Esas No: 2021/1287
Karar No: 2022/973
Karar Tarihi: 14.09.2022
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/1287 Esas 2022/973 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1287 E. , 2022/973 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1287
Karar No : 2022/973
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı - ...
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacı adına, elektronik ortamda beyannamelerini verdiğinden bahisle ...İnşaat Taahhüt Hafriyat Nakliyat Elektrik Medikal Orman Ürünleri Tekstil İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2010 yılının Haziran ilâ Eylül dönemlerine ilişkin katma değer vergileri, vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizlerinden oluşan borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ...tarih ve ...sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
.... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi ile anılan maddenin verdiği yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca yayımlanan (4) Sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ'in "Müşterek ve Müteselsil Sorumluluğun Tespiti" başlıklı (V) numaralı bölümünün (B) bendi ile "Beyannameleri İmzalayacak Meslek Mensupları ve Sorumlulukları" başlıklı (IV) numaralı bölümünde yer verilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, meslek mensupları sorumluluğunun, vergi ve ceza tahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlayacağı, kesinleşmiş bir kamu alacağı için de müşterek ve müteselsil sorumlu tutulan meslek mensupları adına yeniden ihbarname düzenleme zorunluluğunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, meslek mensuplarının sorumluluğunun şartlarını düzenleyen 213 sayılı Kanun'un mükerrer 227. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen koşullar gerçekleşmeden meslek mensupları hakkında ödeme emri ile takibat da yapılamayacağı da açıktır.
Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesinde öngörülen sorumluluk, beyannameleri imzalayan muhasebecilerin, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğan, bir başka ifadeyle defter kayıt ve belgeleri ile beyannamelerin birbirleriyle tutarsız olmasından kaynaklanan bir sorumluluktur.
Uyuşmazlık konusu olayda, ...İnşaat Taahhüt Hafriyat Nakliyat Elektrik Medikal Orman Ürünleri Tekstil İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporuyla mükellefin komisyon karşılığında sahte fatura düzenlediği tespit edilmiştir. Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının anılan mükellefin 2010 yılının Haziran ilâ Eylül dönemlerinde muhasebecilik faaliyetini yürüttüğünün tespit edilmesi üzerine tanzim edilen görüş ve öneri raporuna istinaden davacı adına miktar ve tutar itibarıyla anılan mükellefin iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeleri beyannamelerine dahil ettiğinden bahisle ziyaa uğratılan vergi ve cezaların tahsili amacıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu sıfatıyla dava konusu ödeme emirleri düzenlenmiştir.
Davacı tarafından elektronik ortamda beyannameleri verilen mükellef hakkında, defter ve belgelerinin ibraz edilmemesi nedeniyle inceleme tarh dosyası üzerinden yapılmış, mükellefin defter kayıt ve belgeleri üzerinde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Defter kaydı ve belgeler ile beyannamelerdeki bilgilerin birbirleriyle uyumsuz olduğu somut ve açık bir biçimde belirlenmeden, mükellefin muhasebeciliğini yapan davacının anılan 213 sayılı Kanun'un mükerrer 227. maddesi uyarınca sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, yukarıda değinilen Genel Tebliğ'in ilgili maddelerinde, miktar veya tutar itibarıyla işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeler ile ticari örf veya teamüle uygun olmayan belgeler nedeniyle meslek mensuplarının sorumluluğunun bulunduğu açıklanmış ise de sorumluluğun sınırını kanun hükmünü aşacak şekilde genişleten tebliğ hükümleri dikkate alınarak davacıya sorumluluk yüklenilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Kaldı ki yeminli mali müşavirlerden farklı olarak "tasdik" görev ve yetkisi bulunmayan serbest muhasebecilerin, tasdik yetkisinin gereği olan "inceleme" ve "bilgi isteme" yetkileri de bulunmamaktadır. Bununla birlikte, serbest çalışan meslek mensuplarının muhasebeciliğini yaptıkları mükelleflere ait bütün sektörlerdeki belgelerin miktar ve tutarları ile işletmelerin faaliyet konuları arasındaki ilişkiyi bilmek gibi bir imkanları ve yükümlülükleri de bulunmamaktadır.
Bu nedenle davacı adına, ziyaa uğratılan vergilerden serbest muhasebeci mali müşavir sıfatıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan bahisle düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emirlerinin iptaline karar vermiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 14/12/2018 tarih ve E:2015/559, K:2018/7628 sayılı kararı:
213 sayılı Kanun'un mükerrer 227. maddesine göre, mükelleflerin beyannamelerini imzalayan meslek mensuplarının sorumlulukları, imzaladıkları beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle serbest muhasebeci mali müşavirler, imzaladıkları beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygunluğunu tesbit edebilmeleri için mükellefler tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, muhasebe kurallarına uygun olarak, kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından ve harici araştırmayı gerektirmeden sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden de sorumlu olacakları gibi miktar ve tutar itibarıyla işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeler ile ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerin kullanılmaması hususu da meslek mensubunun sorumluluğu kapsamında olacaktır.
3568 sayılı Kanun'da sayılan meslek mensuplarından olan davacının imzaladığı beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygunluğunun sağlanması da yukarıda belirtilen şekilde olmalıdır.
Olayda, davacının hizmet sunduğu şirket hakkında komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği yolunda saptamalar bulunduğu dikkate alındığında Vergi Mahkemesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, şifresinin başkaları tarafından çalındığı ve kullanıldığı iddiasına karşılık davacıdan, bu iddiasının kanıt yükünün kendisine düştüğünü belirtmek suretiyle iddiasını ispatlayıcı belgelerin istenilmesi ve dosyaya sunulması durumunda bu belgeler incelenmek suretiyle davacının sorumluluğunun öncelikle bu açıdan değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı tarafından şifrenin çalındığı ve kullanıldığının ispat edilememesi halinde beyannamelerini imzaladığı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler uyarınca sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiği hususunu sorumluluğu gereği bilmesi gerekip gerekmediği, ilgili dönem beyannamelerini vermek suretiyle bu organizasyona olanak sağlayıp sağlamadığı, diğer bir ifadeyle, muhasebe işlemlerini yürüttüğü mükellefle ilgili olarak mesleki özen ve sorumluluğu gösterip göstermediği yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken değinilen inceleme yapılmaksızın ödeme emirlerini iptal eden Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararı:
Vergi mahkemesi aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına tahakkuk eden cezalı vergilerin tahsili amacıyla müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- ... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.