Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/759 Esas 2022/1010 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/759
Karar No: 2022/1010
Karar Tarihi: 14.09.2022

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/759 Esas 2022/1010 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/759 E.  ,  2022/1010 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/759
    Karar No : 2022/1010


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı - …
    (…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av.…
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Davacı adına, muhtelif amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
    Araç alım ve satımı faaliyetinde bulunduğunun ve bu faaliyetten elde ettiği geliri beyan etmediğinin tespit edildiğinden bahisle davacı adına tarh edilen vergi ve kesilen cezalara ilişkin ihbarnameler davacının bilinen adreslerine tebliğe gönderilmiş, ancak adreste bulunmadığının usulüne uygun olarak muhtar nezdinde tespiti üzerine ilanen tebliğ yoluna gidilmiştir. Bu şekilde kesinleştirilen amme alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
    Usulüne uygun olarak kesinleşmiş amme alacağına ilişkin olarak tarhiyat safhasına yönelik iddiaların ödeme emri safhasında incelenmesine olanak bulunmamaktadır. Davacı tarafından da 6183 sayılı Kanun'da öngörülen itiraz sebeplerinin varlığı ortaya konulamamıştır.
    Bu durumda, dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.
    Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 15/06/2015 tarih ve E:2014/9144, K:2015/3340 sayılı kararı:
    Daire, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağına ilişkin ihbarnameler yönünden ilânen tebliğin şartlarının oluşmadığı, dolayısıyla usulüne uygun surette kesinleşmiş bir amme alacağından söz edilemeyeceği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararını bozmuştur.
    Davalının karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararını kaldırdıktan sonra temyiz başvurusunu yeniden inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 30/03/2016 tarih ve E:2015/6878, K:2016/1327 sayılı kararı:
    Daire, davacının temyiz istemini reddederek kararı onamıştır.

