Esas No: 2021/253
Karar No: 2022/985
Karar Tarihi: 14.09.2022
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/253 Esas 2022/985 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/253 E. , 2022/985 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/253
Karar No : 2022/985
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ….
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen 2011 yılının Ocak ilâ Temmuz dönemlerine ait katma değer vergileri, vergi ziyaı cezaları ve gecikme faizleri ile aynı yıla ait özel usulsüzlük cezasının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı, 04/12/2008 ilâ 26/07/2011 tarihleri ile 29/05/2013 ilâ 26/08/2015 tarihleri arasında asıl borçlu şirketin ortağı durumundadır.
Asıl borçlu şirket adına re'sen tarh edilen 2011 yılının Ocak ilâ Aralık dönemlerine ait katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ve aynı yıl için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla özel usulsüzlük cezası kaldırılmış, diğer yönlerden dava reddedilmiştir.
Şirket adına düzenlenen 2 No'lu ihbarname ve ödeme emirleri tebliğ edilmiş, ödenmeyen vergi borcunun tahsili amacıyla şirkete ait iki gayrimenkul ve iki araç haczedilmiştir.
Taşınmazların ve araçların üzerinde rehin şerhi bulunduğunun tespiti üzerine kamu alacağının tamamen veya kısmen şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından bahisle borcun şirket ortaklarından tahsili yoluna gidilerek davacı adına şirket ortağı sıfatıyla uyuşmazlık konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
Ödeme emri içeriği özel usulsüzlük cezası yönünden yapılan inceleme:
Asıl borçlu şirket tarafından özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada anılan cezanın kaldırılmasına karar verildiği görüldüğünden, iptal edilen cezanın şirket ortağından tahsili yoluna gidilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Ödeme emri içeriği katma değer vergileri ve vergi ziyaı cezaları yönünden yapılan inceleme:
Asıl borçlu şirkete ait vergi borcunun tahsili amacıyla haczedilen taşınmazların ve araçların satışının gerçekleştirilmediği anlaşılmıştır.
Hacze konu menkul ve gayrimenkullerin satışı tamamlanmadan şirket hakkındaki takip yollarının usulüne uygun bir şekilde tüketildiğinden söz edilemeyecektir.
Bu nedenle uyuşmazlık konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının asıl borçlu şirketten kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığından bahisle davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
İstinaf istemine konu kararda atıf yapılan … Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve E:… ve K:… sayılı kararına taraflarca yöneltilen temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesince, davacı şirket tarafından 7143 sayılı Kanun'dan yararlanılarak uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların yapılandırıldığının görüldüğü belirtilerek temyiz istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Yapılandırılan borçlar için ödeme yapılmadığından şirket hakkındaki takibe devam edilmiştir.
Ayrıca 9.530.578,85 TL tutarındaki kamu alacağının, henüz yakalanamadığından satışı yapılamamış olan iki adet araç ile vergi değerleri 134.253,00 TL tutarında olan ve üzerlerinde … A.Ş. lehine (fer'ileri hariç olmak üzere) toplamda 36.317.50 TL tutarında rehin bulunan iki gayrimenkulün satışıyla karşılanamayacağı açık olduğundan, asıl borçlu şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin kamu alacakları için ilgili dönemlerde şirket ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Vergi Dava Dairesi, bu gerekçeyle istinaf istemini kabul ederek mahkeme kararını kaldırdıktan sonra davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 17/09/2020 tarih ve E:2020/3064, K:2020/3860 sayılı kararı:
7143 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvuru üzerine söz konusu vergi borçlarının yeniden yapılandırılması halinde anılan Kanun hükümleri ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkacağından, 7143 sayılı Kanun'a göre belirlenecek ödenmeyen tutarların takip ve tahsil edilebilmesi için öncelikle şirket adına ödeme emri düzenlenmesi, buna rağmen amme alacağının tahsil imkanının kalmadığının saptanması durumunda, sözü edilen Kanun'dan yararlanılması sırasında şirketi temsile yetkili olan kanuni temsilciye ya da ortaklıktan ayrılmamış ortaklara gidilmesi gerekmektedir.
Davacı, 04/12/2008 ilâ 26/07/2011 tarihleri ile 29/05/2013 ilâ 26/08/2015 tarihleri arasında asıl borçlu şirketin ortağı durumundadır.
Asıl borçlu şirketin davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra 7143 sayılı Kanun kapsamında ödeme emri içeriği vergi borçlarını yapılandırma yoluna gittiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, yapılandırma işlemi sonucunda şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukukî durum ortaya çıkmış olduğundan, yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak takibe alınmasında hukuka uygunluk bulunmadığından, davanın kabulü yolundaki mahkeme kararına yöneltilen istinaf istemini kabul ederek kararı kaldırdıktan sonra davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Asıl borçlu şirket tarafından, vergi borçlarının 7143 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılandırılmasına karşın ödemede bulunulmadığı için yapılandırma işlemi iptal edilerek şirket ortağı nezdinde takibata kaldığı yerden devam edildiği görülmektedir. Zira asıl borçlu şirket, yapılandırma sonrasında taksitlendirilmiş borçları ödemediği gibi bu borcu ödeyebilecek durumda da değildir.
Bu nedenle, taksitlendirilen borçların vadesinde ödenmemesi neticesinde, yapılandırma hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedilmesi nedeniyle yapılandırmadan önceki duruma dönüleceğinden, yeni bir işleme gerek kalmaksızın takibata kaldığı yerden devam edilmesi hukuka uygundur.
Asıl borçlu şirketin 9.530.578,85 TL tutarındaki borcunun henüz yakalanamadığından satışı yapılamamış olan iki adet araç ile vergi değerleri 134.253,00 TL tutarında olan ve üzerlerinde … A.Ş. lehine (fer'ileri hariç olmak üzere) toplamda 36.317.50 TL tutarında rehin bulunan iki gayrimenkulün satışıyla karşılanamayacağı açık olduğundan, ortada şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan bir kamu alacağı bulunduğu konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır.
Bu durumda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca limited şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği açıkça anlaşılan 2011 yılına ait kamu alacakları için, ilgili dönemlerde şirket ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlık konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Uyuşmazlık konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
14/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile kararın davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.