Esas No: 2022/2686
Karar No: 2022/3167
Karar Tarihi: 16.09.2022
Danıştay 13. Daire 2022/2686 Esas 2022/3167 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/2686 E. , 2022/3167 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/2686
Karar No:2022/3167
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Avcılar ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde bulunan "...Tekel Bayii ve Şarküteri" isimli iş yerinde 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu'nun 6. maddesinin beşinci fıkrasına aykırı olarak 22.00 ila 06.00 saatleri arasında perakende alkollü içki satışı yapıldığından bahisle anılan Kanun'un 7. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yapılan atıf kapsamında 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendi uyarınca 30.454,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; uyuşmazlığın çözümünde; davacıya ait iş yerinde mevzuatla yasaklanan saatler dışında alkol satışı yapılıp yapılmadığının tespiti için kamu görevlilerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 139. maddesinde bahsi geçen gizli soruşturmacı kavramına benzer olarak kamu görevlisi (polis) kimliğini saklamak ve sıradan bir müşteriymiş gibi davranmak suretiyle suçun ortaya çıkarılması amacıyla hareket edip edemeyeceğinin ortaya konulması gerektiği; bu bağlamda, anılan mevzuat hükmü incelendiğinde, 5326 sayılı Kanun'da gizli soruşturmacı gibi bir usulün kabahatler yönünden uygulanmasına imkân veren bir düzenleme olmadığı gibi bu konuda 5271 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına imkân veren bir atfın da bulunmadığının anlaşıldığı, Anayasa Mahkemesi'nin 05/03/2020 tarihli ve 2016/69274 başvuru numaralı kararında, henüz daha önce işlenmiş olduğu ileri sürülen bir suça ilişkin şüphenin söz konusu olmadığı durumlarda, devletin kamu görevlileri aracılığıyla suç işleyebileceği tahmin edilen kişilerin suç işlemesine imkân verebilecek bir ortamı hazırlaması ve böylelikle kişilerin suç işlemesine imkân sağlamasının düşünülemeyeceği, böyle bir durumda hukuk devleti ilkesine aykırı olarak başlatılan soruşturma kapsamında kişilerin cezalandırılması yoluna gidilmesinin adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkıyla bağdaşmayacağı, diğer taraftan işlenmiş olduğu ileri sürülen bir suça ilişkin şüphenin bulunduğu durumlarda dahi özel soruşturma tekniklerinin, istisnai bazı durumlarda belirli kısıtlamalarla uygulanacağını içeren ve bireylere yeterli güvenceler de sağlayan kanuni bir dayanağının bulunması gerektiğinin belirtildiği, her ne kadar 4250 sayılı Kanun'un 6. maddesinin beşinci fıkrasının üçüncü cümlesine göre alkollü içkilerin 22.00 ile 06.00 saatleri arasında perakende olarak satılması yasaklanmış ve davacının da bu saatler dışında alkol satışı yaptığı tespit edilmiş ise de, uyuşmazlık konusu olayda polis memurlarının sivil vatandaş kılığına girerek davacıyı suç işlemeye teşvik ettiğinin görüldüğü; bu durumda, polis memurunun kabahatin işlenmesi sürecinde yalnızca edilgen bir biçimde kabahat teşkil eden eylemi incelemekle sınırlı kalmadığı ve bunun aksine kabahatin işlenmesinde aktif olarak rol aldığı, öte yandan alkollü içki dışındaki ürünlerin de satışının yapıldığı söz konusu iş yerinde gerçekleşen olayda davacının polis müdahalesi yapılmadan önce iş yerindeki alkollü içkileri yasak olarak belirlenen saatlerde sattığı yönünde bir şüphenin de tutanakta yer almadığı birlikte değerlendirildiğinde, kamu görevlilerinin kabahatin işlenmesine sebebiyet vermesi üzerine davacının belirlenen saatler dışında alkol satışı yaptığından bahisle adına para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca diğer kanunlarda açıkça idare mahkemesine itiraz edileceği belirtilmemişse uyuşmazlığın çözümünde Sulh Ceza Hakimliği'nin genel görevli mahkeme olduğu, 4250 sayılı Kanun'da idare mahkemesinin görevli olduğunun belirtilmediği, dolayısıyla dava konusu idari para cezasına karşı yapılacak itirazda idare mahkemesinin görevsiz olduğu, davanın görev yönünden reddi gerektiği, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
Davacıya ait iş yerinde, alkollü içkilerin 22.00 ila 06.00 saatleri arasında perakende olarak satışının yapıldığından bahisle 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu'nun 6. maddesinin beşinci fıkrası, 7. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve üçüncü fıkrası ile 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendi uyarınca davacıya … tarih ve … sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararıyla 30.454,00-TL idari para cezası verilmiştir.
Davacının bu karara karşı … Sulh Ceza Hâkimliği nezdinde gerçekleştirdiği başvuru, anılan Mahkemenin … tarih ve … sayılı sayılı kararıyla idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle reddedilmiş, bu karara yönelik itirazın … Sulh Ceza Hakimliği'nin … tarih ve … sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, dilekçelerin görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve Kanun'un 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiş; 14. maddesinin altıncı fıkrasında, ilk incelemeye ilişkin hususlarının sonradan anlaşılması hâlinde davanın her aşamasında 15. madde hükmünün uygulanacağı, 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre idarî yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev ve yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun'un "İdari davalarda genel yetki" başlıklı 32. maddesinde ise, ''1. Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması hâlinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. 2. Bu Kanun'un uygulanmasında yetki kamu düzenindendir.'' kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari davalarda genel yetki, 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasına göre, iptal davalarında yetki konusundaki genel kural, dava konusu idarî işlemi tesis eden idarî merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesinin yetkili olmasıdır. Bu genel kuraldan ayrılınması Kanun'un 33. ile 37. maddeleri arasında düzenlenen özel yetki kurallarının birinin varlığı hâlinde mümkün olacaktır. Ayrıca yetki hususu kamu düzeninden olduğu için mahkemelerce re'sen gözetilip dikkate alınması gerekmektedir.
Davacıya 30.454,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve …sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta olup idari para cezası verilmesinden kaynaklanan uyuşmazlık 2577 sayılı Kanun'da sayılan özel yetki kurallarından herhangi birinin kapsamında olmadığından, uyuşmazlığın çözümünde anılan Kanun'un 32. maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki genel yetki kuralının uygulanması gerekmektedir.
Bu itibarla, dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde dava konusu işlemi tesis eden idarî merci olan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 81. maddesi uyarınca bu Kurum kapatılarak taraf olduğu işlemlerin devrolduğu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı/ 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden yapılandırıldığı adıyla Tarım ve Orman Bakanlığı) bulunduğu yerde kurulu olan Ankara İdare Mahkemesi yetkili bulunduğundan, yetkisiz yargı yerince uyuşmazlığın esası incelenerek verilen kararda usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.