş akaryakıt görünümü arz ettiği, dava konusu işlemde proje kapsamı dışında tank olarak nitelendirilen 5.000 litrelik seyyar deponun ise mevzuatta yer alan "Kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman" tanımlaması kapsamındaki bir faaliyette kullanmaya elverişli olduğuna ilişkin musluk, vana vb. yahut nakil vasıtası bulunduğu yönünde somut bir tespitin bulunmadığı, sadece 21/02/2014 tarihindeki hatalı dolum sebebiyle tanktan çekilen akaryakıt karışımının muhafazası için kullanıldığı, bu hâliyle mevzuatta yer alan tanıma girmediği; bu durumda, dava konusu işleme esas teşkil eden her bir fiilin sebebinin bilirkişi beyanı, akredite laboratuvar raporu, yargı kararları ve tutanaklarla izah edildiği anlaşıldığından, davacı şirket hakkında 2.288.746,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, davalı idareye ödenen 1.716.559,50-TL'nin de davacı şirkete iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline, 1.716.559,50-TL'nin davacı şirkete ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce, Dairemizin ... tarih E:..., K:... sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; kural olarak ceza mahkemesinde verilen kararların hukuk hakimi açısından bağlayıcı olmadığı kabul edildiği, ancak; hukuk hakiminin bu bağımsızlığının sınırsız olmadığı, dolayısıyla ceza mahkemesinde verilen kararların hangi hususlarda bağlayıcı olduğuna dair değerlendirme yapılması gerektiği, bu doğrultuda, ceza hakiminin mahkumiyet ve beraate ilişkin verdiği kararın, kusurun var olup olmadığı ve illiyet bağı gibi hususlarda hukuk hakimini bağlamadığı, maddi olaya ilişkin yapılan tespitler ile yargılamaya konu fiilin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hakimini bağlayıcı vasıfta olduğunun kabul edilmesi gerektiği; aktarılan ilkeler çerçevesinde davacı şirketin yetkilisi hakkında açılan ceza davasında, mahkemece verilen beraat kararının görülmekte olan davaya etkisi değerlendirildiğinde, söz konusu beraat kararındaki maddi vakıaya ilişkin, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde "proje kapsamında olmayan seyyar tank bulunduğu" ve "tankın içinde bulunan akaryakıtın ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğu"na dair tespitlerin bağlayıcı nitelikte olduğu; ancak, failin kusurunun tespit edilmesi noktasında yapılan değerlendirmelerin bağlayıcı olmadığı sonucuna ulaşıldığı;
5015 sayılı Kanun'un emredici nitelikteki kuralları dikkate alındığında, bayilerin, yeterli şart ve seviyede ulusal marker içeren ve teknik düzenlemelere uygun akaryakıt sağlanması, tağşiş amacıyla akaryakıta katılabilecek ürünlerin akaryakıta katılmaması ve istasyonda bulundurulmaması ile istasyon sınırları içinde proje kapsamı dışında sabit ya da seyyar tank bulundurulmaması ile yükümlü oldukları; istasyon sınırları dahilinde bulunan akaryakıttan alınan numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersiz çıkması ve istasyon sınırları içinde proje kapsamı dışında tank bulundurulması hâlinde sorumlulara idari para cezası uygulanacağının anlaşıldığı;
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde düzenlenen tutanakta, istasyonun arka kısmında 5.000 litre kapasiteli seyyar tank bulunduğuna ve söz konusu tankın içinde ulusal marker seviyesi geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt bulunduğuna ilişkin tespitlerin yer aldığı, şirket yetkilisi hakkında verilen ceza mahkemesince verilen beraat kararında da aynı tespitlere yer verildiği;
Bu itibarla, her ne kadar idari para cezası verilmesine ilişkin aynı fiiller nedeniyle şirket yetkilisi hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verilmiş ise de ceza mahkemesince maddi olaya ilişkin olarak farklı bir tespitin yapılmadığı, istasyon dahilinde ulusal marker seviyesi geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt bulunduğu ve ayrıca vaziyet planında yer almayan tank bulundurulduğu yönündeki isnadın aksine bir tespite de yer verilmediği dikkate alındığında, sübut bulan fiilleri nedeniyle davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali ile ihtirazî kayıtla ödenen tutarın iadesi yönündeki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın kaldırılmasına; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, denetimde tespit edilen ürünün yanlış akaryakıt ikmali sonucunda tankta birbirine karışan benzin ve motorin karışımı olduğu, bu durumla ilgili dağıtıcı şirkete ve otomasyon firmasına gerekli bildirimlerin yapıldığı, aynı fiil nedeniyle şirket yetkilisi hakkında yürütülen ceza davasında beraat kararı verildiği, ulusal marker seviyesinin geçersiz çıkmasının ve teknik düzenlemelere aykırılığın numune alınan yakıtın benzin motorin karışımı olmasından kaynaklandığı, denetimde kendilerine bırakın şahit numune üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde numunenin benzin motorin karışımı olma ihtimalinin çok yüksek olduğunun belirtildiği, yakıtın içinde bulunduğu bidonun denetim tutanağında belirtildiği üzere ağzının kapalı olduğu, akaryakıt satışına elverişli olmadığı ve sadece benzin motorin karışımı olan yakıtın geçici olarak muhafaza edilmek için kullanıldığı, istasyonda marker seviyesi geçersiz veya kaçak akaryakıt satışının söz konusu olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket ait akaryakıt istasyonunda 02/04/2015 tarihinde yapılan denetimde tutulan tutanakta, istasyon içerisinde bulunan adalardaki pompalardan alınan benzin ve motorin numunelerinin marker ölçümlerinin geçerli sonuç verdiği, istasyonun vaziyet planında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı, istasyonun müdüriyet kısmının arkasında 5.000 litrelik plastik su tankının bulunduğunun görüldüğü, su tankının içindeki yakıt sorulduğunda istasyon yetkilisinin, söz konusu yakıtın 21/02/2014 tarihinde tanka hatalı dolum yapılması sebebiyle tanktan çekilen akaryakıt olduğu ve Tora şirketine verilmek üzere muhafaza edilmek için su tankına doldurulduğunun beyan edildiği, hatalı dolum yapıldığına ilişkin tutulan tutanakların denetim yapan görevlilere sunulduğunun belirtildiği; 21/02/2014 tarih ve 622472988 sayılı sevk irsaliyesi ile davacı şirketin dağıtıcı firması olan ... Petrol A.Ş.'den 14.409 litre motorin aldığı, davacı şirket tarafından olay günü tutulan tutanakta, dağıtıcı firmadan alınan 14.409 litre motorinin 4.954 litresinin tanker şoförü tarafından sehven benzin tankına hatalı dolum yapıldığının belirtildiği, ... Petrol Ekipmanları firması tarafından düzenlenen ... ve ... sayılı servis formunda tanker şoförünün benzin tankına motorin boşaltması nedeniyle oluşan benzin motorin karışımı ürünün tanktan çekilerek istasyon yetkililerince temin edilen plastik su tankına boşaltıldığı ve istasyon yetkilisine teslim edildiğinin kayıt altına alındığı, dağıtıcı şirket tarafından davalı idareye yapılan özel durum bildiriminde, bayisine 14.409 lt akaryakıt satışı yapıldığının, ancak istasyon tankına 9.161 lt dolum yapıldığının, istasyonda 3 numaralı vpdn+ ürünün yanlışlıkla Vpowern+ 97 tankına dolum yapıldığından 5.247 lt ürün kaybı yaşandığının belirtildiği görülmüştür.
Öte yandan, denetimde istasyona bırakılan şahit numune üzerinde yapılan bilirkişi incelenmesinde, numunenin benzin motorin karışımı olma ihtimalinin çok yüksek olduğu kanaatine varılmış, idari para cezasına konu fiil nedeniyle davacı şirketin yetkilisi hakkında açılan ceza davasında, "... el konulan akaryakıtın saklanmış olduğu plastik tank ve saklama koşulları ile bekleme süresi dikkate alındığında, yapılan analizlerde marker seviyesinin bekleme ve saklama koşulları nedeniyle, markerin mazottan daha önce buharlaşarak mazottan ayrılacağı ve marker seviyesinin düşük çıkmasına neden olacağı yönündeki kimya mühendisi bilirkişinin beyanları dikkate alındığında, sanığın savunmalarına itibar edilerek üzerine atılı suçu işlemediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı ..." gerekçesiyle beraatına karar verilmiş ve bu karar temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
Mahkemelerin tarafların her türlü iddialarını karşılama yükümlülükleri bulunmamakla birlikte, uyuşmazlığın esasının karara bağlanmasında etkili olabilecek iddiaların ilgili ve yeterli bir gerekçeyle cevaplanmaması, idarece yapılan tezlerinin peşinen doğru kabul edilmesi savunma hakkını önemli ölçüde kısıtlayıp yargı yoluna başvurulmasını anlamsız hâle getirebilir (Ö. Ltd. Şti., B. No: 2018/18975, 15/9/2021, § 68). Bu nedenle, yeterince temellendirilmiş ve davanın seyrini etkileyebilecek iddiaların esası mahkemece araştırılmalı ve gerekçeli karar hakkı gereğince kararda iddialara ilişkin değerlendirmelerin yer alması gerekir.
Bu itibarla, davacının, denetimde numune alınan yakıtın, dağıtıcı şirketten alınan motorinin tanker şoförü tarafından yanlışlıkla benzin deposuna boşaltılması nedeniyle tanktan çekilen karışım olduğu ve geçici olarak su tankında muhafaza edildiği, marker seviyesinin bu nedenle geçersiz çıktığı, kaçak akaryakıt satışının söz konusu olmadığı yönündeki iddialarının, ceza mahkemesi kararı, olay tarihinde tutulan tutanak, otomasyon bilgileri, denetim tutanağı, bilirkişi raporu, sevk irsaliyesi ve servis formuyla temellendirildiği ve somutlaştırıldığı, ayrıca dava konusu işlemde proje kapsamı dışında tank olarak nitelendirilen 5000 litrelik su deposunun ise mevzuatta yer alan "Kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı" tanımlaması kapsamındaki bir faaliyette kullanılmaya elverişli olduğuna ilişkin musluk, vana vb. yahut nakil vasıtası bulunduğuna ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı göz önüne alındığında, davacıların iddialarına yönelik araştırma yapılmadan salt idarece yapılan tespit baz alınarak davanın reddine karar verilmesi, davacının savunma hakkını kısıtlamakta ve dava açılmasını anlamsız kılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 02/04/2015 tarihinde yapılan denetimde, vaziyet planında mevcut olmayan 5000 litre kapasiteli bir adet plastik tank bulunduğu görülmüş, söz konusu tankta bulunan akaryakıttan alınan numunelerin ... tarafından yapılan analizi sonucunda hazırlanan ... tarih ve ... sayılı analiz raporunda ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğu, ayrıca akaryakıtın tağşiş edildiği tespit edilmiştir.
Bu tespitler esas alınarak davacı hakkında, ulusal marker seviyesi geçersiz akaryakıt ikmali fiili sebebiyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 1.144.373,00-TL; akaryakıt istasyonunda proje kapsamı dışında tank bulundurulması fiili sebebiyle anılan Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca 1.144.373,00-TL olmak üzere toplam 2.288.746,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 02/11/2017 tarih ve 7418-19 sayılı Kurul kararı tesis edilmiştir.
Bunun üzerine söz konusu Kurul kararının iptali ve ödenen 1.716.559,50-TL'nin iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri" başlıklı 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (l) bendinde, bu Kanun'a göre faaliyette bulunanların, kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmamak ile yükümlü oldukları; 18. maddesinin dördüncü fıkrasında, numunelerde yapılacak testlerde ulusal markerin gerektiği şart ve seviyede bulunmadığı laboratuvar analizi ile tespit edildiğinde, 19. madde hükümlerinin uygulanacağı; işlem tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde ise, 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin ve 18. maddenin ihlâlleri hâlinde bir milyon Türk Lirası idarî para cezası verileceği kuralı bağlanmış; 2015 yılı için bu ceza yeniden değerleme oranında artırılarak 1.144.333,00-TL olarak belirlenmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 32. maddesi ile 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde, 18. maddenin ve 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin ihlâlleri hâlinde iki milyon Türk Lirasından az olmamak ve on milyon Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetinden elde edilen net satış hasılatının binde ondördü oranında idarî para cezası uygulanacağı; (b) bendinde ise, bayilik lisansı sahipleri yönünden (a) bendinde yer alan cezaların yarısının verileceği kuralı yer almıştır.
7164 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 6. maddenin ikinci fıkrasında, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 19. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgarî maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez." kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde, "Kabahat" deyiminin, Kanun'un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun'un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; "Zaman Bakımından Uygulama" başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesinin ikinci fıkrasında ise suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanun koyucu, Kurul tarafından karara bağlanmış, ancak, tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5015 sayılı Kanun'un 7164 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile değişik 19. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesini vergi dairesine bir görev olarak vermiştir. İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. İdarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, idarî para cezasına konu olan fiilin sübûta ermiş olması ve idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle dava konusu işlemin iptali ile 1.716.559,50-TL'nin davacıya ödenmesi yönündeki karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ve ...TL'nin davacıya ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü ile davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcı ile fazladan yatırılan ...-TL harcın istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu gerekçeli onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 08/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.