    Davacı vekili tarafından, 16/12/2016 tarihinde mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) ve (e) işaretli bentleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulmuştur.
    Davacının yargılamanın yenilenmesi istemini değerlendiren … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
    Davacı tarafından verilen ve 16/12/2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçede, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağına ilişkin vergi/ceza ihbarnameleri tebliğ edilmeden önce idareye adres bildiriminde bulunulduğu, yargılama devam ederken dilekçenin onaylı fotokopisinin ve evrak kayıt numarasının kendisine verilmediği, bu nedenle lehine olan bu belgenin yargılama devam ederken dosyaya sunulamadığı, ilk derece yargılaması sonuçlandıktan sonra vergi dairesindeki bir görevliden dilekçenin bilgilerini ve evrak kayıt numarasını gösteren belgenin alındığı belirtilmektedir.
    Dilekçe ekinde vergi dairesine verildiği ileri sürülen 10/09/2013 tarihli "borcu yoktur, adres bildirimi" konulu dilekçe örneği sunulmuştur. Örneği sunulan dilekçenin idareye sunulan dilekçe ile aynı olup olmadığının tespiti amacıyla verilen ara kararına davalı tarafından verilen cevapta, … tarih ve … sayılı dilekçenin müdürlük kayıtlarına "Vergi Borcu Yoktur" talep belgesi olarak girdiği, evrakın kayıt numarası almış olmasına rağmen idarenin kayıtlarına intikal etmediği belirtilmektedir.
    Davacı tarafından örneği sunulan dilekçenin doğru olmadığı, dilekçenin sadece borcu yoktur yazısı ile ilgili olduğu hususları, bu konuda ispat külfeti kendisinde olan davalı idarece ispatlanamamış olduğundan davacı tarafından sunulan dilekçe örneğinin doğru olduğu kabul edilmiştir.
    Bu durumda, davacı tarafından davalı idareye verilen … tarih ve … evrak kayıt numaralı dilekçenin, borcu yoktur belgesi alma istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla birlikte aynı zamanda yeni adres olarak "…Mahallesi …Caddesi …Çarşı No:…" adresinin de bildirimine yönelik olması ve bu dilekçenin kayıt ve sayısının kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş bulunması sebebiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) işaretli bendi uyarınca davacının yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne ve …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek esasa geçilmiştir.
    Dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağına ilişkin ihbarnamelerin davacı tarafından idareye verilen …tarih …evrak kayıt numaralı dilekçe ile bildirilen en son adres olan "…Mahallesi …Caddesi …Çarşı No:…" adresine tebliğe çıkarılmadığı, bu sebeple ilanen tebliğ şartları oluşmadan ilanen tebliğ yapıldığı anlaşıldığından kesinleşmiş kamu alacağından söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda, dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle davacının yargılamanın yenilenmesi istemini kabul ederek dava konusu ödeme emrini iptal etmiştir.
    Davalının istinaf istemini inceleyen …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı:
    Vergi Dava Dairesi istinaf istemini reddetmiştir.
    Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 18/12/2019 tarih ve E:2018/124, K:2019/7147 sayılı kararı:
    2577 sayılı Kanun'a göre, ivedi yargılama usulüne tâbi olan işlemlerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın temyiz yoluna başvurulabilecektir. Bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarla ilgili olarak 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar için kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanmaya devam edecektir.
    Bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başladıkları tarih olan 20/07/2016 tarihinden önce idare veya vergi mahkemelerince verilmiş kararların, ilk kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına tâbi olması nedeniyle …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı davacının yargılamanın yenilenmesi istemi üzerine istinaf incelemesine açık olarak verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının istinaf kanun yoluna değil, doğrudan temyiz kanun yoluna tâbi olduğu açıktır.
    Bu durumda, istinaf başvurusu incelenmeyip Vergi Mahkemesince verilen kararın temyiz yoluna tâbi olduğu değerlendirilmek suretiyle dosyanın Danıştay'a gönderilmesi gerekmekte iken temyiz başvurusu olarak kabul edilmesi gereken dilekçenin istinaf başvurusu olarak incelenmesi suretiyle istinaf isteminin reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararında usule uygunluk bulunmadığından, kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra davalının temyiz başvurusunun …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına yönelik olarak incelenmesine geçilmiştir.
    Adres değişikliği bildirimi yapıldığı belirtilmesine rağmen bildirim dilekçesinin ilk karardan önce Mahkemeye sunulmamasında zorlayıcı sebeplerin bulunduğu veya bu durumun davalının eyleminden kaynaklandığı hususunda davacı tarafından tek taraflı düzenlenip Mahkemeye ibraz edilen dilekçe örneği dışında delil sunulamamış, adres değişikliği bildirim yükümlülüğünün yerine getirildiği ispatlanamamıştır. Ayrıca …tarih ve …sayılı cevabı yazıda davalı idarece söz konusu dilekçenin, "vergi borcu yoktur yazısı" verilmesi istemine ilişkin olduğunun belirtilmesi karşısında anılan durumun 2577 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) işaretli bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi oluşturmayacağı anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan, aynı maddenin (e) işaretli bendindeki "lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması" durumunun olayda ne suretle gerçekleştiği davacı tarafça açıklanamadığı gibi bu konuda bir ispat vasıtası da sunulamamıştır.
    Bu durumda, yargılanmanın yenilenmesi talebine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanun'un 53. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığından Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
    Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
    …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararı:
    Vergi Mahkemesi aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle önceki kararında ısrar etmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlıkta, davacı tarafından iddia olunan zorlayıcı sebeplerle veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen belgenin kararın verilmesinden sonra elde edilmiş olması şartının, böyle bir belgenin bulunmaması nedeniyle gerçekleşmediği, lehine karar verilen tarafın karara etkisi olan bir hile kullanmış olduğu hususunun ispatı noktasında da davacı tarafından herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
    2- …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
    3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
    2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara